Şahane Misafir Bir Ferzan Özpetek Filmi
- Son Güncelleme: Pazar, 23 Eylül 2012 17:24
- Cengiz EREN tarafından yazıldı.
- Gösterim: 4451
Şahane Misafir fiminin galası kalabalıktı. Çok sayıda tanınmış kişi oradayadı. Ertuprul Özkök, Eyüp Can, Uğur Cebeci çok sayıda artist ve yönetmen. Her gala da veya her ödül töreninde İnglorius Bastards filmini hatırlıyorum. Filmin sonunda doğru sinema makaralarının yanma sahnesi gözümün önüne geliyor. Quentin Tarantino'nun Hollywood'u anlattığını düşündüğüm bu filmi, her galada ve her ödül töreninde akla gelebilecek bir sonuç. Film çok beğenilirse, seyreden yönetmenler, film beğenilmezse yönetmenin kendisini sinemanın yanmasını isteyecektir. Galada olan Ferzan Özpetek filmini seyretti mi? bilmiyorum. Yorumu aşağıda okuyacaksınız.
Ferzan Özpetek filmografisinde duygusal aktarımlar, doğal ortamlar ve rahat bir akış her zaman görülüyor.
Şahane Misafir filmi de bu anlamda hem seçilen aktrist ve aktörler olarak ve hem de yaşanan çevre bize doğal bir akışı gösteriyor. Fimin başındaki Timsah gözlerine benzer bir gözün gördükleri anlatılıyor gibi. Yakın çekim baktığımızda ve dikkatli incelediğimizde olayların hiç de düşündüğümüz gibi olmadığını gösteren bir film olmuş. Küçük gerilimler, küçük kahkahalar, duygu ve hüznün bir arada gerçekleştirmeye çalışılan bir film olmuş, Şahane Misafir. Tam da filme girmeden önce içtiğim güzel sebze çorbası gibi.
Her bilgiyi bilgiyi üreten kişinin içeriklerini taşır cümlesi gibi, hef film o filmi çeviren senaryo yazarı ve yönetmenin kendi içeriklerini taşır cümlesini söyleyebiliriz. Ferzan Özpetek'te kendi hayatına dair ipuçlarını film içine aktarmış durumda. Tekbaşına yaşamaya karar veren ve içinde sinema oyuncusu olmaya çalışan bir kişi yeni eve taşındığında olaylar başlıyor. Hem bugünkü hayatın hem de çok geçmişte yaşananların sorgulandığı olayla dizisi başlıyor. Bazen korkutan, bazen güldüren bazen de düşündüren cümleler var.
Akıl Oyunları ve Altıncı his filminde yaşananlara benzer çağrışımları görüyoruz. Bazıları bizim görmediklerinizi görebilir. Bu tıpta şizorfrenik bir durum olarak ifade edilirken Ferzan Özpetek'te bunun aslında böyle olmadığını ve altında başka hikayeler yaşandığını anlatıyor. Kumpanya içinde oyuncuların birbirini satabileceğini ve korku ile dışarıya çıkmaya korkan ruhların korkularının nasıl ortadan kaldırılabileceğini de göstermeye çalışıyor film.
Uzun yıllar önce Burhaniye'de bir evde misafir olarak kalırken, gecenin bir zamanında evde merdivenden bastonla inen bir kişinin sesleri duyulurdu. Küçük yaşlarda bu tıkırtılardan korkardım, doğal olarak. O sesin evin ne tarafına ilerlediğini farketmeye çalışır, sesi duymak için nefes almadan dinlerdim. Gecenin karanlığında sesler çok daha şiddetli duyulurdu. Tak, tak, tak, tak. Sonra yeniden sessizlik olur ve duyulmazdı, bir sonraki geceye kadar. Çocukluk anısı olarak yer alan bu durumun, Ferzan Özpetek'in zihinde nasıl film haline dönüştüğünü de görüyoruz, Ferzan Özpetek'te. Kendi başından böyle bir şey geçmesi ya da böyle bir hikayeyi dinlemiş olsa gerek bu senaryoyu yazmadan.
Her Ferzan Özpetek filminde olduğu gib, bu filmde de yaratılan sahneler gerçekten çok doğal. İnsanı bir anda içine alıveriyor. Evcimen bir yönetmenin yarattığı doğal ortamlar. Sanki, Kadiköy'deki bir köskün içinden ve bahçesinden sahneler görüyor gibiyiz.
Bisiklet figürü ise gerçekten önemli. Hep Yerde duran bisiklet. Bu bisikletin fFerzan Özpetek'in sahip olamadığı bisiklet olduğunu söyleyebiliriz, ya da kendi çocukluğunu aradığını.
Destek almadan avrupa sineması yapabilen Ferzan Özpetek'i tebrik etmek gerekiyor.Ancak iki küçük eleştiri yapmakta da yarar var. Bunlardan biri Ferzan Özpetek'in yaşadığı hayat itibarıyle buna ait duyguları aktarmaya çalışması ve ikincisi ise Türkiye'de gişe yapabilmesi için Cem Yılmaz ve Sezen Aksu'nun filme dahil edilmesi. Umarız ikinci düşündüğü tam olarak gerçekleşir.
Son olarak Nuri Bilge Ceylan Filminin sonunda otopsi sahnesi vardı. Bu sahneye çağrışım "her rol bir otopsidir ve içeride hissedilenlerin dışarı çıkartılmasıdır" cümlesi ile hem Bir zamanlar Anadolu filmine çağrışım yapılıyor ve hem de oyuncuların kendilerini yönetmene teslim etmeleri isteniyor olsa gerektir.
İnsanı aydınlatan ama etkisi çok uzun sürmeyecek bir fil olarak kayıtlara geçmiş olacaktır, Ferzan Özpetek filmografisinde, Şahane Misafir. Misafir başrol oyuncusu mu? yoksa diğerleri mi? Buna filmi gördükten sonra karar verebilirsiniz.