nlp,

 

  • Değişim Mesajları : Ameliyat Sonrası Davranışlar

    ameliyat, narkoz, cahide erenAmeliyat Narkoz Anestezi

    Ameliyatlar insan hayatında önemli bir yer tutuyor. İyileşmek ve sorunun ortadan kaldırılması için yaşanan süreçler. 


    Çoğu kişinin hayatında ameliyatlar önemli yer tutuyor. Çocuk yaştaki ameliyatlar kişileri daha çok etkileyebilir. Basit görünen bir ameliyat veya karmaşık süreçleri içeren bir ameliyat. Bugün çok gelişmiş tekniklerle bu ameliyatlar yapılıyor. Türkiye'deki doktorlar ve operatör doktorlar gelişmiş durumda. "Beni Türk doktorlarına emanet ediniz" diyen Mustafa Kemal amacına ulaşmış durumda.

    Daha önceleri ameliyat ve tedavi için yurt dışına giden insan sayısı çok fazla iken bugün çok sayıda yabancının ülkeye geldiğini biliyoruz. Bu konuyu ben o kadar bilmiyorum ama bildiğim ameliyatların insanın zihinsel süreçlerini nasıl etkilediği.

    Ameliyat Sonrası Değişim

    Anestezi uygulanarak yapılan ameliyatların sonrasında kişinin farkında olmadığı değişimleri yaşaması mümkündür, diyebiliriz.

    Görüştüğüm kişilerde gördüğüm temel noktalardan bir tanesi bazı kişilerde önemli derecede etki ettiği. Bu bir değişim ortaya çıkarabiliyor. Bir doğum, basit ya da karmaşık bir ameliyat olsun kişinin hayatını etkileyecektir.

    Ameliyat sonrasında hayat eskisi gibi olmayacaktır. Çok daha iyi olsa da eskisi gibi olmayacaktır.

    Anestezi Uzmanları

    Bir de kişinin aldığı anestezinin etkileri de olacaktır. 22 Ağustos 2009 tarihinde Banu Duran Vatan Gazetesinde bir röportaj yayınladı. Uzmanları verdiği görüşlerden anlaşıldığına göre bazı doktorlar anestezinin etkileyebileceğini söylerken, bazıları bir etki olmayacağını ifade ediyor.

    Prof. Dr Bingür Sönmez "Açık kalp ameliyatlarından sonra hastalarımızda ciddi bir depresif bir dönem yaşıyoruz"

    Serap Tekin "Genelde Ameliyatın uzun sürmesi, ölüm korkusu, hastalığa bağlı korkular ve depresyon sonucu hastada bir takım farklılıklar olabiliyor"

    Dr. Tevfik Cireli" Anestezi sırasında beyin faaliyetleri aşağı yukarı sıfırlanıyor. Nasıl ki alkol alan insanların davranışları değişiklik gösteriyorsa (kimi hüzünleniyor, kimi neşeleniyor vb.) hastaların narkoz sonrasındaki ruh durumları da değişiyor."

    Dr. Azmi Hamzaoğlu"Anestezi alan hastanın kişiliğinde değişiklik olmaz."

    Prof.Dr. Süleyman Özyalçın "Keşke narkoz alınca karakterler değişse... Toplum daha aydın ve uyanık olurdu. Etkisi olsa gelene gidene narkoz vermek lazım."

    Narkoz'un etkisi ortadan kalkarken ameliyat sonrası tepkiler, youtube videolarında kolaylıkla bulunabilir. Bazısı olmadık şeylere gülerken, bazısı aağlıyor, bazısı küfrediyor, bazısı da hiç tepki göstermeden kendine geliyor.

    Görüldüğü gibi bu konulardaki görüşler farklı. Anestezi altında kişinin farkındalığı tamamen ortadan kalkacaktır. İşte bu durum zihinsel olarak etkileri ortaya çıkarabilir.

    Yaşadığınız Tecrübeler

    Burada önemli noktalardan biri kişinin geçmişte yaşadığı tecrübeler. Geçmişte yaşadığı büyün tecrübeler içinde çok sayıda üzerini kapattığı, hatırlamamaya çalıştığı tecrübelerde dahil, yaşanan duygular yüzeye taşınmaya başlayacaktır. buna zihinsel olarak kapakların açılması diyoruz.

    Burada çok sayıda kötü tecrübe var ise, kişi kendine gelirken kendisini kötü hissedecek ve hayatı eskisi gibi olmayacaktır. Çok tepki gösteremeyen biri ise tepki gösterir hale, ya da tepki gösteren biri ise tepkisiz hale gelebilecektir.

    Uzmanların da söylediği gibi bazı kişilerde bu durum ortaya çıkabilir. Eğer davranışlarda değişiklik var ise genel olarak bir değişim ihtiyacının göstergesi sayılabilir.Bu yüzden yaşadığınız veya yakınınızın yaşadığı bir ameliyat sonrasında davranışlarında değişiklik görüyorsanız, değişim zamanı gelmiş demektir. 

    Ameliyat Sonrası Aşk

    Bir başka gözleme ait sonuçları şöyle ifade edebilirim. Ameliyat sonrasında farkındalık yeniden devreye girerken, kişinin yanında kim varsa ona olması gerekenden fazla bağlanabilir. Yalnız ve zengin kişiler  yaşadıkları ameliyatlar sonrasında hemşirelerine aşık olup evlenebilirler. Buna ait birkaç örnek biliyorum.

    Gözlemler ve Değişim

    Yukarıdaki yazılanlar, tabii ki bilimsel olan veriler değildir. Bu konuda yapılmış bir doktora tezi var var mı? bilmiyorum. Ancak ameliyat sonrasında yaklaşık 6 ay ile 1 yıl arasında hasta bu açıdan ve  çevresel koşullarla birlikte takip edilebilirse, sonuçlar görülebilir ve bu bir doktora tezi olarak tıp dünyasında sunulabilir.

    Anlaşılması gereken ortaya çıkan ameliyat sonrası davranışlarda veya söylemlerde olan değişikler, bir değişim mesajı olarak algılanmalıdır. Bu konuda kendinizin ya da yakınlarınızın yaşadığınız tecrüebeler varsa bana yazabilirsiniz.

    Her zaman olduğu gibi karar yine sizin.

    Cengiz Eren

    NLP Uzmanı Ve Eğitmeni

    http://www.erenlp.com

    Bu yazı Posta Gazetesi bölge ekleri NLP ile Hayatın yönetimi Sende köşelerinde yayınlanmıştır. NLP seminerleri için de aktarılan NLP bilgi ve tekniklerinin okuyuculara aktarılmasını sağlamaya çalışmaktadır.

     

     

     

  • Değişim süreçleri Posta Ekler Köşe Yazısı

    Değişim

    NLP duyular, duygular, kullandığımız dil ve davranışlar arasındaki bağlantıları gösterir, diye yazmıştık ilk yazımızda. Varolan yapının ne olduğunun farkına varılması ve değişimin kişinin kendisi tarafından istenmesi gerekiyor.


     Hayat ve Değişim Süreçleri

     Hayata baktığımızda, doğaya baktığımızda herşey değişiyor. Bilgisayarlar hayatımıza girmeden önce neler yapıyorduk? Sonra bilgisayarlar hayatımıza girdi. Şimdi ise sosyal medya ile herşeyi paylaşıyoruz. Her an, her konu hakkında bilgi alabiliyoruz. Bu değişim insanları değiştiriyor. Paylaşım artıyor ama yüzyüze iletişim azalıyor.

    Değişim süreçleri insanın kendi kararları ile organize edilmeli. İnsan hayatında stratejik karar noktaları var. Bu noktalarda kendi kararlarınızı verebilmişseniz, o zaman hayat sizi istediğiniz yere götürecektir. Verememişseniz değişim zamanı gelmiş demektir. O kararları şimdi vermeye başlamanız önemli bir sonuç olacaktır.

    Kararlar

    Kendi yaşadığım tecrübeler içinde geçerli bu söylediğim. Ortaokul bittiğinde aile bütçesine bir an önce katkıda bulunablmem için babam beni sanat okuluna göndermek istemişti. Arkadaşları liseye gitmek istedikleri için ben de liseye gitmek istedim. Tabii ki ortaya baba oğul çatışması çıkmıştı. Ben liseye giderek istediğimi gerçekleştirdim. Şimdi ise babama teşekkür ediyorum. Zorla da olsa bunu kabul ettiği için.

    Daha sonra serbest çalışmaya başladığımda da, 90'lı yıllarda kendim için NLP öğrenmeye karar vermem de, yakın çevrem tarafından yine tepki ile karşılanmıştı. Ne yapacaksın gir bir işyerine çalış, sabit bir maaşın olsun. Nedir bu NLP, öğrenip de ne yapacaksın, boş işler bunlar diyenler çok oldu. Bu gün ise ikisi yayında 4 kitabı olan, internet sitesinde çok sayıda yazısı olan ve Posta gibi önemli bir gazetede yazan biriyim. Bunu bir başarı sonucu olarak ifade etmiyorum. Zira başarıyı önemseyen veya başarıyı kutsayan kişilerin düştükleri durumları biliyorum. Örnek vermemi isterseniz çok isim yazabilirim.

    Kendi Kararlarınız

    Siz değişim sürecini başlatıp, kendi geleceğinizi kendi kararlarınızla planlayıp uygulamaya başladığınızda kendinizin değiştiğini göreceksiniz. Bir gün bunun da farkına varmadığınızda süreç devam ediyor olacaktır.

    Eski Türk Ticaret kanununda önemli bir cümle vardı. “Tescil Talep üzerine yapılır.” Siz ne talep ediyorsunuz? Hayattan ve gelecekten. Herhangi bir talebiniz ve istediğiniz bir şey yoksa, elled edttiğiniz bir sonuçta olmayacaktır.

    Değişimi neden istiyorsunuz? Sorusuna vereceğniz cevap çok önemli. Para için, başarı için, ünlü olmak için, başkalarını mutlu etmek için, başkalarına kendinizi ispat etmek ve bunun gibi çok sayıda nedeniniz olabilir. Bunlar için değişim istiyorsanız gerçekleşmesi hiç kolay değil. Değişimi sadece istediğiniz için ve beklentisiz olarak başlattığınızda istenen sonuca ulaşabilirsiniz. Bilinmesi gereken şeylerden biri “ herhangi Bir şey sizden önemli hale geliyorsa, sorun yaşayabilirsiniz.

    Değişmek için yapmanız gereken şey değiştirmek. İşe gittiğiniz yolu değiştirin, kullandığınız dili değiştirin, yeni öğrenme süreçleri başlatın istediğiniz konularda. Kendinizi iyi hissederek yaptığınızda yavaş veya hızlı bir değişimin olduğunu hissetmeye başlayacaksınız.

    Yapmak istiyorum cümlesi de önemli bir cümle. Tıpkı çocukluğunuzda “bisiklete binmek istiyorum” diyerek bir kaç saat içinde bisiklete binmesini öğrendiğiniz gibi. Korku duymadan, tedirgin olmadan ve düşeceğinizi hiç düşünmeden.

    Mahalle Baskısı Elalem Baskısı

    Çevrenizdekiler size çok şeyler söyleyebilirler. Mahalle baskısı denilen Bir şey var. Yakın çevrenizin sizin değişiminize gösterecekleri dirence de “Elalem baskısı” diyorum, ben. Dikkate almadan yolunuza devam edin. Birgün yaptıklarınızın ne kadar değerli olduğunu anlayacaklardır. Anlamasalar da onların sorunu deyip, geçin, lütfen.

    Sonraki yazılarımızda hayatı etkileyen olaylara ait örnekleri okuyacaksınız. Acaba sizin hayatınızı ne etkiledi?

    facebook/cengiz.eren

    twitter/cengiz_eren

     

     

     

  • Değişim ve Değişime Direnç

    Değişime Direnç ve NLP ile Değişim

    Değişim gerçekte istenen bir şey midir?

    Neden insanlar değişmek isterler ama bu değişimi gerçekleştirmekte zorlanırlar?

    Farkında olmadan herkes kendisinin değişmesi gerektiği halde neden başkalarını değiştirmeye çalışırlar?

