cengiz eren

 

  • NLP ve Zihinsel Detoks Köşe Yazısı

    Zihnimiz ve Etkilenmek

    Ankara'daki patlamada hayatını kaybedenlere rahmet, yaralananlara sağlık dilerken terörün çirkin yüzünü yeniden göstermesine üzülüyor ve lanetliyorum. Bu olaylar kayıpları olanların hayatını derin şekilde etkileyecektir. Birçok insanın zihninde önemli etkilere neden olacak, kişileri farkında olmadığı şekilde değiştirecektir. Terör arttıkça şiddet, cinayetler, trafik kazaları ve olumsuz bir çok olayın artma ihtimali büyüktür. Bu etkilerden de kendimizi korumanın önemli olduğunu düşünüyorum. Hayatı yaşamaya devam etmek önemli, çok önemli.


     

    Geçen hafta ifade ettiğimiz gibi bu haftanın yazı konusu Zihinsel Detoks. Hayatı yaşarken yaşadığımız tecrübelerin farkında olmadığımız etkileri olan stratejiler farkında olmadan kullanılıyor. Kişiler kendileri değişmek isteseler de değişim gerçekleşmiyor.

    Değişim

    Çok sayıda kitap okuyan, kendisini değiştirmek için bir çok seminere giden, programlara giden birçok kişi eskisi gibi yaşamaya devam ediyor. Dahası “neden değişemedim, demek ki benim sorunlarım daha da büyük” diyerek, kendisi ile olan iletişimi biraz daha bozuluyor ve ayrışma giderek artıyor. Ayrışma kişinin kendisini zihinsel olarak izlemesi anlamına gelmektedir.

    Yaşadığınız bir tecrübeyi hatırladığınızda gözünüzün önüne gelen görüntü içinde kendinizi görüyorsanız, ayrışma başlamış demektir.

    Aşağıda yazılanları yaşıyorsanız,

    Kendinizi sürekli olarak kötü hissediyorsanız,
    İyi bir şeyden hemen sonra kötü bir şey olacakmış gibi hissediyorsanız,
    İstediğiniz sonuçlara ya hiç ya da düşündüğünüz zamanda ulaşamıyorsanız,
    Uçak korkunuz varsa,
    Deprem korkunuz varsa
    Panik Atak benzeri durumları sık veya aralıklı olarak yaşıyorsanız,
    Bir saatten fazla narkoz almışsanız,
    Trafik kazası geçirmişseniz,
    Çocukluğunuzda şiddet görmüşseniz,
    Çocukluğunuzda ceza için herhangi bir şekilde kapatılmış ve yalnız bırakılmışsanız,
    Cinsel taciz görmüşseniz,
    Beklemediğiniz bir patlama ile karşı karşıya kalmışsanız,
    Geleceğinizi planlayamıyorsanız,
    Sürekli negatif iç konuşmalar yapıyorsanız ve kendi kendinize konuşuyorsanız,
    Farkında olmadığınız hareketleriniz varsa,
    Evden dışarı çıkmakta zorlanıyorsanız,
    Arkadaş sayınızda geçmişe göre azalma varsa,
    Kalabalığa girmekte zorlanıyorsanız,
    Tanıdığınız kişiler önünde bile sunum yapamıyor ve konuşamıyorsanız,
    Başkaları için çok şey yaparken kendiniz için hiç bir şey yapamıyorsanız,
    Sınav Stresi veya sınav korkusu çekiyorsanız,
    Hastalıklardan ve hasta olmaktan korkuyorsanız,
    Yakınlarınıza çok sert ve aşırı tepkili davranıyorsanız,
    Trafikte araba kullanırken gösterdiğiniz tepkiler sertleşiyorsa,
    Maç yaparken veya maç seyrederken kendinizi kaybediyorsanız,
    Küçük yaşta üzerinize sıcak sıvı dökülüp yanmışsanız,
    Değer verdiğiniz şeyleri kaybedebileceğinizi düşünüyorsanız,
    Zihninizde sürekli olarak aynı şeyleri tekrarlı olarak düşünmeye başlamışsanız,

    Zihinsel Detoks'a ihtiyacınız var demektir. Zihinsel Detoks ile yaşadığınız tecrübelerin ve oluşan stratejilerin gözden geçirilmesi, bunların “içeriksiz” olarak yaşanan hayatı nasıl etkilediği kolaylıkla farkedilebilmektedir.

    Zihinsel Detoks

    Zihinsel Detoksta tecrübeler kadar, beynimizin işlevleri, karar verme ve öğrenme süreçleri ile bilgiler, dil kullanımı ve sonuçları, hayatın nasıl yönetileceği ile ilgili bilgiler de aktarılmaktadır.
    Zihinsel Detoks hakkındaki detaylı bilgileri http://www.erenlp.com sitesinden okuyabilirsiniz.

    Hannıbal ve Gemileri Yakmak

    Hannibal Roma imparatorluğuna saldırmak için ordusu ile birlikte İspanya'ya gelir. Orada gemilerini yakar. Bu ordusuna güvenmediğine dair bir mesajdır, aynı zamanda. Sonra bugünkü Fransa üzerinden İtalya'ya gider. Fakat Alp dağlarına geldiğinde komutanlarına der ki “Ya bir yol bulun ya da bir yol açın”. Tabii yol da bulunamaz ve açılamaz. Hannibal verdği yanlış karar yüzünden savaşmadan, ordusunu heba eden komutan olarak tarihe geçer. Onun gemi yakması akılda kalır, hatta şarkılar yapılır “Ne gemiler yaktım, ne gemiler yaktım” cümleleri ile, günümüzde. Yanlış karar Alplerden de, Bağdat'tan da döner diyebiliriz.

    Hayatı ve duygularınızı yönetmek düşündüğünüzden daha kolay olabilir. Karar tabii ki yine sizin.

    Cengiz Eren

    https://www.erenlp.com

    WhatsApp Randevu

    Posta Gazetesi bölge eklerinde NLP ile Hayatın Yönetimi Sende köşelerinde 2015 yılında yayınlanmıştır.

     

  • Okullar Açıldı

    Okullar açıldı, tatil bittiOkul Öğrenci ve Öğretmen

    Geçtiğimiz hafta okulların açılması ile 18.000.000 civarında öğrenci ve 900.000 öğretmen için tatil bitmiş oldu. 3 aydan fazla süren tatilden sonra bugünlerde yeni yeni okula alışıyor, öğrenciler ve öğretmenler. İnsan hayatında okul önemli. Daha doğrusu insan hayatında önemli 3 unsur var.


     Anne Bana ve Öğretmen

    Anne, Baba ve Öğretmen. Anne sevgiyi ifade ediyor, baba güveni. Öğretmen de bilgiye karşı nasıl tavır konulabileceğini ve nasıl yorumlanması gerektiğini öğretmesi gerekiyor. Böyle olduğunda sevgiyi alıp, vermesini bilen, kendine güvenen ve bilgiyi yorumlayabilen kişiler, kendi hayatlarını kolayca yönetebileceklerdir.

