Yorumsuz
- Son Güncelleme: Pazartesi, 22 Ocak 2018 14:04
- Cengiz EREN tarafından yazıldı.
- Gösterim: 7714
NLP'nin Nur'o Linguistic Programming olarak kullanım örnekleri !!!
Etkili Sözler Sitesi
Kişisel gelişim konusuna bütün dünyada 7'den 77'ye herkesimden insan ilgi gösteriyor ve yararlanmaya çalışıyor. "Başarı teknolojileri bilimi" olan NLP'nin, İslâmiyet'in özüyle de çok ilginç benzerlikleri olduğu belirtilmektedir. Türkiye'deki kişisel gelişim uzmanlarından Oğuz SAYGIN bu konuda, "Her davranışın altında pozitif bir amaç vardır, diyor NLP. Anlatılmak istenen, kişinin davranışı olumsuz da olsa, amacının kendine göre pozitif olduğudur. O zaman şunu düşünüyoruz: 'Karşımızdaki insan hangi pozitif amaçla yaptı bu hareketi?.. İyi bir iletişim kurmak için böyle düşünmek lâzım. Bu İslâm'da hüsn-i zan etmek gibidir. NLP teknikleri ile bizim manevi inançlarımız arasında çok yakın bir ilişki var. Çünkü 1400 sene önce bize söylenen doğrularla Amerikalıların yıllarca uğraşarak buldukları doğrular arasında çok yakın bir benzerlik var. Hadis-i Şeriflerde yazan bütün güzellikleri, insanlar yıllarca uğraşarak sistemleştiriyor... Mesela NLP'nin 'başarısızlıklar yoktur, sadece sonuçlar vardır' ilkesi, umudun asla bitmemesidir. Bu teknik tanımlama da bizim dinimizde olan bir düşünce tarzıdır..." demektedir.http://www.etkilisozler.com/kisisel_gelisim/kisisel_g3.html
Yeni Asya Sitesi
Risâle-i Nur’u incelediğimizde bir yönüyle de muazzam bir NLP, yâni, rûh/duygu, zihin, zekâ, ferdî/bireysel gelişme teknikleri öğretisi olduğunu görürüz. Hemen her paragrafında psiko-fizyo-sosyal bir sır, ince bir hakikat, tâbiri caizse, NLP’lik bir prensip serpiştirilmiş olduğunu söylemek mübalâğa sayılmaz. Zîrâ, o, yalnız cüz’î/basit bir tahribâtı, küçük bir evi tâmir etmiyor. Bütün insanlığı ilgilendiren genel bir tahribâtı ve İslâmiyeti içine alan dağlar büyüklüğünde taşları bulunan bir kaleyi tâmir ediyor. Yalnız özel bir kalbi ve has bir vicdânı düzeltmeye çalışmıyor. Bin seneden beri tedarik ile biriktirilen bozucu felsefik akım ve cereyanlarla dehşetli yaralanan insanlığa ait genel bir kalbi ve düşünceleri tamir ediyor. Herkesin ve özellikle inançlı halk tabakasının dayanak noktası İslâmî esaslar, düşünceler, hüküm ve ibâdetlerin kınlmasıyla, bozulmaya yüz tutan genel vicdânın geniş yaralarını Kur’ân’ın mu’cizeleriyle ve îmânın ilâçlarıyla tedâvi etmeye çalışıyor. http://www.yeniasya.com.tr/2003/03/29/yazarlar/alifersadoglu.htm
Dehr2000 Sitesi
Özet olarak NLP
böyle bir yöntem . NLP ile DUA ve ZİKR hakkında daha geniş bir bilgiyi ,
Allah nasip ederse gelecek yazımızda sunmaya çalışacağım..... http://dehr2000.sitemynet.com/degisim.htm
BISMILLAHIRRAHMANIRRAHIM
1-HER SEYI YARATAN RABBININ ADIYLA OKU
2-INSANI PIHTILASMIS KANDAN YARATTI
3-OKU,SENIN RABBIN SONSUZ BIR KEREM SAHIBIDIR
4-CUNKU O,KALEM ILE YAZIYI OGRETTI
5-INSANA BILMEDIGI SEYLERI BILDIRDI
6-AMA,KAFIR INSAN AZGINLIK EDER
7-KENDISINI MUSTAGNI GORMEKLE
8-EY INSANLAR,DONUSUNUZ SUPHESIZ RABBINIZEDIR...
ALAK SURESI
NLP(NORO LINGUISTIK PROGRAMLAMA):
NORO:Zihinsel ve dusunsel yasamimizi nasil duzenledigimizle ilgilidir.
LINGUISTIK:Dili nasil kullandigimiz ve dilin bizi nasil etkiledigi hakkindadir.
PROGRAMLAMA:Tekrarlanan davranis dizilerini ve nasil amacli hareket ettigimizi aciklar.
