nlp,

 

  • İkili Sistemler ve Kendimizi Korumak

    Karantina Günleri ve İkili Sistemler

    Karantina günlerinde hayatınız nasıl geçiyor? Daha önce hiç yaşanmamış bir süreci yaşıyoruz.  Küçücük bir virüs bütün

    dünyayı etkiledi.

    Yabancılaşma ve yalnızlaşma artıyor. Kendimizi hem dış etkilerden ve hem de içsel kargaşalardan uzak tutmak önemli.

    Daha önce hiç ,düşünülmeyen konular önemli hale geldi. Tıp uzmanları bütün ekranlarda konuşuyor. Korkutan, sindirmeye

    çalışan mesajları veriyorlar ekrandan.

    Bu süreci sağlıklı olarak atlatabilmemiz için kendimizi korumamız gerekiyor. Vücudumuzdaki ikili sistemler bizi korumak için

    var. Bizim de onları korumamız gerçekten önemli. Korku jeneratörü haline dönüşmeden, gelecekte yapmak istediklerimizi düşünerek ve zor olsa

    da kendimizi iyi hissederek.

    İkili Sistemler

    İkili sistemler hayatımızda yaygın ve yoğun şekilde kullanılıyor.

    Tom ve Jerry ikili sistemdi, Tom büyük ve aptal, Jerry’de küçük ve akıllı idi.

    Bunu seyreden çocuklar Jerry gibi olmaya çalıştılar farkında olmadan.

    Temel ve Kabasakal’da “Safinaz’ın peşindeki” ikili sistemdi,

    Temel sadece ıspanak yiyerek yenebiliyordu. Kabasakalı...

    İkili sistemle oynanan sporlar da çok yaygın şekilde yapılıyor.

    Futbol, basketbol, tenis, kılıç, masa tenisi, boks, eskrim güreş...

    Diğerlerini siz bulabilirsiniz.

    Korunacak bir saha, kale, pota veya vücut olması gerekiyor.

    Başka ikili sistemler de var doğal olarak.

    Doğru-yanlış, iyi-kötü, başarılı-başarısız, gülen-ağlayan, faydalı-faydasız,negatif-pozitif, sağlık-hastalık

    Vücudumuzda da yaşamımızı sürdürebilmemiz için de ilginç ikili sistemler var.

    Dış dünya ile ilişkili organlarımızın ikişer tane olması dikkatinizi çekti mi?

    iki göz, iki kulak, iki ciğer, iki böbrek, iki el, iki ayak, iki burun deliği ve diğerleri.

    Dış dünyadaki ikili sistemler bizim yönetilmemizi kolaylaştırırken,

    vücudumuzdaki ikili sistemlerden biri eksildiğinde ise diğeri ile kendimizi korumamız ve yaşamaya devam edebilmemiz sağlanmakta...

    Son olarak doğada çarpma ve bölme yok, sadece toplama ve çıkarma var.

    Cengiz Eren

    NLP Uzmanı ve Eğitmeni

    NLP Küçük Büyük Yazılar ve İçerik Sizi Düşünmek kitapları yazarı

    http://www.erenlp.com

     

     

     

  • İstenmeyen

    İstenmeyen çocuklarİstenmeyen

    Bir kelime bazen çok şey anlatır, bazen de hiç Bir şey hissettirmez. Yukarıda yazılan kelime size ne hissettiriyor. Bu kelimenin siz de yarattığı duygu farkında olmadan yaşadığınız tecrübelerle bağlantılı olabilir.


    Duygular

    İnsan hayatında bazı durumlarda istenmeyen olduğumuzu hissederiz. Dünya tarihinde değişimi gerçekleştiren en önemli kişiler arasına mutlaka Steve Jobs'ta giriyor. Yetenekli, hırslı ve “beni hayata bağlayan tek şey işe olan aşkımdır” diyen Steve Jobs. Bakıldığında dünyayı değiştirmiş olduğunu görürüz. Apple'ı ailesinin garajında kuran kişi. Bugün dünyanın en büyük şirketi. Çok kullanılan Ipod, Iphone, Ipad ürünlerinin ortaya çıkmasını sağlamış, Pixar ile ilk çizgi film Toy Story ile başlayan süreçte çizgi filmleleri bilgisayarda çekmiş, bir çok müzik ve video formatını kullanılmasını gerçekleştirmiş ve bu şekilde sinema, müzik ve iletişim piyasasının tamamen değişmesini ortaya çıkarmış. Böylesine önemli bir kişi dünyayı değiştirirken kendisini değiştirememiş olduğunu görüyoruz.

    30'lu yaşlarında kendisinin evlatlık verildiğini ve o güne kadar bildiği anne babasının gerçek anne babası olmadığını anlaması, doğal olarak çok sarsıcı. Ve öğrendiği anda “istenmeyen” olduğunu farkında olmadan farketmesi, şirketi yönetirken kullandığı stratejilerine bile yansıyacaktır. Şöyle der ”Müşteri bizden bir şey isteyemez, biz yapar ve istetiriz.”

    İstetmek veya İstetmeye Çalışmak

    Bu örnek dışında çocuklar birçok şekilde istenmeyen olduğunu farkedebilir. Kürtaj yaptırmak istendiği halde doğurulan ama bunu öğrenen çocuklar da istenmeyen olduğunu anlayacaklardır. Şaka yolu da olsa çocukları “biz sizi şu çadırlardaki insanlardan aldık” denmesi de aynı sonucu ortaya çıkarabilir.

    Anne ve baba boşandıklarında çocuk kimde kalıyorsa, diğeri tarafından istenmeyen olduğunu düşünen çocuklar da aynı şekilde hissedeceklerdir. Boşanan anne ve babanın daha sonra başka birileri ile evlenmesi ve onlardan çocuk sahibi olmaları da. Evden uzaklaştırılan veya yatılı okula gönderilen çocuklarda da benzer bir durum görülebilir.

    İstenmeyenlik duygusu bir çok şekilde ortaya çıkabilir, ya da çıkarılabilir. Bir söz, bir davranış atılan bir tokat, verilen bir ceza bile bu sonuçlara yol açabilir.

    İstenmeyen çocuklarda önemli bir strateji farkında olmadan ortaya çıkacaktır. İstenmeyen kişi kendisi için hiçbirşey isteyemez ama kendisini sürekli olarak “istetmeye” çalışır. İstetmek için kendisini olması gerekenden çok geliştirir, başkalarının isteklerini kendisinden çok daha fazla düşünür ve onları mutlu etmeye çalışır.

    Bu açıdan bakıldığında kendiniz için bir şey isteyemiyor, evde anne ve babanızı, sosyal hayatta arkadaşlarınızı, iş hayatında çalıştığınız kurumu ve yöneticinizi kendinizden daha fazla düşünüyorsanız, böyle bir strateji hayatınızı etkiliyor olabilir.

    İstemeye Başlamak

    İstetmeyi bir kenara bırakıp, kendiniz için birşeyler istemeye başladığınızda değişim de başlayacaktır. İstemek bu anlamda önemli bir kelime. Daha önce de yazdığım gibi “Tescil talep üzerine yapılır” cümlesi de önemli. Hayattan kendiniz için istedikleriniz neler?

    Bu yazıyı okuduktan sonra kendiniz için bir şey isteyerek karar verip, kararınızı uygulayın, lütfen. Ne kadar önemli fark olduğunu kolaylıkla görebilirsiniz, başlangıçta biraz zor olsa da. Sonrasında karar verip harekete geçmeniz, yürümek kadar kolaylaştığında değişim gerçekleşecektir.

    Bunu yapmadığınızda dünyayı değiştirebilirsiniz ama kendinizi değiştiremediğiniz için kendi hayatınızı yaşamadan hayatın içinden geçebilirsiniz. Bir de yaşanan tecrübelerin insan hayatını nasıl etkilediğini ve nasıl stratejiler oluşturduğunu farkedebilmek.

    İkisinin birden yapılabilir olduğunu size söyleyebilirim. Önce kendinizi, sonra da dünyayı değiştirmek. Tabii her zaman olduğu gibi karar sizin.

    Cengiz Eren

    http://www.erenlp.com

    NLP Uzmanı ve Eğitmeni

    Bu yazı Posta Gazetesi Bölge pazar ekinde yayınlanmıştır. NLP teknikleri ve NLP bilgileri ile aktarımların sonuçlarını okuyucularınıa iletmektedir. NLP ile Hayatın Yönetimi Sende köşesi

     

     

     

  • İyi Hissetmek NLP Köşe Yazısı

    İyi  HissetemekHissetmek

    Duygularımız çok önemli. Duyularımızla dış dünyadan aldığımız bilgiler duygularımızı ortaya çıkarıyor ve hissetmemizi sağlıyor. Dış dünyadan gelen bilgiler içinde herhangi bir tehdit ya da tehlike yok ise kendimizi rahat hissediyoruz. Eğer bir tehdit ve tehlike var ise algılarımız açılıyor ve kendimizi korumaya başlıyoruz.

    Ancak yaşadığımız Gezi Parkı olaylarından bu yana başlayan olaylar zinciri zihinsel süreçlerimizde farklılıklar ortaya çıkardı. Bunun pek farkında değiliz. Terörün artması, şehit cenazeleri, 15 Temmuz kanlı darbe girişimi ve şimdi de sınır ötesi harekatlar hepimizin zihnini etkiliyor. Hayat devam eder görünse de, davranılardaki gerginlik, çatık kaşlı ve yere bakan insanlar, hızlı kullanılan arabalar, artan kavgalar, şiddet ve cinayetler, aslında bu yaşadıklarımızın farkında olmadığımız sonuçları.

    Gelecek alacakaranlık kuşağına girip belirsizleştiğinde insanlar iyi hissetmeye çalışmak yerine kötü hissetmemek için, sorun çıkmasın, problem olmasın diye yaşamaya başladıkrında dikkatleri hep bu yönde olacak ve iyi hissetmeye çalışmayı bir kenara bırakacaktır.

    Sinirlenmek

    Kişiler normal gibi göründüğü halde gerçek, kriz anlarında kendisini gösterir ve ortaya çıkar.. Kişiler sinirlendiklerinde, istedikleri olmadığında, kendi hayatlarını kontrol etmeye çalışıp edemediklerinde normalde gösterilmesi gereken tepkilerden çok fazlası bir anda ortaya çıkacaktır. Beklenmedik şekilde ortaya çıkan bu davranışlar hem yakın çevresinde bulunan insanlara, hem de kendisine çok zarar verebilecektir. Artan şiddet ve cinayetlerin ardında yatan neden bu sayılabilir.

    Bu davranış modelindeki insanların en çok yakın çevrelerine ve sevdiklerine zarar verdiğini görüyoruz. Kişi kendisi ile barışık değilse ve bir yanlış yaptığında kendisine nasıl acı çektiriyorsa, yakın çevresindeki insanlara da kendisine davrandığı gibi davranıp onlara da aynı şekilde acı çektiriyor.

    Duygular

    Bütün bu şartlar içinde duygularımızı canlı tutmamız ve iyi hissedebilmemizin çok önemli olduğunu düşünüyorum. Bir çiçekten, bir böcekten, bir kediden, bir köpekten, bir tablodan, bir manzaradan duygularımızı harekete geçirmek çok önemli. Aksi takdirde kapanan duygularımız dış dünyadan gelen herşeyi tehdit olarak görecek, bizi yoracak ve daha da kötü hissetmemizi sağlayabilecektir.

    Gayret ederek hayatı iyi hissederek yaşamaya devam etmek, gülmek, eğlenmek, sevmek ve iyi hissettiğimizde duygularımızı çevremizdekilerle paylaşmak iyi duyguların yayılmasını sağlayabilir.

    Ölüm yerine hayatı, acı yerine sevinci, stres yerine rahat olmayı, gözyaşı yerine gülmeyi koyabilirsek daha az zarar görmüş oluruz. Bu pazar iyi hissettiğiniz, güldüğünüz, eğlendiğiniz iyi hissettiğiniz bir pazar olsun isterim. Tabii her zaman ki gibi karar sizin.

    Cengiz Eren

    NLP Uzmanı Ve Eğitmeni

    http://www.erenlp.com

     

  • İyi Hissetmek Posta NLP Yazıları

    İyi HissetmekDuygular ve Hissedebilmek

    Duygularımız çok önemli. Duyularımızla dış dünyadan aldığımız bilgiler duygularımızı ortaya çıkarıyor ve hissetmemizi sağlıyor. Dış dünyadan gelen bilgiler içinde herhangi bir tehdit ya da tehlike yok ise kendimizi rahat hissediyoruz. Eğer bir tehdit ve tehlike var ise algılarımız açılıyor ve kendimizi korumaya başlıyoruz.


     Yaşananlar

    Ancak yaşadığımız Gezi parkından bu yana başlayan olaylar zinciri zihinsel süreçlerimizde farklılıklar ortaya çıkardı. Bunun pek farkında değiliz. Terörün artması, şehit cenazeleri, 15 Temmuz kanlı darbe girişimi ve şimdi de sınır ötesi harekatlar hepimizi etkiliyor. Hayat devam eder görünse de, davranılardaki gerginlik, çatık kaşlı ve yere bakan insanlar, hızlı kullanılan arabalar, artan şiddet ve cinayetler aslında bu yaşadıklarımızın farkında olmadığımız sonuçları.

    Gelecek alacakaranlık kuşağına girip belirsizleştiğinde insanlar iyi hissetmeye çalışmak yerine kötü hissetmemek için, sorun çıkmasın, problem olmasın diye yaşamaya başladıklarında dikkatleri hep bu yönde olacak ve iyi hissetmeye çalışmayı bir kenara bırakacaktır.

    Krizler

    Normal göründüğü halde gerçek, kriz anlarında kendisini gösterir. Kişiler sinirlendiklerinde, istedikleri olmadığında, kendi hayatlarını kontrol etmeye çalışıp edemediklerinde normalde gösterilmesi gereken tepkilerden çok fazlası bir anda ortaya çıkacaktır. Beklenmedik şekilde ortaya çıkan bu davranışlar hem yakın çevresinde bulunan insanlara, hem de kendisine çok zarar verebilecektir. Artan şiddet ve cinayetlerin ardında yatan neden bu sayılabilir.