    Ama sistem bu şekilde çalışmıyor olabilir. Çocuğun hayatında bu öğelerden biri eksikse, kendi hayatında da sorunlar yaşayacaktır, büyüdüğünde. “Benim çocuğum çok usludur, sözümden dışarı çıkmaz” diyen bir anne, “Çocuğum sözümden dışarı çıkmaz” diyen bir baba, “öğrencilerim benden korkarlar ve hiç ses çıkarmazlar ve yaramazlık yapamazlar” diyen bir öğretmen, birgün hata yaptıklarını anlayacaklardır. Çocukların üzerinde bıraktıkları hasarlar ise, o öğrencide farkında olmadan hayat boyu devam edebilir.

    Başarı

    Bir de başarı konusu var. Çocuğunun başarılı olmasını çok isteyen, kendi gerçekleştiremedikleri eğitimi çocuklarının almasını isteyerek onların seçimlerini gözardı eden aileler olduğunu biliyoruz ve biliyorsunuz. Son dönemlerde başarının giderek daha fazla kutsanmaya başlaması, çocuklar üzerinde önemli baskıları yaratacaktır.

    Arkadaşları ile kıyaslanan çocuklar, kendilerini hiçbir zaman iyi hissedemeyebilirler. “Bak onun oğlu/kızı ne kadar başarılı” cümlesi başarılı olmak ve sevilmek arasında bir bağlantı kuracak, sevilmek için başarılı olması gerektiğini düşündürecektir, çocuğa veya gence. Ailelerin birbiri ile başarı yarışına girmesi çocuğun farkında olmadan bir ürün haline dönüşmesini sağlayabilir. Bu özellikle öğretmen anne ve/veya babaların çocuklarında daha fazla görülebilir. Çocuğun başarısı = Öğretmen anne/babanın başarısı. Doğal olara çocuğun üzerinde artan baskılar. Sert olarak söylenen “bilgisayar oynama”, televizyon seyretme”, “dışarı çıkma” cümleleri aile ve çocuk iletişimini biraz daha bozabilir. Küçük çocuklarda sorun olmuyor görünse de ilerideki yaşlarda çatışma yaratacaktır, bu durumlar.

    Çocuklara nasihat etmenin de pek yararlı olmayacağını söyleyebiliriz. Zira anne ve babanın geçmiş tecrübelerini anlattığı olaylar, çocuk tarafından çok da anlaşılmayacak ve faydalı bir sonuç ortaya çıkarmayacaktır.

    Eğitim Sistemi

    Eğitim sistemi iyi not alma üzerine kurulu olduğundan ve testlerle sonuç almaya çalışıldığından, yaratıcılığı engelliyor olabilir. Küçük yaşlarda kullanılabilen yaratıcılık, okulda elde edilen sonuçlarla giderek daha az kullanılabilmektedir. Hem kişinin kendisinin ve hem de ülkemizin yaratıcılığı geliştirmeye ve kullanmaya ihtiyacı var.

    Bu yüzden öğrencinin eğitimine devam ederken yaratıcılığını destekleyecek, zihinsel sınırlarını öteleyecek süreçleri yaşaması ve bilgileri alması düşündüğümüzden daha önemli olabilir. Öğrencinin doğal ortamlarda yer alması ve yaşaması onu geliştirecektir. Doğa, orman, deniz, doğada yürüyüş gibi süreçler bu anlamda hem bir sınır ve hem de sonuç içermediği ve kendisini de iyi hissettireceği için yararlıdır.

    Önemli olan kendi değerinin farkında olan, bilgiyi yorumlayabilen, hayır diyebilen ve en önemlisi kendi kararlarını verip hareket edebilen çocuklar ve gençler yetiştirebilmek. İstenen sonuç bu olduğunda kendini iyi hissedebilen insanlar hayatlarını kolayca yöneteceklerdir.

    İyi Hisseden Çocuklar

    Çocukları kıyaslamak, yargılamak, onların önünde çatışmalar yaşamak, şiddet uygulamak, başarıyı ve elde ettiği sonuçları olumlu ya da olumsuz olarak önemsemek, onların geleceğini etkileyecektir. Onları sevdiğinizde ve güvendiğinizde kendisi için en iyi sonuçları alabileceklerdir. Çocukların ve öğrencileri korumanız gereken zamanda korumanız ve kendilerini korumasını da öğretmeniz en önemlisi. Bu konuda annelere, babalara ve öğretmenlere çok önemli görevler düşüyor. Anne, baba ve öğretmenler de kendilerini iyi hissederek, başarıdan çok iyi hissedebilen, mutlu olabilen çocuklar yetiştireceklerdir.

    Facebook/cengiz.eren

    twitter/cengiz_eren

    Cengiz Eren

    NLP Uzmanı ve Eğitmeni

    Yazı Posta Gazetesi Bölge Ekleri içinde yayınlanmıştır.

     

     

     

  • Oscar ve Temizlik Posta Gazetesi Yazısı

    Oscar ve Temizlik

     

  • Panik Atak Benzeri durumlar

    Panik Atak'tan kurtulmak

    Panik Atak  ve NLP Teknikleri

    Panik atak adını duyduğunuzda panik atak yaşıyorsanız farklı, panik atak yaşamıyorsanız farklı düşüneceksiniz. Düşündükleriniz ise farkında olmadan yaşadığınız süreçlerin veya yönetemediğiniz durumlarla karşı karşıya kalmanızla ilgi

     

  • Şiddet ve Kişisel Tarih

    Kadına Çocuğa ŞiddetÖfke ve Şiddet

     

    Hayatı yaşarken bir çok durumla karşılaşıyoruz. Gülüyoruz, eğleniyoruz, keyifli anlar yaşıyoruz, kızıyoruz, öfkeleniyoruz. Bazı kişilerde bu kızgınlık ve öfke geçici bir durum olarak yaşanırken, bazılarımızda şiddet ortaya çıkarıyor. En çok da kadına ve çocuklara erkeklerin gösterdiği şiddet.


     

    Bilmediğimiz şeyi düşünemediğimiz, öğrenmediğimiz bir şeyi yapmamız mümkün değil. O zaman şiddet nereden öğreniliyor? Sorusu bu anlamda önemli sayılabilir.

     

     

     

     

     

     

     

    Evde öğrenilen şiddet,

    Okulda öğrenilen şiddet,

    Sokakta öğrenilen şiddet,

    Bilgisayar oyunlar ile öğrenilen şiddet,

    Filmlerle ve çizgi filmlerle öğrenilen şiddet,

    Askerlikte Öğrenilen Şiddet

    Terör olaylarından öğrenilen şiddet

    Şarkılardan öğrenilen şiddet,

    Hayvanlara uygulanan şiddet,

    Doğaya karşı şiddet,

    ve daha bir çoğu.

     

    Sinirlenmek

     

    Herhangi bir duruma sinirleniyorsanız, o içerikte hayatınızı yönetemiyorsunuz demektir. Herhangi bir kişi gelip sizi sinirlendirebiliyorsa, sinirlenmenizin nedeni o durum ya da insan olmayabilir. Geçmişte yaşadığınız tecrübelerde gösteremediğiniz tepkileri, o durum ya da o kişiye gösterdiğiniz anlamına gelecektir. Buna zihninizde varolan kapakların açılması ve geçmişte yaşanan duyguların özellikle kötü tecrübelerdeki duyguların ortaya çıkması diyebiliriz.