    Bildiğiniz bir şeyi yapmak yeni bir şeyi yapmaktan neden kolaydır?

     Doğa Değişiyor ve Süreçler Devam Ediyor

    Doğaya baktığımızda sürekli bir değişimin olduğunu görüyoruz. Mevsimler değişiyor, gün geceye, gece güne dönüşüyor, yeni sürgünler ve çiçekler açılıyor, sonra yapraklar dökülüyor. Hava ise bazen sıcak, bazen soğuk, bazen karlı, bazen yağmurlu.  Dikkatli olarak bakıldığında bir çevrim sayılabilecek sistematik söz konusu. Yer küre uzayda yer değiştiriyor, her doğan gün bize aynı gelse bile. Su buhara, buhar kara, kar suya dönüşüyor.

    Zihinsel Sınırlar

    Değişimin hem davranışsal ve hem de zihinsel sınırlar açışından yapılması gerekliliği ortada. Ancak davranışsal değişimler yapılmaya çalışılırken, zihinsel sınırlar ötelenmediği için değişim gerçekleşmiyor. Ya da zihinsel sınırlar ötelendiği halde davranış olarak değişim sağlanamaması geçmişte yaşanan sorunların benzer ya da daha siddetli şekilde yaşanmasını sağlıyor, olabilir.

    Değişim olmadığı için sonrasında başlaması gereken gelişmek ve kaynakları zenginleştirmek süreci de başlamayacaktır. Bu ise farkında olmadan kişinin dış önermelere açık hale gelmesini sağlayacağı gibi, dış önermelerin kişinin hayatını yönetmeye başlaması daha sert sorunların yaşanmasını ortaya çıkaracak şartları da hazırlayacaktır.

     Acı Çekmek

    Acı çeken bir insanın farkında olmadan ama bilerek acı çekmeye devam etmesi mantıklı değildir ama kişinin seçimleri acı çekme yönünde olacaktır.  Kendisine acı veren sevgilisinden ayrılan ama kısa bir müddet sonra kendisine daha acı verecek kişiyi seçen kişi, yaptığı seçim sırasında acıyı yaşamak istemekte midir, acaba?

    Başarısız Olmak

    Okulda başarısız olan bir öğrenci başarılı olmak istese de, deliler gibi ders çalışsa da sınavda soruları okuduğunda hiçbirşey bilmez bir duruma düşüyor ve soruları cevaplamıyorsa bu farkında olmadan kendi istediği bir şey midir?

    Borsa’da oynayan ama para kaybeden, kazanmak isteyen ama para kaybetmeye devam eden bir kişi farkında olmadan para kaybetmek istemekte midir, acaba?

    Mantıksız Çalışan Zihin

    Yukarıda anlatılanlar mantıksız görünse bile farkında olmadan değişime direnci göstermekte ve bunun direncin kırılması gerekmektedir. Bu direncin bir başkası tarafından kırılması da bir fayda sağlamayacak ve başarıya ulaştığı sonuçlar kişiyi dış önermelere açık hale getirecek, bir müddet sonra eski sistematik yine çalışmaya başlayacaktır.

    Bunun nasıl yapılabileceği konusunda detaylı bilgileri burada anlatabilmek pek mümkün değil. Farkında olmadan sonuçlanan değişime direncin hangi tecrübe ve hangi duyguların etkisi ile ortaya çıktığını bulmak ve bunların zihinsel süreçler açısından değiştirilmesi gerekmektedir.

    Kişisel, kurumsal seminerlerde ve Zihinsel Detoks progranlarımızda bu süreçler detaylı şekilde ve bilgi olarak aktarılmakta ve “istenen sonuç” gerçekleşebilmekte, hem zihinsel ve hem de davranışsal süreçlerdeki engellerin neler olduğu gösterilebilmektedir.

    Stratejiler

    Ancak bu konuda birkaç strateji örneği ipucu olarak verilebilir.

    “Düşmemek için yükselmemek”

    “Terkedilmemek için terketmek”

    “Kaybetmemek için kazanmamak”

    “Acı çekmemek için acı çekmek” ve daha çok fazlası,

    Bu stratejilerden herhangi biri sizde de farkında olmadan işliyor ve benzer şekilde sonuçlanıyorsa, bizi aramanız gerekebilir. Zira bunu yaratan nedenler farkında olmadan değişime direncin oluşmasını da sağlamakta ve kişinin hayatında benzer acılı sonuçlar her içerikte gerçekleşebilmektedir.

    Cengiz Eren

    NLP Uzmanı ve Eğitmeni

    http://www.erenlp.com

    İlgili Linkler:

     

     

  • Deniz Yıldızı Çorbası

    deniz yildizi çorbası

    Deniz Yıldızı Hikayesi

    Deniz yıldızlarını kurtaran adamın hikayesini bilirsiniz. Bir de bu şekilde okuyun derim. Deniz Yıldızı çorbası hikayesi. Anlatılan bir hikaye ve NLP tavrı ile incelenmesinden ortaya çıkan yorum.

     

  • Devşirme Posta NLP

    fetullah gülen devşirme

    El Condor Pasa

    Zarzuela isimli tiyatro eserinin müziğidir, El Condor Pasa. Özgürlüğün şarkısı olmuştur, Peru'da ve Peru milli değeri olduğu 2004 yılında kabul edilmiştir. Bu şarkı ingilizce sözlerle Bridge Over Troubled Water isimli albümünde Simon ve Garfunkel tarafından seslendirilir. Adı “If I could” 'dur ve albüm Amerika müzik listelerinde 152 hafta birinci sırada yer alarak rekor kırar.

    Sarkı içinde yazılan “I'd rather be a hammer than a nail” ( çivi olmak yerine çekiç olmak isterdim) sözleri bu anlamda önemli. Çivi yerine çekiç olmak daha iyi görünüyorsa da, çekicin kimin elinde olacağı hiç aklımıza gelmeyecektir, bu şarkıyı dinlerken.


    Devşirme

    Son darbe teşebbüsünü yapanlar çivi ise, çekiç kim ve çekiç kimin elinde. Zeki ve gelir seviyesi düşük ailelerin çocuklarının ele alınıp, onların yetiştirilmesi ve bir yerlere köstebek olarak yerleştirilmesi ve sonra da bunların kullanılması. Devşirilmiş çocuklar büyüdüklerinde kendisine bu fırsatları sağlayan kişiye/kişilere bağlılık duymaya devam edecek, ne söylenirse yapmaya devam edeceklerdir.

    Darbe teşebbüsünü yapan bu kişilerin uzun yıllardır kendilerini gizleyen insanlar olduğunu görüyoruz. Devşirilmiş ve kendilerini gizlemiş kişiler. Ve bunlar bir gün ortaya çıktılar darbe teşebbüsü ile, insanların üzerine ateş saçtılar, yüzlerce kişi şehit oldu ve yaralandı. İnançları içinde insan değeri olmadığı anlaşılıyor. Kendi insanının üzerine ateş açmak, kendi insanını düşman gibi görmek anlaşılır gibi değil. İnsan sevgilerinin olmadığı anlaşılıyor.

    Fetullah Gülen ve Beddua Konuşması

    Hocası Said'i Nursi VAN'da yaşamışken, kendisi PennsilVANia'da yaşayan Fethullah Gülen ise, meşhur Beddua konuşmasında olacaklara ait mesajları veriyordu. Şöyle diyordu.

    “Dinin Ruhuna aykırı birşeyler yapmışlarsa,

    Yaptıkları şey Kuran'ın temel disiplinlerine aykırı ise,

    Sünneti Sahiya'ya aykırıysa,

    İslamın hukukuna aykırıysa,

    Modern hukuka aykırıysa,

    Demokratik telakkilere aykırıysa,

    Allahbizi de onları da yerlerin dibine batırsın.

    Evlerine ateş salsın,

    Yuvalarını başlarına yıksın,

    Ama öyle değilse hırsızı görmeden hırsızı yakalıyanın üzerine gidenler,

    Cinayeti görmeyipte masum adamlara cürem atmak süretiyle onları karalamaya çalışanlar,

    Allah onların evlerine ateşler salsın,

    Yuvalarını yıksın,

    Birliklerini bozsun,

    Duygularını sinelerinde bıraksın,

    Önlerini kessin,

    Birşey olmaya imkan vermesin,”

    Burada Din, Kuran, Sünneti Sahiha, İslam Hukuku, Modern Hukuk, Demokratik Telakkiler tanımları Fetullah Gülen'in zihnindeki hiyerarşiyi göstermektedir. Din'in Kuran'dan önce gelmesi de önemli bir gariplik sayılabilir.

    15 Temmuz

    Aslında bu konuşmasında 15 Temmuz kalkışmasında neler yapılacağına dair mesajları verdiğini anlıyoruz. Bir çok yere ateşler yağdı, insanlar öldü, yaralandı, düzenleri bozuldu. Bu hareketlenme sessiz Türk insanının sahaya inmesiyle önlendi. Bence en önemli değişim bu. Türk insanı kendisine, bizler de Türk insanına güvendiğimizde sorunlar kolaylıkla hallolacaktır.

    Buradan anlaşılan şey herhangi bir şeyi kendinizden daha fazla önemsiyorsanız sorun yaşarsınız. Ayrıca Ne çekiç, ne çivi olmaya da gerek yok. Kendiniz gibi olmak en önemlisi. Tabii Karar her zamanki gibi sizin.

    Cengiz Eren

    NLP Uzmanı ve Eğitmeni

    http://www.erenlp.com

     

     

     

  • Dil ve Akıl

    Cengiz Eren, erenlp logoDİL ve Akıl

    Akıl mı dili, dil mi akılı geliştirir? Bağlantıların nasıl kurulduğunu hiç düşündünüz mü? Bu yazıda kısaca Dil ve akıl arasındaki bağlantıyı anlamaya çalışacağız.

     

  • Doğan Cüceloğlu Ölümle Değişim Hıncal Uluç ve Yorumlar

    ahmet hincal

    Hıncal Uluç Doğan Cüceloğlu

    Hıncal Uluç köşesinde yazılan yazı ders verir nitelikte. Ama alınması gereken ders, düşündüğünüz ders değil.  Yazıyı okuduğunuzda daha detaylı olarak anlamanız sağlanacaktır. Hıncal Uluç sarsıcı yazılar yazar,  herkesi sarsmaya çalışır.  Sebebini yazının sonundaki Hıncal Defne ve Deprem linkinden okuyabilirsiniz.


    Doğan Cüceloğlu'nun Anlattıkları

    Ölümü düşünmeden yaşamak güzel de.. Ünlü anekdottur..
    - Yaşamınızın son saati olduğunu bilseniz, kimi arardınız?..
    - ??????
    - Peki ne duruyorsunuz o zaman?..

    Zeynep Saçkırk

    Zeynep Saçkırk'ın yolladığı satırları okurken aklıma geldi birden.. Zeynep kendi notlarını mı yollamış, internetten mi derlemiş, ya da Cüceloğlu'nun kitaplarından da nakletmiş, bilmiyorum.. Ama önemli..Ölümle çok iç içe yaşadığım bu günlerde, yaşamı nasıl durmadan, nasıl anlamsızca ertelediğimizi bir daha düşündüm.. Sonra dedim ki..

    "Bu Cüceloğlu'nu mümkün olduğu kadar fazla insan okumalı.. İşin bana düşen kısmı, bana gönderilen notu, size nakletmek..

    Hıncal Uluç'un yazısı böyle başlıyordu. Bir pazar sabahı bir gazete köşesinde bu yazıyı görmek gerçekten üzücü. Zira pazar günleri sabahı insanlar için keyif aldıkları bir zaman. Uzun kahvaltı, yavaş dokunuşlar ve sohbet, televizyonda br kovboy filmi seyretmek ve Hıncal Uluç'un yazısı. Yazının devamında ise Doğan Cüceloğlu'nun bir seminerde anlattıkları. Bunları okuduğunuzda ayarınızın ve keyfinizin bozulması sonucunu ortaya çıkarabilir, pazar günü sabahı.