    Bu davranış modelindeki insanların en çok yakın çevrelerine ve sevdiklerine zarar verdiğini görüyoruz. Kişi kendisi ile barışık değilse ve bir yanlış yaptığında kendisine nasıl acı çektiriyorsa, yakın çevresindeki insanlara da kendisine davrandığı gibi davranıp onlara da aynı şekilde acı çektiriyor.

    Duyguların Yaşaması

    Bütün bu şartlar içinde duygularımızı canlı tutmamız, hissedebilmemizin çok önemli olduğunu düşünüyorum. Bir çiçekten, bir böcekten, bir kediden, bir köpekten, bir tablodan, bir manzaradan duygularımızı harekete geçirmek çok önemli. Aksi takdirde kapanan duygularımız dış dünyadan gelen herşeyi tehdit olarak görecek, bizi yoracak ve daha da kötü hissetmemizi sağlayabilecektir.

    Gayret ederek hayatı iyi hissederek yaşamaya devam etmek, gülmek, eğlenmek, sevmek ve iyi hissettiğimizde duygularımızı çevremizdekilerle paylaşmak iyi duyguların yayılmasını sağlayabilir.

    Hayat ve Yaşamak

    Ölüm yerine hayatı, acı yerine sevinci, stres yerine rahat olmayı, gözyaşı yerine gülmeyi koyabilirsek daha az zarar görmüş oluruz. Bu pazar iyi hissettiğiniz, güldüğünüz, eğlendiğiniz iyi hissettiğiniz bir pazar günü geçirmenizi isterim. Tabii herzaman ki gibi karar sizin.

    Cengiz Eren

    NLP Uzmanı ve Eğitmeni

    http://www.erenlp.com

    Posta Gazetesi NLP ile Hayatın Yönetimi sende köşesinde yayınlanan yazı NLP Teknikleri ve NLP bilgileri ile hazırlanmıştır.

     

     

  • Jackie Natalie Portman

    Jackie Kennedy NLP Teknikleri ile Film Yorumu

    Bugüne kadar kimin yaptığı kapalı kalan ve üzerinde sayısız komplo teorilerinin üretildiği Kennedy suikastı.Bu suikast  sonrasında kadınn olarak yaşananların aktarıldığı Jackie filmi, güç, iktidar, beyaz saray, basın ve insanlarla ilişkileri çok güzel vermiş.


    Natalie Portman Jackie Kennedy

    Natalie Portman bu rolü ile en iyi Kadın oyuncu Oscar'ına en önemli adaylardan biri.

    Amerika'nın First Lady'si iken başkana sıkılan bir kurşun herşeyi altüst ediyor. John F. Kennedy'in suikastının hala çözümlenememiş olması ve üzerine sayısız komplo teorileri üretilmesi de bir başka konu.

    Suikast sonrasında Jackie kanlı elbiseler içindeyken, Lyndon Johnson'un ettiği başkanlık yemini görülmeye değer. Bu konuda iki şey yazılabilir.

    John Kennedy Dünya Ticaret Merkezi'nin yapılacağı Port Authority'ye ait projeyi onaylamaz. Söylenen o dur ki, Lyndon Johnson başkanlık yeminini ettikten sonra ilk onayladığı projenin bu proje olduğu söylenir. İlginç olan bu iki kulenin de bu gün yerinde olmaması. 11 Eylül'de iki uçağın çarpması ile dünyanın kaderini de değiştirdi, diyebiliriz. Bugün Ortadoğu'da süren karmaşa bu iki kuleye yapılan saldırılarla başladı.

    Lyndon Johnson ve İnönü

    İkincisi Lyndon Johnson'un o zamanın başbakanı İsmet İnönü'ye yazdığı meşhur mektuptur. İnönü bu mektuba cevaben, “dünya yeniden kurulur ve Türkiye o dünyada yerini alır cevabıdır”. O mektup yüzünden Kıbrıs'a herakat yapılamamış, ancak 1974 yılında Barış Harekatı gerçekleştirilebilmiştir.

    Güçten düşen insanların etrafındakilerin ne kadar çabuk değişebildikleri ve gücün aslında manyetik bir etkisinin olduğu, bu etki ortadan kalkınca dağılmanın hızını görmek ilginç. Bu filmde çok güzel aktarılmış.

    Eski bir gazeteci olan Jacklin Kennedy'nin, gazeteci ile yaptığı röportajı yönetmesini sağlıyor. Yalnızlık ve güçlü görünmek isteğini Amerika içinde gerçekleştiremediğinden, daha sonra dünyanın en zengin kişisi olan Onassis ile evlenecektir. Güce alışan birinin güç arayışına güzel bir örnek sayılabilir.

    Natalie Portman'ın bu filmdeki perfomansı çok iyi. Kırılgan, dokunulmaz, zayıf, güçlü görünmek isteyen geçmişteki güçlü bir kadını güzel şekilde perdeye yansıtmış. Benim en iyi kadın oyuncu olarak favorim sayılabilir. Karşısında ise Viola Davis var. Beyaz oyuncuya verilirse Natalie Portman en iyi kadın ödülünü kazanabilir.

    Cengiz Eren

    http://www.erenlp.com

    NLP uzmanı ve Eğitmeni

     

     

     

  • Jackie Natalie Portman

    TJackie Kennedyarihi bir suikast sonrasında yaşananların aktarıldığı Jackie filmi, güç, iktidar, beyaz saray, basın ve insanlarla ilişkileri çok güzel vermiş.


    Natalie Portman oynadığı bu rol ile en iyi Kadın oyuncu Oscar'ına en önemli adaylardan biri.

    Amerika'nın First Lady'si iken başkana sıkılan bir kurşun herşeyi altüst ediyor. John F. Kennedy'in suikastının hala çözümlenememiş olması ve üzerine sayısız komplo teorileri üretilmesi de bir başka konu.

    Suikast sonrasında Jackie kanlı elbiseler içindeyken, Lyndon Johnson'un ettiği başkanlık yemini görülmeye değer. Bu konuda iki şey yazılabilir.

    John Kennedy Dünya Ticaret Merkezi'nin yapılacağı Port Authority'ye ait projeyi onaylamaz. Söylenen o dur ki, Lyndon Johnson başkanlık yeminini ettikten sonra ilk onayladığı projenin bu proje olduğu söylenir. İlginç olan bu iki kulenin de bu gün yerinde olmaması. 11 Eylül'de iki uçağın çarpması ile dünyanın kaderini de değiştirdi, diyebiliriz. Bugün Ortadoğu'da süren karmaşa bu iki kuleye yapılan saldırılarla başladı.

    İkincisi Lyndon Johnson'un o zamanın başbakanı İsmet İnönü'ye yazdığı meşhur mektuptur. İnönü bu mektuba cevaben, “dünya yeniden kurulur ve Türkiye o dünyada yerini alır cevabıdır”. O mektup yüzünden Kıbrıs'a herakat yapılamamış, ancak 1974 yılında Barış Harekatı gerçekleştirilebilmiştir.

    Güçten düşen insanların etrafındakilerin ne kadar çabuk değişebildikleri ve gücün aslında manyetik bir etkisinin olduğu, bu etki ortadan kalkınca dağılmanın hızını görmek ilginç. Bu filmde çok güzel aktarılmış.

    Eski bir gazeteci olan Jacklin Kennedy'nin, gazeteci ile yaptığı röportajı yönetmesini sağlıyor. Yalnızlık ve güçlü görünmek isteğini Amerika içinde gerçekleştiremediğinden, daha sonra dünyanın en zengin kişisi olan Onassis ile evlenecektir. Güce alışan birinin güç arayışına güzel bir örnek sayılabilir.

    Natalie Portman'ın bu filmdeki perfomansı çok iyi. Kırılgan, dokunulmaz, zayıf, güçlü görünmek isteyen geçmişteki güçlü bir kadını güzel şekilde perdeye yansıtmış. Benim en iyi kadın oyuncu olarak favorim sayılabilir. Karşısında ise Viola Davis var. Beyaz oyuncuya verilirse Natalie Portman en iyi kadın ödülünü kazanabilir.

    Cengiz Eren

    http://www.erenlp.com

    NLP uzmanı ve Eğitmeni

     

     

     

  • Kayıplar ve Zihinsel Surecler

    Pervane, Zihinsel SüreçlerTerör ve Kayıplar

    Son dönemde yaşadığımız olaylar ve en son yaşanan Ankara Tren garındaki olay ve çok sayıda insanımızın hayatını kaybetmesi ve yaralanması hepimizi üzdü ve üzmeye devam ediyor. Böyle bir katliamı planlamak, organize etmek ve gerçekleştirmek inanılır gibi değil. İçinde en küçük insan sevgisi olan bir kişi bunu yapamaz ama yapılıyor. Bunu engellemek için neler yapıldı, istihbarat hatası neler bu emniyet güçlerinin ve devletin sorunu. araştırmalardan bir sonuç ortaya çıkacağını düşünüyorum.


    Terör ve Şiddet

    Burada ilgileneceğimiz konu is,e şiddeti bu kadar yüksek olayların üzerimizde farkında olmadan yarattığı etkiler ve zihinsel süreçlerdeki sonuçları. İnsan hayatında kayıplar ve ölümler bizleri hep etkiliyor. Kaybettiklerimiz bizi çok etkilerden, toplumsal olaylardaki kayıplarımız bizi düşündüğümüzden çok daha fazla etkileyecektir.

    Gezi Parkı 17 Ağusto 11 Eylül

    Gezi Parkı'dan itibaren yaşamaya başladığımız baskılı ve kayıplarla dolu dönem, Suruç'ta yaşananlarla üst noktalara taşındı. Terörün yeniden başlaması ile biraz daha artan etkiler, Ankara Katliamı ile çok farklı bir noktaya geldi. Şimdi toplumda yaşayan herkes farkında olmadığı acı hissettiği, çaresizleştiğini düşündüğü, ne yapması gerektiğini bilmediği bir durum ortaya çıkacaktır.

    17 Ağustos 1998 Depreminde yaşadığımız etki ne ise, Ankara Garı olayında da yaşadığımız aynı duygusal ve zihinsel sonuçları içeriyor. Orada çok sayıda insan kaybı doğanın ortaya çıkardığı bir sonuç olurken, bu olayı bir insanın yaratanın olması dolayısı ile daha korkutucu. Bu olayın etkisi ile 2001 yılında yaşadığımız ekonomik krizde 17 Ağustos depreminin de etkisi olduğu düşünülebilir.

    11 Eylül 2001'de Amerika'da Dünya Ticaret merkezi yıkıldığında Amerika'lılarda böyle bir durumu yaşadılar. Yıllar sonra Amerika'lıların yaşadığı ekonomik krizin ardında 11 Eylül'de yaşananların etkisi olduğunu bilmek gerekiyor.

    İki tane temel korkumuz var. Bunlardan birincisi düşme korkusu. Fiziksel veya zihinsel olarak kendimizi düşmüş gibi hissettiğimizde ortaya çıkan sonuç. Diğeri ise aşırı gürültü veya patlamalar.

    Ankara'da pazar günü yaşanan olayda ikisi birden ortaya çıktı. Hem patlama vardı ve hem de çok sayıda insanın hayatını kaybetmesi ve yaralanması zihinsel olarak düşmemizi sağladı. Türkiye'nin başkentinde, izin alınmış Barış için yapılan yürüyüşte bu sonucun ortaya çıkması hepimizi derinden sarstı.

    Bu olayı yaşadığımızda, duyduğumuzda, haberleri dinlediğimizde farkında olmadığımız bir şaşkınlık ve donup kalmayı yaşadık. "Önce böyle Bir şey olamaz" dedik ve gerçekliğini kavrayınca giderek daha fazla acı çekmeye kendimizi düşmüş gibi hissetmeye başladık. Giderek ağırlaşma duygusu, acı hissinin yaygınlaşması, içimizden bir yapma isteğinin gelmemesinin nedeni geçmişte kapattığımız tecrübelerin ortaya çıkmasından dolayı hissettiğimiz, oldukça ağır olarak hissettiğimiz bir sonuçtur.

    Bu dönemin uzun sürmesi ve hissettiğimiz ağırlaşmanın fazlalaşması, bizi hiç bir şey yapamaz hale getirebilir. Geçmişte yaşadığımız kayıplarımız, mutsuzluklarımıza, başarısızlıklarımıza ait sonuçlar farkında olmadan sorgulanacaktır. Duygularını hissetmemeye başlayan kişinin iletişimi zayıflayacak, kendisi da hayattan uzaklaşacaktır.

    Hayatı Yaşamak ve Yönetmek

    Yaşanan acının büyüklüğüne rağmen, hayatı yaşamaya başlamak ve kendiniz için bir şeyler yapmak tek çıkar yol olarak görünmektedir. Kaybettiklerimizin yapmak istediklerini yapmaya başlamak da bir yol olabilir. Yoksa kaybettiklerimizi ve onların ölümlerini düşünmek, hiçbirşey kazandırmayacağı gibi bu duyguların çevremize de yayılmasını sağlayacaktır.

    Zor olsa da kaybettikleriniz ve kendiniz için yaşamaya başlamanız ve biraz zor olsa da devam etmeniz düşündüğünüzden daha yararlı olacaktır. Korku duymadan işinizi sürdürmeniz, sinemaya gitmeniz, doğaya çıkmanız, yeni öğrenme süreçleri başlatmanız, spor yapmanız, yazı yazmanız, yemek yapmanız çok şeyi değiştirecektir.

    17 Ağustos Depremi sonrasında çadırkentlerde verdiğim “Depremle, Hayatla ve Kendimizle Barış” seminerleri çok sayıda insanın yeniden harekete geçmesinde önemli etkiler sağlamıştı.

    Hayat Devam ediyor.Zor da olsa yaşamaya devam... Karar Sizin.

    Cengiz Eren

    NLP Uzmanı Eğitmeni

    Posta Gazetesi Bölge Ekleri köşe yazısı.