     

    Genellikle bu durumlardan sonra gözyaşı ortaya çıkmasının da bir nedeni olduğu bilinmelidir.

     

    Öfkelenmek

     

    Öfke ise,, bu durumun biraz daha ileri bir halidir denebilir. Genellikle kişinin kendisini güçsüz hissettiği durumlarda ortaya çıkacaktır. Kendisini sinirlendiren ve kızdıran içeriğe zarar vermeye doğru bir sürecinde başlangıcıdır, aynı zamanda. Sinirlendiğiniz durumlarda ortaya çıkan zihinsel kapakların açılması, biraz daha fazlalaşmıştır. Kişi kendisini güçsüz hissettiren durumu veya kişiye zarar vermeye .çalışabilir. Bu aynı zamanda şiddetin ortaya çıkabileceğinin bir başlangıcıdır, diyebiliriz.

     

    Bu noktada kişi gözlerini kıpmaz hale gelir, burundan nefes alır ve nefes alma süreleri uzar. Kişi farkında olmadığı bir transa geçer.

     

    Kişinin geçmişte yaşadığı tecrübeler içinde dayak ve şiddet var ise, o zaman karşısındaki kişiyi, geçmişte nasıl cezalandırıldıysa, benzer şekilde cezalandırmaya çalışır. Böylece kendi gerçeğini kaybetmiş ve karşısındaki kişi insan olmaktan çıkıp bir objeye dönüşmüştür.

     

    Şiddet

     

    Bir sonraki aşama ise, zihinsel kapakların tamamen açılmasından sonra bu kapakları açan kişinin sürekli olarak ve kötü hissedilerek düşünülmeye devam edilmesi, öfkede ortaya çıkan trans durumunun biraz daha derinleşmesidir. Ortaya çıkan her şiddetin bir tarihçesi olduğunu bilmek, o kişinin kişisel tarihçesini anlamak gerekir.

     

    Genellikle kadın cinayetlerinde görülen bir durumdur. Kişi sürekli olarak aynı konuyu takıntılı olarak düşünmekte ve planlar yapmaya başlamaktadır. O kişinin zihninde kadın insan olmaktan çıkıp bir obje haline gelmiştir.

     

    Kasım ayında 27 kadın erkekler tarafından öldürülmüş. 2016 yılında toplam 328 kadın kadın cinayeti işlenirken, 2017 yılında Kasım ayı dahil 366 kadının öldürülmüş olması tabii ki çok üzücü. Bu cinayetleri işleyen kişiler genellikle kadınların en yakınında olan kişiler.

    http://www.hurriyet.com.tr/eskisehir-kadin-meclisi-10-ayda-337-kadin-oldu-40658102

     

    Kadının bir obje ve erkek tarafından sahip olunan bir meta olarak görülmesi bu sonuçları ortaya çıkarmaktadır. Şiddeti küçük yaşta öğrenen kişiler ileri yaşlarda bu durumlarla karşılaşmakta, ve hakim karşısında geçtiğinde “Ne yaptığımı hatırlamıyorum, hakim bey” diyebilmektedir.

     

    Şarkılar, Filmler,  Bilgisayar Oyunları

     

    Tom and Jerry, Temel Reis ve benzeri çizgi filmler ile “seni saran kucaklar kara toprakla dolsun”, “kafama sıkar giderim”, seni versinler ellere, beni vursunlar”, “ya benimsin ya toprağın” "yakarım Roma'yı da yakarım" sözlerini aktaran şarkı sözlerinin de şiddete katkısı olduğunu söyleyebiliriz. Daha fazlasını siz bulabilir, yorumlara yazabilirsiniz.

     

    Sinirlenmenin, hiddet ve öfkenin ve şiddetin ortadan kalkması insan değeri ile yakından ilgilidir. Kadın, erken çocuk ayrımı yapmadan insan değerli olduğuna inanmak ve insanları aptal akıllı salak zeki ve benzeri sınıflamalardan uzak tutmak, daha doğrusu ayrımcılık yapmamak şiddetin azalmasını sağlayabilir.

     

    Kişinin zihni temiz değilse, geçmişte yaşadığı tecrübeler içinde şiddeti bir şekilde öğrenmişse, bir gün ortaya çıkabilir.

     

    Özellikle yaşadığımız dönem herkesin zihinsel kapaklarının kolayca açıldığı durumları ortaya çıkarıyor. Bu sebepten araba kullanırken, tanımadığınız insanlarla iletişim kurarken, birileri ile tanışıp yakınlaşmadan önce onların neler yaşadığını öğrenmeniz yerinde olacaktır. Karşı tarafın sinirlendiğini, bakışlarının tek noktaya kilitlendiği durumları gördüğünüzde, oralardan uzaklaşmanız yararlı olabilir. Aynı durumlar sizde ortaya çıkıyorsa, duygularınızı sakince ifade edebileceğiniz durumları öğrenmeniz güzel olur.

     

    Sık sık sinirleniyorsanız, öfkeleniyorsanız, birilerine ya da bir şeylere kızıyorsanız değişim zamanı ve kendi kişisel tarihinizi gözden geçirmenin zamanı gelmiş demektir.

     

    Cengiz Eren

    NLP Uzmanı Eğitmeni

     

    http://www.erenlp.com

     

  • Sindirella veya Sindirilmiş Çocuklar

    Sindirilmiş Çocuklar Çocuklar ve Şİddet Sindirelle

    Yayınlanan iki haber sindirilmiş çocukların başına neler gelebileceğini çok acı şekilde gösterdi. Sindirella masalından yola çıkılarak hazırlanan yazı, çocuklara hayır demesini öğretmeyenlerin yaşadıkları ağır sonuçların neler olduğunu da gösteriyor. Kendinize baktığınızda siz sindiren misiniz? yoksa sindirilen misiniz? Yoksa sürekli olarak sindirmeyi, sindirilmeyi yaşıyor olabilir misiniz? Bazen bir aslan, bazen bir kuzu gibi olarak? Karar tabii ki sizin.

     

  • Spartacus Bir Stanley Kubrick Filmi

    Spartacus

    Spartacus filminin yeni versiyonu geliyormuş. !4 Aralıkta sinemalarda diye yazıyordu. Spartacus bir Stanley Kubrick filmi. Zamanının en tartışılan yönetmenlerinden biri. Her filminde bir üst mesaj (cover story) bulunurken, alt mesaj olarak bir sürü mesajları aktarmakta.Kimse görmüyor veya dikkat etmiyor olabilir mi?


    Spartacus Kölelerin başkaldırısının hikayesi. Kölelikten kurtulmak ve kendi ülkelerine dönebilmek tek istekleri olduğu halde, çaresizce savaşmaya devam edeceklerdir. Roma imparatorluğunun seçkinleri ve senatosu arasındaki çekişmeleri gözler önüne seriyor film.

    Filmin Kadrosu önemli. Kirk Douglas Spartacus'u oynuyor. Laurence Olivier, Jean Simmons, Charles Laughton, Peter Ustinov, John Gavin ve Tony Curtis oyuncuları. Bu film ile Tony Curtis en iyi yardımcı oyuncu Oscar'ını da almış.