    Doğan Cüceloğlu'nu tanıyoruz. Kişisel gelişimin Türkiye'deki öncülerinden biri. Aşağıda anlattıkları ise artık Kişisel Gelişiminden vazgeçip bir tarikat şeyhinin söylediklerine yakın şeyler söylemeye başlaması artık yaşlandığını ve ölümü düşünmeye başladığını gösteriyor. Daha öncesinde tavır koymak ve hayır demek konusunda hiçbir şey söyleyemeyen Doğan Cüceloğlu şimdi ise kişilere ölümü düşündürterek bilgi aktardığı kişilerin daha kolay yönetilmesini da sağlamaya çalışıyor. Bu anlamda kendisine Yaşam koçu yerine Öbür Dünya koçu diyebiliriz.

    Peki, Hıncal Uluç bu yazıyı neden köşesine almıştır. Bunu almasının nedeni kendisinin de ölümü düşünmeye başlaması olabilir ya da insanlara ölümü düşündürterek tavır koymalarını engellemeye çalışması olabilir. Ancak kendisi için şanssızlık olduğunu söyleyebiliriz.

    Katılımcılarla Konuşma

    Doğan Cüceloğlu'nun konuşmasını aşağıdaki şekilde vermiş Hıncal Uluç. Yazının altına da bir yorum eklememiş.

    Doğan Cüceloğlu'nun eğitimindeki katılımcılarla bir konuşmasından:

    Doğan Cüceloğlu: Arkadaşlar, aranızda ölümcül hastalığı olan var mı? 

    Bir katılımcı: Allah'a şükür, hocam, bildiğimiz kadarıyla yok. 

    Cüceloğlu: Ne güzel! Peki, bana, istisnasız tüm insanların, yani altı milyar insanın da başına geleceği garanti bir şey söyler misiniz?

    Cevap neredeyse otomatik olarak çıkar: Ölüm.

    Cüceloğlu: Gerçekten de ölüm tüm insanların başına geleceği kaçınılmaz olan tek şeydir. Doğum da tüm insanların başına kesinlikle gelmiştir, ama bundan sonra başa gelmesi kesin olan tek şey ölümdür. Başka hiçbir şey insanların tümünün başına gelmeyecektir. Peki, madem öleceğimiz garanti, bu benim ölümcül bir hastalığım olduğunu göstermez mi?

    Katılımcılar burada sessizce, başlarıyla onaylamaya başlar. Öleceğim belli ise benim ölümcül bir hastalığım olduğu da açıktır...

    Cüceloğlu: Peki, ne zaman öleceğimizi biliyor muyuz?

    Katılımcılar: Hayır

    Cüceloğlu: Bu saniye içinde olma olasılığı var mı?

    Bir katılımcı: Var. 

    Cüceloğlu: Yarın?

    Bir katılımcı: Evet. 

    Cüceloğlu: 30 yıl sonra?

    Bir katılımcı: Olabilir. 

    Cüceloğlu: Peki bunlardan hangisinin sizin başınıza geleceğini biliyor musunuz? Mesela bu akşam eve sağ salim varacağınızı nereden biliyorsunuz?

    Sınıf sessizce dinlemeye devam eder. Çünkü genellikle yaşama böyle bakmamışlardır.
    Cüceloğlu: Peki bir de tersini düşünelim, bu akşam eve döndüğünüzde, bu sabah evden çıkarken sağ salim bıraktıklarınızı sağ bulma garantiniz nedir? Var mıdır böyle bir garanti? 

    Bir katılımcı: Yoktur Hocam. 

    Cüceloğlu: Peki nereden biliyoruz az sonra telefonun çalmayacağını ve evdekilerden birinin az önce öldüğünün bize söylenmeyeceğini?

    Katılımcılar burada rahatsız olmaya başlar.

    Bir katılımcı: Hocam konuyu değiştirsek? 

    Cüceloğlu: Ama en yalın ve açık gerçek üzerine konuşuyoruz, biraz daha devam edelim bence. Peki, acaba bunu dün gece bilseydiniz, yani evde akşam birlikte olduğunuz kişilerden birinin yarın ölüm günü olduğunu bilseydiniz, o zamanı aynı dün gece olduğu biçimde mi geçirirdiniz? Yoksa farklı şeyler mi yapardınız?

    Bir katılımcı: Kesinlikle çok farklı geçerdi Hocam. 

    Cüceloğlu: Şimdi sizden rica ediyorum, lütfen bir an arkanıza yaslanın, gözlerinizi kapatın ve bu sabah evden çıkarken evde bıraktıklarınızdan birinin gerçekten öleceğini düşünün, dün akşamınızı nasıl geçirirdiniz? Aynı iletişim mi olurdu? Onunla aynı konuları mı konuşurdunuz? Aynı konular, tartışma ya da gerginlik yaratır mıydı? Yoksa önemsiz hale mi gelirdi? Bu sabah evden çıkarken, bu son görüşünüzde ona ne derdiniz? Onun boynuna sarılmakta tereddüt eder miydiniz? Çok sıkı sarılmaya mı, aynaya mı vakit ayırırdınız? Ona, yüreğinizin derininden gelen bir "Seni gerçekten çok seviyorum" demeye ne gerek var diye düşünür müydünüz? Onun ölecek olması sizin ona duyduğunuz sevgiyi yoğunlaştırmaz mıydı?

    Burada bazı katılımcılar ağlıyordur. Belli ki dün akşam yaptıklarından bir kısmının ne kadar anlamsız olduğunu şimdi fark etmişlerdir.

    Cüceloğlu: Şimdi gözlerinizi açabilirsiniz, acaba kaç tartışmamızı bu kadar gereksiz biçimlerde yapıyoruz, kaçı gerçekten yaşamda karşımızdakinin varlığından daha önemli, hangilerinde "Şimdi kalbini kırdım, ama zaman içinde ben ondan özür dilemesini bilirim" diye kendi kabuğumuza çekilip tartışmaları donduruyoruz. Yarattığımız kırgınlıkları tamir etme olanağımız gerçekten var mı? Buna zamanımız gerçekten kaldı mı?

    Ölümle Değişim ve Tarikat Şeyhleri

    Bu yazılanları okuduğunuzda kendinizi nasıl hissediyorsunuz? Herhalde katılımcılarla aynı duyguları yaşayıp kendinizi rahatsız hissetmenizin normal olduğunu söylenebilir. Ancak anlatılanların ortaya çıkaracağı sonuç Doğan Cüceloğlu'nun anlattıklarından çok uzak noktalara ulaşacaktır. Böylece kişiler kendilerini kötü hissedecekler, evde bıraktıklarının her an öleceklerini düşünecekler, tavır koymaları veya hayır demeleri gereken yerde "ölebilir" diye düşünerek tepki göstermekten vazgeçeceklerdir. Dahası her an ölebilirim diye düşünmeye başlayıp büyük ölçüde pasifleşmeye başlayıp bir müddet sonra ölüm korkusu duymaktan ötürü hiçbir şey yapamaz hale gelecekledir.

    Bunun adına kötünün kötü ile tedavi edilmeye çalışılması diyebiliriz. Kötünün kötü ile tedavisi olmaz, olursa bile sonuç daha kötü olacaktır, normal olarak. Kanser hastalığını yaşayan birine daha kötü bir hastalığı örnek vererek onu rahatlatmaya çalışmanın hiçbir yararı olmadığı gibi onun söylenen hastalığı da düşünmeye başlaması sağlanacak ve o hastalığın da kendisinde çıkma ihtimali ortaya çıkacaktır. Bir tarikat şeyhinin söyleminin bir psikoloji profesörünün dilinden aktarılması bana oldulça ilginç gelmektedir. Çok sayıda kardeşini kaybeden kişinin, belki de kardeşleri için yapamadıklarını da sorgulaması anlamına gelebilir, bu  anlatım modeli. 

    Bütün bunlar Doğan Cüceloğlu'ndaki gelişim sürecin sona erdiğini anlatmaktadır. Bu noktadan itibaren ne kendisine ve nede başkalarına katkıda bulunması zor hale gelecektir. Bir seminerinden sonra sorulan bir soruya vermesi gereken cevap yerine anlattığı hikaya dikkate değer.

    Doğan Cüceloğlu'na bir  seminer sonrasında bir kişi şu soruyu sorar. "Doğan Bey, neden 6 ay Türkiye'de 6 ay Amerika'da yaşıyorsunuz? Türkiye'de neden sürekli yaşamıyorsunuz?" Doğan Cüceloğlu "ben cevap yerine size bir hikaye anlatayım" der ve anlatmaya başlar.

    "Köyde yaşayan uyuz bir köpeğe hiç kimse bakmaz ve köpeğin de uyuzu giderek artarmış. Köpeğe hiç kimse de dikkat etmezmiş. Bir gün bu köye bir Amerika'lı aile gelir, yerleşir. Yerleştikten sonra uyuz köpeği görürler ve bakmaya başlarlar. Günler geçtikçe köpeğin uyuzları kaybolur, tüyleri parlar, normal kilosuna kavuşur. Köpek güzelleşmektedir ve köylüler de köpeğin ne kadar güzel bir köpek olduğunu anlarlar.

    Amerika'lı aile köyden ayrılacaklardır ve köpeği de birlikte götürmek isterler. Fakat köylüler güzelleşen köpeğin götürülmesine izin vermezler. Amerikalı aile köyü terkeder ve köpek kalır. Bir kaç ay sonra köpek zayıf, uyuz ve yaralı haline geri döner. Doğan Cüceloğlu kendisini dinleyen bir kaç kişiye bakar ve "İşte ben bu yüzden Türkiye'de sürekli yaşamak istemiyorum" der."

    Kendisi için böyle bir metaforik hikaye anlatabilen bir kişisel gelişimcinin Türkiye'de sürekli yaşamaya başladıktan sonra yukarıdaki ölümlü cümleleri dinleyenlerine söylemesi çok da anormal değil. Daha fazla da bir yorum yapmanın gereksiz olduğunu düşinüyorum.

    Cengiz Eren

    NLP Uzmanı ve Eğitmeni

    http://www.erenlp.com

    İlgili Linkler:

     

     

  • Dolores O'Riordan Cranberries ve Çocuk Tacizi

    Dolores O'RiordanYaşananlar ve Sonuçları

    Dolores O'Riordan ünlü İrlandalı topluluk solisti 46 yaşında vefat ettiği haberi hepimizi şaşırttı.  Yaşadığı olayları anlattığı 2003 yılında verdiği röportajda çok önemli verileri aktarıyordu, kendi hayatı hakkında.  8 yaşından başlayan cinsel tacizin 4 yıl boyunca devam ettiğini öğreniyoruz.


    Çocuk Cinsel Tacizi

    Yıllar boyu devam eden tacizin çocuğun ilerideki hayatını etkileyeceğini biliyoruz.  Tacizin uzun yıllar devam etmesi ise çocuğun anne ve babası tarafından hiç korunmadığını biraz daha gösteriyor.

    Çocuk bunu ifade ettiğinde çocuğa inanmamak 2yok canım sen yanlış anlamışsındır' demek görülen örnekler arasında. Çocuğunu taciz ederken bir adamı yakalayan annenin eline bir odun alıp kendi kız çocuğunu dövmesi ve "dişi köpek kuyruk sallamazsa" diyerek dayağa devam etmesi görülebilen örneklerden.

    Dolores O'Riordan'ın anlattıkları bu açılardan önemli.

    'Kendimden nefret ediyordum'

    Ünlü şarkıcı, 2013 yılında verdiği bir röportajda çocukken cinsel tacize uğradığını, bu yüzden depresyona girdiğini anlatmıştı:

    "Anoreksiya oldum, depresyona girdim ve çöktüm. Neden kendimden nefret ettiğimi biliyordum. Neden kendimi kustuğumu biliyordum. Neden yok olmak istediğimi biliyordum."

    2011 yılında ise kanser olan babasının ölümünün ardından çocukluğunda kendisini taciz eden adamla babasının cenazesinde karşılaştığını aktarmıştı.