NLP baglantilarla ilgilidir,yani bizi diger kisilerle,dunyayla ve manevi boyutla iliskilendiren dusuncelerimiz,konusmalarimiz ve edimlerimizle ilgilidir.
NLP,21. yuzyilin basari biliminin yeni teknolojisidir.NLP mukemmellik sanatidir.NLP bireyin isteklerini elde etmesine imkan veren bir dusunce,uygulama ve davranis tarzidir.NLP sonuclarla ilgilenir.NLP,sahip oldugu sistemler yardimiyla,istenilmeyen durumlardan arzu edilen durumlara yapilan yolculugu sonuclandirir.
NLP bir pozitif dusunce sistemi,bir bilimdir.Bilimdir,cunku NLP'yi olusturan bir cok calisma,uzun suren arastirmalar sonunda ortaya konmustur.NLP bir sanattir cunku mukemmeli yakalamis,konusunda dahi insanlarin o sonuclara nasil vardigini modelleyen bir ustalik isidir.NLP teknolojidir cunku,istenilen sonuclari gerceklestirecek dusunceleri,sistemleri ve teknikleri vardir.
NLP,herhangi bir insan bizim istedigimiz sonuclari uretmisse,o insani modelleyerek,nasil yaptigini kesfederek,ayni sekilde bizimde ayni sonuclari uretecegimizi,istedigimizi yapabilecegimizi gosteren mukemmel bir sistemdir.Dolayisiyla istedigimiz sonucu bir baskasi elde etmisse,biz de bu sonuca ulasmanin yolunu ogrenebiliriz.
NLP'ye baslarken atacagimiz her adimin ALLAH rizasi icin oldugunu bunun bize neler kazandiracagini ve en onemlisi bir hedefimiz olmasi gerektigini bilmemiz gerekiyor.Her konuda oldugu gibi BISMILLAHIRRAHMANIRRAHIM ile atalarimizin bize miras biraktigi bu ilmi ogrenmeye baslayabiliriz..... http://paid24.web4lose.de/forum/viewtopic.php?t=1243
Kişisel Başarı com Sitesi
Üçüncü Bölüm: Son Ders
Hastalıkların bile birer öğretmen, birer vaiz olduğu hayatta, hiçbir şeyin hiç kimsenin öğretmenliğini küçümsemeyin. Nietzche için hastalık, ruhun sporuydu. Stefan Zweigh için hastalığın ızdırabı bilgiçliğin kapısıydı. Said Nursi için hastalık, karanlık bir dönem değil, herşeyin daha iyi görülmesini sağlayan bir aydınlıktı. O’na göre hastalık bile insanın emrindeydi. Çünkü düşünceyi doğuruyor, fazlalıklardan arındırıyor, ufku berraklaştırıyor, hata ve günahlara karşı pişmanlığı harekete geçiriyordu.
Browning’in dediği gibi nefsi ile savaşmayan adam değerli bir adam değildir. Insan en büyük zaferleri kendisi ile savaşa tutuştuğunda kazanabilir.
Kalbinizle ve işinizle Allah’a dayanın. Bunun adı duadır. Büyük piyanist Pederewski, tükenmez enerjisini şöyle açıklamıştı:: “Duadan önce sadece çıraktım. Ben dua ile ustalaştım.” Demek işinizde bir duadır. Işinize verdiğiniz önem, onu en iyi şekilde yapmak için göstereceğiniz gayret ve temiz bir kalple Allah’tan neticeyi istemek duadır. Duasız bir adam olmayın. http://www.kisiselbasari.com/Articles.asp?action=Read&aid=711
Başarı Yolu Sitesi
Gençler için bir kaç kelamım olacak; Bir pergel gibi bir ayakları sabit (bizim geleneksel düşünme biçimimizde) bir ayakları ise sonuna kadar açık olmalıdır diyorum. Mevlana'yı, İmam-ı Rabbani'yi, Gazali'yi, Molla Sadra'yı, Said Nursi'yi bilmeden, okumadan onların anlam dünyasının köklerine inmeden Anthony Robbins'ten, NLP teknolojisinden, Reiki'den, yogadan medet ummak boşuna olacaktır. İslam düşüncesinin temel paradigmalarını, kendi kültürel kimliklerini tanımadan dışarıdan ithal bilgi ve uygulamalar hazımsızlık yapacaktır. Davranışçı psikoloji insanı bir etki-tepki mekanizması olarak algılar. Bu da benzer koşulların oluşturulması yoluyla her insanın davranışlarını kurgulanabileceği, standartlaştırılabileceği anlamına gelir ki bir başarı teknolojisi olarak kişisel gelişimdeki yerini almıştır. Yaradılış ve fıtrat açısından baktığımızda her şey gibi her insan da biriciktir, kendine özgüdür. Dolayısıyla bir