     

     

  • KGM Kişisel Gelişim Müteahhitliği

    koklerToplum Mühendisliği Toplum Müteahhitliği

    Kavramlar sürekli olarak değişiyor. Yenileri yerine ekleniyor. Toplum Mühendisliği kavramı daha önce o devrin Başbakanı Tansu Çiller tarafından kullanılmıştı.. Milliyet Cumartesi ekinde ise “Toplum Müteahhitliği” kavramını ortaya attım. Bunun nedeni toplumsal ve kimlik tanımlarının inşaat malzemesi ile yapılması ile ilgiliydi. Tartışma “Din Çimentodur” ile başlamış, kum, demir, antifriz ile devam etmişti..

    Topluma Şekil Vermek

    Toplumu kendi amaçlarına göre yönlendirmek isteyenlere “Toplum Müteahhidi” adı verilebilir. Bu anlamda toplum müteahhitliğine en güzel örnek Bush’un Irak’ta yaptıkları olsa gerektir. Benzer şekilde ülkemizde de toplum müteahhitliği yapmak isteyen çok sayıda yönetici ve tarikat şeyhi olduğu da söylenebilir. 

    Ancak bu düşünceler farklı bir takım yeni düşüncelerin oluşmasını sağlamış ve Toplum Müteahhitliği’nden “Kişisel Gelişim Müteahhitliği” kavramına bir açılım sağlamıştı. “Kişisel Gelişim Müteahhitliği” ne olabilir diye düşünmeye başladığımda ise ortaya çıkan sonuçların daha da farklı açılımları sağlayacağı görünüyordu.

    “Kişisel Gelişim Müteahhitliği” nedir? Kişisel gelişim müteahhitliği, kişisel gelişimi kullanarak kendilerinin yuvasını yapmak isteyen kişilerin yaptığı çalışmalara denebilir. Müteahhitlik, yapılan bir şeyin “sabitlenmesi” demek ise, kişisel gelişim müteahhitliğinin de gelişimi “durduran” bir tarafı olsa gerektir.  

    Kişisel Gelişim Müteahhitleri

    Kişisel Gelişim Müteahhitleri kendileri yeni bilgiler üretemezler. Sadece başkalarının hikayelerini ve bilgilerini kendilerine aitmiş gibi kullanırlar.  Örneğin balık vermek yerine balık tutulmasının öğretilmesini önerirler. Ama Galata köprüsü üzerinde balık tutmasını bilen ancak hayatını yönetemeyen çok sayıda insan olduğunu da hiç göremezler. Hayatın içinde yaşayamadıkları için  Konfüçyüs’ten gelen bu hikayeyi “Konfüçyüs bugün yaşasaydı, nasıl organize ederdi”, diye düşünmek akıllarına bile gelmez. Olsaydı herhalde insanlara” bilgisayar vermek yerine bilgisayarı kullanmayı öğretin” derdi. Şimdi ise ASP, html, XML, .NET, ASP.NET gibi konuların da öğrenilmesi gerekiyor. O çağlardan çok ilerideyiz çünkü.

    Copy Paste Yazarlar

    Kişisel gelişim müteahhitleri genellikle tercüme edilmiş bilgileri veya başkalarının önemli sözlerini kullanırlar. Kamuoyunda bilinen, herhangi bir yararı olmayan ancak insanı rahatlatan sözleri, cümleleri, hikayeleri sıkça kullanırlar. İç dil kullanamadıkları için dış dile yönelim sonucunda, kıssadan hisseler veya  sözler, sonuçları düşünülmeden kullanılacaktır. Hatta bazı kitapları sadece önemli cümleleri kopyalamak için okudukları da bilinenler arasındadır. Bunları ise daha önceleri copy-paste yazar olarak tanımlamıştık.

    Şarkılar

    Kişisel gelişim müteahhitleri insanları rahatlatan ama çaresizleştiren ve durumun kabul edilmesini sağlayan bir yapıya da sahiptirler. Orhan Gencebay, Ferdi Tayfur, Sezen Aksu ve Yılmaz Erdoğan ve daha birçokları da bu anlamda kişisel gelişim müteahhidi olarak adlandırılabilirler. “Batsın bu dünya” şarkısı, bu şarkıyı duyan insanı rahatlatmakta ancak pasifleştirmektedir de. İstanbul’a göçün arttığı tarihlerde, İstanbul’a gelip istediği gibi yaşayamadığı için kendini baskı altında hisseden kesimlerin köye dönüşünü hızlandırmak amacıyla “Hadi gelin köyümüze geri dönelim” şarkısının söylenmesi de anlamsız değildir. Bu şarkıyı söyleyen kişinin fareli köyün kavalcısı gibi köyüne dönmesi gerekir miydi? Bu hiç sorgulanmayacaktır.

    Kişisel Gelişim Müteahhitleri söyledikleri sözlerin ne temeline, ne çatısına, ne de içine bakmazlar. Söylerler ama yanlış olduğu ifade edildiğinde, “Ben o anlamda kullanmadım” diyerek kaçmaya çalışırlar. Sonrasında ise depremin 17 Ağustos’ta yıktığı binalar gibi, cümlelerinin altında kalıverirler, ya da o cümleyi bırakıp, başka bir yanlış cümleye sarılırlar. 

    Roma’yı fethetmeye kalkan, gemilerini Cebelitarık’ta yakan, “Ya bir yol bul, ya da bir yol aç“ dedikten sonra Alp dağlarının üstünde önce savaşı ve hayatını kaybeden Hannibal’in , bu cümleyi söyleyebildiği halde neden bu hale düştüğü üzerinde pek de düşünmezler. 

    Inner Child

    İnner Child’ı “İçimizdeki Çocuk”, Learned Helplessness’i, “Öğrenilmiş Çaresizlik” olarak Türkçe’ye çevirirler ama bunun sonuçlarının ne olacağını ve nerelere kadar ulaşabileceğini de bilmezler. Kişisel Gelişim Müteahhitleri şiddeti onaylayan Hülya Avşar’ı, insanları dizilere bağlamayı, zihinsel sınırlar yaratan dizilerin Senaryo yazarı Birol Güven’i de çok takdir ederler. Hatta onların kendilerinden daha ileride olduğunu da söylerler. Topluma örnek olması gerektiğini de önerirler. 

    “Kişisel Kurtuluş Savaşınızı başlatın” diyerek hayatın savaş olarak algılanabileceğinin farkına varmayıp, herkesin kendileri gibi hayatla savaşmasını isterler. Savaşın sonunda Hannibal’in kaybettiği savaş gibi bir sonucu yaşarlar mı? Bu da şimdilik bilinmez. “Korkaklar her gün cesurlar bir kere ölür” diyerek hayatın sadece ölüm içeriğinde algılanmasını sağlayanlar Kişisel Gelişim Müteahhitleridir. Sonuçları ise Milli maç sonuçlarına benzer sonuçlar olacaktır.

    KGM

    Kısaca KGM diyebileceğimiz Kişisel Gelişim Müteahhitleri, insanlara “karşınızdakini anlayın, ona göre davranın” diyerek tavır konmasını da engelledikleri için, insanları pasifleştirirler. Hatta Passi Flora etkileri de vardır denebilir. Aktardıkları bilgiler içinde, “hayır” kelimesi yoktur veya tavır koymak konusunda bir şey anlatamazlar, zira kendileri de tavır koyamazlar. Bilgiye karşı tavır koyamadıkları gibi, o bilgileri doğru kabul ettikleri için eleştirmeyi bile düşünemezler.  

    Kişisel Gelişim Müteahhitlerinin en önemli özelliklerinden biri de “normalleştirmek” temeli üzerine kurulu olmasıdır. “Normalleştirmek” yaratıcılığın önündeki en büyük engeldir. Şiddetin normalleştirilmesinin şiddeti arttırdığı gibi, çaresizliğin de normalleştirilmesini sağlayıp kendilerine “Belki bu kitapta olmadı ama yeni kitapta olabilir” diyecek, kendilerinin tüketicisi haline gelecek insanlara ulaşmaya çalışırlar.

    Sonuç olarak Kişisel Gelişim Müteahhitleri daha çok kazanmak, daha çok tanınmak ve yukarıda da ifade ettiğim gibi aslında “kendi yuvalarını yapmak” için çalışırlar. Dinlendiğinde doğru olduğunu düşündüğünüz ama üzerinde düşündüğünüzde yanlış olduğu apaçık ortaya çıkacak şeyler söylerler. Örneğin yanlış tercüme olabilir ama “Bilge Ferrari’sini sattığına göre bilgelikten Ferrari kazanılabilirmiş” şeklinde düşündürtülür insanlar. Ama “Gölge etme başka ihsan istemem” diyen Diyojen’in Ferrari’sinin tahta bir varil olduğunu da bilmezler. Tırtılın koza yapıp kelebek haline gelmesinden bahsederler ama kelebeklerin ömrünün bir gün olduğunu da hiç söylemezler.

    Kişisel Gelişim Müteahhitlerinden korunmanın tek yolu duyu organlarını doğru olarak kullanmaktır. Önce kitapları ele alınır bakılır, “Maskeler gerçeği gizliyor olabilir mi?” ya da “İnsanlar ipli kuklalar haline getirilmeye çalışılıyor mu?” şeklinde sorgulanır. Kitabın arka sayfası okunur. Toz duman arasındaki bağlantılar kurulur. “Tozu dumana katmak” tanımının “kaçmak ve yakmakla” bağlantılı olup olmadığı sorgulanır. Anlatımın ise “dışlaşmış” mı, “içleşmiş” mi olduğuna bakılır. “Anlatmak istediği şeyi kendi mi anlatıyor yoksa başkasına mı anlattırıyor?” buna da bakılır. Bu sorgulamalar sonunda inliyorsanız “Sen inle her şey başlar” diyebilirsiniz. “İnleyen Nağmeler Ruhumu Sardı” müziği eşliğinde okuyabilirsiniz, tabii okumak isterseniz. “GÜLEN şen sevdalılar vardı” sözleri de tam oturdu bence.

    NLP ve Kişisel Gelişim

    “Değişim” yerine “olmak”, “tavır” yerine “karşınızdakine göre davranmak”  önerisi ile karşınıza gelen KGM’cilere dikkat etmeniz ve kendinizi korumanız gerekmektedir. Korumadığınızda ise siz de farkında olmadan önce “savaşmaya”, sonra “ayrışmaya”, daha sonra da “pasifleşmeye” başlayabilirsiniz.

    KGM’cilerin kullanmayı pek de bilmediği Türkçe’yi ve Türkçe konuşmayı öğrenmeye çalışmanız, kelime haznenizi zenginleştirmeniz ve nominalizasyonlardan uzaklaşıp, fiillerde  de geniş zaman kullanımına geçmeniz, hayatınızı yönetmenizi düşündüğünüzden daha çok kolaylaştırabilir. Bunu yaptığınızda KGM’ciler aktardıkları bilgilerin ne sonuçlar yarattığını kendilerinde görmeye başlayıp, onlar da “olmak” yerine “değişimi yapmak” zorunda kalabilirler. Karar tabii ki sizin!!!!

    Cengiz Eren

    NLP Uzmanı ve Eğitmeni

    http://www.erenlp.com

     Kozyatağı 

    İlgili Linkler:

     

  • Kişisel NLP Semineri ve Zihinsel Detoks

    bulutkucuk.jpgZihinsel Detoks Kişisel NLP Semineri

     
    Zihinsel Detoks Semineri kişisel bir bilgi aktarımıdır. Cengiz Eren tarafından aktarılan bilgiler  kişinin kaynaklarını zengin olarak kullanmaya başlamasını sağlamakta ve hayatın yönetilmesini kolaylaştırmaktadır.

    Bu programımıza yöneticiler, yaratıcı unsurları yoğun olarak kullananlar, hem iş hayatında ve hem de kişisel olarak istediklerine ve kaynaklarına uygun sonuçlara kolayca ulaşabilirler.  Ayrıca deprem korkusu, uçak korkusu, panik atak, kekemelik, sınav stresi ve benzeri korku ve tedirginliklerin yaşandığı durumlarda da sorunların ortadan kalkmasını sağlayabilmektedir. Bilgi ve randevu için 0216 464 17 27 numaralı telefonu arayabilirsiniz.

    NLP Seminer Konuları:

     
    Duyular, algılar, beynimizin çalışması, dil ve bağlantılar, tecrübeler ve sonuçları, önermelerin yönetilmesi,  temsil sistemleri, bilginin davranışlara aktarılması, yaptıklarımız ve yapamadıklarımız, sebep sonuç arasındaki bağlantılar, su modeli, tecrübelerin ve bilginin yarattığı sınırlar, karar stratejileri ve süreçleri, kötü tecrübelerin etkisinin kaldırılması, geleceğin planlanması, istenen sonuçlar ve geleceğin kaynaklara uygun olarak planlanması ve kaynakların zenginleştirilmesi,

     

      • Neden NLP İLe Zihinsel Detoks seminerine katılmalısınız?


      • Farkında olmadan ya da farkında olarak oluşan ve sizi engelleyen sınırların ortadan kalkmasını,

          

      • Verdiğiniz kararları uygulamaya başlayıp hemen harekete geçmeyi,

          

      • Düşünmeden verdiğiniz "evet" cevaplarının kişisel özgürlük alanlarınızda yarattığı sorunlardan kurtulmayı,

          

      • Yaşadığınız korku ve tedirginlikleri  kendinizi koruyamadığında beyninizin sizi korumak için oluşturduğunu,

         

      • Geçmişte yaşadığınız tecrübelerin farkında olmadığınız önemli sonuçlar ortaya çıkardığını,

          

      • Beynimizin içeriksiz düşündüğünü ve "içeriksiz" düşünmenin ne anlama geldiğini,

         

      • Değişime direncin varoluş nedenini ve nasıl ortadan kaldırılabileceğini,

                 

      • Geleceğinizi kaynaklarınıza uygun olarak planladığınızda bu sonuçlara kolayca ulaşabileceğinizi,

         

    • İşiniz ve özel hayatınızda NLP Bilgilerini "acı çekmeden yaşamanın size acı vermeyeceğini" öğrenmek istiyorsanız, bu seminere randevu alarak katılmanız düşündüğünüzden daha çok yarar sağlayacaktır.
    • Uçak korkusu, Deprem korkusu, (ÖSS, OKS) Sınav Korkusu, yaşanan Panik Atak Benzeri durumların ortadan kaldırılması, Topluluk önünde ya da Televizyonda yaşanan korkuların giderilmesi  kolaylıkla sağlanabilmektedir.  
        • Seminer  Bayar Cad. Gülbahar Sok. No: 10 Demirkaya Apt. D.1 Kozyatağı, İstanbul adresimizde verilmektedir.