    Belfast Telegraph gazetesinden Barry Egan'a bu karşılaşmayla ilgili olarak şunları söyledi:

    "Babam ölmeden önce bir yıl boyunca onunla karşılaşacağıma dair kabuslar görüyordum. Cenazede tahmin ettiğim gibi ağlayarak geldi ve üzgün olduğunu söyledi. Babam daha yeni ölmüştü. Onu yıllardır görmemiştim ve sonra babamın cenazesinde gördüm. Onu yıllar boyunca hayatımda engellemiştim."

    Kaynak <http://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-42699971>

    Yazılan ve Söylenen Şarkılar

    Yazdığı ve söylediği şarkılarda geçmişinden bir türlü kurtulamadığını da anlıyoruz. Zira geçmişte yaşanan tecrübeler ve oluşturduğu stratejiler hayatını etkilemesi devam edecektir. Yaşanamayan çocukluk, cinselliğin erken yaşta uyanması çocuğa yapılacak en büyük kötülüktür denebilir. Taciz eden kişi kadar, anne ve baba  da çocuğu korumamış olmaktan dolayı bu olaydan sorumlu sayılabilirler, kendileri çocuklarını taciz etmemiş olsalar bile.

    Dokunmak temel duyu organlarımızdan biri ve dokunma duygusu üzerinden yapılan kayıtlardan kurtulmak çok kolay değil. Bu bir taciz olduğu gibi, bir tokat, yenen bir dayak, vücudun bir yerin  yanması farkında olunmayan sonuçları ortaya çıkarabilir.

    Uzun süreli tacizlerde ise, zihinsel olarak yaşanan bölünme hayatın içinde yaşanmaya devam edecektir. Bir tarafın kötü olarak algıladığı, diğer tarafın ise karşı gelemediği durumlar kişiyi eşiğe taşıyacaktır.  Dolores O'Riordan da şarkı sözü yazarken ve sahnede şarkı söylerken bu durumdan daha doğrusu eşikten çıkmakta ve sahneden inince aynı durumu yaşamaya devam etmektedir.

    İçinden çıkaramadığı duyguları kendi tanımıyla anoreksiya ile çıkarmaya çalışmakta veya depresyonla kapatmaya çalışmaktadır.

    Birkaç yıl öncesinde intihar girişiminde bulunan sanatçı, hayata çocukları ile bağlandığını da anlatmaktadır.

    Zombie

    Şarkılarında yaşadıklarını üstü kapalı olarak anlatan sanatçının, kendisini taciz eden kişiden kaynaklanan otorite ile çatışması her zaman olmuştur diyebiliriz.  Bu yüzden polise tükürme eylemlerinde veya gücü kullanan insanlara karşı şarkılarında hep mesajlar bulunmaktadır.

    Söylediği şarkıda olduğu gibi yaşananlar birçok insanı zombie haline dönüştürmekte ve hiç bir şey hissedemez hale getirmektedir.

     

    Zombie ve Analyse şarkıları yaşadığı içsel duyguları anlatan önemli veriler iletmektedir.

    Analyse

     

    Belfast Telegraph gazetesine verdiği röportajında ünlü şarkıcı, "Hayatın para ve ünle ilgisi olmadığını anladım. Hepsi çöp. Sevgi en önemli şey" demişti.

    Kaynak <http://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-42699971>

    Sevginin önemsenmesini ifade eden bu cümle ile Dolores O'Riordan'a veda ediyoruz.  Rest in Peace.

    Cengiz Eren

    NLP Uzmanı ve Eğitmeni

    http://www.erenlp.com

    İlgili Linkler:

     

  • Duygusal Hareketleriniz ve bağımlılıklar

    Dijital Analog Duygusal Hareketler, nlp yazar cengiz eren yazısıDuygusal Hareketler ve NLP

    İnsan hayatı yaşarken bir çok durumlarla karşılaşıyor. Bunun sonucunda vücudunda hissettiği duygusal hareketler farkında olmadan ortaya çıkacaktır. Kendisini raha hissettiği ortamlarda duygular zamana bağlı olarak değişirken, bazı zamanlarda çok ani değişimler gösterebilmektedir. NLP Teknikleri içinde olan ama nasıl kullanılacağı pek bilinmeyen bir kavramın açıklaması, yaşadıklarınızın neler olduğunu da size gösterebilecektir. Duygusal durumların NLP ile farkına varmak NLP Uzmanklık konularından birisi. NLP Eğitimleri ile bu bilgileri siz de öğrenebilirsiniz.

     

  • Duygusal Kekemelik ve Sonuçları

    Duygusal KekemelikDuygusal Kekemelik

    Bilgi kavramlaştırılabilirse daha kolay anlaşılır ve sonra da kullanılır hale gelecektir. İçeriksiz Düşünme Modeli, Zihinsel Detoks, Eren Altıgeni, Farkındalık Hipnozu gibi ürettiğimiz kavramlardan sonra yeni bir kavramı daha ilginize ve bilginize sunuyoruz. Duygusal Kekemelik. İnsanın hayatını yaşarken karşılaştığı durumlarda, korunmasız ve savunmasız durumda yaşadığı olayların etkisinin ne olduğunu açıklamaya çalışan Duygusal Kekemelik kavramı söyleyemediklerinizin nedenini açıklayacaktır.

    Copyrigth:Duygusal Kekemelik adı ve  makalesi  tescil edilmiştir.  Herhangi  bir sitede, basılı veya görsel medyada izinsiz olarak kullanılamaz ve alıntılanamaz.

     

  • Elif Şafak Ayşe Arman Siyah Süt Röportaj incelemesi (Kishileaks)

    Ayse Arman Elif Şafak Siyah Süt RöportajıAyşe Arman Röportajları

    Ayşe Arman röportajları çok şey anlatır. Gerçekten de uzun yıllardır yaptığı röportajlar hep ses getirdi ve önemsendi. Kendisi doğru sorular sorarak ve ilerleyerek kişinin zihnindeki düşünceleri ortaya çıkarıyor. Elif Şafak'ı daha derinden  incelemek için Ayşe Arman'ın 2007 röportajını da bu araştırmaya dahil ettim. Ayşe Arman'da, Elif Şafak'ta hem Türk insanı ve hem de Türk kadını için çok önemli fenomenler.  Bu araştırmayı yazma nedenim ikisinin de çok önemli olması , hem kendileri ve hem de benzer duyguları yaşayan kişiler açısından da önemli olduğunu düşündüğümdendir.  Bu yüzden geçmişte yaptığı röportajlardan yola çıkarak onun hakkında kendisine de yararlı olabilecek bir yazı daha hazırlamaya karar verdim. Politics of Fiction konuşması ile ilgili olarak hazırladığım yazı sitede yayınlanıyor ve gerçekten yoğun olarak okunuyor.

     

  • Erdal İnönü'nün ardından düşünceler

    Erdal İnünü'nün ardından düşündüklerim

    Erdal İnönü'nün Ardından

    Çok tanıdık bir yüzdü, Erdal İnönü. Kurtuluş savaşını lider olarak yönetmiş en önemli isimlerden İsmet İnönü’nün oğluydu. Daha sonra Türkiye’nin kaderinde önemli rol oynayan İsmet İnönü köy enstitülerini önce açmış, sonra kapatmış, Ortanın Solu tanımını Türkiye’ye kazandırmış ve sonunda parti başkanlığını Ecevit’e bırakmıştı.

     

  • Eyes Wide Shut Gözü Tamamen Kapalı

    Eyes Wide Shut Gözü Tamamen Kapalı Stanley Kübrick Cengiz ErenDahi Yönetmen Stanley Kubrick Ve Gözü Tamamen Kapalı

    Stanley Kubrick'in bu filmini gördüğümde önce sendeledim ve rahatsız oldum, sonra film hakkında düşünmeye başladım. Eyes Wide Shut bir karı koca ilişkisi üzerine kurulmuş gibi. Burada karı kocanın cinsel hayatları, sosyal ve iş ilişkileri sorgulanır görünmekte ve bu ilişkilerin nasıl yaşandığı konusunda yüzeyde çeşitli yorumlar da seyircinin dikkatine sunulmakta.  Ancak Stanley Kubrick'in Dr. Strangelove, Otomatik Portakal, 2001 Uzay Yolu Macerası filmleri hatırlandığında, Eyes Wide Shut bu kadar sınırlı bir anlatımı kapsamamalıydı. Film hakkında yapılan yorumlar hep cinsellik ve aile temelinde alınıyor ve film çok yetersiz bulunuyor ve Kubrick'in bu filmi neden çevirdiği anlaşılamıyordu.


     Eyes Wide Shut Yorumlar

    Bu noktadan itibaren yapılacak olan yorum tamamen bana aittir ve film bir kez seyredilerek yapılmaktadır. Bu yorum  1999 yılında yapılmış ve Sinemafanatik sitesinde yayınlanmış ve yayınlanmaya devam etmektedir Yazıya erenlp.com sitesinde yayınlamadan birkaç değişiklik ve ilave yapılmıştır..

     

    Kubrick ve Semboller

    Stanley Kübrick'in filmografisi içinde varolan filmlerde semboller, simgeler her zaman farklı şekilde kullanılmıştı. 2001 Space Odyssey'deki karataş'ın ne olduğu anlaşılamamış ve üzerine çok çeşitli yorumlar yapılmıştı. Bu filmde de hem semboller ve hemde simgeler daha da yoğun olarak kullanılmış ve sistem eleştirisi derin yapıda aktarılıyor gibiydi. Otomatik Portakal'da kullanılan simgesel dil de ilginçti. 

    Cruise Kidman Kubrick CKK

    Filmde oynayan aktrist ve aktör, Kidman ve Cruise. Filmin yönetmeni ise Kubrick. Afişteki yazılma şekli ise Kidman, Cruise ve Kubrick şeklinde. C K K harflerinin bir anlamı olabilir mi? Bu harflerin bir anlamı var gibi, hiç kimse dikkat etmediği halde. Bunu Nicole Kidman ve Tom Cruise bile bilmiyor olabilir. Onların seçilmesi karı koca olmalarından veya yakışıklı, güzel olmalarından dolayı değil, sadece isimlerinden ve isimlerinin ( soyadlarının) yapacağı çağrışımlardan dolayı olsa gerek. Bunu öğrendiklerinde kendilerinin çok hoşuna gitmeyeceğine eminim. Çünkü buradaki verilen mesaj da adınız sizden daha önemli denmekte oyunculara. Soyadı C ve K ile başlayan herkesle bu filmi çevirebilir Kubrick.

    Filmde semboller dizisi inanılmaz şekilde kullanılmış durumda. Karı kocanın yaşadığı hayatın, adamın hasta doktor ilişkisinde olduğu işadamının daveti ile değişmeye başladığı görülüyor. Burada bir Macar, kadınla dans edip flört ederken, adamla da iki kız birlikte olmaya çalışıyor. Fakat bu sırada ortaya çıkan durum, işadamının sevgilisinin uyuşturucu komasına girmesi ile sonlanıyor ve bu kıza yardım etmesi yüzünden, diğer iki kızla ilişki kuramıyor. Kadın ise dansettiği adamın kendisini ikna etmesine rağmen onunla birlikte olmaktan vazgeçiyor. Buradaki sembol adamın kendi isteklerini mesleği veya hastası yüzünden engellemesi. Kadının da başka biri ile flört etmesi ama sonuca ulaşamaması.

    Maskeli Balo ya da Ayin

    Daha sonra maskeli baloya kadar uzanan olaylar dizisi başlıyor. Piyano çalan arkadaşı ile karşılaştığı partiden sonra onun çalıştığı bara gidip görmesi, gözleri kapalı olarak piyano çaldığını ve oraya girebilmek için gerekli şifreyi öğrenmesi olayların seyrini değiştiriyor. Öğrendiği şifre Fidelio. Okulda müzik dersinde Tristan'da Tristan, Fidelio'da Fluorestan diye bir cümle hatırlıyorum.

