Ali Sirmen "Hapisane"

Kullanıcı Oyu: 0 / 5

Yıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değil
 

Ali Sirmen Enver Aysever Aykırı Sorular yatılı kalmak ve NLP TeknikleriYatılı okuyanlar, bu durumdan etkilenirler ve sonrasında farkında olmadıkları süreçleri yaşarlar,

 

Sıcak bir yaz günü. Kumsala atılan yüzlerce şezlong üzerinde insanlar güneşleniyorlar, konuşuyorlar, denize girenler, denizden çıkanlar, sığ suda oynayan çocuklar. Hareketli mi, hareketli. Denizde kuzeyden esen serin rüzgar sıcaklığı dayanır hale getiriyor. Büfeden çay ve yiyecek servisi yapan gençler var. Sahil ve büfe arasındaki mesafe uzun olduğu için sürekli gidip geliyorlar.

 

Gün böyle devam ediyor. İnce kumları ıslak vücütlarına sürterek doğal peeling yapanlar bile var. Bir adam "bu kumlar varise iyi geliyor" cümlesini söylüyor, kumu bacaklarına ve baldırlarına sürterken. Okaliptüs ağaçlarının rüzgarda çıkardığı keskin hışırtı duyuluyor, küçük dalgaların sığ sahilde kırılma sesine karışarak.

 

Gün sona ererken insanlar yavaş yavaş yazlıklarına doğru hareket ediyorlar. Şezlonlar üzerindeki mavi minderler üzerinde denizden taşınan tuzların bıraktığı izler ortaya çıkıyor, havlular kalktığında.

 

Bir çay istiyorum servis yapan gençten . Çay geliyor. Servisi yapan genç yorgun. İnsanlar azaldığı için yakında bir kanepe üzerine çöküyor. Ufka bakıyor.

 

"Nerede okuyorsun" diye soruyorum. Adını hatırlamadığım bir deniz meslek lisesinde okuduğu söylüyor. Ailesi Bodrumda oturuyormuş. Okul nerede diye sorduğumda, İzmir'de olduğunu söylüyor. Orada akrabalarının yanında mı kalıyorsun dediğimde, hayır yatılı okuyorum diyor.

 

Yatılı olmak kavramı ve bu konuda yazılar yazan ve konuyu inceleyen biri olarak daha dikkatle dinliyorum. Yatılı hayatı nasıl diye sorduğumda baştan biraz zordu ama sonra alıştık. Şimdi ise eve geldiğimde evden sıkılıyorum, biraz da o yüzden çalışıyorum cevabı benim için anlamsız değil.

 

Arkadaşlık nasıl diye sorduğumda, çok iyi diyor. Bizim yatakhanede kimse birbirini satmaz. Satan olursa da bir daha aramıza giremez ve o yatakhanede yer alamaz. Haftasonlarını da beraber geçiriyoruz, kimse eve gitmek istemiyor, yakın olsa bile.

 

O sırada yan şezlongda oturan bir bayan, ben de yatılı okudum, diyor, hem zorluklarından ve hem de arkadaşlıkların ne kadar önemli olduğunu anlatıyor. O bayanı bütün tatil boyunca aynı sezlonda görüyorum. Şezlong'da bile yatılı kalmak olabiliyor diye düşünüyorum.

 

Bu bilgiler çok önemli. Yatılı okulda okuyan kişilerin aileden bir müddet sonra koptuklarını ve birlikte okudukları arkadaşları ile kader birliği ettiklerini gösteriyor. Bir çok yatılı okulda bunu görebilmek mümkün.

 

Bir okula küçük yaşlarda verilmek, başlangıçta ciddi bir duygusal şok yaşanmasını sağlıyor. Daha sonra geri dönüş olmadığı anlaşıldığında, alışma dönemi, sonrasında ise yatılı kalmak normal bir hayat haline dönüşüyor.

