Şarkılar, Zihinsel Süreçler

Kullanıcı Oyu: 0 / 5

Yıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değil
 

tempo dergisi dört saatte kendinizi değiştitin haberi,Gazetelerdeki köşe yazılarına baktığımızda Pazar günleri daha hafif yazılar yazılır. Yazarkar arasında kavga yazıları olmaz. Pazar günü sanki savaş baltaları yere gömülmüştür. Pazar gazetesinin okuru diğer günlerdekin farklıdır.

 

Okur sayısı fazla ve okuma daha yavaş ve derinlemesine yapılır. Bu yüzden pazar yazıları içki, yemek, aşk, hasret ve benzeri duygular üzerine yapılır. Aslında şarkılar da böyle değil midir?

 

Şarkılar çok şey anlatır. Bazısını seversiniz, ilk dinlediğiniz anda sizi derinlemesine etkiler ve bazılarını da sevmez ve tekrar dinlemezsiniz. Sevdiğiniz şarkılar ise sizde farkında olmadığınız boşlukları doldurduğu için sizi size anlatır. İfade edemediğiniz duyguların ifadesidir aslında. Bildiğiniz dilde şarkı dinleyerek duygulanıyorsanız, bu sizin ihtiyacınız olanı açıklıyor demektir.

 

Yeşil gözlerinden muhabbet kaptım

Diz çöküp önünde yıllarca taptım

Kalbimi uğruna bir köle yaptım

Aldanıp o tatlı yalanlara ben

Yıllarca inandım yıllarca kandım

Yüreğin benim için çarpıyor sandım

Yıllardan beridir demek aldandım

İnanmam şimdi hiç figanlara ben

{youtube}ZwuA-ZOMgzo{/youtube}

 

Bu şarkı görüldüğü gibi kendisini aldatan sevgiliye söylenmektedir. Şarkıda cinsiyet yoktur. Aldatan kadın veya erkek olabilir. Sadece diz çöküp kelimelerinden aldatanın erkek olduğu düşünülebilir, ama genel bir ifade yoktur. Bu şarkı bir sevgiliye söylendiği halde biz bu şarkıda duygulanıyorsak, kendi hayatımızda da böyle bir durum yaşanmış ve biri bizi aldatmış demektir.

 

Şarkıcı sadece şarkıyı seslendirmekte ve dinleyen kişilerin o kişilerle birlikte iken söyleyemediklerini ifadelendirmektedir.. Zira duygu yaratan neden olan aldatan kişi o anda genellikle olmayacaktır. Böylece şarkı söylenememiş ama hissedilmiş duyguların ifadesi sayılabilir. Bu şarkıdaki son cümlede aldatan kişinin ağladığı anlatılarak, "yalanla ağlatan figanla ağlar " cümlesine uygun olarak rahatlama da sağlanmaktadır.

 

Burada bir başka noktayı da gözardı etmemek gerekmektedir. O da şarkıyı dinleyen kişi aldatan veya ağlatan kişi veya ikisi birlikte de olabilir. O da bu şarkıyı sevecek yaptıkları yüzünden duygulanacak ve ağlar gibi olacaktır. Böylece her şarkıda bu ikili sayabileceğimiz "ayrışmış" bir yapı olmalıdır ve kişi de "ayrışmışsa" bu iki seçenekten birini seçebilir.

 

I know what it is to be young

But you don't know what it is to be old

Soeday you'll be saying the same thing

Time ticks away, so the story is told

I've asked so many questions

Of the wise men I met

Couldn't find all the answers

No one has, as yet

There'll be days to remember

Full of laughter and tears

After summer comes winter

And so go the years

So my friend, let's make music together

I'll play the old, while you sing me the new

In time, when your young days are over

There'll be someone sharing their time with you

{youtube}jIZZHadHG1o{/youtube}

 

Orson Welles'in hayatının son yıllarında söylediği bu sözel şarkıda da benzer durum var sayılabilir.

Genç birine söylendiği anlaşılan bu şarkıda ikili yapı yine var sayılabilir. Bu varsayımdan yola çıkarak dinleyenler kendini şarkı söyleyenin veya şarkı söylenenin yerine koyabilirler. Bilgelerin bile bilemediği, cevap veremediği sorular olduğunu, sonunda bir kişi ile birlikte yaşamaya "razı" olunabileceğini de söylemektedir.