    Öğrendiği şifrenin, Fidelio'nun, Amerika Başkanının bile bilmediği, yapılan bir gizli harekat şifresi olduğuna söylenebilir.Maskeli baloda giydiği giysiler için gittiği dükkanda karşılaştığı durum ve aldığı giysiler, dükkan sahibinin kızı ile yatmaya kalkan iki Japon'a kızması olaylarının ne olduğu henüz belli değil

    Çıplak Kadınlar

    Maskeli balo sahnesi gerçekten muhteşem bir sahne, kurgu, görüntü ve ses olarak çok etkili ve filmin en önemli sahnesi. Bu sahnede elinde sopa olan bir adam sopasıyla yere vurarak bir ayin yapıyor. Bu ayin, dini bir ayin olabilir, satanist bir ayin olabilir ve ayinde olması gereken seyirciler de burada var. Bu ayin sonunda siyah pelerinler yere düştüğünde çıplak maskeli kadın vücutları görülmekte. Bu kadınlar birlikte olmak istediği erkekleri seçip uzaklaşıyorlar ve birlikte oluyorlar. Doktor ise yakalanıp maskesini çıkarmak zorunda kalıyor, olmayan şifreyi bilmediği için. Ve ölüme mahkum edilip partide gördüğü kızın kendisini kurtarmasıyla hayatını kurtarıyor ve takip ediliyor. Bu takip sırasında öldürülüp öldürülmeyeceği, neden takip edildiği konusunda da hiçbir fikri yok ve filme önemli bir gerilim de katıyor bu sahne.

    Kendisini maskeli baloda kurtaran kızın öldüğünü öğrendikten sonra, birlikte olmak istediği ama birlikte olamadığı sokak kadını ile ilgili bir sahne de var. Sonra o kızın aids olup hastaneye kaldırıldığını da öğreniyor.

    En sonunda da kendisine partiye davet eden iş adamının, sınırları aştığı görmemesi gereken şeyleri gördüğü ve karısını yastığın üzerinde duran maske ile birlikte gördüğü sahneler de var. Ve film 'FUCK' sözcüğü ile bitiyor.

    NLP Yorumları

    Filmi inceledikten sonra yorumlara gelince, Doktorun amerikan başkanı olduğunu düşünelim. (Cruise, Clinton, Kidman, Kennedy bağlantısı). Amerikan başkanı kabul edildiği partide kendi keyfi için birşeyler yapmayı düşünürken, işadamının problemlerini de çözmek zorunda öncelikle. Amerikan Başkanının görevi bir aile doktoru gibi tedaviden çok toplumu rahatlatmak.

    Maskeli balo giysileri için girdiği dükkanda dükkan sah,binin  Japonlara kızması, Pearl Harbour'dan sonra atılan atom bombası ile çok eşdeğer. Daha sonra para karşılığında sahip olduğu değeri japonlara ve başkalarına kolaylıkla veriyor dükkan sahibi.

    Doktorun yakalanması cebindeki giysi kiralama hesap pusulasından olmakta ve burada hesap pusulası seçimi kazandığını gösteren mazbata veya belge. Bu belgeye sahip olması bile onun seçkinler grubu içine girmesine yetmiyor ve hatta oradan atılmasını sağlıyor.

    Ayin sahnesinden sonra soyunan kızlar ise halkı ifade ediyor, ve halk bildiği halde, kendisini yönetenleri seçebiliyor. Ama seçimi yaparken korunmasız ve çıplak. Seçilen kişi seçene istediğini yapabilir, hatta tecavüz bile edebilir.  Burada ayini yapan yönetenler ve seyredenler, din adamları veya buna benzer hakim güçlerin biri veya hepsi olabilir. Böylece halk  yönetilmek için değil tecavüz edilmek için seçiyoruz, bizi yönetenleri diyor Stanley Kübrick.. Bunların yüzlerini de kim olduğunu da asla göremiyoruz

    Morgda doktorun gördüğü kadın ölen veya öldürülen kadın Marilyn Monreo olabilir ve Aids'den hastalandığı için ortadan kaybolan kadın ise Monica Lewinsky. Yönetme süreleri sona erdiğinde başkanlar maskelerini çıkartıyorlar veya kendilerini takip eden adamlar tarafından suikaste kurban gidiyorlar.  Kennedyler ve Monreo İlişkisi, Clinton ve Lewinsky ilişkisi oldukça uzu zaman gündemde kalmıştı. Burada küçük bir not Marylin Monroe, yeniden gündeme gelmek isterken, menejerinin  isteğine uygun olarak intihar etmiş, ancak daha sonra kurtarılmasının engellenmesi ile ölmüş olduğunu dair dedikodular uzun zamandır dolaşıyor, nette.

    Fuck

    Filmin Fuck diye biten son sahnesinde, maskenin kadının yatağının yanında olması kadının gücü istediğini gösteriyor.  Clinton esşi Hillary Clinton'un önce başkan adayı ve daha sonrada Obama'nın yanında görev alması da filmin ve  Kübrick'in varsayımlarının doğru olduğunu gösteriyor.

    Filme bu şekilde bakıldığında gerçekten ortaya çıkan anlamlar Stanley Kübrick'in zekasına çok uygun. Paranın en önemli değer olduğu toplumda yönetenler hep aynı kalıyor ama vitrindekiler değişiyor sürekli olarak ve sahneden çekiliyorlar sıraları geldiğinde.

    Eyes Wide Open Eyes Wide Shut

    Gelelim filmin adına, Stanley Kubrick bu filmin anlaşılmayacağına çok emin ve filmin adını Eyes Wide Shut koyması da bu yüzden. Semantik olarak Eyes Wide Open olabilir veya Eyes Shut ya da Eyes Closed olabilir. Bu yüzden filmin adının filmle bir alakası yok ama filmi seyreden insanlarla çok alakası var. Filmin adı filmi seyredecek insanlar için konulmuş bana göre. İnsanların yalnızca detaylara karşı gözlerinin açık ama derin yapı anlamlarını kavramakta ne kadar yetersiz olduğunu da vurguluyor. Filmi seyreden kişiler bu filmden çok rahatsız olsalar da, basın da yorum yapan kişiler de dahil filmdeki derin yapı anlamlarını kavramakta zorlanıyorlar gibi geliyor bana.

    Orson Welles ve Kubrick

    Kübrick bu filmi hayatının son zamanlarında çektiği için yaşadığı düzeni bu kadar insafsızca ve bu kadar üstü kapalı eleştirebilmesi onun büyük yeteneğinin de en önemli göstergesi. Bir sitem eleştirisi sayılan Orson Welles'in Yurttaş Kane filmine nazire yapar gibi. Ancak onun kadar açık bir anlatım yok ama üstü kapalı olarak herşeyi anlatmış ve bu filmi de Hollywood'a dağıttırmış. Zira Amerika'da sistemi  açıkça eleştirenler sistem dışında kalır.. Yurttaş Kane filminden sonra Orson Welles'in yaşadıkları hepimizin malumu.

    Bu yazıyı yazdıktan sonra filme yeniden gideceğim ve daha başka hangi sembollerin varolduğunu da gözlemeye çalışacağım. Bu filme bu bakış veya farklı bir bakışla sizde yeniden gidin, gitmediyseniz mutlak gidin, sizde bir takım yeni önemli anlamları keşfedecek ve Eyes Wide Shut'ı , Eyes Wide Open haline getirebileceksiniz.

     Cengiz Eren, NLP Eğitmeni, İçerik Sizi Düşünmek kitabının yazarı

    http://www.erenlp.com

    Yeni Not: Bu filmin çekilmesinden uzun bir zaman sonra Bill Clinton'un karısı Hillary Clinton Başkanlığa adaylığını koydu ama seçilemedi. Yerine Gelen Trump'ın başkanlığında dünya zor günler yaşıyor. Hillary Clinton tıpkı filmdeki gibi gibi maskeyi takmak istedi ama gerçekleşmedi ve politik hayatı sona erdi.

     

    Uzun yıllar önce yazdığım bu yazıdan sonra, Hillary Clinton başkan adayı oldu ama adaylıktan çekildi, Obama Lehine. Sonrasında ise Beyaz Saray'da görev aldı. Belki Obama'dan sonraki seçimde yeniden aday olacaktır, Maskeler insan hayatının bir çok içeriğinde takılıyor olabilir. Maskelerin çıkarıldığı tek alan, yatak odası ve tek içerik ise cinsellik.  JEdgar filminde bu konu ilginç şekilde aktarılmış. Politik göndermeleri olan Eyes Wide Shut filminden etkilenerek, uzun yıllar önce bu yorumu yapmıştım. Hayat biraz da yorumlamak değil midir?

     

    Cengiz Eren

    NLP Uzmanı ve Eğitmeni

    http://www.erenlp.com

    İlgili Linkler:

     

  • Farkındaysanız Dışındasınız

    Cengiz Eren FarkındalıkFarkındaysanız, Dışındasınız..


    Bugünlerde çok konuşulan biri farkındalık. Farkında olalım, farkına varalım, farkına vardım, farkındayım, cümleleri çok söyleniyor. Bize önerilen blgiler içinde de farkındalık önemli görünüyor.

    Duyu Organları ile Korumak

    Farkındalık gerçekten iki süreç için çok önemli. Birincisi ve en önemlisi kendimizi koruma süreçleri için farkındalık gereklidir. Duyu organlarımızdan çok sayıda bilgi alıyoruz. Bu bilgiler görsel, işitsel, kokusal, dokunsal ve tatsal kanalarımızdan geliyor. Bir arabanın sesini duyduğumuzda dönüp bakıyoruz. Üzerimize doğru geliyorsa hemen kendimizi korumak için harekete geçiyor ve koruyoruz.

    Öğrenme Süreçleri

    Farkındalık sürecinin gerekli olduğu ikinci süreç ise. Öğrenme süreçleri. Yeni bir şeyi farkında olarak öğrenmeye çalışıyoruz. Daha sonra da bu bilgiyi düşünmeden kullanabiliyoruz. Bisiklete ilk bindiğiniz zamanları düşünün. Öğrendiğinizde bisiklete binmeyi bilip bilmediğinizi düşünmeden, nereye gideceğinize, ne kadar süre bisiklete bineceğinize ve nereden döneceğinize karar veriyorsunuz.

    Bisiklete binmek bu anlamda önemli. Zira insanın kendi gücü ile hareket edebildiği ender araçlardan biri, bisiklet. O yüzden çocukların bisiklete binmeyi küçük yaşta öğrenmesi çok önemli. Bilmiyorsanız, siz de hemen bisiklete binmeyi öğrenirseniz iyi olur. Kendi kararları ile hareket edebilen çocuklar, bisiklete binerken zihinsel sınırlarını da öteleyebilirler. Bisikletle dünyayı dolaşanlar bile var.

    Hayatın her anında ortaya çıkacak farkındalık, kişiyi farkında olmadan hem çok yoracak ve hem de hayatı izleyen biri haline haline getirecektir. Bu daha sonra yazacağımız yazılardan birinin konusu. Eşikte kalmak.

    İnsan hayatında öğrendiğimiz bilgiler de önemli. Dış dünyadan, sözlü olarak, kitaplardan, internetten, sosyal medyadan çok sayıda bilgi alıyoruz. Bu bilgilere karşı da kendimizi korumamız önemli Öğrendiğimiz bilgiler fırsat ve seçeneklerimizi arttırıyorsa, bunları zihnimize almalı geri kalanlarını ise, başka kullanmak isteyenlere bırakmalıyız.

    Fırsat ve Seçeneklerin Arttırılması

    Örneğin ingilizce öğrenmek. İngilizce öğrendiğimizde iletişim kurabileceğimiz insanların sayısı artacaktır. Türkçe konuşurken iletişim kuracağımız insan sayısı, ingilince öğrendiğimizde, 75 milyondan 3.5 milyara çıkacaktır. Fırsat ve seçeneklerimiz artacaktır. Bisiklete bindiğimizde daha uzağa, araba kullanabildiğimizde çok daha uzaklara gitmemiz bizi geliştirecektir, kendi kararlarımızla olduğunda.

    Bu yüzden bize aktarılan bilgilerin yorumlanması önemli hale geliyor, kendimizi farkında olarak korumamız için. Öğrendiğimiz bilgileri kullanmamızda çok önemli. Bilgi davranışlarımıza aktarılmıyorsa, herhangi bir yararı olmayacaktır. Ben ingilizce biliyorum ama yabancılarla konuşmam diyen bir kişinin durumu gibi olabilir.