                                  Whatsapp Randevu


    • Ücret: 2.500 YTL + KDV 
    • İşiniz ve özel hayatınızda NLP Bilgilerini öğrenmek istiyorsanız,bu seminere randevu alarak katılmanız düşündüğünüzden daha çok yarar sağlayacaktır.

     

  • Kişisel Tarih ve Zihinsel Detoks

    Kişisel Tarih© ve NLP

    Hepimizin bir kişisel tarihi var. Doğumdan itibaren yaşadıklarımı kaydediliyor ve bugünden sonra yaşayarak Kişisel Tarihimize kaydedilecek. Kişisel tarih hem bugünü hem de geleceği belirliyor. Ancak yaşadıklarımızın hayatımızı nasıl etkilediğini bilemiyoruz, bilsek bile farkedemiyoruz. Çoğu şeyi farkında olmadan bilerek yapmaya devam ederken, benzer çevrimler hiç istemediğimiz halde tekrarlanıyor.

    Tarih Yazmak Tarih Yapmak

    Bazı insanların kişisel tarihi sadece kendilerini ilgilendirirken, bazı insanlar kişisel tarihlerinde yaşananlardan dolayı tarihi etkileyebiliyorlar ve tarih yazıyorlar,  sonra da tarih oluyorlar. Daha sonra da diğer insanlar bu tarihi okuyorlar. Resmi tarih ve gerçekler daha sonra birbirine karışıyor. Ne olduğu pek bilemiyoruz. Tarih yapanlar gerçekten kendilerini iyi hissediyorlar mı? bunu pek bilmiyoruz. Eksiklerini tamamlayabiliyorlar mı? bunları da bilmiyoruz.

    Resmi Kişisel Tarih

    Kendi Resmi Kişisel Tarihimiz ile gerçekten yaşadıklarımız arasında bağlantıların kopması bizi kendimizden uzaklaştıracaktır. Hatırladıklarımız ve hatırlamadıklarımızı veya üzerini örttüklerimiz ve derinlere gömdüklerimiz. Bunlar hatırlanmasa bile duyguları her an derinlerden yüzeye taşınabilir. Birden kendimizi kötü hissetmemiz bu yüzden olabilir.

    Yaşadıklarınızı bir gözden geçirin. Gözlerinizi kapatıp sakin bir yere oturduktan sonra kendinizi bırakın. Görüntüler gözünüzün önünden geçsin.
    Yavaşca ve düşünün neler yaşadıklarınızı, sırayla ya da sırasız. Aklınıza gelsin, yüzeye taşınsın. Gerçekleri değiştirmeden, neler geliyor gözünüzün önüne,görüntüler, sesler, kokular ve tad olarak neler geliyor?

    Yaşananlar

    Şiddet, taciz, aşağılanma, korkutulmak, aşırı sevgi veya sevgisizlik, yalnız bırakıldığınız veya ağladığınız durumlar, ağzınıza biber sürülmesi veya zorla yemek yedirilme,sindirilme ve benzeri olaylar yaşadınız mı? Sevdiğiniz bir şeyi kaybetmek, sevilmemek, istenmeyen olduğunuzu hissetmek, sevdiğiniz insanların vefatı. Bunlar ve diğerleri hayatınızı düşündüğünüzden çok daha fazla şekilde etkileyecek ve hayatınızı bu duygular farkında olmadan yönetecektir.

    Burada farkedilmesi gereken bir nokta ise zeki olan kişilerin yaşanan olaylardan daha fazla etkilenmesi mümkün. Algı seviyesi yükselen ve bağlantı kurma ve çağrışım hızı fazla olan kişilerde olayların duygusal etkilerinin daha fazla olduğunu görüyoruz. Bu yüzden zeki olan çocukların korunması ve zeki olan kişilerin kendisini daha fazla koruması yerinde olacaktır.

    Duygular ve Hissedilenler

    Kendi kişisel tarihinizi gözden geçirin. Yaşadıklarınızı önemli veya önemsiz demeden hatırlamaya çalışın. Zaten hatırlıyorsunuz ama hatırladığınızı farketmiyorsunuz. Bu duygularhiç beklenmedik anlarda ve zamanlarda birden ortaya çıkabilir.

    Duygular ortaya çıktığında ise kişi nedenini bilmediği, korkuya, hüzne veya yalnızlığa gömülebilir veya ağlayabilir. Yaşananların etkisi ile ortaya çıkan stratejilerin değişmememesi durumunda kişi ne yaparsa yapsın istediği değişimi gerçekleştirmekte zorlanacaktır.

    Kişisel tarihinizin bu anlamda gözden geçirilmesi ve oluşan stratejilerin farkedilmesi ise değişim için önemli bir adım sayılmalıdır.

    Zihinsel Detoks

    Değişim ve kaynaklarınıza uygun hedeflere ulaşabilmeniz için öncelikle kaynaklarınıza ulaşabilmeniz gerekir. Kaynaklarınıza ulaşabilmek için önemli noktalardan biri zihnizin temiz olmasıdır. Bu ise zihinsel Detoks programına katılmanızla mnümkün olabilmektedir. NLP bilgileri ve NLP Teknikleri kullanılarak, beynimizin nasıl çalıştığı bağlantıların nasıl kurulduğu ve farkında olmadan oluşan stratejileirn nasıl oluştuğuna dair aktarılan bilgiler, kişinin kendi hayatını yönetmesi sonucunu ortaya kolaylıkla çıkarabilmektedir.

    Cengiz Eren

    NLP Uzmanı ve Eğitmeni

    http://www.erenlp.com

    İlgili Linkler:

    Whatsapp Randevu

     

  • Kırklı Yaşlar Cahide Yormaz Öz yazısı

    Cahide Yormaz Öz Konuk Yazar YazısıKIRKLI YAŞLAR

    “Eyvah eyvah 40” dedi bir kadın yazar. Yine 40 lı bir hikaye yenilerde aynada çizgilerden korkmak gibi.  Kırklarda otuz gibi durduğumdan veya bu konuda endişe duymadığımdan hiç aklıma gelmemişti bu panikleme. Daha aynalarla derdimiz yoktu o zamanlar.

    Bin yıldı zaten..

    Dünyaya ayna tutuyordu beynimiz ve yüreğimiz hatta derbederdi çoğumuz. Çiçek çocuklar dediler. Çiçeklenmeliydi dünya. Çiçek sevgidir, barıştır umuttur bir bakıma. Kirli uzun sakallar, ayaklarda çarık benzeri kalıplar, kızlarda uzun renk renk etekler saçlar sereserpe en doğalından. İç dünyayı temiz tutmaktı önemli olan. Dünyayı kurtaracaktık harbiden. Savaşlar olmayacaktı. Savaşma seviş bile dediler de olmadı vakitler bu deyişe. Özgür düşünce, herkes eşit, herkes mutlu kimse kimsenin buyruğunda değil özgür ülke olacaktı. “Emperyalizme hayır diyorduk. Dövüldük, sövüldük, zindanlara atıldık astılar hatta bizi! Sonra parkamızı, hırkamızı müzeye, anılarımızı kağıtlara düşürdüler. 

    “Bitlendim ben Anne” dedi zindanda tarık Akan en azından bu eylem. Otuz kilo ağırlığında giren Mamak Cezaevi’ne altmış kilo çıktı tığ teber. Susanlar her zaman muteber.

    Yıkanmak bile lükstü oralarda kuru temizlemeye gidiyordu bedenler, yiğidim aslanım Uğur Mumcu güldürmüştü epey “Sakıncalı Piyadede”

    Kitap okurduk çokça yoktu öyle bol akçe. Ülkeyi borca batırıp tüketim olamazdı hakça.

    Linguistik, akustik, probiyotik ! bilmezdikte bilirdik nedir dialektik.

    Hayat bilgisiydi o, Felsefesi yaşamın, dengeler, çelişkiler bireysellik değildi dert. Toplumda faydalı fert olmak asıldı. Deniz de asıldı. Köpürttü dertleri söyledi gerçekleri gelsindi ip.

    İnsanlar tip tip kimi bana neci, şucu bucu, Ülkesini seven sağcı solcu kaçtın ipin ucu dolandı haksızlığın kemendi böldü düşünceyi.

    Yüzümüzde çizgi mi var en fazlasından annenin küçük alüminyum kapaklı pertev kremi var.

    Belki fakirdik ama yerliydik bunca gençlik güzellik meraklısı değildik. Yeşil sabunla yıkanır saçlar doğanın önemi var. Özgürdü ağaçlar. En azından onlar ölmüyorlardı o emperyal karmaşada.İşi ,aşı olmalı, kimse kimseye muhtaç bağımlı olmamalı. O üst akılları atarsan dünyadan nefes alırdı ülkeler. Araba, telefon neyin hiç akla glmezdi örneğin. Kırk yaş endişesi hiç konu değil.

    Kapitalizmle arttı söylemler, değişti ekonomik göstergeler daha fazla tüketim daha fazla pazar ol emperyallere , önce kadın baş malzeme. Bedenle ilgili muhabbetler, önce sıfır beden öldü Twigy zayıflıktan hadi biraz etlen dediler o ara. Sonra fitnesler, pilatesler, renk renk toplar, kıyafetler, salonlar, aletler, detokslar, botokslar, jeller, kremler. Boşuna öldü gençler! Hani o korkulan kırklara varmadan. İdeallerinden dolayı öldürülenler. Her yer oldu pazar. Emperyalizm tuzağına düşenler borç gırtlağa kadar. Bedenlerimiz, ilişkilerimiz , satılığa çıktı hatta aşklar. Ağalar, beyler her ürüne tarife var. Luis Vutton çantalar...Güzelliğe güç katan parçalar. 21 günde mutluluk reçeteleri kahkahalarla, evlilik tüyoları, entrikalar, paralı röportajlar. Valla birilerinin yalancısıym bilmem bu konuyu her halükarda pazar marketing derler ya içimize işledi bu ayar. Kanunlar bile değişti arttı tazminatlar. Değişti toplumlar, savaşlar hız kesmiyor gençlik malzemeleri kadar öldürecek silahlar imalatı da doludizgin.

    Sizce huzur buldu mu dünya?

    Ah çiçek çocuklar, bazen hipiler saf saf dünyayı değiştireceğini sanan romantikler..

    Otuzlu, kırklı yaşlarda bile hala dünyayı düşünen biz kalanlar şimdi yetmişlerde dede, nine bizde durur o romantik tohumlar biz hala değişemedik çocuklar sizlerden anıyız bu zamanda bu yaşlarda. Geldik diye korkmadık bu yaşlardan, bedenimizi öne atmadık hala düşünürüz dünyayı nasıl güzel olmalı yeni nesil umut çiçekleri açmalı savaşlar bitmeli, yabancılar bize hükmetmemeli.

    Aynalarla bir düşmanlığımız yok bu doğanın gerçeği. Bizi yıllar değil haksızlıklar, eşitsizlikler korkuttu, korkutuyor.

    Ve hala güzeliz. Kadın her yaşta güzel olabilir.Anne, anne olmadan, öğretmen, kariyerli eğiten seven kendi ve dünya ile barışık nesiller yetiştiren, üreten bireysellikten uzak, ülke, insan, hayvan mutlu olsun hala bu endişelerdeyiz.

    Fidanlar, çiçek çocuklar, Hüseyinler, Denizler, idealist Türkan Saylan gibi kadınlar sizlerin yaşı yok. İnsanlık için, özgürlük için, ülke için yaşamış ve ölenler için ki onlar ölü değildirler hala birer idealdirler. Onlar kırklarına varmadan kırk bin anı bırakanlar..

    Kusura bakmayın genç kadınlar

    Nedir bu endişe?

    Ne güzel yaşlardır bu bir bilseniz!

    Sevgilerle...

    Cahide Yormaz Öz

    16.6.2018

    İlgili linkler:

     

  • Kırmızı Balon 1956 Oscar

    1956 Cannes Film festivalinde Palm d'or ödülünü kazanan  La Ballon Touge Kırmızı Balon filmini izlemenizi öneririm.

     

     

    Yorumlarınızı bekleriz.

    Cengiz Eren

    http://www.erenlp.com

     

     

     

  • Konuştuğumuz Dil Posta Bölge Ekleri

    Dil Yemeği

    Aile eve misafir davet edecektir. Ahçı'yı çağırıp “Misafirlerim geliyor. Onlara dünyanın en iyi yemeğini yapmanı istiyorum”der. Ahçı “tamam” der. Misafirler gelir, yemek servisi yapılır. Dil yemeği yapmıştır ahçı. Ev Sahibi ahçı'yı çağırır. “Neden dil yemeği yaptın” diye sorar. “Dil” der ahçı, “aşk sözleri söyleyen, sevgiyi anlattığı, güzel duygular yarattığı, dünyada barışı sağlayabildiği için dil yemeği yaptım” der. Misafirler ve ev sahibi bu cevabı beğenirler.

    Aradan bir zaman geçer. Ev sahibi ahçıyı çağırır. “Misafirlerim geliyor” der ahçıya. “ Bu sefer dünyanın en kötü yemeğini yapmanı istiyorum”der. Misafirler gelir, yemek servisi yapılır. Ahçı yine aynı dil yemeğini yapmıştır. Ev sahibi şaşkınlık içinde ahçıyı çağırır. Kızarak “neden bu yemeği yaptın” diye sorar. Ahçı “Savaşları çıkaran, küfür eden, cinayet işlenmesine, kavga edilmesini sağlayan organ dil olduğu için bu yemeği yaptım” der. Bu cevapta beğenilir sonuçta. Ahçı işine devam etmektedir.

