Kumrular

Kullanıcı Oyu: 0 / 5

Yıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değil
 

kumru, cahide anne, Sabah erken saatte balkonun pencerelerini açtım. İçerideki bitkiler biraz daha ışık alsınlar ve biraz daha güneşi görsünler diye. Güzel bir havaydı, aralık sonu ve kış güneşinin ılıklığı yüzüne vuruyordu insanın.Güneşin ısısı ile havanın yüzü yalayan serinliği birbirine karışıyordu.

 

Sonra sabah kahvaltısı. Bugün benim için önemli günlerden biri. Zira bu tarihte annemi kaybetmiştim ve kaybetmiştik. Çok da üzülmüştük geride kalan kardeşlerimle. Kendini bu kadar sevdirmese bu kadar üzülmez miydik? diye düşündüğüm de olmadı değil. Yılbaşından bir gün önce toprağa vermiştik, kendi memleketinde.

 

Balkonda da kendisinden kalan bir kaç eşyasıda duruyor hala. Bunlardan birisi krem rengi, emaye kaplı tahta saplı bir kova ve bir tanede çiledeki yünleri bobine aktarmak için kullanılan çıkrık. İkisine de dokunmuştu annem. Balkondaki çiçekleri sulamak için kovayı kullanırdı. Çeşmeden suyu doldurur ve çiçeklerini yavaş yavaş sulardı, tren sesinin eksik olmadığı istasyona bakan balkonundaki çiçeklerini.

 

Şimdi trenler de yok, tren sesi de. Önce istasyon tamir edildi, sonra teller söküldü, sonra da raylar kaldırıldı. İstasyon karanlığa gömüldü, sessizlikle birlikte. Demiryollarına giriş de daha önce beton bariyerlerle ve dikenli tellerle kapatılmıştı. Demiryolu kenarından yürüyerek gittiğimiz, raylar üzerine gazoz kapaklarını koyarak ezdiğimiz günler geride kaldı. Çocukluğumuzda çok insanın trenin altında kaldığını öğrenmiştik ben hiç bakmamış olsam da gazete kağıtları altında kalan vucütlara.

 

Bir de çileden bobine yün aktarılmasını sağlayan çıkrık. Büyüklerine bobinvar, burada çalışanlar bobinvarcı derlerdi. Triko makinelerinin ihtiyacı olan dolu bobinler buradan gelirdi. Çileden yünler veya merserize iplikte bobine aktarılır ve çile bittiğinde yenisi ile değiştirilir bobindeki iplikle düğümlenirdi. Bu düğümünde önemliydi, doğru atılmadığında örgü makinesindeki örülen parça bozulur ve hatta yere düşer ve yarım kalırdı. Bobinvarcının iyisi düğümü de iyi atmak zorundaydı. Çileler, sürekli olarak hazırlanır silkelenir, doldurulur ve dönmeye devam ederdi. Bobinler dik, çileyi tutan uçurtma benzeri tahlara ise yatay olarak dönerler, dönerler, dönerlerdi. Benim çilem bitmeyecek tam da bobinvarcı sözü olsa gerekir diye aklım geçirmiştim o zamanlar.

 

Bu çıkrıkla annemde sayısız çileyi bobine aktarmıştı, kırk yaşından sonra öğrendiği örgü makinesinde kullanmak, kendisine verilen siparişleri tamamlayıp, kazandığı para ile okulda okuyan çocuklarının eğitimlerine devam edebilmelerini sağlayabilmek için. Kalabalık bir aile ve bir maaş ile geçinmek zordu o zamanlarda da İstanbul'da. Ailede herkes çalışmak zorunda idi. Bu yüzden ben de bir zamanlar triko atölyesinde çalışmıştım, yukarıda yazılanlardan anladığınız gibi. Bir de sanat okuluna göndemek istemesi var babamın beni, bunu İçerik Sizi düşünmek kitabımdan okuyabilirsiniz.

 

Kumrular çifte kumrular

 

Pencereleri açtığım günün kahvaltı sonrasında balkona baktığımda, balkonun köşeşinde duran kova ve çıkrık üzerinde iki adet kumru duruyordu. Kumruları annem de zamanında sever ve onlara ekmek ve su verirdi sabahları. O iki kumruydu balkona gelen. Ve geçmişte onun tuttuğu ellerin bıraktığı izleri takip eder gibi biri kovanın sapına konmuştu diğeri çıkrığın bobin takılan yerine. Sanki ondan kalan izleri arıyorlar ve ölüm yıldönümünde onu anıyor gibiydiler. Yavaşca yaklaştım. Yaklaştım, yaklaştım ve fotoğraflarını çektim. Kaçmadılar, bakıyorlardı gözlerini kırpmadan. Flash patladığı zaman bile gözlerini kırpmadılar. Su verdim içmediler, ekmek ıslatıp verdim yemediler. Ve sonra onları yalnız bıraktım, orada o balkonda, tünedikleri kova ve demirin üzerinde. Ne zaman gittiler bilmiyorum. Ama hatıralarını yaşıyor gibiydiler.

 

20131229 125712 resize

 

Çifte kumrular gibi cümlesi birbirlerini seven çiftler için kullanılır. Ama şimdi Çifte Kumru gibi vefalı cümlesini de yazabiliriz. O gün oraya tesadüfen mi gelmişlerdi, yoksa bilerek mi? Oraya tesadüfen mi konmuşlardı, bilerek mi? Bunları bilebilmek mümkün değil. Ama ne olursa olsun bana bunları yazabilme şansını verdiği için o kumrulara teşekkür ediyorum. Çocukları için hayatlarının büyük bölümünü onlar için harcayan  anne ve babama da ve de kardeşlerime de teşekkür ediyorum tabii ki. Teşekkürler hayat.

 

TOP