    Herhangi bir anınızın iyi ya da kötü olduğunun farkındaysanız, o anın dışına çıkmışsınız demektir.
    “Biz seninle ne kadar mutluyuz” cümlesini kurduğunuzda, kısa bir müddet sonra o içerikte, kötü hissedeceğiniz bir durumla karşılacaksınız demektir. “Bu dersten çok iyi not aldım” diyen öğrenci bir sonraki sınavda, istediği notu almakta zorlanacaktır.

    Düşünmeden

    Bir karar verdikten sonra düşünmeden yaşamaya başladığınızda istediklerinizin gerçekleşmesi kolaylaşabilir. Farkındalık, sorgulamaları, sorgulamalarda sürecin tamamlanmasını engeller. 1-0 öne geçtiğinde “şampiyon olduk” diye düşünen futbolcular, bir gol yediklerinde telaşlanıp bir gol daha atamaz ve şampiyonluğu başkalarına kaptırabilirler. Buna ait örnekleri hatırlıyor olabilirsiniz.
    Böylece şunu özet olarak söyleyebiliriz. Yeni bir şey öğrenirken ya da yeni bir durumlar karşılaşıp kendinizi korurken farkında olmanız önemli. Bunun dışındaki haller için “farkındaysanız, dışındasınız” diyebiliriz. Hayatın dışında kalmadan yaşamak, duyu organlarınızdan içeri mümkün olduğu kadar zengin bilgi girmesi yararlı olur. Bu da diğer bir yazının konusu.

    Buradaki bilgileri de yorumlamanız düşündüğünüzden daha önemli, her öğreneceğiniz yeni bilgiyi yorumlamanız gerektiği gibi.

    facebook/cengiz.eren
    twitter/cengiz_eren

    Cengiz Eren

    NLP Uzmanı ve Eğitmeni

     

  • Fetullah Gülen'in Dil Motifleri

    Fetullah Gülen Dil MotifleriYıllar Önce Hazırlanan bir yazı. Bu yazıda Fetullah Gülen'in Dil Motifleri incelenmekte ve sonuçları yorumlanmaktadır.  Özellikle  kurduğu şu cümle "‘Keşke bizim basiretli,firasetli, ileriyi gören idarecilerimiz olsaydı (!) Ve keşke yarınlara ait şimdiden vizyona konulmuş plan ve programlarımız olsaydı! Böylece ‘Adriyatik’ten Çin Seddine kadar’ sözleri havada kalmaz, ülkemizi gelecekte o konuma taşıyacak ciddi adımlar atılmış olurdu’aslında herşeyi açıklıyor. Yıllar sonra anlıyoruz ki, önce devleti ele geçirmek ve sonra da iktidarı ele geçirmek gibi bir mesajı kitaplarında anlatmış. Zamanı geldiği düşünüldüğünde ise, !5 Temmuz kalkışmasını görüyoruz.  Niyeti çoktan belli imiş. "Adriyatik'ten Çin Seddine kadar varız." sözlerini ise o dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman demirel söylemiş ve ardından Türkiye önemli bir kriz dönemine girmişti.

    Fethullah Gülen’in Dil Motifleri

    Son zamanlarda kendisinden çok bahsedilen ve bir fenomen haline geldiği söylenen, kasetleri televizyonda haber birinci konusu olan ve sonra nasıl olduysa üzerinde hiç konuşulmayan bu kişi insanları nasıl etkilemekte. Yaptıklarına bakılırsa gerçekten okulları ile dershaneleri ve finans kurumları ile büyük bir organizasyonu kurabilmiş veya kurdurabilmiş olan Fettullah Gülen’in ne yaptığı ile değil nasıl yaptığı ile ilgileneceğiz bu yazımızda. Ne söylediğine değil nasıl söylediğine söyledikleri altında yatan derin yapı anlamlarının neler olduğunu kavramaya çalışacağız. Bu konuda bize kitapları kaynak olacak ve kitaplarından alıntılarla yüzey ve derin yapı mesajlarını incelerken Neuro Linguistic Programming NLP  tekniklerinin farkında olarak veya farkında olmadan nasıl kullanıldığına bakacağız. Sonuçta bunları Fettullah Gülen yapabiliyorsa biz de yapabiliriz hatta onlardan daha fazlasını yapabiliriz. Ama bunu onun yaptığı gibi yapmamak gereğini de hiç unutmamalıyız.

    Fasıldan Fasıla Kitabı Sayfa 300

    ‘Soru: Trafik Kazalarında ölenler Şehit Olur mu ? Cevap: Müslümansa evet. Fakat, arabada Evrad’ü ezkar ile meşgul olmalı,her zaman Cenab-ı Hakk ile irtibat korunmalı ve ne maksatla olursa olsun, seyahat ederken ölümün bizi her an gelip yakalayabileceği endişesiyle sürekli hazırlıklı olmalıyız... olmalıyız ve uygunsuz bir vaziyette yakalanmamaya gayret sarfetmeliyiz. Hizmet adına yapılan seyahatlerde boşalmak için gülüp konuşmalar olabilir; ama bunlar ahireti unutturacak derecede malayani olmamalıdır.’

    İlk cümlede müslüman olmayanların ne olacağı belli değildir. Müslüman olanlarında nasıl müslüman olmaları gerektiği zaten bu kitabın genelinde anlatılmaktadır. Herzaman Cenab-ı Hakk ile irtibat korunmalı cümlesi sürekli dua edilmesini veya kuran okunmasını ifade etmektedir. Bu içeriği boş bırakılmış cümlede kişiler boşluğu din ve Kuran’ı Kerim ile boşluğu doldurmaktadırlar. Ölümün her an biz yakalayabileceği endişesiyle hazırlıklı olmalıyız.... olmalıyız ve uygunsuz vaziyette yakalanmamalıyız. Ölüm endişesinin burada verilmesini bir anlamı yoktur. Çünkü bir önceki cümlede ifade edildiğine göre trafik kazasında ölürsek ve müslüman isek şehit olacağız. Burada ölüm yerine başka bir kelime , mesela devleti koyduğunuzda ortaya çıkan anlam değişikliği hepinizi şaşırtabilir. ‘Hizmet adına yapılan seyahatlerde bazen boşalmak için gülüp- konuşmalar olabilir; bunlar kesinlikle ahireti unutturacak derecede malayani olmamalıdır.’ Malayani kelimesi boş ve faydasız anlamında bu cümle içinde kullanılmıştır. Bu cümlelerin söylenmiş olması kişilerin çok yaptığı bir işte, araba kullanırken bile neler yapmaları gerektiği Fettullah Gülen tarafından planlanmakta ve yönetilmekte, tehlikelere karşı hazırlıklı olunması gerektiği ve hazırlıksız yakalanmamak için neler yapılması gerektiği anlatılmaktadır. NLP açısından bakıldığında bu cümleyi okuyan kişilerin kaza yapma ihtimali artmakta, tesbih çekerek veya dua ederek araba kullanan kişiler kolaylıkla onun tanımıyla şehit olmaktadır. Uyarılar uyarıldığımız konularda korku üretiyorlarsa, bu korkuların gerçekleşme oran tabii ki çok daha fazladır.

    Fasıldan Fasıla Sayfa 153

    ‘Demokrasi ile uğraşmaya gelince; daha önceleri de çeşitli vesilelerle ifade ettim: Bırakın böyle şeyleri; bunlar bize ait meseleler değil.’Bu cümlede demokrasi, demokratik düzen, bağlı olarak laiklik konuları, Bırakın böyle şeyleri, bunlar bize ait meseleler değil şeklindeki emirle insanların beyninde demokrasi fikri yokedilmeye çalışılmaktadır.

    Fasıldan Fasıla Sayfa 258

    Süper Güç Çin (!) ve Gizli Hesaplar Bu yazıda ABD Japonya işbirliğinin Orta Asya Türk Cumhuriyetlerinde Rusya’nın çökmesi ile ortaya çıkan durumun değerlendirmesi yapılmakta ve ABD’nin Türk Cumhuriyetlerinin Rusya’dan uzaklaşmasını engellemeye çalışması anlatılmaktadır. ‘Keşke bizim basiretli,firasetli, ileriyi gören idarecilerimiz olsaydı (!) Ve keşke yarınlara ait şimdiden vizyona konulmuş plan ve programlarımız olsaydı! Böylece ‘Adriyatik’ten Çin Seddine kadar’ sözleri havada kalmaz, ülkemizi gelecekte o konuma taşıyacak ciddi adımlar atılmış olurdu’

    Bu paragrafta idarecilerimizin basiretsiz, firasetsiz, ileriyi göremez olduğu ilk cümlede ifade edilmekte. Keşke ve olsaydı kelimeleri ile bu gerçekleştirilmektedir. Ve keşke ile başlayan cümlede yarınlara ait plan ve programların olmadığı da ifade edilmektedir. Adriyatik’ten Çin Seddine Kadar cümlesini söyleyen o günkü Cumhurbaşkanının sözlerinin hiçbir anlam ifade etmediği -ilk cümledeki genelleme ile idarecilerimiz içinde bu cümleyi söyleyen Cumhurbaşkanımız’da zaten vardır- söylediği sözlerin havada kalması çok normal olduğu ifade edilmektedir. Son cümlede ise o konum belirsizdir ciddi adımlar belirsizliği arttırmaktadır. Bu cümle neden söylenmiş olabilir. Başlangıçta verilen uluslararası ilişkilere ait bilgilerden sonra bu cümle neden söylenmiş olabilir. İdarecilerimiz yok, planlarımız yok, idarecilerimizin sözleri havada, ülkemizi o konuma kim taşıyabilir. Tabii ki dinleyen ve okuyan kişiler ortaya çıkarılan bu boşluğu bir kişi ile doldurabilir. O da Fettullah Gülen’in kendisidir. Böylece onlara idareci olmak istediğini ve ‘Adriyatik’ten Çin Seddine Kadar’ cümlesini dikkatimize sunması da onun o konumdaki o idareci olmak istediğini anlatmaktadır.

    Sonsuz Nur Sayfa 170

    ‘Erbabına göre bir sihirli asa da onun elinde vardır ve iklimine giren mutlaka büyülenir." ‘Bir sihirli asa da onun elinde vardır’ cümlesi önemlidir ve bu asanın başka kimin elinde olabileceği sorgulanmaktadır aslında ve iklimine girildiğinde büyüleyebilen ve yaşayan bir başka kişi var mıdır sorusu ile boşluk doldurulacak, soruya verilecek cevap Fettullah Gülen’den başkası olamayacaktır.

    Fetullah Gülen’in kitaplarında, söylemlerinde, bu ve buna benzer binlerce örnek bulunabilir. Kitaplarında verilmek istenen temel mesaj , Kuranı Kerim’i en iyi ben yorumlarım, Hazreti Muhammedi en iyi ben hissederim, Said’i Nursi en iyi ben anlarım ve ben olmam gerektiği gibi olmalıyım ve dünya imamı ben olmalıyım mesajıdır.

    Neuro Linguistic Programming ile olan bağlantı nedir burada. Dil motiflerini büyük bir ustalıkla kullanabilen Fettullah Gülen insanları etkilemektedir. Fakat Mantık eşiklerimizin en derininde olan dini ve milli değerlerden dini değerleri kullanarak insanları etkileyen kişi daha sonra yerleştirdiği önermeleri kendi doğruları için kullanmaya başlamakta ve Kuran’ı Kerim’in bizim hayatımızı da yönetmesini sağlamaya çalışmaktadır. Çünkü hayatımızı onun ikna etmesiyle Kuran’ı Kerim yönetmeye başladığında, bu bilgileri bize aktaran kişinin kontrolü ve yönetimi altında olmamız çok doğal bir sonuçtur.

