Tatlı Dil ve Yılan
- Son Güncelleme: Perşembe, 21 Aralık 2017 18:05
- Cengiz EREN tarafından yazıldı.
- Gösterim: 2544
Konuşmak
Konuşuyoruz, konuşurken cümleler söylüyoruz. Bazen söylüyoruz ama ne söylediğimizin farkına varamıyoruz. Anlatmak istediklerimizi tam anlatamayacağımızı düşündüğümüzde başka bir obje veya nesne kullanarak anlatmaya çalışıyoruz. Politikacılar, milletvekilleri, liderler, kannat önderleri, köşe yazarları da bunları kullanıyor.
“Acaip sevindim”, “ Korkunç güzel”, “Felaket güldüm”, “Anıra anıra ağladım”. Bu cümleleri bir yerlerde duymuş olabilirsiniz yaptığınız konuşmalarda. Duygularını bu şekilde aktarmaya çalışanların hayatlarında, acaiplikler, korkular, feleaketler ya vardır, ya da bu şekilde konuşulduğu için bunlar hayatına kolaylıkla taşınabilir. Karşıtlık içeren bu cümlelerin kullanılmasının yanlış olduğu söyleyebilir. Güzeli güzel kelimelerle anlatmak en iyisi.
Metafor Kullanmak
Bir şeyi başka veya bilinen birşeyle tanımlamaya metafor kullanmak diyoruz. “Tavşan kanı gibi bir çay istiyorum” diyen bir kişi koyu bir çay içmek istiyor olabilir. Çayın demini tavşan kanı ile tanımlamaya çalışmaktadır. Bunu söyleyen kişi tavşan kanını bilmiyor bile olabilir ama tavşanın kanının çıkması için kesildiğini bilmiyor bile olabilir. Neden başka bir hayvan değil de tavşan sorusunu sormak aklımıza gelmiyor. Neden kullanılıyor olabilir? Bilgi olarak tavşanın vücut sıcaklığı 39,7 derece ve insanın vücut ısısından yüksek olduğu söylenebilir.
“Adam gibi çocuk”, “Adam gibi adamdır”, “O güzel bir insandır” gibi cümlelerde kullanılıyor. Bu cümlelerde ise, dil açısından yanlışlık olduğu söylenebilir. Adam bir tanımlama olmasına rağmen iki örnekte sıfat olarak kullanılır durumda. Güvenilir, namuslu ve benzeri bir kelime yerine geçen “adam” kelimesi aynı zamanda erkeklerin üstünlüğünü de vurgulamış oluyor. “O güzel bir insandır” cümlesinde ise “güzel” kelimesi artık başka bir anlam ifade etmektedir. Böylece kelimeler olan anlamlarından farklı hale taşınmaktadır. Türkçe'nin esnekliği bu kullanıma olanak sağlamakta, ortaya çıkan sonuçlar ise düşündüğümüzden farklı sonuçları ortaya çıkarmaktadır.
Ata Sözlerimiz
Ata sözlerimizde de benzer yanlış anlamalar olduğu söylenebilir. Çocuk eğitiminde kullanılan “ağaç yaşken eğilir” cümlesi aslında böyle bir anlam taşımıyor olabilir. Eğitim ve eğilir kelimelerinin benzerliği ilginç bir durum. Aslında çocuklara dik durmasını öğretmek gerekirken eğilmesini sağlamaya çalışmak anlamlı gelmiyor. Ağaca şekil vermek istiyorsanız, esnek olduğu dönemde şekil verebilirsiniz. Ağaç kurumuşsa ve şekil vermeye çalışıyorsanız kolaylıkla kırılabilir. Bunun çocukluk ve gençlikle bağlantısı olduğunu düşünmüyorum. Metaforu böyle kullanan yaşam koçları varsa, yanlış yaptıklarını söyleyebiliriz.
“Yedisinde ne ise yetmişinde de odur” cümlesini insanların değişemeyeceklerine dair bir mesaj vermek için kullanılır. Çocuklar yedi yaşına kadar istedikleri gibi yaşarken, başlayan okul hayatı yüklenen sorumluluklar, rahatça oynanamayan oyunlar, ödevler, başarının önemsenmesi nedeni ile farklılaşmakta ve ancak sorumluluklarından kurtulduğu zaman yedi yaşındaki davranış modeline geri dönmektedirler, belki de. Yedi yaşındaki davranış modelinin bulunulan her yaşta yaşanması hayatın daha keyifli olmasını sağlayabilir. Bu yüzden “ yedisinde ne iseniz, her yaşınızda öyle olun,” diyebiliriz.
“Huy canın altındadır”, “Can çıkmadan huy çıkmaz” cümleleri de değişimim olmayacağına bizi inandırmaktadır. Biliyoruz ki değişime direnç diye bir durum var. Herkes değişime direniyor olabilir ama değişimin gerçekleşmesi de zor değildir. Değişime direnci görüp bu cümleleri kullanmaya devam eden kişiler için değişim zorlaşacaktır. Huy ile açıklanmak istenen zihnimizde kısayol haline gelmiş düşünce, inanç ve davranışlar olsa gerektir. Karar verme gereksinimi duymadan yapılmaya devam eder. İşten çıkınca kahveye giden bir kişi, kolay olduğu için bunu yapmaya devam edecek ve bir müddet sonra başka güzel şeyler de yapabileceğini unutacaktır. Bunu kırmak için bir gün yürüyüşe çıksa, bir gün spor yapsa, bir gün sinemaya gitse ve bunları yedi kere tekrarlasa kahveye gitmeyi zorunluluk olmaktan çıkarıp seçeneklerden biri haline getirecektir. Böylece huy da, davranış da düşünce de değişmiş olacaktır.
Sözler Hayatımızı Etkiler
“Hoşca Kalın,” “Sevgiyle Kalın,” “Mutlu Kalın” mesajlarını kullanıyorsanız, kilo alabilirsiniz.
Kullandığımız kelime ve cümlelerin ne kadar önemli olduğunu farketmeniz yararlı olur. Ağzınızdan çıkanı, kulağınızın duyması yukarıdaki sebeplerden dolayı çok önemli. Özellikle kendi hakkınızda olumsuz cümleler söylüyor, düşünüyor veya size söylenen olumsuz cümleleri sebebini öğrenmeden kabul ediyorsanız, hayat sizin için daha da zorlaşabilir. Söyledikleriniz kendisini gerçekleştiren kehanetler haline dönüşebilir. Bu konuyu irdelemeye devam edeceğiz.
Yılmayan Dışarıda
"Tatlı Dil yılanı deliğinden çıkarır." cümlesi yılan ile hayvan ile ilgili olmasa gerek, yılmış bir insanın içe kapandığını gösteriyor olabilir. Yılmayan insan sorunlarını çözmeye devam edecektir. Siz de yılmayan olduğunuzda kendiniz harekete devam edebilirsiniz.
Her zaman olduğu gibi, karar sizin tabii ki.
Cengiz Eren
Bu yazı Posta Gazetesi bölge eklerinde 2015 yılında yayınlanmıştır. NLP bilgileri ve NLP teknikleri kullanılarak hazırlanan bu yazıları NLP ile Hayatın yönetimi sende köşelerinde yer almıştır.