    Konuştuğumuz Dil

    Konuştığumuz dil bu anlamda çok önemli. Duygularımızı, sevgimizi, kıgınlıklarımızı dil ile karşı tarafa aktarıyoruz. Doğru modelde kullanmak hayatımızı çok kolaylaştırırken, yanlış olarak kullandığımızda hayatımızın yönünü değiştirebilecek kaderimizi etkileyebilecek kadar güçlü bir silah, dilimiz.

    Atasözlerimiz arasında “Tatlı Dil yılanı deliğinden çıkarır” sözü var. Bu cümle içinde “yılan” kelimesi hayvanı çağrıştırsa da, farklı olduğu ortaya konulabilir. Şöyle söylendiğinde “Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır, yılmayan ise dışarıdadır”. Zira her hangi bir konuda yılmış bir kişi kendini bir yere kapatacak ve dışarı çıkmayacaktır. Bu cümle motivasyon cümlesi olabilir. Tatlı dil kullanarak doğru iletişim kullanabilirsiniz. Tıpkı “tatlı yiyelim, tatlı konuşalım”cümlesi gibi.

    Hoşca Kalın” cümlesi veda cümlesidir. Bu cümle hoşluğu ifade etse de, başka bir anlamı daha var. Kalın'ın hoş olduğu da ifade ediliyor. Farkında olmadan bu şekilde algılandığı için, cümleyi sık kullananlar kilo alabileceklerdir.

    Kendinize iyi bakın” da benzer bir cümle. Bu cümle de ayrışmış durumu ifade ediyor. Kendinize iyi bakacakcanız, kendiniz kim oluyor olabilirsiniz. Cümlenin kullanılması ayrışmayı biraz daha körükleyecektir.

    Örneklerde görüldüğü gibi, dilin afrkında olmadığımız etkileri de çok. “Yollar yürümekle aşınmaz” cümlesi altında “yollarda yürüyenleri aşındırın”emri olduğu anlaşılabilir. Polis cümle söylendiği andan itibaren yollarda gösteri yapanları copla, gazla, tomayla aşındırmaktadır.

    Ak akçe kara gün içindir” cümlesi bizi gelecekte bekleyen karagünler için tedbir almamızı sağlarken, korku da ortaya çıkarmaktadır. Tersi “kara akçe akgün içindir” olacaktır. Doğrusu “ ak akçe akgün içindir” olmalı diye düşünüyorum. Alın teri ile kazandığı parayı keyifle harcayabilen insanlar, iyi hissedebilirler.

    Liderlik Ve Dil

    Etkin liderlere baktığımızda en önemli silahlarının dil ve konuşma olduğunu görebilir. Dili doğru kullanarak, gerekli yerde yapılan vurgulamalar ile dinleyenlere duygusal kayıtlar yapılabilir. Böylece lider konuşmaya ve diğerleri dinlemeye devam eder. Çok sayıda örnek verilebilir.

    Türkçe ise oldukça karrmaşık bir yapıda. Fiiller üzerine başka dillerde pek olmayan şekilde, şahış kipi (gizli özne), zaman kipi, olumluluk olumsuzluk kipi ve zorunluluk kipi yüklenmiş durumda. Başka dillerde fiile sadece zaman kipi yüklenmektedir. Söylediklerimizin ve dinlediklerimizin ne anlama geldiğini ne ifade ettiğini bilmemiz büyük kolaylık sağlar. Ağzımızdan çıkanı kulağımız duymalı ama kendimiz için duymalıyız. Dumalıyız, cümlesi zorunluluk kipi ile ifade edilmiş bir cümle. Gidiyorum, gitmiyorum, gitmeliyim, gitmemeliyim, Gideceğim, gidebilirim, örneklerinde olduğu gibi. En iyisi ise, yapmak istiyorum, gitmek istiyorum olabilir.

    Ağzımızdan Çıkan

    Ağzımızdan çıkanı kulağımızın duyması kendimiz için çok önemli. “O kadar da aptal değilim” diyen birisine, “Ne kadar ?”diye sorun. Söylediğini değiştirecektir. Herhanği bir şey yapmak istediğinizde “yapmak istiyorum” ile başlayıp, öğrenerek “yapabilirim” diyebilirsiniz. “Yaparım” dediğinizde ise kaynaklarınız biraz daha zenginleşmiş demektir. “Yaparım” dedikten sonra “yapmalıyım” diyebilirsiniz. Sadece zorunluluk kipleri kullanmak farkında olmadan üzerimize baskı yapacaktır.

    Türkçe'yi iyi kullanmak hayatınızı düşündüğünüzden çok daha fazla etkileyebilir. Değişim istiyorsanız, dilinizde değişim önemli bir başlangıç. Fiilleri doğru modelde kullanıp istediğiniz sonuçlara yaparak, öğrenerek ulaşabilirsiniz. Kendinizi iyi hissetmeye devam etmenizi isterim.

    Karar Sizin.

    Posta Gazetesi Bölge Ekleri Yazısı

    Facebook.com/cengiz.eren

    twitter.com/cengiz_eren

    Cengiz Eren

    NLP Uzmanı ve Eğitmeni

     

     

  • Korona Toplama ve Çıkarma

    NLP Toplama ve ÇıkarmaMatematik Toplama Çıkarma ve NLP

    Bu günlerde insanlar kendileri ile başbaşa kalıyorlar. Yaşanan yalnızlık içinde  farklı düşünceler, korkular, geçmişte yaşanan tecrübeler farkında olmadan zihnimizde çok hızlı şeklilde işleniyor. Kekndisi ile iç barışı olmayanların yaşadığı süreçler ise oldukça gergin olabilir.Zira kendilerinden kamak için kullandıkları oyuncaklar şu anda ellerinden alınmış durumda.  Sosyal izolasyon hepimizi biraz daha yalnızlaştırdı. Futbol yok, cafe yok, bar yok, yurtiçi-yurtdışı seyahat yok, dışarı çıkmak yok, açık ve kapalı alanlarda spor yapmak yok. Böylesine zorlu bir dönem bu dönem. Daha önce insanlığın yaşamadığı bir durum. Bu şekilde yaşamak zor olsa da, şanslı sayılabiliriz. Yaşanmamışı yaşamak.

    Bugünlerde hayatımızda devam eden bir süreç toplama ve çıkarma. Geçmişi, yaşadıklarımızı, yaşamadıklarımızı, kararlarımızı, alamadığımız kararları derinlemesine sorguluyoruz. Yaptıklarımızın ne kadar önemli olduğunu farkederken, yapamadıklarımızın da ne kadar çok olduğunu farkediyoruz.  Bütün bunlardan dolayı zaman toplama çıkarma zamanı. Aşağıdaki yazı bu anlamda size yeni birşeyleri farkettirebilir. Farkında olmanız yeterli olmayabilir ama farkettikten sonras yeni kararlar alıp geleceğiniz planlamak, sürecin doğru bir şekilkde ve iyi hissederek yönetilmesini sağlayacaktır.

    Toplama ve Çıkarma

    Doğa da çarpma ve bölme yok, sadece toplama ve çıkarma var demiştim.

    Toplama ve çıkarma sadece sayısal mıdır?

    Yoksa başka içeriklerde de olabilir mi?

    Kilo almak toplama ise, diyet yapmak çıkarmadır.

    Hamile kalmak toplama ise, doğum yapmak çıkarmadır.

    Tohum ekmek toplama ise, hasat yapmak çıkarmadır.

    İşe başlamak toplama ise, işten ayrılmak çıkarmadır.

    Evlenmek toplama ise, boşanmak çıkarmadır.

    Eve girmek toplama ise, dışarı çıkmak çıkarmadır.

    Çalışmak toplama ise, para harcamak çıkarmadır.

    Gündüz toplama ise, gece çıkarmadır.

    Sevilmek toplama ise, sevmek çıkarmadır.

    Düşünmek toplama ise, yazıya dökmek çıkarmadır.

    Sınava hazırlanmak toplama ise, sınavda soru çözmek çıkarmadır.

    Sinirlenmek toplama ise, kavga etmek çıkarmadır.

    Evet demek toplama ise, hayır demek çıkarma dır.

    Bilgi üretmek toplama ise, bilgi aktarmak çıkarma olabilir.

    Buna benzer başka binlerce örnekleri siz de bulabilirsiniz.

    Bu yazıyı yazmadan önce toplama işlemi bana daha yakın geliyordu.

    Ancak bu yazıyı hazırlarken çıkarmanın önemini  daha çok anladım.

    Zira hissetmek insanca bir duygu, ifade edebilmek, konuşabilmek de öyle.

    Şimdi ise hissetmenin toplama olduğunu düşünüyorum. hissedilen bu duyguların ifade edilmesinin çıkarma olduğunu.

    Duygularınızı farkedip sözel veya yazılı olarak ifade edin, değişim yönetiminin ne kadar kolay olduğunu göreceksiniz.

    Karar sizin.

    Çarpmakaçkeretoplamakgerektiğini, bölmeisekaçkereçıkartmakgerektiğini gösteriyorolabilirmi

    Cengiz Eren

    NLP Uzmanı ve Eğitmeni

    NLP İçerik Sizi Düşünmek ve Küçük Büyük Yazılar kitaplarının yazarı

    http://www.erenlp.com

    İlgili Linkler:

    İkili Sistemler ve Kendimizi Korumak

    Tırtıl Stratejisi NLP Hayatınızı Siz Yönetin

    Corona Virüsü, Korona ve Hastalık Korkusu

    Kaçınılmaz Başarı

    The Tale Film Öykü (yaşanmış)

     

     

     

  • Köşe Yazısı 6 Eylül 2015

     Posta Gazelesi ekler köşe yazısıMerhaba,

    Türkiye'nin önemli gazetelerinden Posta'da yeniden yazmaya başlamış olmaktan dolayı mutluyum. Bu köşede her hafta sonu kahvaltı sohbetlerinizde ailecek konuşabileceğiniz konulardan bahsedeceğim. Hayatınızı yönetebilmeniz için kendi kaynaklarımdaki bilgileri aktaracağım.

    NLP ve Cengiz Eren

    Adım Cengiz Eren. Uzun yılllardır NLP ve kişisel gelişim konularında seminerler veriyor, yazıyor ve bilgi aktarıyorum.

    NLP duyular duygular kullanılan dil ve davranışlar arasındaki bağlantıları anlamamızı sağlıyor. Bu bağlantıların değiştirilmesine dair teknikleri de ifade ediyor. Son zamanlarda kişisel gelişim konuları ve bir çok farklı sistem giderek insan hayatında önemli bir yer tutuyor.

    Herkes bir yolunu bulmaya çalışıyor. İçsel yolculuktan bahsediyorum, yanlış anlaşılmasın. Hangisi doğru diye sorarsanız söyleyebileceğim tek şey, insanı önemseyen, hayatı önemseyen, ve hayatı yönetmeyi önemseyen konularla ilgilenmek en önemlisi.

    Sorular sormak ve aktarılan bilgileri yorumlamak da çok önemli. Zira bazı bilgilerin hayatımızı kolaylaştırdığını düşündüğümüz halde fırsat ve seçeneklerimizi azallttığı için zorlaştırdığı da görülebilir. Bu açıdan aktarılan her bilgiyi yorumlayıp süzmek ve daha sonra da davranışlarımıza aktarmak.

    Arşimed Kanunu ve Korkular

    Hemen hemen hepimiz Arşimed kanununu biliyoruz. Arşimed kanununu biliyor ve denizde boğuluyorsa kişi, Arşimed kanununu öğrenmesine gerek olmayabilir. +Ne öğrenmesi gerekiyor+ desem, aklınızdan hemen yüzmek kelimesi geçecektir. Aslında hiç Bir şey öğrenmemize gerek yok. Kendimizi suda rahat bırakmamız sorunu tamamen ortadan kaldıracaktır.

    Bu anlamda rahat olmak ve kendimizi iyi hissetmek çok önemli. Ama farkında olduğumuz ve olmadığımız nedenlerden dolayı kendimizi iyi hissedemiyor olabiliriz. İşte bu etkilerin nerelerden ve nelerden kaynaklandığını bulabilirsek değişim de kendiliğinden gerçekleşecektir,

    Bilgi Aktarmak

    Öğrencilere sınavlarda yardımcı olacak bilgiler aktaracağız. Aile içi iletişim ve eşler arası iletişim de konularımız içine girebilir. Neden ağlıyoruz? Neden sinirleniyoruz? Hatta bazen neden sinir krizleri yaşıyoruz.Korkularımız nasıl oluşuyor? Değişim nasıl kolaylıkla gerçekleşebilir? Uçak korkusu neden ortaya çıkıyor? Sorularına da cevap vermeye çalışacağız, bu köşede.

    Kendiniz İçin Birşeyler Yapmak

    Kendisi için bir şey yapmayanlar, işini, başarısını, ailesini, çocuklarının eğitimini olması gerekenden fazla önemseyenler sorun yaşayacaktır. Hele bir emekli olayım, hele bir çocuklarımı evlendireyim, hele biraz para biriktireyim, hele bir ev alayım da ondan sonra kendim için birşeyler yaparım dediğinizde kendi yaşamınızdan feragat ediyor olabilirsiniz. Göreceksiniz ki o zamanlar geldiğinde de kendiniz için yine Bir şey yapamayacaksınız. O yüzden diğerlerini yaparken kendiniz için de birşeyler yapıp, yeni öğrenme süreçlerini başlatmanız yararlı olur. Hem kaynaklarınızın zenginleşmesi ve hem de zihninizin çalışma hızının artması için yenilikler önemli.

    Kişisel tecrübeleriniz kadar, konuştuğunuz dil de önemli. Hem de çok önemli. Hem kendinizi ve hem de karşınızdakini anlamak, dil üzerine yazacağımız yazılarda çok kolay hale gelecektir.