    Kendisi ise bu özelliklerinin mistik güçler tarafından kendisine aktarıldığını zannetmekte ve kendisine verildiğini düşündüğü bu misyonunu yerine getirmeye çalışmaktadır. Burada yanlış olan kendisi böyle düşünmekte özgür olduğu halde bilgi aktardığı kişilerde sınır oluşturduğunun ve bu sınırlar yüzünden kişilerinin gelişmelerini engellediğini farketmesi gerekmektedir. Fettullah Gülen’in gelişimine, tarikat içindeki gelişimine okuduklarına ve anlattıklarına bakıldığında görülecektir ki, tarikatta kendisine geçmişten aktarılan bilgileri kolaylıkla kullanabildiğidir. Ancak aktarılan o bilgiler içindeki sınırları da farkında olmadan kabul etmiş ve başka bir şey düşünemez hale gelmiştir.

    Bu Neuro Linguistic Programming konusunda bilgi anlatan ve bilgi aktaran kişiler için de çok önemlidir. NLP ile gerçekten önemli bir bilgi kaynağına sahip olduğunu zanneden bu kişiler kendi ihtiyaçları doğrultusunda NLP içeriğini doldurmaktadırlar. ‘ Başarının Yeni Teknolojisi’ sloganı, bu sloganı kullanan kişinin başarıya ihtiyacı olduğunu göstermektedir. ‘Hayatın Efendisi mi yoksa kölesi mi olacaksınız? sorusunu soran kişi ise bizi efendilikle kölelik arasında bir seçim yapmaya itmekte ve efendilik konusunda sarfettiğimiz çabaların yetersiz kalması durumunda diğer seçenek olan köleliği kabul etmek zorunda kalacağımızı belki kendisi bile farketmemektedir. Üzülerek söylemek gerekir ki, bu sonuca ilk önce kendisi ulaşacaktır.

    Logosunda insanın kuş beyinli olduğunu ifade edenlerden ise bahsetmeye gerek yoktur. Bu yüzden bilgi aktarılırken temiz olmalıdır, içeriksiz olmalıdır ve virüslerden arınmış olmalıdır, bilgiyi aktaran kişinin bizim üzerimizde herhangi bir hak iddia etmesini önlemelidir. Aksi takdirde NLP eğitimi verenlerde tarikat şeyhlerinden farksız hale gelebilirler veya NLP tarikatları kurabilirler. Böyle bir şey yapıyorlarsa o zaman dini kullanarak tarikat şeyhi olmaları ve istedikleri tek sonuç olan başarıya paraya, insanları köle olarak kullanmaya kolayca ulaşabilirler.

    Dış Önermeler

    Dış önermelere mümkün olduğu kadar az açık olarak hayatımızı yaşamaya başlamamız, bizim hayatımızı istediğimiz gibi yaşamamızı sağlayacaktır. Dünyada herşey ama herşey insan için bir araç ve son olaylarda araçların insandan daha önemli hale gelmesinin ne sonuçlar yarattığı gördük ve dinledik. NLP’de bu araçlardan bir tanesi, diğerlerinden farkı içeriğinin boş olması. Bu içeriği kişinin istediği şekilde doldurabilmesine ve özgür seçimlere izin vermesi. NLP bana kişisel özgürlüğümü nasıl kazanacağımı öğretmişti başlangıçta ve şimdi ben de içeriksiz düşünmeyi isteyen kişilere aktarıyorum, seminerlerle, kişisel uygulamalarla. (Yazının bu kısmından sonrası internete konmadan önce ilave edilmiştir. Kişisel Gelişim ve Değişim Dergisinin ilk sayısı için yazılan bu yazı dergide yayınlanmamıştır.)

     

    Eğer NLP bilgilerini anlatan veya aktaran bir kişi ‘Ben insanları değiştiriyorum’ gibi cümleleri sarfediyorsa ve çevresinde kendisinin NLP gurusu olduğunu düşünen insanların bulunmasına izin veriyorsa, hem kendisi ve hem de çevresindekiler büyük tehlike altındadır. Bir takım kitaplar okuyarak, beline alfa dalgaları yayan aletler takarak NLP uygulaması yapmaya çalışıyorlarsa veya anlattıkları ile ilgili sonuçlar negatif olduğunda ‘Zaten bunlar aptal’ cümlesini kullanıyorlar ise, bu sadece kendi yetersizliklerini göstermektedir. Hele başkalarının yazdığı kitaplara ait isimleri kendi sloganları gibi tabelaları üzerine yazabiliyorlarsa bu kişiler için yapılabilecek çok fazla şey demektir. Başarılı olabilirler, çok para kazanabilirler ancak bu başarılarının kendilerine bile yararı olmayacaktır. Bunu Demirel örneğinde zaten açık olarak görmekteyiz. Kişisel açıdan çok başarılı olan Demirel’in toplumsal açıdan ne kadar başarılı olduğuna siz de kolaylıkla karar verebilirsiniz.

    Beynimizin Kaçını Kullanıyoruz?

    Bunu sadece yerli olanlar mı yapmaktadır? Tabii ki hayır. Üniversite öğrencilerine seminer vermeye gelen Tony Buzan’ın davetiyesi üzerinde şöyle yazar: ‘ Beynimizin sadece % 1’ini kullandığımızı biliyor muydunuz?’ Bu soruya şöyle bir cevap verilse ‘No Mr. Buzan, I really didn’t know, you were stupid enough to use only %1of your brain,’ Bu cümle de iki önemli nokta var gerçekten. Birincisi Tony Buzan bu cümleyi kendisi için söylüyorsa, ‘Ben aptalım ama başarılıyım, başarılı olmak için siz de aptal olun’ anlamı anlaşılabilir. Eğer bizim için söylüyorsa ‘Siz çok aptalsınız’ mesajını bize aktarmaktadır. Bizi aptal olmadığımıza bir kaç kez evet dedirterek, inandırdığında, kendimizi akıllı hissetmemize neden olacaktır. Anlaşıldığı gibi böylece bize aktarılan içerik sadece aptallık olarak belirlenmektedir. İkinci slogan ise ‘İçinizdeki Dahiyi Uyandırın’ sloganıdır.Böylece bizim Tony Buzan'ı uyandırmamız gibi bir anlamı da ortaya çıkmaktadır. Kendisinin nasıl uyandırılması ve buraya getirilmesi gerektiğini hepimiz biliyoruz. Ancak burada söylenmesi gereken şey kesinlikle Tony Buzan'ın veya yukarıda bahsedilen insanların başarısız olduğunu düşünmüyorum ve hepsinin tebrik edilmesi gerektiğini de ifade etmek gerekiyor. Tabii ki çok başarılılar ama sadece kişisel olarak. Yoksa Türkiye ve dünya yaşadığımızdan çok farklı olabilirdi.

    İçimizdeki Çocuk

    ‘İçimizdeki çocuk’, ‘içimizdeki dahi’ sloganları başlangıçta bize güzel gelse bile, ‘İçinizdeki Trafik Canavarını Durdurun’ sloganı ile birlikte telaffuz edildiğinde artık hem güzel gelmemekte ve hem de bizi kaza yapmaya yönlendirmektedir. Biz içimizdeki şeyleri, hamile isek doğum yolu ile, yemek yediğimizde veya su içtiğimizde bildiğimiz şekilde vücudumuzun alt tarafından dışarı atmaktayız. Bu sloganlar Bilinçaltı kavramıyla da üst üste örtüşmektedir. İçimizde ne dahi var, ne çocuk var, ne de trafik canavarı var. Varolan sadece beynimizdeki kaynaklarımız, kaynaklarımızı kullanabildiğimiz ölçüde dahi tavrını, kaynaklarımızı kullanamadığımız ölçüde saldırgan araba kullanma tavrını ortaya çıkarmakta ve sonuçlandırmaktayız. Çocuk tavrımız da aynı şekilde bir hayata karşı bir tavır ve en kolay öğrendiğimiz ve en kolay şekilde bilgiyi davranışları aktarabildiğimiz bir tavır ve bir süreç. Zaten onların genel olarak yaptıkları bizim gelişmemizi önlemeye çalışmak ve bizi etki altına alarak yönetilmemizi sağlamak.

    Bize aktarılan bilgilerdeki virüsleri temizleyerek ve farkında olarak kabul etmemiz, tıpkı çocukluğumuzdaki gibi davranmaya başlayıp, kendi özgürlük alanımız içindeki dış önermeleri redderek, sadece kendi önermelerimizle kendi istediklerimizi yapar hale gelmemiz gerekmekte, hem de en kısa zamanda.

    Cengiz Eren  

    NLP Uzmanı Ve Eğitmeni

    http://www.erenlp.com

    Yazı 1999 yılında hazırlanmış olup, herhangi değişiklik yapılmamıştır. Bize aktarılan bilgileri içeriğinden ayırıp "İçeriksiz" düşünmeye başladığımızda bize aktarılan bilgilerin fırsat ve seöeneklerimizi arttırdığına ya da azlttığına baktığımızda ortaya çıkacak tehlikelerden kendimizi koruyabiliriz. Cemaat ve tarijatlarda itaat etmek zorunluluğunu hayırkelimesini kullanarak kırabildiğimizde kendimizi koruyacağımızı bilmeliyiz.  Fetullah Gülen'in 15 Temmuz Kalkışmasında Türkiye'ye ok zarar verdiği doğrudur. Çok sayıda insanın ölmesine ve yaralanmasına neden olması kadar, verdiği önemli bir zarar var.  Bu da küçük yaşta seçilen zeki çocukların zihnine aktarılan bilgilerle onların düşünme ve yaratıcılıklarına darbe vurulmuş olması daha büyük bir zararı ortaya çıkarmıştır.  Bu insanlar Türkiye'ye yararlı olabilecekken cemaatten başka bir şey düşünemez hale gelmişler ve daha sonra kararları hep başkalarına bırakarak kendi hayatlarını yönetememişlerdir. Şimdi ise 15 Temmuz kalkışmasından sonra yargı önünde hesap vermektedirler.

     

  • Galatasaray Akhisar'a 2-0 Yenilerek Kupadan Elendi.

    Fatih terim Galatasaray Akhisar MaçıFatih Terim En Üzüldüğüm Nokta

    Fatih Terim Galatasaray'ın 2-0 yenilerek elendiği maçtan sonra söyledikleri ilginç.  Hatanın Kendisinde olduğunu söyleyen, ama futbolcuların hve yönetimin maça hazırlanmasığını ifade eden Fatih Terim, basın toplantısında üzgün ve gergin göründü. İlk maçta 2-1  gelip gelmesinin avantajı ile kendi sahasında maça çıkan Galatasaray, oynatmadığı birçok futbolcuyu bu maçta oynatarak onlara şanş verirken, bugüne kadar kendilerini neden oynatmadığı ile zihinsel sorguları futbolcuların aşamadığını gösteriyor. "Bizi oynatmazsan biz de ihtiyacın olduğu zamanda oynamayız" şeklinde farkında olmadan ama bilerek oynamayan futbolcular yüzünden Galatasaray elenmiş oldu.

    Yazıda kalın harflerler yazılmış cümleler aslında ne olduğunu anlatıyor.

    Akhisar Galatasaray Yari Final Maçı Sonrası Fatih Terim'in Basın Toplantısı

    Ziraat Türkiye Kupası Yarı Final rövanş karşılaşmasında sahasında Akhisarspor’a 2-0 mağlup olarak Türkiye Kupası’ndan elenen Galatasaray’da Teknik Direktör Fatih Terim, karşılaşmanın ardından soruları yanıtladı. Akhisar’ı tebrik ederek sözlerine başlayan Terim, “Akhisar’a başarılar diliyorum. Allah’ın verdiği şansları kullanmazsanız, bazı önemli başarılardan vazgeçmek zorunda kalıyorsunuz. 2 kulvarda da maç öncesinde çok önemli yerdeydik. 2-1’le gelmişiz ve biz Galatasaray takımıyız, iç sahada oynuyoruz. Kimse rotasyon niye yapılıyor, niye bu oynadı, oynamadı demesin. Koyduğum her futbolcu Galatasaray’ın lisanslı oyuncusu. Mukavelesi olan her oyuncu da oynama adayıdır. Bir hata varsa da dolayısıyla bizimdir ama bizim her oyunda, disiplinimizin ruhumuzun olması gerekir. Bugün en çok üzüldüğüm nokta ruhumuzun olmaması. Maalesef arkadaşlarımız bunu doğru kullanmamışlardır. Buna rağmen gol bulabilirdik, eleyebilirdik ama son 5 maça yaklaşırken benim onlarla ilgili düşüncem çok fazla değişmezdi” diye konuştu.