    Çalıştığı madende bir askerin achille tandonunu ısırarak sakatlayan Spartacus, dişlerinin sağlam olmasından dolayı Gladyatör okuluna seçilir. Orada ise ağır bir eğitim görecek ve sonra da ölümüne savaşmak üzere Roma'lı seçkinlere satılacaktır. Ancak gelişmeler böyle olmaz ve isyan çıkar. Gladyatörler yaşadıkları hapis hayatından kurtulurlar. Sonra da diğer köleleri özgürleştirerek yollarına devam ederler. Amaçları yağmaladıkları değerli metal ve mücevherler vererek kendi ülkelerine gidip özgürce yaşamak isterler.

    Ancak durum böyle olmaz ve kendilerini götürecek gemiler Komutan Crassus korsanlarla anlaşarak, gitmelerini engeller. Roma üzerine yürümeye başlayan kölelerden Roma'yı kurtarabilecek tek kişi Crassus'tur ve Senato bu yüzden kendisini birinci konsül tayin eder. Bu tam anlamıyla diktatörlük demektir. Roma'yı sevmek ve Roma'nın hizmetkarı olmak seçkinlerin işidir. Daha sonra tarih sahnesine çıkacak olan Sezar'da Crassus ile işbirlği yapar.

    Sonunda 3 ayrı lejyonun birleşmesi ile köleler savaşı kaybederler ve hepsi çarmıha gerilirler. Hristiyanlığın başlangıç dönemleridir.

    Senato'daki güç çekişmleri, daha sonra adı konacak olan bizans oyunlarının başlangıcı da burada oynanmaktadır. Gracchus ve Crassus arasındaki çekişmeler ve replikler önemli. "Roma herkes için bir anne gibidir ama Crassus kibarca söylemek gerekirse Roma ile evlenmek istiyor" cümlesi bunlardan biri.

    Kölelerin isyanı sona ermiştir ve Spartacus efsanesi ise devam eder. Bu anlamda Crassus istediğine ulaşamamıştır. ilk defa 70 mm olarak çekilen filmdeki çok etkili savaş sahneleri görülmeye değer. Düzenli Roma ordusu ile köle gladyatör ordusunun savaş stratejisi görsel olarak güzel şekilde anlatılmış. Çok kalabalık bir kadro ile çevrilen film, zamanına göre süper bir yapım ve daha sonra çekilecek olan Kleopatra filmine de ilham vermiş olsa gerektir.

    Köle olan Varinia, Spartacus ve Crassus arasında bir aşk üçgeni de kurulmuştur. Jean Simmons'un oynadığı Varinia Spartacus'ten özgür bir bebeğe sahip olur. Gracchus'un kurtardığı Varinia yoluna devam eder. Gracchus ise sürgüne gitmemek için intihar seçeneğini kullanır.

    Filmin hikayesi böyle. Ama filmde ilginç alt mesajlar var. Filmin senaristi Dalton Trumbo Mccarthy dönemindeki Komünist avına yakalananlardan. Hollywood tarafından da aforoz edilmiş durumda. Spartacus filminin çekilmesini sağlayan kişi ise, filmin yönetici yapımcılığını da yapan Kirk Douglas. Kendisi olmasa bu senaryo yazarı kabul edilebilir olmayabilirdi, diye yazıyor Wikipedia.

    Spartacus Stanley Kubrick Filmi

    Yüzeyde isyanın bastrılmış olduğu gösterilerken, McCarthy dönemindeki insan avı, filmde "devlet düşmanları biliniyor,tutuklamalar devam ediyor, hapisaneler dolmaya başladı. Her şehir ve eyalette sadakatsizler tutuklanmaya başladı." Crassus'un bu repliği Dalton Trumbo'nun ve Stanley Kubrick'in McCarthy dönemini film içinde kayda geçirdiğini gösteriyor.

    Kubrick böylece tarihe bir kayıt da koymuş oluyor. FBI'ın insanları dinlediği, komünist avı yapılarak insanların suçlandığı, suçlanan
    insanların başkalarını da suçlamalarının istendiği bu baskılı dönem film içine bu şekilde aktarılmış durumda. Enemy of the Sates olarak suçlandığınızda iş yapamıyorsunuz, çalışıyorsanız işinizden atılıyorsunuz. Bu dönem incelendiğinizde sayısız insanın cezalandırıldığını öğrenebilirsiniz. Bu şekilde cezalandırmalar ise, filmde çarmıha gerilen 6000 kişi ile anlatılmış. Kamuoyu önünde suçlanan, işten atılan, dışlanan, binlerce insan. Onlarda kamuoyu önünde çarmıha gerilmişlerdi. Bizde yaşanan Ergenekon sürecinde de binlerce insan cezaevine konularak kapatıldı.

    Tabii Amerika'da yaşanan bu dönemin bizdeki etkileri de komünistlerin toplandığı ve Nazım Hikmet'n yurt dışına kaçtığı dönemler.

    Stanley Kubrick bu filminde hem görsel olarak, hem oyuncu kalitesi olarak bugün bile hala kolaylıkla seyredilebilecek bir gerçekleştirmiş. Üst mesajlarla birlikte alt mesajları yukarıda anlatılan şekilde organize etmiş. Bunu da üst mesaj olarak aşk, savaş, kölelik, senato oyunlarını verirken, film içine çok da iyi gizlemiş. Son filminin adını Eyes Wide Shut koyması da bunları kimsenin farketmediğini anlatmaya çalışması ile ilgili. Film bu anlamda bir başyapıt.

    Bakalım 14 Aralık'ta vizyona girecek Yeni Spartacus, nasıl bir etki yaratacak ve bu filmden ne gibi çağrışımları ortaya çıkaracak. Seyredeceğiz.

     

  • Steve Jobs Stanford Konuşması Hazin Öyküsü (NLP Yorumu)

    steve jobs, apple, cengiz eren, değişim,Steve Jobs Stanford Speech

    Steve Jobs Stanford üniveritesindeki mezuniyet töreninde bir konuşma yapar. Bu konuşma şu anda internette dolaşıyor.

     

  • Tatlı Dil ve Yılan

    Tatlı Dil yılanı deliğinden çıkarırKonuşmak

    Konuşuyoruz, konuşurken cümleler söylüyoruz. Bazen söylüyoruz ama ne söylediğimizin farkına varamıyoruz. Anlatmak istediklerimizi tam anlatamayacağımızı düşündüğümüzde başka bir obje veya nesne kullanarak anlatmaya çalışıyoruz. Politikacılar, milletvekilleri, liderler, kannat önderleri, köşe yazarları da bunları kullanıyor.


    “Acaip sevindim”, “ Korkunç güzel”, “Felaket güldüm”, “Anıra anıra ağladım”. Bu cümleleri bir yerlerde duymuş olabilirsiniz yaptığınız konuşmalarda. Duygularını bu şekilde aktarmaya çalışanların hayatlarında, acaiplikler, korkular, feleaketler ya vardır, ya da bu şekilde konuşulduğu için bunlar hayatına kolaylıkla taşınabilir. Karşıtlık içeren bu cümlelerin kullanılmasının yanlış olduğu söyleyebilir. Güzeli güzel kelimelerle anlatmak en iyisi.