    Bana yazacağınız sorularınıza ve sorunlarınıza cevap vermeye çalışacağım.İçerik Sizi Düşünmek kitabımın kapağında şöyle yazıyordu. “Hepimizin farketmeye, itiraz etmek için bilmeye, hayır demek için kendimize güvenmeye ihtiyacı var.”

    Gelecek haftalarda da görüşmek üzere, yeniden merhaba.

    facebook/cengiz.eren

    twitter/cengiz_eren

    Cengiz Eren

    NLP Uzmanı ve Eğitmeni

     

     

  • Koyunlar Uçurumdan Atladı veya Sürü Davranışı

    koyunlar atladı, sürü Koyunlar

    Haber çok ilginçti. 450 civarında koyun uçurumdan atlamış ve 400’ü ölmüştü. Ölmeyenler ise aşağıda ölenlerin üzerinde düştükleri için ölmemişlerdi. “Koyun sürüsü” gibi tanımını yeniden tanımlayan bu olayın dünyadaki etkisi büyük oldu. Hemen her yayın organında yer aldı, bu haber.

    Sürü uçurumun kenarına gelmiş, bir koyun ileriye doğru hareket etmiş, 15 metrelik uçurumdan uçarak düşmüş ve sonra da diğerleri harekete başlamışlardı. Belki ilk koyun kendisini kuş zannetmişti, uçabileceğiniz düşünerek. Bu önemli bir olay mı? Tabii ki çok önemli. Zira  “Sürüden ayrılanı kurt kapar” ata sözü sıkça kullanılıyor. Milliyet cumartesi eklerinde yazdığım yazılardan birinde “Sürüden ayrılanı kurt kapar ama ayrılmayanlar da doğru mezbahaya gider “ demiştim. Bunu değiştiriyorum. “Sürüden ayrılanı kurt kapar ama ayrılmayanlar doğru uçuruma ”.

    Jiim Jones Tarikatı

    Bu gerçekten önemli bir sonuç. Zira 1970’li yıllarda Jim Jones önderliğinde kurulan bir tarikat genişlemiş ve Guyana da kurdukları Jonestown’da yaşamaya başlamışlardı. Bir politikacının tarikatı ziyaret ettiği sırada öldürülmesi ile toplu olarak intihara karar verdi, tarikat lideri Jim Jones. Anlatılanlar göre, herkes meydanda toplanmış bekliyordu, kimse harekete başlamıyordu, Jim Jones’un etkili konuşmasından sonra bile. Üzüm suyu için konan siyanür ve diğer zehirli maddeler içilecekti.

    Ama kimse harekete geçmiyordu. Ta ki, ilk koyunun uçurumdan atlaması gibi bir kadın kucağında çocuğu ile zehir dolu kazana doğru ilerledi, önce çocuğuna içirdi zehiri ve sonra da kendisi içti. Hareket başlamıştı ve arkasında upuzun bir sıra oluşuvermişti. Artık herkes içmeye başlamış ve içenler de kendilerinden geçiyorlardı. Bazı bilgilere göre 911, bazı bilgileri göre 914 kişi ölmüştü ve bunların %30’da çocuktu.  Tarikat içinde sürü haline gelen insanlar kendilerinden hissettikleri birinin yaptığı bir davranışı yapmaya devam etmişlerdi. Belki de bu hareketi tarikat lideri Jim Jones’un öldürmesinden korktukları için yapıyorlardı. Genellikle tarikatlarda Türkçe’de “iki ucu …. Değnek” denen, İngilizce’de ise double bind olarak adlandırılan durumların kullanıldığı kolayca görülebilir. Zehiri içersem öleceğim, içmezsem öldürüleceğim noktasında kişi hayatına yukarıdaki örnekte olduğu gibi, son verebilmektedir.

    Tarikatlar

    Koyun sürüsünün atlaması ile tarikat içinde yer alan kişilerin davranışları arasında fark olmadığını gösteren bu durum, her iki halde de kendilerine zarar verilmesini ve hayatlarının kaybetmelerini sağlamıştır.

    Zaten tarikatlarda olsun ya da koyun sürüsünde olsun benzer modeller uygulanıyor. Bir çoban sürünün nereye hareket etmesi gerektiğine karar veriyor. Sürünün büyüklüğüne göre bir veya birkaç köpek sürünün ayrılmamasını sağlıyor ve ayrılanların sürüye dönmesini sağlıyor. Tarikatlarda da tarikat lideri hareketin yönünü belirliyor ve bu hareket daha çok kurallara uymak ve itaat etmek, sert disiplin gibi kurallarla yapılıyor. Tarikat liderine yakın olan kişiler ise tarikata yeni üye kazandırmak ve tarikattaki üyelerin ayrılmamasını sağlamakla görevli. Bunlara bazı tarikatlarda “has”lar deniliyor. Tarikat üyeleri tarikat törenleri dışında tarikat lideri ile görüşemiyorlar. Ancak hem maddi ve hem manevi yönden üyelerde varolan boşluklar doldurulmaya çalışılıyor. Doğal olarak aidiyet ve bir gruba bağlı olmanın doldurduğu boşlukları da gözardı etmemek gerekiyor.

    Sonra, sonrasında “People's Temple” tarikatında Jim Jones’un yönlendirmesiyle başlayan süreç insanın ya da bir koyunun yaptığı bir hareketle, akışkanlık sağlanıyor. Sonuç tabii ki çok acı. Bilgi alan, bilgiyi yorumlayabilen ve kendisine uymadığı zaman “hayır” diyemeyen insanlar ve düşünemeyen ama hareket eden koyunlar acı sonu yaşayarak hayatlarını kaybediyorlar. “İnsan düşünen hayvandır” tanımını yapanlar da, işte tan bu noktada yanılıyorlardı.

    Sürü Davranışları

    Başka içeriklerde de sürü davranışı kolaylıkla görülebilir. Örneğin bir sanatçı sahnede ellerini çırptığı zaman, seyredenler hemen ellerli ile tempo tutmaya başlıyorlarsa, sanatçı mikrofonu seyircilere tuttuğunda seyirciler hemen  şarkıyı düşünmeden söylemeye başlıyorlarsa, bunların sürü davranışı olduğu kolaylıkla söylenebilir. Aynı şekilde sanatçıların çıktığı reklamlardaki ürünlerin içeriğine bakmadan alınması da benzer bir davranış olarak görülebilir. Buna ait örnekler arttırılabilir. fark edilmesi gereken nokta ise hangi içerikte olursa olsun, başkalarının yaptığı davranışlar aynen kopyalanmaya başlanmışsa, sürü davranışına doğru yönelim başlamış demektir. Yapılan davranışın neden yapılmak istendiği üzerinde biraz düşünülürse bu davranış tarzı kolaylıkla kırılacaktır.

    Sonuç açısından bakıldığında, sürü içeriğinde, tarikat içeriğinde, irtica yanlısı olmak içeriğinde, fanatik futbol taraftarlığı içeriğinde birilerine hayır demek istediğiniz halde hayır diyemez, hale gelmişseniz, davranışlarınızı size aktarılan bilgileri yorumlayamadan kabul eder hale gelmişseniz, tehlikenin büyük olduğunu söylemekte bir sakınca olmasa gerek.

    Koyun Koyuna Yatmak

    Biliyorsunuz, koyunlar soğuk havalarda vücut ısılarından yararlanmak için birbirlerine yaklaşarak yatarlar. Bu sebepten  “koyun koyuna” yatmaktan vazgeçip “insan insana” yattığınızda sorunlarıızın bir çok seviyede azalacağını da fark etmek gerek.

    Hayatı Yönetmek ve NLP Teknikleri

    Yaşadığınız dünyayı ve yaşadığınız dünyadaki her anı yönetebilmeniz için duyu organları ile kendisini korumanız, dış dünyadan gelen bilgileri yorumlayarak karar vermeniz, daha sonra kendi istediklerinizi yapmaya başlamanız hayatınızı yönetmenizi sağlayacaktır.

    Siz yönetemediğinizde, tarikat lideri, grup lideri, parti lideri, kişisel gelişimciler, kişisel başarıcılar, sizin hayatınızı yönetmeye başlayacaklardır. O zaman ise Van Gevaş ilçesi dağlarında yaşanan trajik olay şehirlerde, köylerde, kasabalarda insanlar tarafından yeniden ve yeniden yaşanacaktır,

    Van’da Sardurihinili kalesinde bekçilik yaparken Urartu dilini öğrenerek bu dili bilen dünyadaki 38 kişiden biri olan Mehmet Kuşman gibi, sürüden kendi isteği ile ayrılıp istediğini yapan insanlarımıza ait çok sayıda örnekler olduğu halde. sürüler kolay yönetilir ama sürüyü yönetenler ise bir çoban olmaktan öteye gidemez.

    Cengiz Eren

    NLP Uzmanı ve Eğitmeni

    http://www.erenlp.com

    İlgili Linkler:

     

     

  • Kurumsal NLP Seminerleri

    NLP Neuro Linguistik Programming , İş Hayatındaki NLP Uygulamaları

    Neuro Linguistic Programming’in kurumsal olarak uygulanmasını sağlayan seminerler ile ilgilidir. Kurum ve kuruluşlara bakıldığında davranış ve tavır açısından belirli bir yapı göstermekte, değişen piyasa koşulları ve büyüme ile bağlantılı olarak, durum yeniden şekillendirilmektedir.

    Kurumun Yaşam Süreçleri

    Yeni, genç, verimli ve bürokratik olarak sınıflandırılabilecek kurumsal yapı zamana bağlı olarak bir süreçten diğerine geçiş sağlanmaktadır. Bu geçişler farkında olmadan gerçekleştiğinde değişime bağlı olarak yaşanan sorunlar giderek artmaktadır. Yapısal değişikliğin veya reorganizasyonun her seviyeden ve farkında olarak gerçekleştirilmesi, geleceğin tahmin edilmesi kadar geleceğin belirlenmesine yönelik hedeflerin konmasını da gerektirmektedir.

    Değişim Süreçleri

    Değişimin gerekli olduğunu herkes ifade etmektedir. Değişimle ilgili vizyon ve misyon yeniden yapılanması çok zor olmadığı halde, değişimle ilgili operasyon planları ve uygulamalarında sorunlar artabilmektedir. Bu sebepten değişimin kurumsal yapıda olduğu kadar zihinsel düzeyde de gerçekleştirilmesi gerekmektedir.

    Değişim süreçleri kurumsal olarak gerçekleştirilmeye çalışırken hiyerarşik yapılanmayı da doğal olarak etkileyecektir. Hiyerarşik yapı içinde değişime uyum sağlayanlar ve değişimi engelleyenler olarak iki net davranış modeli görülebilmektedir. Burada farkedilmesi gereken önemli noktalardan biri her seviyede davranış ve tavır değişikliği istenmeli ve gözlemlenebilmelidir.

    NLP Mantık Eşikleri Eren Altıgeni ve Yönetim Süreçleri

    Biraz daha dikkatli bakıldığında Eren Altıgeni içindeki Davranış, Kapasite, İnançlar, Kişilik ve Kimlik yapılanmasının kurumlarda da oluştuğu görülebilir. Yönetim Kurulu ve CEO, Kimlik seviyesini, Genel Müdürlük, Kişilik seviyesini, İnançlar Operasyon Yöneticilerini, Kapasite kurumsal olarak kapasiteyi, Davranış seviyesi ise Üretim yapan ve Müşteri ile yüz yüze olan kişilerle kolaylıkla örtüştürülebilir.  

    Bu şekilde değişimin nasıl gerçekleştirilebileceği biraz daha net olarak açıklanabilir. Değişim herhangi seviyeden başlatılabilir ama süreç yapılan seçime göre farklılık kazanacaktır. Güne ve geleceğe uyum davranış seviyesinden, geleceğin şekillendirilebilmesi ise Kimlik seviyesinde başlamalıdır. Ancak ideal durum değişimin karar süreçleri sonucunda verilen karar doğrultusunda her seviyede eş zamanlı olarak başlayabilmesidir. Yönetim Kurulu ve CEO kurumsal geleceği planlamalı, Genel Müdür bu plana bağlı tavrın ortaya konulduğu operasyon planına ait çerçeve kararları almalı, Operasyon yöneticileri uygulama planları yaparak süreci başlatmalı ve kaynaklara uygun hedef planlar ve modeller doğrultusunda planın pazardaki uygulayıcılarında davranış değişimi de gerçekleştirilmelidir.

    Kurumsal NLP Nedir?

    Değişimin önündeki en önemli engel değişime karşı farkında olmadan oluşturulan direncin ortadan kaldırılması birincil olarak yapılması gereken işlemdir. İşte Kurumsal NLP değişime karşı oluşabilecek direncin ortadan kaldırılmasını kolaylıkla sağlayabilmektedir. NLP for Top Managers, NLP Değişim ve İletişim, NLP Satış ve İkna Teknikleri seminerleri ve kaynakları zengin, değişime direnci fazla yöneticiler için 4 Saatte Kendinizi Değiştirin kişisel seminerler istenen sonuca ulaşmayı sağlamaktadır. Seminer sonunda yapılacak anket ve seminerden 15 Gün sonra yapılacak iki anketle değişimin sayısal olarak görülebilmesi de sağlanmaktadır. Seminer Sonuç anketlerini This email address is being protected from spambots. You need JavaScript enabled to view it. adresinden isteyebilirsiniz. İstenildiğinde kuruma özel seminerlerin de organize edilebilmesi mümkündür.