    Maçı Kafasında Oynamayan Futbolcular

    Takımın konsantre olmadığını ifade eden Terim, “Maç öncesinde takım bu maçı kafasında oynasaydı görüntü bu olmazdı. Oynamamışlar demek ki. İlk maçtaki avantajı kullanırız düşüncesi konsantrelerini etkilemiş olabilir. Sahada, Galatasaraylı bir futbolcunun yapması gerekenleri yapmadığı bir ortam vardı bugün.  Bir tarafta Latolevici oynatılmıyor, diğer tarafta Eren’in sakatlığı var, Tolga gelip teknik heyete beni biraz bekleyin, ayağım ağrıyor diyor. , ifadelerini kullandı.

    “Teknik, fizik, yürek ve karakteri uygun olanlar, planlamada yer alır”

    Sezon sonunda yapılacak olan planlamanın çok basit olduğunu sözlerine ekleyen Fatih Terim, “Galatasaray’ın bir seviyesi, hedefi vardır, gitmek istediği bir yer vardır. Bunlara uygun olan oyuncular, teknik, fizik, yürek ve karakter olarak uygun olanlar sizinle kalır, uygun olmayanlara teşekkür edersiniz, yolları açık olur. Büyük takımların problemleri büyük olur. 30 milyon seyircisi olan bir camianın pardon deme hakkı olmuyor. Buralarda rüzgarlar sert eser. Büyük kulüp olmanın tezahürleri de bu reflekslerdir. Burada formanın pahalı olması lazım.  Her takım iyi sonuçlar alır, her takım başarılı olabilir ama her takım büyük olmaz. Büyük camialar bu nedenle yukarılarda sert rüzgarların estiği yerlerdedir. Böyle bir durumda siz idare edemezsiniz yönetmek zorundasınız. Bunu sadece teknik olarak değil, idari olarak da söylüyorum. Arkadaşlarımla teknik olarak birçok şeyi götürmeye çalışıyoruz. Abdurrahim Bey’le de idari olarak sürekli istişare içindeyiz. Bugün bizim için çok önemli ama yarını da dizayn ediyoruz.  Bugünü hallederken büyük bir zaman dilimini de halletmeyi düşünüyorum. Burada ihtiyaç olunan her oyuncunun Galatasaray’a her türlü hizmet edecek şekilde olması lazım. ” açıklamasını yaptı.

    Büyük Takım Büyük Camia, Büyük Teknik Direktör

    Galatasaray’ın her yarışta üstünlük sağlamayı görev edinmiş bir takım olduğunun altını çizen Fatih Terim, “Bundan sonra sadece final var, kupa maçı yok. Bu maçın fiziki yorgunluğu sadece 72 saat sonra bizi üzer. Şu andaki tek hedefimiz lig yarışı. Lig ve kupada, bu maç öncesinde de lig şampiyonluğu bizim önceliğimizdi. Her şeyde bir hayır vardır derler ya, bunu iyi kullanabilmemiz lazım. Bakacağız, bir daha izleyeceğiz. Eksiklerimizi biz biliyoruz ama pozisyonları zaten soyunma odasında gördüm. Cumartesi günü bambaşka bir Galatasaray olacak. Bundan herkes emin olabilir. Bu sonuç olmasa iyiydi. Diyarbakır olduğu zaman biz kupaları almaya alışkınız. Diyarbakır’a gidemeyeceğimiz için de üzgünüm. Epeydir gitmemiştim. Artık sadece lig var, şu anda da lideriz ve inşallah buradan da aşağıya inmeyiz.

    http://www.trtspor.com.tr/haber/futbol/turkiye-kupasi/fatih-terim-en-uzuldugum-nokta-159112.html

    Dili Bilmek ve Doğru Mesajlar Vermek

    Yukarıdaki cümlelere bakıldığında futbolcular iyi oynayamadıklarında takımdan gönderileceklerini düşünecekleri için, lig maçlarında bu söylemlerin etkisi ile kendilerini baskı altında hissedecekler ve iyi oynayamayacaklardır. Büyük takım, büyük külüp ve büyük etknik direktör olmanın gereklerini anlatan Fatih Terim, burada rüzgarlar sert eser diyerek  yenilen futbolcularına çok sinirlendiğini de ifade ettirmektedir.

    Kendisinin kebapçı olayında anlaşamadıkları için hakkında açılan davanın da yaşattiği bir gerginlik olsa gerektir. Böylece kebapçı baskını olayı kapanmadığı için insanların zihninde yüzeyde kalmaya devam edecek ve rakip takım seyircileri bunu kullanmaya devam edecektir.

    Anlaşılması gereken bu demeçlerden sonra Galatasaray'ın şampiyon olması zorlaşacaktır. Baskı ve zorlama ile futbolcuları oynatmaya çalışmak yaşadığımız çağın çok gerisinde kalan bir durumdur.  Fatih Terim'in kendisini iyi hissetmesi bir çok sorunu çözebilecektir ama başarısız olmaktan korkan Fatih Terim, başarısızlıklarının nedeni olarak futbolcularını gösterdiği müddetçe başarısız olmaya devam edecektir. Yukarıda Fatih Terim'in kamuoyuna aktardığı bilgiler içinde çok sayıda yanlış olduğunu söyleyebiliriz.

    Yazıyı Okuduğunuz için teşekkür ediyorum.

    Cengiz Eren

    NLP Uzmanı ve Eğitmeni

    http://www.erenlp.com

    Dil ve Türkçe kullanmayı bilmek önemli. NLP Teknikleri ve NLP Bilgilerini öğrenerek doğru modelde kullanabilirsiniz.  Teknik Direktörlerin, yöneticilerin politikacıların yaptığı dil hatalar, Linguistik biliminden anlamadıklarını göstermektedir. Biri bunu onlara anlatmalı diye düşünüyorum. Bir de gerçekler kriz anlarında kolaylıkla ortaya çıkacaktır.

     

  • Göz Hareketleri ve NLP

    Göz Hareketleri ve NLPGözler

    Gözler çok şey anlatır. Sevincimizi, kızgınlığımızı, üzüntümüzü, neşemizi gözlerden anlayabilmek mümkün. Gözyaşı da çok üzüldüğümüz durumlarda ortaya kendiliğinden çıkabilir. Ağladıktan sonra kendimizi biraz daha rahatlamış hissederiz.


    Şarkılar

    “Gözlerinin içine başka hayal girmesin”, “bir bakış baktın kalbimi yaktın”, “gözlerinden okunuyor, sen de seviyorsun”, “gözler kalbin aynasıdır, yalan nedir bilmez onlar” gibi yüzlerce, belki de binlerce şarkı bulabilmek mümkün.

    “Bir bakışla muma çevirir”, “devletli gözü perdeli olur”, “göz görmeyince gönül katlanır”, “kaşla göz, gerisi söz” benzeri atasözlerimiz var. Bence siz daha fazlasını biliyor olabilirsiniz.

    Konumuz bunlar değil. Gözler dokunma duyumuzun ışık enerjisini algılayabilen organımız. Görmek kadar daha başka bir işlevi de yerine getiriyor olabilir. NLP çalışmaları sırasında ortaya çıkan bu işlev, iletişimde büyük bir kolaylık sağlayabilir.

    Göz Hareketleri ve NLP

    Karşınızdaki kişiye şu soruları sorduğunuzda gözleri nasıl hareket ediyor?

    Evinizdeki koltuklar ne renk?

    Koltuklar yeşil ve yerler siyah boyalı olsaydı, nasıl olurdu?

    En son çektiğiniz fotoğraf neredeydi?

    Tarkan'ın aklınıza gelen ilk şarkısı?

    Arkadaşınızın sürdüğü parfümün kokusu?

    Bir sorunu çözmek için neler yapmanız gerektiğini düşünün?

    Eşinizle, arkadaşınızla yaşadığınız sorunu çözmek için ona neler söylemek isterdiniz?

    Göreceksiniz ki bu sorulara cevap verirken gözler farkında olmadan bir takım hareketler yapacaktır. İşte bunlara göz hareketleri diyoruz.

    Sorular sorulduğu sırada gözlerin yukarı, sağa, sola veya aşağıya hareket edeceklerini göreceksiniz.

    Gözler görmeyi sağladığı gibi, beynimize aktardığımız bilgileri de çekebildiğimiz bir araç.

    Bu şekilde karşımızdaki insanın göz hareketlerinden, o andaki içerikle ilgili olarak görsel mi?, işitsel mi? Yoksa duygusal mı? Olduğunu anlayabiliriz.

    Beynimiz

    Beynimizde sol taraf yaşadığımız olayları ve duyguları kaydettiğimiz bir alan. Sağ taraf ise daha çok hayallerle ve gelecekle ilgili. Birini etkilemek istiyorsanız onu sol tarafınıza almanız yararlı olacaktır.

    Kişi, bize Bir şey anlatırken daha çok sağ ve sol yukarıya doğru bakıyorsa onun o içerikte görsel, sola ve sağa bakıyorsa işitsel, aşağıya doğru bakıyorsa duygusal olduğunu söyleyebiliriz. Sol taraf yaşananlarla ilgili görüntü, ses ve sorunlara iç konuşmaları ifade ederken, sağ taraf görmediğimiz ama zihnimizde organize edebildiğimiz görüntü, ses ve duygusal iç konuşmaları farketmemizi sağlar.

    Böylece karşınızdaki insan görsel ise ona görsel kelimeler kullanarak veya çizerek anlatmanız, işisel ise ses tonunuzu daha dikkatlı olarak kullanmanız, duygusal ise duyguları kullanarak ifade etmeniz iletişim seviyenizi faydalı noktalara taşıyabilir. Bu konuda detaylı bilgiler “NLP İçerik Sizi Düşünmek” kitabımdan okunabilir.

    Bu bilgiler iletişimizin daha zengin hale gelmesini sağlayacaktır. Tabii her zaman ki gibi bu konuda karar sizin. 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Gününüzü kutluyor, barış dolu günlere doğru hareket etmemizi diliyorum.

    Cengiz Eren

    NLP Uzmanı ve Eğitmeni

    http://www.erenlp.com

    Yazı Posta Gazetesi Pazar Günü bölge eklerinde yayınlanmıştır. NLP Teknikleri NLP Bilgileri ve NLP seminerlerindeki bilgi aktarımları kullanılarak yazı hazırlanmaktadır.

     

     

  • Gözyaşı

    cuneyt ozdemir ağlamak soner yalçınAğlamak Gözyaşı ve NLP

    Ağlamak gündemde yeniden ve daha yoğun olarak. Yaşadığımız bir durumda gözyaşı ortaya çıkıyorsa, orada bir sorun var demektir. Ağlamak kişinin nefes alışının değişmesi ve gözlerinden yaş gelmesi ile görülmektedir. Bu durum bir çok şekilde gerçekleşebilir.

     

  • Harita, İletişim ve Ulaşım

    İletişime geçmek için formu dikkatlice doldurunuz.

    Mail Adresiniz:
    Konu:
    Mesajınız:
    2+5 kaça eşittir?

    İletişim Adresimiz

    E R E N L P

    NLP Braingineering

    Bayar Caddesi, Gülbahar Sokak
    No:10 Demirkaya Apt. D:1, Kozyatağı, İstanbul

    Telefon:

    Whatsapp Randevu
    Email: cengizeren [ @ ] erenlp.com
    Web: www.erenlp.com

    Ofis ziyareti öncesi telefon veya mail adresiyle randevu almanız, beklememek için yararınıza olacaktır. Teşekkürler

     

  • Hıncal Uluç

    Hıncal Uluç Depremden korkmamak için Deprem OlmakHıncal Uluç ve Çocukluk

    Çocukluk insan hayatındaki bir çok şeyi belirliyor. Farkında olmadan yaşananlara ait stratejiler ve sonuçlar yaşanan hayatın içine damla damla akıyor. 

     

TOP