    Metafor Kullanmak

    Bir şeyi başka veya bilinen birşeyle tanımlamaya metafor kullanmak diyoruz. “Tavşan kanı gibi bir çay istiyorum” diyen bir kişi koyu bir çay içmek istiyor olabilir. Çayın demini tavşan kanı ile tanımlamaya çalışmaktadır. Bunu söyleyen kişi tavşan kanını bilmiyor bile olabilir ama tavşanın kanının çıkması için kesildiğini bilmiyor bile olabilir. Neden başka bir hayvan değil de tavşan sorusunu sormak aklımıza gelmiyor. Neden kullanılıyor olabilir? Bilgi olarak tavşanın vücut sıcaklığı 39,7 derece ve insanın vücut ısısından yüksek olduğu söylenebilir.

    “Adam gibi çocuk”, “Adam gibi adamdır”, “O güzel bir insandır” gibi cümlelerde kullanılıyor. Bu cümlelerde ise, dil açısından yanlışlık olduğu söylenebilir. Adam bir tanımlama olmasına rağmen iki örnekte sıfat olarak kullanılır durumda. Güvenilir, namuslu ve benzeri bir kelime yerine geçen “adam” kelimesi aynı zamanda erkeklerin üstünlüğünü de vurgulamış oluyor. “O güzel bir insandır” cümlesinde ise “güzel” kelimesi artık başka bir anlam ifade etmektedir. Böylece kelimeler olan anlamlarından farklı hale taşınmaktadır. Türkçe'nin esnekliği bu kullanıma olanak sağlamakta, ortaya çıkan sonuçlar ise düşündüğümüzden farklı sonuçları ortaya çıkarmaktadır.

    Ata Sözlerimiz

    Ata sözlerimizde de benzer yanlış anlamalar olduğu söylenebilir. Çocuk eğitiminde kullanılan “ağaç yaşken eğilir” cümlesi aslında böyle bir anlam taşımıyor olabilir. Eğitim ve eğilir kelimelerinin benzerliği ilginç bir durum. Aslında çocuklara dik durmasını öğretmek gerekirken eğilmesini sağlamaya çalışmak anlamlı gelmiyor. Ağaca şekil vermek istiyorsanız, esnek olduğu dönemde şekil verebilirsiniz. Ağaç kurumuşsa ve şekil vermeye çalışıyorsanız kolaylıkla kırılabilir. Bunun çocukluk ve gençlikle bağlantısı olduğunu düşünmüyorum. Metaforu böyle kullanan yaşam koçları varsa, yanlış yaptıklarını söyleyebiliriz.

    “Yedisinde ne ise yetmişinde de odur” cümlesini insanların değişemeyeceklerine dair bir mesaj vermek için kullanılır. Çocuklar yedi yaşına kadar istedikleri gibi yaşarken, başlayan okul hayatı yüklenen sorumluluklar, rahatça oynanamayan oyunlar, ödevler, başarının önemsenmesi nedeni ile farklılaşmakta ve ancak sorumluluklarından kurtulduğu zaman yedi yaşındaki davranış modeline geri dönmektedirler, belki de. Yedi yaşındaki davranış modelinin bulunulan her yaşta yaşanması hayatın daha keyifli olmasını sağlayabilir. Bu yüzden “ yedisinde ne iseniz, her yaşınızda öyle olun,” diyebiliriz.

    “Huy canın altındadır”, “Can çıkmadan huy çıkmaz” cümleleri de değişimim olmayacağına bizi inandırmaktadır. Biliyoruz ki değişime direnç diye bir durum var. Herkes değişime direniyor olabilir ama değişimin gerçekleşmesi de zor değildir. Değişime direnci görüp bu cümleleri kullanmaya devam eden kişiler için değişim zorlaşacaktır. Huy ile açıklanmak istenen zihnimizde kısayol haline gelmiş düşünce, inanç ve davranışlar olsa gerektir. Karar verme gereksinimi duymadan yapılmaya devam eder. İşten çıkınca kahveye giden bir kişi, kolay olduğu için bunu yapmaya devam edecek ve bir müddet sonra başka güzel şeyler de yapabileceğini unutacaktır. Bunu kırmak için bir gün yürüyüşe çıksa, bir gün spor yapsa, bir gün sinemaya gitse ve bunları yedi kere tekrarlasa kahveye gitmeyi zorunluluk olmaktan çıkarıp seçeneklerden biri haline getirecektir. Böylece huy da, davranış da düşünce de değişmiş olacaktır.

    Sözler Hayatımızı Etkiler

    “Hoşca Kalın,” “Sevgiyle Kalın,” “Mutlu Kalın” mesajlarını kullanıyorsanız, kilo alabilirsiniz.

    Kullandığımız kelime ve cümlelerin ne kadar önemli olduğunu farketmeniz yararlı olur. Ağzınızdan çıkanı, kulağınızın duyması yukarıdaki sebeplerden dolayı çok önemli. Özellikle kendi hakkınızda olumsuz cümleler söylüyor, düşünüyor veya size söylenen olumsuz cümleleri sebebini öğrenmeden kabul ediyorsanız, hayat sizin için daha da zorlaşabilir. Söyledikleriniz kendisini gerçekleştiren kehanetler haline dönüşebilir. Bu konuyu irdelemeye devam edeceğiz.

    Yılmayan Dışarıda

    "Tatlı Dil yılanı deliğinden çıkarır." cümlesi yılan ile hayvan ile ilgili olmasa gerek, yılmış bir insanın içe kapandığını gösteriyor olabilir. Yılmayan insan sorunlarını çözmeye devam edecektir. Siz de yılmayan olduğunuzda kendiniz harekete devam edebilirsiniz.

    Her zaman olduğu gibi, karar sizin tabii ki.

    Cengiz Eren

    https://www.erenlp.com

    Bu yazı Posta Gazetesi bölge eklerinde 2015 yılında yayınlanmıştır. NLP bilgileri ve NLP teknikleri kullanılarak hazırlanan bu yazıları NLP ile Hayatın yönetimi sende köşelerinde yer almıştır.

     

  • The House That Jack Built Krikonun Yaptığı Ev

    The House That Jack BuiltThe House That Jack Built Jack'ın Yaptığı Ev

    Lars Von Trier filmi. Bir önceki Nymphomaniac 1 ve 2 filmleri gösterimleri Türkiye'de yasaklanmış olan Lars von Trier. Psikoloji ve Psikiyatrı konusunda çarpıcı sonuçlar ortaya çıkaran, konulan teşhislerin aslında çok yanlış olduğunu iddia eden Lars Von Trier.

    Obssesive Compulsive Bipolar

    Bu filminde OCB Obsessive Compulsive Bipolar konusu inceleyen Lars Von Trier, psikoloji bilimine de farklı bir bakış sergiiyor. Başrolünü Matt Dillon'un oynadığı film, şaşırtıcı bir bölümle başlıyor. Birinci vaka ilginç. Olmayanı oldurmaya çalışan ve atasözü ile ifade edilirse, “Eşeğin aklına karpuz kabuğunu düşürmek” anlamında bir başlangıç. Kriko'nun da önemli bir işlevi var.

    OCB takıntıları olan kişinin ortaya koyduğu davranışlar, yapmaya çalıştığı ev maketleri, mükemmele ulaşma çabaları, filmde gayet güzel aktarılmış.