     
    Seminer No: RNLP-04-1

    Seminer Adı: NLP For Top Managers

    Seminerin Amacı: Stratejik Karan veren yönetricilere karar, iletişim, motivasyon stratejileri ile prezentasyon teknikleri ile ilgili bilgilerin aktarılması

    Semineri Veren: Cengiz Eren, NLP Uzmanı ve eğitmeni

    Seminer Süresi: 2 Gün (10-18 saatleri arasında)

    Seminer Konuları:

    NLP Nedir,

    Duyular, algılar, duygular,

    Yaşanan tecrübelerin etkileri

    Beynimizin çalışması

    İçeriksiz Düşünmek Modeli

    Su Modeli

    İletişim Teknikleri,

    İkna teknikleri

    Davranışlar, benzeşim, yöneltim,

    Temsil sistemleri ve mimlemek

    Prezantasyon teknikleri

    Seminerin İçeriği: Stratejik karar veren üst kademe yöneticilere, topluluk  ve görüntülü medya önünde konuşma yapan kişilere yönelik olarak verilecek bu seminerde NLP bilgileri NLP Teknikleri ile aktarılacaktır. Farkında olmadığımız kaynakların kullanımı, karar, motivasyon, yaratıcılık ve yönetim stratejilerinin temsil sistemlerine bağlı olarak nasıl oluşturulabileceği teknik olarak gösterilecektir. Medya da ve topluluk önünde yapılacak konularda ses kullanımı ile birlikte mesaj zincirlerinin Türkçe’nin esnekliği de kullanılarak hazırlanması ve aktarılması da uygulamalı olarak gösterilecektir. Sunumdan önce yapılacak hazırlıklar ve mimlemek tekniğinin sözel ve görsel olarak nasıl kullanılabileceği de gösterilmektedir. Seminerde içeriğe bağlı olarak ve bağlı kalmadan uygulamalar yapılacaktır.

    Seminer sonunda ve seminerde 15 gün sonra yapılacak iki anketle aktarılan bilginlerin davranışlara aktarılması sayısal olarak gözlemlenebilecektir.

    ----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
    Seminer No: RNLP-04-2

    Seminer Adı: NLP ile Satış ve İkna Teknikleri

    Seminerin Amacı: Her İçerikte satışta kullanılacak NLP bilgilerinin aktarılması

    Semineri Veren: Cengiz Eren, NLP Uzmanı ve eğitmeni

    Seminer Süresi: 2 Gün (10-18 saatleri arasında)

    Seminer Konuları:

    NLP Nedir,

    Duyular, algılar, duygular,

    Yaşanan tecrübelerin etkileri

    Beynimizin çalışması

    İçeriksiz Düşünmek Modeli

    İletişimde ve  satışta NLP

    Müşteri Yaratmak

    İkna teknikleri

    Dil Motifleri

    Davranışlar, benzeşim, yöneltim,

    Temsil sistemleri ve mimlemek

    Satış sürecinin incelenmesi

    Karar noktası ve satışın kapatılması

    Gelecek Mesajları

    Seminerin İçeriği: Satış organizasyonu olan kuruluşlarda çalışan ekiplere müşteri veürün arasındaki doğru bağlantıları kurarak, müşteri yaratmak ve varolan ve yaratılan müşterilerin sürekliliğinin sağlanması için gerekli NLP bilgileri NLP teknikleri ile aktarılacaktır.  Seminer katılımcıları müşteri ihtiyaçları, temsil sistemlerinin tesbit edilmesi ve doğru temsil sistemleri üzerinden bilgi aktarılması, iletişim ve ikna teknikleri, mimlemek ve davranış motiflerinin tespit edilmesi bilgileri yapılacak uygulamalarla bilgileri davranışlarına aktarılacaktır. Kaynaklara uygun hedeflerin tespit edilmesi, geleceğin planlanması ve satış bütçesinin arttırılması ile zihinsel uygulamalarda istenen sonuca ulaşılmasını kolaylaştıracaktır.

     ----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
    Seminer No: RNLP-04-3

    Seminer Adı: NLP Değişim ve İletişim

    Seminerin Amacı: İş hayatında yer alan kişilere yönelik NLP bilgilerinin aktarılması  

    Semineri Veren: Cengiz Eren, NLP Uzmanı ve eğitmeni

    Seminer Süresi: 2 Gün (10-18 saatleri arasında)
    Seminer Konuları:

    NLP Nedir,

    Duyular, algılar, duygular,

    Yaşanan tecrübelerin etkileri

    Beynimizin çalışması

    İçeriksiz Düşünmek Modeli

    İletişimde NLP

    İkna teknikleri

    Dil Motifleri

    Davranışlar, benzeşim, yöneltim,

    Temsil sistemleri ve mimlemek

    Geleceğin Planlanması

    Yaşadığımız dünyayı yönetmek

    Seminerin İçeriği: Kuruluşlarda çalışan kişilerin yaşadıkları dünyayı yönetmelerini sağlamaya yönelik olarak düzenlenmektedir. Değişim, iletişim, sorunları yönetmek, ikna teknikleri, kariyer planlamasi, temsil sistemleri, göz hareketleri, içeriksiz modelin algılanması, geleceğin planlanması bilgileri uygulamalı olarak ve NLP teknikleri ile aktarılacaktır.   Bu bilgilerin davranışlara ne ölçüde aktarılacağı seminer sonunda ve seminerden 15 gün sonra yapılacak iki anketle değişim sayısal olarak gözlemlenebilecektir.

     ----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
     SeminerNo: RNLP-04-4

    Seminer Adı:  4 Saatte Kendinizi Değiştirin

    Seminerin Amacı: Kendi kendisini değiştirmek isteyen herkese NLP Kişisel Değişim Modeli bilgilerinin aktarılması (Kişisel Seminer)

    Semineri Veren: Cengiz Eren, NLP Uzmanı ve eğitmeni

    Seminer Süresi: 4-5 Saat

    Seminer Konuları:

    NLP Nedir,

    Duyular, algılar, duygular,

    Yaşanan tecrübelerin etkileri

    Beynimizin çalışması

    Geçmiş tecrübelerin etkilerinin kaldırılması
    İçeriksiz Düşünmek Modeli

    Temsil sistemleri ve mimlemek

    Değişim süreçleri ve organize edilmesi

    Geleceğin Planlanması

    Yaşadığımız dünyayı yönetmek

    Seminerin İçeriği: Kuruluşlarda çalışan kişilerin yaşadıkları dünyayı yönetmelerini sağlamaya yönelik olarak düzenlenmektedir. Değişim, iletişim, sorunları yönetmek, ikna teknikleri, kariyer planlaması, temsil sistemleri, göz hareketleri, içeriksiz modelin algılanması, geleceğin planlanması bilgileri uygulamalı olarak ve NLP teknikleri ile aktarılacaktır.   Bu bilgilerin davranışlara ne ölçüde aktarılacağı seminer sonunda ve seminerden 15 gün sonra yapılacak iki anketle değişim sayısal olarak gözlemlenebilecektir.

    Cengiz Eren

    NLP Uzmanı ve Eğitmeni

    0532 2363656

    http://www.erenlp.com

     

     

  • Lions For Lambs Robert Redford Meryl Streep

    lions for lambs Cengiz eren, film yorumları, nlp teknikleri

    Lions For The Lambs


    Alan Parsons Project Şarkısı

    La Sagrada Familia
    (Lead vocal - John Miles)

     Who knows where the road may lead us, only a fool would say
    Who knows if we'll meet along the way
    Follow the brightest star as far as the brave may dare
    What will we find when we get thereLa Sagrada Familia

    We pray the storm will soon be over
    La Sagrada Familiafor the lion and the lamb

    Lions for Lambs filminin müziği buolabilirdi. La Sagrada Familia kilisesi de arslanlar ve kuzular için yapılmıştı. Yüksekliği arslanların gücünü gösterirken, genişliği kuzu kapasitesinin fazla olmasını sağlayacaktı, henüz tamamlanamayan Gaudi'nin kilisesi.  Alan Parson’s’un bu müziğini de bildiğim için bu filme gitmeye karar verdim. Kuzular kim? arslanlar kim? görmek için. 

    Bağlantılar

    Babel filmine benzer bir kurguyu fark etmek kolaylıkla mümkün olabiliyordu. Oradaki uluslarası bağlantılar burada da kurulmuştu. Kader ağlarını örüyordu. Amerika’da bir Üniversite, Savunma Bakanlığı, Gazete, Afganistan arasında kurulan coğrafik ilişkiler ilginç ve hepsi için acı duyguların yaşanıyor olması daha da ilginç.

    Şarkıda ve Babel filminde olduğu gibi yollar kesişecekti ve kesişmişti. Bize de izlemek düşüyordu. Hollywood’da önce star, sonra da yönetmenliğe soyunan aktörlerin yönetmen olduklarında geçmişte yaptıklarını reddetmeleri de ilginç geliyor, bana. Unutulmayanlar filminde Yönetmen Clint Eastwood, aktör Clint Eastwood’a şu cümleleri söyletiyordu. Genç kovboyun sorduğu “bu güne kadar kaç kişi öldürdün” sorusuna  “ Bilmiyorum, hepsinde sarhoştum” cümlesi Clint Eastwood’un kovboyluğu reddettiğine dair önemli bir veri sayılabilir.

     Eğitim Sistemi ve Yönetilir Olmak

    Amerikan eğitim sisteminin, kişisel hırsların, neoconların oluşturduğu yeni stratejilerin eleştirildiği filmde ayrıca verilen kararlar sonuçları sorgulanıyor. Arslanlar ve kuzular arasındaki ilişkilerde medya ve televizyon aracılığı ile sağlanıyor.  Temel amaç ise “ikna”, kuzuların ikna edilmesi veya tepki göstermesinin engellenmesi. Oluşturulan yeni strateji küçük gruplarla nokta vuruşları yapmak. Bu ise  bizim de gündemimizle ilgili teröre karşı savaş dolayısı ile.   Teröristle terörist gibi savaşmak. Yeni strateji uygulanmaya başladığında stratejiyi oluşturanlar, operasyon planlarını yapanlar ve bu stratejiyi uygulayanların yaşadıklarının farkı da ilginç şekilde aktarılmaya çalışılmış, bu filmde. Teknolojik imkanların üstün olması bile sahada arslanlaşarak hayatını kaybeden kuzuların zarar görmesine engel olamıyor.  Ekran üzerinde görülen görüntülerin gerçekte neler hissettiğini de böylece öğrenebiliyoruz.

     Robert Redford

    Robert Redford ise kendi gençliğini ve gençliğinde yaptıklarını geldiği noktada yeniden sorguluyor, genç ve yetenekli olan öğrencisi ile yaptığı konuşmada. Filmdeki rolünün amacı ise eğitim sistemi içinde az bulunan yetenekli öğrencileri fark ederek, onların  başarılı olmasını sağlayıp arslan haline dönüştürmek.

    Tom Cruise

    Tom Cruise ise başarılı öğrenim hayatından sonra politikaya atılan senatörün savunma bakanlığı görevinden sonra oluşturduğu yeni strateji ile başkanlığa doğru ilerlemek istediği anlaşılıyor.  Başarılı, hırslı, güçlü ve ikna edici olmaya çalışırken onun da yaşadığı çelişkiler göz önüne seriliyor. Stratejiler başarılı olmayabilir.

    Kuzular ve Arslanlar

    Kuzularla arslanlar arasında iletişimi sağlayan tecrübeli gazeteci rolündeki Meryl Streep ise her şeyin farkında ve karşı olmasına rağmen tepki gösterse de kendisinden istenen modelde davranmaya devam ediyor. Zira geldiği noktadan geri dönüş ekonomik olarak kendisini etkileyecektir. Filmin sonunda ekranın altında kayan yazılar ise yeni dünya düzenindeki stratejilerin uygulamaya başlandığına dair ikna edici bilgiler haline dönüşüyor arslanlar için.

    Askerlik ve Savaş

    Sahada yaşananlar ise askerlerimizin Cudi Gabar dağlarında nasıl ve neler yaşadıklarını da bize anlatabilir. Savaşmak, arkadaşı için hayatını tehlikeye atmak ve gerekirse can vermek. Ancak aradaki fark biz kendi ülkemiz için bunu yaparken onlar Amerikalı olduklarını göstermek için verilen kararın sonuçlarını başka ülkelerde yaşayan kişiler. Bu anlamda onların başarılı olması ne  kadar zor ise bizim başarılı olmamız o kadar onlardan çok daha kolay.

    “Harita bölge değildir” cümlesini “Ekrandaki görüntü bölge değildir” olarak değiştiren bu film, bölgede yaşanan duyguların durum ve zamana bağlı olarak değiştiğini gösteren mesajlar açısından da ilginç sayılabilir.

     Sisteme Sistemin Muhalefeti

    Filmi görmek Amerikan sistem eleştirisini fark etmek açısından iyi olabilir. Ancak bu eleştiriyi bile kendilerinin yapıyor olması da seyredenlere yani kuzulara hiçbir iş kalmasın ve düşünmesinler isteğinin belirtisi olsa gerek. Eleştiri dahil her şeyi arslanlar ve arslanların ekibi yapıyor. Türkiye'ye komünizm gelecekse, onu da biz getiririz, diyen zihniyetin bir benzeri. Hollywood sineması, amerikan yönetimi ile içiçe geçmiş durumda.  Dünya kamuoyunu etkilemek için bir araç olarak da kullanılıyor. Yıllarca izlediğimiz savaş filmleri ve amerikan ordusunun gücünün sürekli vurgulanması. Aynı şey National Geographic, Discovery kanallarında da yapılıyor, olabilir.

    Silence of The Lambs

    Son olarak filmin adının Silence Of The Lambs ile benzerliği de göz ardı edilmemesi gerekiyor. Orada biri insanları, -kuzuları- yerken bu filmde de kuzular arslanların iktidar savaşında kurşunlara hedef oluyor, bir başka ülkenin karlı dağlarında ve ölüyorlar. Kuzular ölür, arslanlar saygı durşunda bulunur, silahların atıldığı cenaze törenlerinde.

    Kuzu olduğunuzda da aslan olduğunuzda da sorun çıkabilir, ya siz?

    Cengiz Eren

    NLP Uzmanı ve Eğitmeni

    http://www.erenlp.com

    Linkler

    Citizen Kane Yurttaş Kane Orson Welles Florence Meryl Streep Hugh Grant 2001 A Space Odyssey Sırları

     

  • Mantıklı mı? Mantıksız mı?

    Mantıklı MantıksızNeden?