 

  {youtube}KGRz5onrgfg|400|300|1{/youtube}

 

Ali Sirmen'in arkadaşı Uğur Mumcu ile ilgili olarak çağrıldığı programda üzücü Galatasaray Ünivesitesindeki yangın ile konuşmaya başlanıyor. Ali Sirmen orası benim ilkokulumdu. diyor. Yedi yaşında yatılı olarak başladığını kendisine ağır geldiğini söylüyor. Başladığı dönemlerin ilk günlerinde ağlamış mıdır? bilinmez.

 

Benim hapisanemdi diyor. Daha dikkatli olarak dinlemeye başlıyorum. Söylediğnin ağırlığını farkediyor ve düzeltmeye çalışıyor. Okulda verilen eğitimin ve özgürlüğün öneminden bahsediyor. Kendisinin ilkokul üçüncü sınıfta öztürkçe kullanımına karşı olduğunda öğretmenini duygularını ifade etmesine izin verdiğini anlatıyor. Üçüncü sınıf için yatılı olmak gibi ağır bir durum bu taraf seçimi ve hep bir tarafta olmak zorunluluğu hissedecektir sonrasında.

 

Ancak o dönemi için konuşmaya başlarken o zaman yaşadığı ağır duyguları hissettiği için önüne bakıyor ve sonra arkasına yaslanıyor "hapisane" kelimesini kullandıktan sonra.

 

Bu kadar küçük yaşta bir çocuk aileden koparılıyorsa, daha sonra hep dışarda klamaya devam edecektir. Her konuda yatılılık süreci de başlayacaktır. Gidilen yerlerde yatılı kalmak, işte yatılı kalmak , ideolojide yatılı kalmak, şezlongda yatılı kalmak, evde oturduğu koltukta yatılı kalmak, arkadaşlıklarda yatılı kalmak gibi binlerce içerik sayılabilir.

 

Daha sonra Ali Sirmen Barış davasından sağmalcılar hapisanesine düştüğünü anlatıyor.

 

Bugün daha dikkatli olarak baktığımızda son dönemde darbe içeriğinde görülen davalarda yatılı okuyan kişilerin çok olduğunu görüyoruz. Burası gerçekten ilginç bir nokta olarak algılanabilir. Yatılıların yatılılar ile çatışması.

 

Deniz meslek lisesinde okuyan çocukla sohbetimiz sona ererken, ona hem çay için hem de paylaştıkları için teşekkür ediyorum. Sonra yavaşca kalkıp snorkelimi paletimi ve ekmeğimi alıp, denizdeki balıkları beslemeye gidiyorum. Ekmeği parçaladıkça balıkların onları yeme biçimini inceliyorum. Karagözler çok hizlı davranıyorlar. Kum balıkları ekmeğin kumlara düşmesini bekliyorlar. Ağır ağır hareket eden kefaller ve grup halinde hareket eden gümüş balıkları güneşin üzerlerine düşen ışığı ile parlaması güzel görüntüler oluşturuyor.

 

Yatılı okuyan öğrencilerin hayatlarının ileriki dönemlerinde duygularını kolaylıkla ifade edemediklerini söyleyebilmek mümkün. İfade edemedikleri bu duygular daha sonra büyük patlamalar halinde ortaya çıkacaktır. Bunu ben yaşadığım bir tecrübeden dolayı da net olarak biliyorum.

 

Denizdeki balıkları besledikten sonra okaliptüs ağaçların denize düşen gölgelerine basarak denizden çıkarken, öğretmen hanımın yatılı kaldığı şezlongda oturmaya devam ettiğini görüyorum. Yarın da aynı yerde ve aynı şezlonda kendisini göreceğimden eminim.

 

Cengiz Eren

http://www.erenlp.com

 

İlgili Yazılar

 Yatılı Olmak, Yatılı Kalmak (Kavram Olarak Yatılı Kalmak)

"BirazBen, Biraz Biz, Biraz Özlem, Çokça Keyif" Şadiye Dönümcü

"Kasırgada Sürüklenen Sağanak Dolu Yığınlar da Olsak" Şadiye Dönümcü