    Freud Cinsellik ve Psikolojik Teoriler

    Psikolojik teorileri eleştirel şekilde gözden geçiren yönetmen, karanlıkta ve yolculukla yapılan itirafları ve bilinçaltı kavramını da eleştiriyor. İnsanın varoluş ve yokoluş süreçlerini gözden geçirirken çürüme ve bakteriler arasındaki bağlantıları da kendi görüşlerini katarak aktarıyor. Filmde sürekli bir tatmin edilme isteği ortaya konmasına rağmen, Freud'un bahsettiği cinsellikten eser yok.

    Tatmin ve Tekrarlar

    Yaptığı eylemlerde giderek OCB takıntılarının azaldığını farkettiğinde işi giderek ilerletiyor, gerçek hayatta kuramadığı evini, buzhanede kurmayı başarıyor. Ancak farklı takıntıların üremesi ile birlikte sınır tanımamaya başlaması ve bir an önce isteklerinin tatmin edilmesini sağlamaya çalışırken tedbirsiz davranma sonucunu ortaya çıkarıyor. Tıpkı araba ile gideceği yere bir an önce ulaşmak isteyip kaza yapan insanlar gibi.

    Duygusal değişimlerin nasıl gerçekleştiğini sokak lambaları ile anlatan filmin görülmesi yararlı olabilir. Geçmiş, gelecek ve an arasındaki bağlantılar çok güzel şekilde görsel olarak anlatılmış. Tatmin olma süreçleri yeni doyumsuzlukları da beraberinde getirdiği gibi yeni tatmin arayışlarını da ortaya çıkarıyor.

    Nefes Alma Nefes Kesme

    Tabii ki bütün bu yaşananların temelinde çocukluk ve nefes var. Nefes ve çimen arasındaki bağlantılar, daha sonra nefes kesilmesi süreçlerini de ortaya çıkaracaktır. Yalnızlık ise önemli bir etken. 

    Filmografisinde çok tartışmalı filmler olan Lars Von Trier'in, bu filmi de önemli tartışmaları ortaya çıkarabilecek diyebiliriz.

    Takıntılı İnsanlar

    Bir anlamda, koleksiyonerlerin, obje toplayıcılarının, hızlı araba meraklılarının, yazarların ve sanatçıların kendilerini nasıl motive ettiklerini ve tatmin süreçlerini de anlıyoruz. Takıntılar önemli bir motivasyon kaynağı. Daha iyisini, daha yenisini ve en mükemmelini yapmaya çalışmak bir çok insanın yapısında var.

    İnsanın hem çok kırılgan, hem de çok yalnız olduğunu da vurgulayan film, rezidanslarda ve apartmanlarda oturup birbiri ile iletişimi kalmayan yalnız insanlar topluluğunu çok iyi anlatmış. Gerçeği söylesenizde inanılmadığı halde, insanın değil, malın korunduğu bir dönemi yaşadığımızı da ifade ediyor.

    Nymphomaniac Filmi

    Nyphomaniac filminin ikisini de seyretmiştim. Bir türlü tatmin olmayan cinsel arzularını tatmin etmeye çalışan ve bulamayan bir kadının hiskayesi idi film. Ancak film “ben ninfomanyağım ama orospu değilim” sahnesi ile bitiyordu. Seyredenler bu yorumun ne olduğunu farkedebilirler.

    Matt Dillon takıntılı, soğukkanlı bir karakteri gayet güzel oynamış. Tarantino'nun kanlı Kill Bill filmlerinden tanıdığımız Uma Thurman ise sadece birinci vakada yer alıyor.

    Filmde Kill Bill'deki Bang Bang şarkısına ve hem de Stanley Kubrick'in Full Metal Jacket filmine çağrışımlar ilginç. Sadece Bang Bang değil bir Bang var, birinci vaka'da.

    Bilinçaltı BilinçDışı

    Bilinçaltı kavramını hem tarifleyen ve hem de itiraflarla ortaya bilinçaltı yolculuğu görülmeye değer. Freudian ve Jung'cu yaklaşımlara ve kavramlara vurulan bir darbe olarak görülebilir, film. Çürüme, Cennet, Cehennem gibi kavramlara da farklı yorum getiren Lars Von Trier, psikoloji ve psikiyatri bilimine açtığı savaşı bu filminde de sürdürüyor ve sürdürmeye devam edecek gibi görünüyor.

    Filmi görmenizi tavsiye ederim. İkinci defa izlediğinizde daha derinliğine anlaşılması mümkün olacaktır.

    Cengiz Eren

    http://www.erenlp.com

    İlgili Linlkler:

     

  • UFUK Güldemir

    p5042606.jpg

    UFUK GÜLDEMİR

    Gazeteci, yazar, yönetici Ufuk Güldemir'i kaybettik. Geçtiğimiz yıllarda yakalandığı kanser hastalığı yüzünden vefat eden Ufuk Güldemir'in hayatı değişim ve gelişim süreçleri açısından da incelenmesi gerekiyor.

     

  • Yatılı Kalmak, Posta NLP

    Yatılı Kalmak Posta NLP YazısıTatil Gözlemi

    Bodrum'da bir sahil. Akşam saatleri. Servis yapan çocuklar günün yorgunluğunu sahilde oturarak atmaya çalışıyorlar. Konuşuyoruz. “Nerede okuyorsun?”Diye soruyorum. “Deniz Lisesinde” diyor. “Bodrum'da deniz lisesi var mı?” “Yok” diyor, “Manisa deniz lisesinde okuyorum.” “Yatılı olmak nasıl”diye soruyorum. “Başlangıçta zordu” diyor ve devam ediyor, “Başlangıçta evi özlüyordum, şimdi ise okulu özlüyorum.”Arkadaşlık nasıl” diye soruyorum. “Kimse yanlış yapamaz” diyor. “Yanlış yapan yapan olursa onu arkadaşlıktan atıyoruz”. O sırada bir arkadaki şezlongta oturan bir bayan “ben de yatılı okudum” diyor. Öğretmen okulunda okumuş. Yatılı olmak konusunda konuşmaya devam ediyoruz.

    Daha sonraki günlerde o öğretmeni hep gördüm. 15 gün boyunca hep aynı saatte geliyor ve aynı şezlongta yatmaya devam ediyordu. Bir gün “Şezlongda da yatılı kaldınız galiba”dedim. Tebessüm etti, sadece.

    Yatılı Okul ve Duygu

    Yatılı okulda okumak insanın duygusal hayatında önemli hasarlara yol açıyor. Ailesi tarafından okula getirilen çocuk yatakhane'de tek başına kaldığında ailesinden koptuğunu anlıyor ve derin yalnızlık duygusu yaşanıyor. Çocuk ne kadar küçük olursa hasar o kadar büyük olacaktır. Aile sevgisinin yerini, arkadaşlık ve bağlılık dolduruyor.

    Ali Sirmen 7 yaşında Galatasaray Lisesi ilkokuluna başladığı (yakın geçmişte yanan bina) günleri anlatırken “orası benim ilk hapisanemdi ve bana ağır geldi” diyor, Enver Aysever ile televizyonda yaptığı söyleşi de.