 

Genç kişiler daha henüz zamanları olduğunu, yaşlı kişiler ise yanlarındaki kişilerin olması gereken kişiler olduğunu düşünerek rahatlayacaklardır. Tabii bunu Orson Welles'in etkileyici sesinden duymak, daha derin bir etki yaratacaktır. Şarkı Orson Welles için de doğrudur ve bu yüzden duygularını ifade etmektedir. Mucit babasından ayrılıp annesi ile yaşamak zorunda kalan ve babasının bisiklet dinamosu icat etmesinden sonra kendisine kalan büyük serveti vasi ile yöneten "Orson Welles" dışarıda kalmış bir çocuktur aslında. Bu yüzden de yalnızdır.

 

Bu anlamda şu söylenebilir, sevdiğiniz şarkılar duygulandırmalı, hüzünlendirmeli ama sonunda rahatlatmalıdır, aynı zamanda.

Şarkılarda yaşanan bu durum aslında insan hayatında bir çok içerikte yaşanmakta ve kişi duyguları kendi vücudunda ve zihninde hissetmekte, ancak bunları bir türlü ifade edememektedir. Gördüğü bir manzara karşısında, bir filmde, bir sohbette, belki yaşanan her anda karşılaşılabilir.

 

Çok güzel sohbet ettiğiniz bir kişiye, "aslında bu anlattıkların palavra" kelimeleri dinleyen kişilerin aklından geçmekte ancak ifade edilememektedir. Yanında iken duygularını ifade edemeyen, ancak ayrı kaldığında duygularını farkeden, "keşke sevdiğimi söyleyebilseydim" diyen kişi içinde benzer bir durum var demektir.

 

Şarkılarda ve yaşanan ama ifade edilemeyen duygusal durumların bir kavramla ifade edilmesi tabii ki çok yararlı olacaktır. Akıcı konuşmayı engelleyen durumların görünür haline Kekemelik diyorsak, ifade edilemeyen duyguların yaşandığı duruma "duygusal kekemelik" diyebiliriz.

 

Duygusal Kekemelik farklı durumlarda da ortaya çıkabilir. Yeni ortaya çıkan sosyal medya ve sohbet ortamlarında kişiler, hissetmedikleri duyguları ifade etmekte, ancak bu duyguları hissetmeye başladıklarında, ifade edemediklerini de söyleyebiliriz. Böylece sevmediklerine kolaylıkla "seni seviyorum" diyebilirken, gerçekten sevdiği kişilere bu cümleyi, çok zor belki de hiç söyleyememektedir.

 

Şarkılar bu anlamda biraz daha incelenmesi gereken sonuçları içeriyor sayılabilir. Ferhat Göçer'in evlenip, çocuk sahibi olan ama hala geçmişteki sevgilisini düşünen Yastayım herkes hasta sanıyor şarkısında riyakarlık var sayılabilir.

{youtube}tGkAjZGnno8{/youtube}

 

 

Bu kızı yeniden büyütmeliyim diyen Sezen Aksu'nun çocuk kalmış bir tarafı olduğunu anlayabiliriz. O kadar canım yandı ki karşıdan baktım derken kendisinde varolan "ayrışmayı" da çok güzel ifade etmektedir. Yanan gemiler Hannibal'e, çağrışım yaparken, ateşlerde yürütmeliyim derken şarkı çıktığı dönemdeki ateşte yürüme haberlerine çağrışım yapmaktadır. Sezen Aksunu'nun da gündemi takip ettiğini ve etklendiğini de göstermektedir.

{youtube}vb31Po5QJvw{/youtube}

 

Seni atacağım poşete yazık diyen Serdar Ortaç, bu sözlerle Münevver cinayetine çağrışım yaptrmaktadır. Birini poşete atabilmek için ne yapmanız gerekmektedir, bir düşünün.

{youtube}NxCcfa_EHh0{/youtube}

 

Şarkılar sizin duygularınızı anlatır, ifade edemediğiniz duygularınızı. Bu anlamda şarkıları dinlemek yerine boşluklarınızı doldurmanız, değişiminizi anlatacaktır.

 

Bana sevdiğiniz iki şarkınızla sizin falınıza kolaylıkla bakılabilir.,

 

Bilmiyorum, bu yazı bir pazar yazısı olacak kadar "ligth mı?"

 

Cengiz Eren

Kozyatağı

www.erenlp.com

 

TOP