Milli Takım Yenilgiler ve Stratejiler
- Son Güncelleme: Çarşamba, 17 Ekim 2012 02:00
- Cengiz EREN tarafından yazıldı.
- Gösterim: 3092
Milli Takım bir yenilgi daha almış. Önce Romanya, sonra Macarıstan ve alınan sadece 3 puan. Bir Galibiyet ve üç mağlubiyet.
Bu aslında uzun süredir devam eden bir sürecin sonucu.
Süreç Avrupa Şampiyonasında 3.cü olduğumuz maçlarla başladı. Üçüncü olduk ama yaptırılan yanlış ve aşırı antrenman sonucu çoğu futbolcunun futbol hayatı bitti.
Sonra Dünya şampiyonasına gidemedik. Yenebileceğimiz bir takımla berabere kalınca ümitlerimiz suya düştü. Fatih Terim'in
"Zirveye çıkmak için yetenek, zirvede kalmak için karakter gereklidir" cümlesi gidememizi sağlayan cümle olarak tarihe geçti.
Sonra Avrupa şampiyonasına gidemedik. Şimdi de Dünya şampiyonasına gidemiyoruz. Zaten gitmememiz normal olduğuna göre gitmeyi beklemek biraz hayal olurdu.
Futbolcularımız Milli maçlarda oynayamıyorlar. Bu slında antrenörle alakalı değil. Milli futbolcular bir türlü milli olduklarını kavrayamıyorlar ve takım olamıyorlar.
Herşeyi teknik direktör organize edecek diye düşünülürken, teknik direktörler değişiyor, futbolcular ise çok değişmiyor. Takıma ilaveler yapılıyor ama seçmelerden geçemeyen futbolcular kaybetmeyi çok iyi biliyorlar ve maçları kaybediyorlar.
Çünkü strateji kaybetmemek için kazanmamak. Maçları kazandıklarında bile seçmelerden çıkamayacaklarsa, kazanmanın ne gereği var.
Futbol giderek daha ağır bir iş haline geliyor. Haftada 3 maç yapmak futbolcuları çok yıpratıyor. Kondüsyon eksiğiniz varsa maçlarda iyi oynamanız kolay değil. Ya yedek kalırsınız, ya da sakatlanırsınız.
Geçtiğimiz dönem yaşanan şike olayları futbol ve futbolun değeri üzerine önemli etkiler yaptı ve değerini düşürdü, futbolun.
Futbolcular doğal olarak bundan etkilendiler.
Bu son iki yenilgi üzerinde Alex'in rol aldığı Brezilya dizisinin de etkisi var. Birinci etki bir futbolcunun çok iyi görülse bile takımdan uzaklaştırılması. Bu futbolcuların kendi takımlarına olan güvenini sarsacaktır.
Bu kadar iyi bir futbolcuya bu yapılıyorsa, bize neler yapılabilir diye düşündüklerinde motivasyonlarında eksilme olacaktır.
İkinciai ise Milli maçın gündem oluşturması gereken zamanda, Alex'in gündeme oturması ve gündemin uzun süre devam etmesi, futbolcuları değersiz hissettirecektir. Milli takım gündeminden çok Alex konuşulmuştur. Başbakan bile Alex'i kabul etmiş, gitmeseydin iyi olur demiştir.
Sert teknk direktör, yabancı teknik direktör, bilimsel teknik direktör olması da birşeyi değiştirememiştir. Sonuç seçmelerden çıkamamız olmuştur. Bir turnuvaya katılamamanın türk ekonomisine birkaç milyar dolay kaybettirdiğini bilmek gerekiyor. Bu üç turnuva olursa ortaya çıkacak kaybı siz hesaplayabilirsiniz.
Futbolculara zihinsel süreçlere ait bilgiler aktarılmadıktan sonra, onlar bir tavır ortaya koyamadıktan ve kısa sürede "voltran"ı oluşturamadıktan sonra uzun zaman seçmelerden çıkamamamız söz konusu.
Yurt dışına transferi düşünmeyen, orada tek başına başarılı olabilecek futbolcular yetiştirmedikçe, isteklerimizin gerçekleşmesi çok zor.
Kendine güvenen, tavır koyabilen ve haklarını koruyabilen futbolcuları yetiştirmek için bu sürece U 17 den başlamak gerektiğini bilmek gerek.
Bu anlamda dünya şampiyonasına gitmemiz şaşırtıcı olurdu.
Cengiz Eren
17 10 2012