    Yatılı Kalmak

    Yatılı okuyan insanlar daha sonra yaşadığı içeriklerde de yatılı kalabilirler. Bu durum yatılı kalmak kavramı olarak adlandırılabilir. Okulda, politikada, ideolojide, gazete köşesinde, televizyonda, sinemada, çalıştığı işinde, hastanede, evliliğinde,tatil yerlerinde yatılı kalan insan sayısı çok. Kendilerini işine adayanlar, 24 saat çalışabilen ve verilen görevi yerine getirmeye çalışanların yatılı okulda okumuş görmek hiç şaşırtıcı olmayacaktır.

    Bugüne kadar darbe yapanların ve yapmaya kalkışanların hepsinin yatılı kalan kişiler olduğunu söyleyebiliriz. Bu yüzden çocuğunuzu yatılı okula gönderirken bir daha düşünmeniz yararlı olacaktır. Siz de sürekli olarak aynı şeyleri yapmaya devam ediyorsanız, o içerikte yatılı kalmış olabilirsiniz

    Kendi kararınızla yeni şeyler yapmak ve duygularınızı hissederek ifade etmek sizi bu durumdan kurtarabilir. Karar her zaman ki gibi, yine sizin.

    Cengiz Eren

    NLP uzmanı ve Eğitmeni

    http://www.erenlp.com

     

     

  • Yazı Yazmak Posta NLP Köşesi

    Yazı Yazmak Posta NLP Yazıları Cengiz ErenGelişmek

    İnsan duyu organlarına ulaşan bilgilerin zenginliği oranında gelişiyor. Beş duyusuna ulaşan bilgiler ne kadar farklı ve yeni ise zihinsel süreçler de değişim ortaya çıkacaktır. Yeni yerler görmek, yeni sesler duymak, yeni kokuları koklamak, yeni tatlar almak ve dokunma duyusuna ulaşan bilgiler.


    Hareket

    Bu ise çok gezmek ve hareket etmek ile mümkün.

    Kişi yeni yerlere, yeni şehirlere ve yeni ülkelere gittiğinde, gezip dolaştığında oradaki farklı hayatlar ve farklı dünyalar olduğunu da görecektir.

    İnsanı geliştiren bir başka şey ise, bilgi almak ve okumaktır. Gidemediğimiz göremediğimiz yerleri, yaşayamadığımız duyguları, kitap okuyarak hissetmeye, zihnimizde canlandırmaya çalışırız. Yazar kelimeleri, cümleleri kullanma biçimi ile yazdığı durumu ne kadar çok hissettiriyorsa, o kadar iyi yazar olduğu söylenebilir.

    Yazar ve Canlandırma

    “Sabahın seher vaktinde uçmayı yeni öğrenen martıların çığlıkları ile gözlerimi açtığında henüz güneş doğmamış ve poyraz esmeye başlamamıştı. Martılar, kırlangıçlar, kumrular ve serçeler sıcakta uçmak istemedikleri için, güneş doğmadan kanatları aşağı yukarı hareket ederken uçuyorlardı. Yüzünü yıkayıp, dişlerini fırçaladıktan sonra ağzında hissettiği serinlikle bisiklete binmeye karar verdi. Bisikletle giderken havanın serinliğini, denize yaklaştığıda denizin kokusunu da hissediyordu. Pedallar aşağı yukarı hareket ederken, bisiklet ileriye doğru hızlanarak gitmeye devam ediyordu. Denizi gördüğünde çocukken sabah güneş doğmadan sandalla çıkıp çapari ile yakaladığı istavrit balıklarının ızgaradaki kokusunu ve tadını hattırladı. Kendi emeği ile karnı doyuyordu.”

    Buradaki anlatımda cümle içindeki görsel, işitsel, kokusal,tatsal ve dokunsal kelimeler durumun hissedilmesini sağlıyorlar.

    Okumak Konuşmak Yazmak

    Okumak, konuşmak, düşünmek insanı geliştiren zihinsel faaliyetleri zenginleştirir. Ama insanı en çok geliştiren şey nedir diye sorarsanız “yazmak” cevabı verilebilir. Bu yüzden yazı yazmak önemli. Bir masal, bir hikaye, gezi notları, günce veya mektup yazmaya başladığınızda, hem yazma stilinizin hem de kendinizin kısa zamanda ne kadar geliştiğinizi farkedebilirsiniz. Yazdıklarınızı This email address is being protected from spambots. You need JavaScript enabled to view it. adresine gönderebilirsiniz. Üzerinde konuşabiliriz.

    Yazı yazdığınızda duygularınızı, hissettiklerinizi kayda geçiriyor olacaksınız. Karar her zaman ki gibi yine sizin.

    Cengiz Eren

    http://www.erenlp.com

    BU yazı Posta gazetesi bölge eklerinde NLP ile Hayatın Yonetimi Sende köşesinde yayınlanmış, NLP teknikleri ve bilgileri kullanılarak hazırlanmıştır.

     

     

     

  • Yazılar Yorumlar

    ceren

    Çok çeşitli konularda NLP Uzmanı ve Eğitmeni Cengiz Eren'in yazdığı yazıları bu linkten okuyabilirsiniz. Hem güncel hem de genel konularda yazılan bu yazılar ilginizi çekecektir. Değişim süreçleri, yaşanan olaylar, söylenen cümlelerin aslında ne anlama geldiğini bu yazıları okuyarak, daha kolay farkedebilirsiniz. Yazılara yorum yazarak katkıda bulunabilir, yazıyı okuyanlara siz de bilgi aktarabilirsiniz. Bu yazılarda NLP bilgileri ve teknikleri kadar Linguistik açıdan aktarılan cümlelerin Gramatik, Pragmatik, Semantik yapıları ile ilgili incelemeler de yer almaktadır.  NLP Practitioner Seminerimize katılacak kişilerin bu yazıları okumaları yararlı olacaktır.

    Özellikle insan hayatında dilin ne kadar önemli olduğunu görebileceğiniz bu yazılar, kendi kullandığınız dil de farkında olmadan yaptığınız hataları farketmenizi sağlayacaktır. Katkılarınız için şimdiden teşekkür ederiz.

     

  • Yeni ve İlk NLP

    Bugün yeni senenin ilk günü. Yeni ve İlk. İnsan hayatında önemli iki kelime. Hayatınıza ve geçmişe baktığınızda bu kelimelerin ne kadar önemli olduğunu anlayabilirsiniz. Önce ilk gelir ve sonra yeniler. Yeni olarak öğrendiklerimiz ve yaptıklarımız bizi yeniler. İlk bir başlangıçtır. Yeni ise gelişmemizi sağlar.

    İlk okula başladığınız ilk gün,
    Bisikletin üzerine çıktığınız ilk an,
    İlk sinemaya gidişiniz,
    İlk diplomanızı almanız,
    İlk yazdığınız yazı,
    İlk aşık olduğunuz hissettiğiniz an,
    İlk ayağa kalktığınızda attığınız ilk adımlar,
    İlk resminizi yapmanız,
    İlk yaptığınız yemek,
    İlk telefonunuz,
    İlk trafiğe çıkış,
    İlk flörtünüz,
    İlk araba kullanmaya çalışmanız,
    İlk işe başlamanız,
    İlk evlendiğiniz gün ve gece,
    İlk yazdığınız kitap,

    İlk yaşadıklarınız heyecanlıdır. Olumlu ya da olumsuz olabilir. Bazıları sizin kararınız olsa da, çoğunlukla duruma bağlı olarak yaşanır. Şarkıda olduğu gibi “ Kalbe dolan o ilk bakış unutulmaz, unutulmaz, sevda ile ilk uyanış unutulmaz, unutulmaz”. İlk yaşananlar hep hatırlanır. Hatırlandığında iyi hissediliyorsa, kişinin hayatı kolaylaşacaktır. Tersi durumlar kişinin değişimini zorlaştırabilir.

