Sinema, Çivi, Ağaç, Çekiç, Yaprak Kısa Kurmacaları
- Son Güncelleme: Pazar, 06 Ocak 2013 23:55
- Cengiz EREN tarafından yazıldı.
- Gösterim: 3704
Çekiç, çivi, ağaç, yaprak, sinema kelimelerinden oluşan kısa kurmacalar. Siz de bu kelimelerden oluşan kurmacalarınızı yorum kısmına yazabilirsiniz.
MN:
Başının ağrısından uyuyamıyordu sanki birisi çekiçle çivi çakıyordu.Huzursuzca kalktı camı açtı temiz hava iyi gelirdi belki.Sonbaharda geçip gitmek üzereydi ağaçlar çoktan yapraklarını dökmüştü.Çok severdi böyle havalarda sinemaya gitmeyi ,ne varki bugün evden pek çıkamayacak gibi görünüyordu..
CE:
Simon and Garfunkel El Condor Pasa şarkısında çivi olmaktansa çekiç olmak isterim diyorlardı. Ya çekici kafana yersin ya da çekiç olup çiviyi çakarsın. Hollywood sineması da gurular da bizi iki seçenek arasına sıkıştırmak isitiyorlar, Bazen kendisini rüzgarda savrulan bir yaprak gibi hisseden Mevlana'da.
AA:
Aslında hepimizin aklını başına getirecek bir çekicimiz olsa çivinin kafasına kafasına çaktığı gibi...Belki o zaman hayatı sanki bir ormanın son ağacı,güzel bir sinema filminin son sahneleri,nefis bir kitabın son yaprakları ve mutlu bir insanın son nefesi yokmuş gibi rahatça harcamazdık.
BY:
Çiviye vurulan son darbeyle çekiç sanki sinemanın da başlangıç gongunu çalıyordu...ve ağaçtaki son sarı yaprak kızın ayakları dibine düştü...eğildi yaprağı aldı ...bir an bakakaldı yaprağa ve ağır adımlarla yürümeye başladı denize doğru...boş bakan gözlerinin anlamı değişti ve fırlatıp attı denize yaprağı...artık hayatında kuru yapraklara tükenmiş ilişkilere yer yoktu...
CB:
Sinemaya adimimi atar atmaz ayagima civi batti,hemen cantamdaki cekici cikarip civiyi cikardim ve kapi onunde yapraklari dokulmus agacin dibine gomdum o civiyi!
YKS:
ortaokulda edebiyat öğretmenimiz bir soru sordu bizlere: tiyatro mu? sinema mı? o yaşlarda sinema demiştim.çünkü beyaz perdenin büyüsüne bende kapılmıştım... Belki de renkli olan filimler, hayatımıza
renk katıyor diye düşünmüştüm... Bugün yine bana aynı soruyu sorsalar, tiyatro derim... Neden mi ? çünkü canlıdır, sanatçı seyirciden doping alır, köklüdür tıpkı bir ağaç gibi, tiyatro sanatçıları fedakardır ;ellerinde çekiç ve çivilerle dekorlarını yaparlar, daha da neler yazılmaz ki, ama kısa hikayemize sadık kalarak, yaprak dökümü lafını ise hiç sevmem...
NS:
Bir film gibi geçmişim, Sinemalarda sezonu bitmeyen bir film. Geçmişim bir çivi, ama hiçbir çekiç çakamıyor o çiviyi. Güzellikleri hep sonbahar tadında tadıyorum.
Ağacın dalında tek bir yaprak kalsa diyorum.
UA:
Ağaç,gövdesine çiviyle sinema afişini çakan adama yine de sevgiyle baktı,dallarıyla yüzünü okşadı.Yaprağın okşamasıyla içi gıdıklanan adamın elindeki çekici ayağına düşürmesiyle canı müthiş şekilde yandı. yokuş aşağı yuvarlanmasıyla cumporlop! diye havuza düştü,keyfi bozulan kuğuların can havliyle kıyıya uçmalarıyla baloncu balonlarını kaçırmış,mısırcı mısırlarını zor kurtarmış,çöp tenekesi devrilmiş ayağı takılan patencilerde havuzu boylamış,çocuklar balonların peşinde koşuşur olmuştu.Ben ise ağacımın üzerindeki afişi çıkarmış,ona sıkı sıkı sarılmış hala kahkahalarla gülüyordum.Afişin üzerinde ise 1984 yazıyordu.
AB:
Elindeki daha önceden hazırlamış olduğu listeye baktı..ev için gerekli olabilecek küçük bir alet kutusu istiyordu;tornovida,çekiç,çivi,metre gibi..Bozdağ'ın kestane ağaçlarının yapraklarının yerleri halı gibi örttüğü bir sonbahar fotoğrafı vardı ve onu çerçeveletmişti.Sinemadan sonra bu işi hallederim diye düşündü