     

    Hayatınıza ve yaşadıklarınıza baktığınızda sürekli olarak benzer durumların tekrar ettiğini görmeye başladınız. Aynı acıları çekmek, aynı başarısızlıkları yaşamak hoşunuza gitmese de, bunların devam ettiğini görüyorsunuz. İnsanların size karşı davranışlarında değişiklik olmuyor. Bir işyerinde çalışıyorsanız, hep sizi engelleyen birileri oluyor ya da mobbing'e maruz kalıyorsunuz. Size acı veren bir sevgiliden ayrıldıktan sonra yeni birlikte olduğunuz kişi de size aynı acılı süreçleri yaşatıyor.


     

    Mantıklı Düşünmek

     

    Bunları aşmak için bir çözüm bulmaya çalışıyorsunuz. Kişisel gelişim kitapları okumaya başlıyorsunuz. Umut içinde okuduğunuz kitaplar size bir çözüm olmuyor aynı süreçler devam etmeye devam ediyor. Diyorsunuz ki, bu böyle olmuyor. Bu sırada çalıştığınız işyerinde verilen seminerlere de katılıyorsunuz. Aktarılan bilgiler çok güzel ve öğrendiğinize seviniyorsunuz ama bir süre sonra eski süreçlerin aynen devam ettiğinizi görüyorsunuz.

     

    Neden bunları yaşıyorum? Ben bunları haketmedim? sorularını da kendinize sormaya devam ediyorsunuz.

     

    Çünkü mantıklı düşünüyorsunuz. Herşeyi doğru yaptığınız halde sonuç neden istediğiniz gibi olmuyor? Geçmişte yaşadıklarınızın sonucunda oluşan stratejiler farkında olmadan kullanılmaya devam ediyor. Zekanız hızlı, algı seviyeniz yüksekse yaptığınız her davranışı kendinize mantıklı olarak açıklayabilirsiniz. Bu yüzden zeki insanların sorun yaşaması çok daha kolay hale gelecektir.

     

    Hayatınızı başkaları, başkalarının söyledikleri ya da kararları yönetmeye devam ediyor.

     

    Mantığı Bir kenara bırakmak Mantıksız

     

    Zira beynimiz mantıksız çalışıyor. İçine aktarılan bilgileri ve tecrübeleri içeriksiz modelde kullanmaya devam ediyor. Bu yüzden mantıklı düşünmeyi bir kenara bırakmanız yerinde olabilir.

     

    Sizin yaşadıklarınıza benzeyen çok sayıda mantıksız örnekler verilebilir. Trafikte yapılan tartışmalar, kavgalar, cinayetler, kadına şiddet olayları, verilen alınan rüşvetler hepsi mantıksız ama kendilerine sorarsanız, size mantıklı bir açıklama yapmaya çalıştıklarını göreceksiniz. Ama değişen Bir şey olmayacaktır.

     

    Her davranışımızın altında pozitif bir neden olsa da, davranışlarımız pozitif sonuçlar ortaya çıkarmıyorsa, değişim zamanı gelmiş demektir. Değişim gerçekleşmediği müddetçe mantıklı olarak açıklanan davranışlar ama mantıksız stratejiler kullanılmaya devam edecektir.

     

    Zihninizde varolan stratejiler değişmediği müddetçe istediğiniz kitapları okuyun, istediğiniz seminerlere katılın, sonucun aynı olduğunuz göreceksiniz. Kendi sorunlarınızı düşündükçe konuştukça, anlattıkça kendi zihninizde sorunlarınızın arttığını farkettiğinizde şaşırmamanız yerinde olur.  İyi tecrübelerde, kötü tecrübelerde paylaşıldıkça artar.  Yaşadığınız sorunları kötü tecrübeleri anlatın rahatlarsınız diyenlerin kimler olduğuna bakın. Birilerinin işine yaradığını göreceksiniz.

     

    Doğru Bilinen Yanlışlar

     

    Birinci olarak söylenmesi gereken şey, Bilinçaltı diye bir kavramın yanlış olduğu veya bilinçaltı olmadığı. İnsanlar çocukluktan bu güne kadar yaşadıklarını kaydediyorlar ve yaşadıklarını hatırlamasalar bile duygularını sürekli olarak farkında olmadan hissediyorlar. İşyerinde mobbing gören birinin çocuklukta susturulmuş, sindirilmiş, ya da taciz edilmiş biri olduğunu görmeniz şaşırtıcı olmayacaktır.

     

    İkinci olarak, beynimizi yaşanan tecrübelere ait sonuçları sürekli olarak kullanıyor. Ve beynimizxde herşey herşeyle bağlantılı. Bugün yaptığınız işlere, seçtiğiniz mesleklere baktığınızda, seçimlerinize ve veremediğiniz kararlarınızın sizi farkında olarak istemediğiniz ama farkında olmadan istediğiniz sonuçları ortaya çıkardığınızı göreceksiniz.

     

    Üçüncu olarak, zihin temiz olmadıktan sonra ne öğrenirseniz oğrenin, ne yaparsanız yapın, geçmişteki sonuçların aynen tekrarlandığını göreceksiniz.

     

    Trafik kazalarında yapılan uyarılara rağmen trafik kazalarının artması, kadına şiddeti önleme kampanyalarının yoğun olarak yapılmasına rağmen kadına şiddetin artması, bir kaç yenilgi sonrasında başkanın ya da antrenörün değiştirilmesinin istenmesi mantıksız hem de çok mantıksız. Ama bu süreçler devam edecek görünüyor.

     

    Bir sonraki yazımızda bunun nedenlerini açıklamaya çalışacağız.

     

    Cengiz Eren

    NLP Uzmanı ve Eğitmeni

    http://www.erenlp.com

     

    fotoğraf  ve Çizgi Uğur Gürsoy

     

     

  • Mehmet Şanlı, Basketbol ve Profesyoneller

    Basketbolcu Mehmet Şanlı'ya Ne Oldu?

    Haberlerde okuyoruz. Basketbolcu Mehmet Şanlı Amerika'ya gidip basketbol oynamak için hava alanında yaşıyor. Hergün kendisine gelen bileti sorup, gelmediğini öğrenince hava alanında kalmaya ve yaşamaya  devam ediyor. Hanerlerden öğrenizyoruz. Anlatılanlar ise aslında Metmet Şanlı'nın hayatının neden böyle olduğunu anlatıyor.

    Anlatılanlara bakalım.

    ANNESİ ÖLMÜŞ, BABASI İSTEMİYOR
    Mehmet Şanlı’nın babası ve kardeşinin kendisini istemediği biliniyor. Dayı Cihan Altın, Mehmet’in annesi Aynur Altın’ı kaybedişini şu sözlerle anlatıyor:“Ablamla Mehmet’in babası ayrıldıktan sonra Mehmet, babasının yanında kalıyordu. Ablam Bodrum’daydı. Babası, ‘Ben bu çocuğu zaptedemiyorum,seni istiyor’ deyip ablamı çağırmış. Ablam da yağmurlu bir günde Mehmet’i almaya gelirken Buca’da trafik kazası yapıp 8 takla attı ve olay yerinde vefat etti.”

    Annesi ve babası ayrılan Şanlı annesi tarafından terkedilmesi ve daha sonra babasının istememesi ile stratejilerini değiştirecektir. Çünkü kendisi
    istenmeyen bir çocuk haline gelecek ve kendisini sürekli olarak istetmeye çalışacaktır. O yüzden de San Fransisco'dan gelen haberi beklemeye devam edecektir.Tabii annesinin ani ölümü onun üzerinde sarsıcı bir etki yaratacak ve hayata tutunmak için bir şeylere bağlanmaya çalışacaktır. Bunun yarattiığı sonuç ise kaybetmemek için kazanmamak gibi bir stratejiyi onun hayatına taşıyacaktır.

    Mehmet Sezer

    Nilüfer Belediyespor'u Mehmet Sezer'in cümleleri de ilginç " “Mehmet bize geldiğinde oynamıyordu. İnsani olarak sahip çıkmak için takıma aldık.Çünkü basketbol için büyük bir değerdi. Fakat oyun anlamında beklentimiz yoktu; oynatmayacağımı bile bile aldım.
    Tesisin ve ortamın Mehmet için tedavi edici olacağını düşündük” dedi.

    Yarışmacı bir sporun tedavi edici bir etkisi olacağını düşünmek önemli bir hata sayılabilir. Zira kazanmak üzerine organize edilen bir sporda,
    sporcu hem kendisini istetmeye çalışacak ama aynı zamanda kaybetmekten çok korktuğu için oyunlarda istediği performansı gösteremeyecektir.
    Bunu yapabilmek için ise neler olduğunu diğer cümleler anlatıyor.

    Mehmet Sezer Devam ediyor "Sezer o dönemde de Mehmet Şanlı’nın takıntıları olduğunu anlatıyor. “‘Kalbim sıkışıyor’ dedi, hocalarla görüşüldü.Kalbine dair sorun olmadığını anlattıktan bir süre sonra ‘Burnumda sorun var, nefes alamıyorum, performansımı gösteremiyorum’ dedi” diyenSezer, bu süreç sonrası Mehmet’i sahaya sürmeye çalışmış, birkaç maçta da oynatmış.

    Kendisini istetmeye çalışan Mehmet Şanlı sadece bazı oyunlarda yer alıyorsa, yeniden istenmeyen olduğu aklına gelecek ve yukarıda anlatılan sorunlar ortaya çıkabilecektir. Aynı zamanda de Mehmet Sezer'in kendisinin bir değer olduğuna inanması ve ona NBA'de oynamalısın cümleleri, kendisini kötü hisseden bir gencinkendisini ispat etmeye çalışmasına yol açacaktır.

    “Mehmet Okur’la da çalıştım. Mehmet Şanlı onun sadece bir kademe altıdır, Allah vergisi büyük bir yetenek. Boyu sebebiyle pota altında 5 numara oynasa da orta mesafeden şutunun yüzdesi yüksek olan, boyuna göre şaşırtıcı derecede atletik bir oyuncu. Öylesine çok kez ‘Sen NBA’de oynamalısın’ dendi ki, bugün San Francisco takıntısı da bundan.”

    Bu cümleler yetenekli bir sporcuya gerekli hazırlıklar yapılmadan söylenmesi ile bunun bir takıntı haline gelmesi kaçınılmaz olacaktır. Önce annesi sonra babası tarafından istenmeyen sporcu kendisini istetebilecek tek yol olarak basketbolcu olmaya çalışacaktır.

    Çağlar Çoşkun

    Haberde 16 yaşından beri manajerliğin yapan Çağlar Çoskun 'un söyledikleri de çok ilginç sayılabilir.
    Mehmet Şanlı profesyonel kariyerine başladığından beri menajer Çağlar Coşkun ve ekibiyle çalışıyor. Coşkun, Mehmet’in durumunda bir ihmalleri olduğunu kabul etmiyor: “Vicdani duyarlılık gösterdiğimiz için 16 yaşından beri Mehmet’i yalnız bırakmadık. Küçük yaşta yetim kalmış bir çocuk, babasının da ilgili biri olduğunu söyleyemeyiz. Bizimki menajerlikten çok ağabeylik gibi, aramızda resmi anlaşma bile yok.”

    Menajerlik ve ağabeylik arasında kurulan bağlantı ile aslında ilşkilerinin profesyonel olmadığını söyleyebiliriz. Zira transfer olursa paramızı alaırı olmazsa ağabeylik yapmış oluruz gibi bir söylem menajerinde profesyonel olmadığını göstermektedir.

    Buradan anlaşılması gereken önemli konu öenmli bir yetenek olan Mehmet Şanlı'nın önce annesi sonra babası ve daha sonra da basketbol profesyonellerinin kendisine verdiği zarardir. Oyuncunun ne hissettiğini bilmedikleri gibi onu doğru şekilde yönelendirmeyerek zihinsel süreçlerine zarar vermiş olabilirler.

    Basketbol gibi kazanmak ve kaybetmek üzerine kurulu sert bir sporun, zihninde böyle etkiler taşıyan birinin, bu etkilerden kurtulmadan kendisi iel çalışmaya başlamakve sonra da ondan birşeyler beklemek tabii ki çok anlamlı değildir. Biraz NLP Teknikleri ve bilgilerini bilseler ve kullanabilselerdi, çok daha farklı bir sonuç ortaya çıkabilirdi.

    Kendisini babasına, ailesine, antrenörüne, menajerine ispat etmeye ve hatta istetmeye çalışarak istediklerini gerçekleştirmesi çok zor olacak, San Fransisco'ya gitse bilebu sorunları yaşamaya devam edecektir.

    Menajer Çoşkun'un diper sporcular hakkında söyledikleri daha da ilginç "Coşkun ayrıca, Mehmet Şanlı’nın temel sorununun ilaçlarını almaması olduğunu ekledi: “Daha küçük yaşta perdelerin açılmasını istemez, boyu uzamaz korkusuyla yerden ağır bir cisim kaldırmayı reddederdi. Mehmet’e söylendiği gibişizofren değil, psikoz teşhisi konuldu. Sorunu da ilaçlarını almaması. Mehmet durumunda sporcular var, ilaçlarını alarak hayatlarını rahatlıkla sürdürüyorlar.Fakat Mehmet, ‘Beni bu ilaçlarla öldürmek istiyorlar’ iddiasında bulunup tedaviyi reddediyor.”

    Mehmet durumunda olan sporcuların kimler olduğunu merak etmemiz normal sayılmalıdır.

    Değişim ve Zihinsel Detoks

    Mehmet Şanlı ise gerçekten sadece kendisi için basketbol oynamak istiyorsa önemli bir değişim yaşamalı ve kendi kararlarını verir hale gelmelidir.Diğer profesyonellere söylenecek şey ise, sadece gaza getirmeyi bilmeni bir işe yaramadığı gibi, farklı çalışan zihinlerde bu gibi sonuçlara yol açacağını öğrenmeleri yerinde olur. İyilik yapmaya çalışırken ortaya çıkan sonuç gerçekten acı ve havaalanında ve eşikte kalan bir sporcu bu şekilde heba edilmiş olabilir.

    Cengiz Eren

    NLP Uzmanı ve Eğitmeni

    http://www.erenlp.com

     

     

     

TOP