    Yeni ise, kişinin kendi kararı ile gerçekleşen öğrenme süreçlerini ve durumları anlatır.

    Yeni okula başlamanız,
    Yeni tanıştığınız kişi,
    Aldığınız yeni diploma,
    Taşındığınız yeni ev,
    Yeni bir spora başlamak,
    Yeni arkadaşlıklar,
    Yaşayacağınız yeni şehir,
    Aldığınız yeni araba,
    Kullanmaya başladığınız yeni telefon,
    İşlerinizi daha hızlı yapabileceğiniz yeni bilgisayarınız,
    Yeni diktiğiniz ağaçlar,
    Yeni öğrendiğiniz yemek,
    Yeniden açan çiçeğiniz,
    Aldığınız yeni eşyalar,
    Yeni bir sene
    ve daha yüzlercesi.

    Bu listeye siz de ilaveler yapıp bana yazabilirsiniz.

    Yeni senenin bu ilk günün kendi kararlarınızla yeni içerikleri hayatınıza taşımanızı isterim.
    2016 senesi hem kişisel ve hem de toplumsal olarak bizi çok yordu. 2017 yılı kendi kararlarımızla değişimin başlangıcı olsun dilerim. Yeni sene, iyi hissedeceğiniz yeni heyacanları hayatınıza getirsin. Tabii karar yine size ait.

     

  • Zihinsel Aids

    Giderek artan stresin kişinin vücudunda ortaya çıkardığı sonuçlara Zihinsel Aids diyebilir miyiz?Zihinsel Aids ve NLP

    Zihinsel süreçlerde giderek artan stresin ortaya çıkardığı sonuçları gözlemlersek aids'e benzer bir takım sonuçların yaşanabildiğini görmekteyiz.

     

  • Zihinsel Detoks : Değişim'de Yeni Bir Kavram

    NLP İle Zihinsel Detoks Cengiz Eren Tescillidir.

    NLP İle Zihinsel Detoks

    Copyrigth:Zihinsel Detoks adı ve  makalesi  tescil edilmiştir.  Herhangi  bir sitede, basılı veya görsel medyada izinsiz olarak kullanılamaz ve alıntılanamaz.

     

  • Zihinsel Detoks Seminerleri Başlıyor

    Zihinsel Detoks Seminerleri BaşlıyorNLP ile Zihinsel Detoks Seminerleri Başlıyor

    Değişmek istiyorsunuz, ama bir türlü değişemiyorsunuz.

    Sürekli olarak tekrarlanan çevrimler söz konusu. Kazanmak istedikçe kaybediyor, sevilmek istedikçe terk ediliyorsunuz.

    Seminerlere katıldınız, kitaplar okudunuz, hatta yazılar bile yazdınız. Ama herşey eskisi gibi olmaya devam ediyor. Formatlamaya çalıştınız olmadı, nefes kurslarına gittiniz, baştan iyiydi ama sonra yine eskiye döndünüz.

    Optimum, maximum, yoga, meditasyon ve bar access, başarı kursları, hatta NLP kursları, seminerleri, atölyeleri. NLP Practitioner(kullanıcı), NLP Master Practitioner,(uygulayıcı) NLP Trainer(aktarıcı) oldunuz ama yine de değişmediniz ve kendiniz için bir şey yapamıyorsunuz. Bireysel çalışmalara katıldınız ama olmadı. Daha neler neler.  

    Uçak korkunuz vardı, geçmedi. Araba kullanmaktan korkuyordunuz, hala korkuyorsunuz. Sınavda veya maçta kaybetmekten, zayıf not almaktan korkuyordunuz, değişim o kadar çalışmadan sonra olmadı. Sahne korkunuz hala devam ediyor. Hastalıktan, işini kaybetmekten, eşini çocuğunu kaybetmekten korkular. Psikologlar tanı koyuyorlar. Post travmatik stres sendromu, anksiyete, takıntı, kaçıngan kişilik ve daha neler neler. Teşhislerde bir işe yaramıyor.

    Bütün bunları yaptıysanız ve daha sonra eski modelinize döndüyseniz, değişim gerçekleşmemiş demektir.

    Tedavi için doktora, terapi için psikologa, değişim için bize gidiniz, sloganımız.

    Zihinsel Detoks Programımızda NLP teknikleri ve bilgileri kadar, beynimizin çalışması, farkında olmadan kullandığınız stratejilerin nerelerden kaynaklandığı, kullandığımız dil, iletişim modelleri ve benzeri bilgiler aktarılmaktadır. Yaşanan tecrübelerin farkında olmadan yarattığı stratejiler değişmeden değişim olmayacağını bilmeden biliyorsunuz. Bunların nasıl oluştuğu hakkında bilgilenmeye ve bu bilgileri öğrenme süreçleri ile birlikte davranışlara aktardığınızda, değişim gerçekleşmesi çok kolay.

    Neden çok çabuk sinirleniyor ve hemen sonra ağlıyorsunuz?

    Araba kullanırken neden çok geriliyorsunuz?

    Korkularınız neden var?

    Uyku uyumanız ne zamandan beri zorlaştı?

    Ne kadar zamandır fazla kilolarınız var?

    Evlenme kararını siz mi verdiniz?

    Üniversiteyi seçtiğiniz bölüm kendi kararınız mıydı?

    Ne zamandan beri fazla kilolarınız var?

    İş hayatınızda kariyeriniz neden bir yere takılıp kaldı?

    Temizlik hayatınızın önemli bir kısmını etkiliyor mu?

    Cinsellikte sorunlar yaşıyor musunuz?

    Orgazm sonrası gözyaşı döktüğünüz oluyor mu?

    Kullandığınız dilin yaşadıklarınıza etkisi ve yaşadıklarınızın dilinize yansıması nasıl?

    Hayatınızı siz mi, başkaları mı, yoksa geçmişte yaşadığınız tecrübeler mi yönetiyor?

    Bu ve buna benzer daha bir çok sorunun cevabını bulacağınız NLP ile Zihinsel Detoks programına katılabilirsiniz, kaynaklarınızı kullanmak, kendi hayatınızı yönetmek ve sizi engelleyen sınırlar ve korkulardan kurtulmak için.

    “Ben aslında değişmek istemiyor ve acı çekmeye devam etmek istiyorum” diyorsanız, tabii ki bu programımıza katılmanıza gerek yok.

    http://www.erenlp.com sayfasını takip ederek, seminer tarihleri hakkında bilgi alabilirsiniz.

    Cengiz Eren

    NLP Braingineering

    Whatsapp Randevu

    NLP Uzmanı ve Eğitmeni 

     

TOP