insan için geçerli olan başarı ve gelişim prensipleri diğer bir insan için geçerli olmayabilir, hatta zarar verebilir. Bu nedenle "insani gelişim" her bir insana özgü ayrı bir modeli gerektirir. Ama ortak paydaları ihmal etmeden, fıtratın ortak dilini göz ardı etmeden. İşte bu yüzden kişisel gelişim kültüründen alacağımızı alarak bedeni ve ruhu gözeten, Dünya'ya ve Ahirete bakan, emeği ve kaderi yerli yerinde takdir eden bir “insani gelişim”e şiddetle ihtiyaç vardır. Bu konuda zihinsel mesai sarf edecek kanaat önderlerine olan ihtiyaç da orta yerdedir... http://www.basariyolu.com/tr/genel.asp?durum=acik&id=846
Yeni Asya Sitesi
Risale-i Nur’un, Kur’an, Hazret-i Peygamber (a.s.m.), Hazret-i Ali (r.a.) ve Gavs-ı Azam (k.s.) gibi sönmez ve söndürülemez güneşlerden aldığı enerji ile bu asırda Kur’an medeniyetini ihya edecek bir kaynak ve bu sağlam dayanaklarından dolayı sönmez ve söndürülemez olduğuna inanıyoruz. Külliyattan aldığımız enerji ile bu inancımızda en ufak bir şüphe taşımıyoruz. Buna inanmayanları itham hakkımız olduğunu da düşünmüyoruz. Ancak günümüz insanının ihtiyaçları doğrultusunda Mantık, Belagat, Usul ve Kelam gibi ilimlerin yanında pek çok fen ilimlerinin hazmedilmiş ve süt şeklinde asrın insanlarına sunulmuş olduğunu düşünüyoruz.
Bu anlamda temel yaklaşımı modelleme olan NLP için Risale-i Nur engin bir hazine gibidir. Kullanılan hipnotik dil kalıpları Milton Ericson’u bile büyüleyecek mahiyettedir. Günümüz iletişim teorileri çerçevesinde istifade edildiğinde Risale-i Nur’un dili insanlığa ışık tutacak ve dünya iletişim dili olabilecek özellikler bulundurmaktadır. http://www.yeniasya.org.tr/index.asp?Section=Enstitu&SubSection=EnstituSayfasi&Date=06.08.2004&TextID=786
Zoradam Sitesi
Zihin-beden bütünlüğüne dayalı tıp anlayışının kullandığı metotlar içinde, kontrollü hayal kurma veya zihinde canlandırma, hipnoz, sinir dili programlaması (NLP), grup halinde sohbetle tedavi, davranış terapisi, algılamanın yeniden yapılandırılması, ferdî psikoterapi, stres yönetimi, aromaterapi, olumlu düşünce telkinleri, halka formunda gerçekleştirilen beden hareketleri, müzik ve sohbet meclisleri yer almaktadır. Bediüzzaman'ın Hastalar Risalesi; zihin-beden bütünlüğüne dayalı yardımcı iyileştirici teknikleri ihtiva eden, hem yan etkisi olmayan, hem de faydası kesin olan önemli bir eserdir.http://zoradam33.sitemynet.com/Dost/id8.htm
Zihin-beden bütünlüğüne dayalı tıp anlayışının kullandığı metotlar içinde, kontrollü hayal kurma veya zihinde canlandırma, hipnoz, sinir dili programlaması (NLP), grup halinde sohbetle tedavi, davranış terapisi, algılamanın yeniden yapılandırılması, ferdî psikoterapi, stres yönetimi, aromaterapi, olumlu düşünce telkinleri, halka formunda gerçekleştirilen beden hareketleri, müzik ve sohbet meclisleri yer almaktadır. Bediüzzaman'ın Hastalar Risalesi; zihin-beden bütünlüğüne dayalı yardımcı iyileştirici teknikleri ihtiva eden, hem yan etkisi olmayan, hem de faydası kesin olan önemli bir eserdir. http://www.sizinti.com.tr/konu.sizinti?SIN=377164a936&k=320&1491976947
Zaman Gazetesi
Çaresiz kal, özgüvenin artsın!
Modern Robinson Crouse’lar ıssız bir adada değil, şehrin kalabalık meydanlarında parasız, kimliksiz, telefonsuz kalıyor! Geri dönmek ve kendilerini kanıtlamak için yalnızca birkaç saatleri var. Bir süreliğine bedenleri ve benlikleri dışında ne bir tanıdıkları ne de kendilerine ait malları var. Tek sermayeleri benlikleri. Bir anda her şeyinizi kaybettiğinizi düşünün; ne yaparsınız? Bu, Amerika’da bir yarışma programı formatı. NLP uzmanı Yahya Hamurcu da olumsuz şartlarda ayakta kalabilmeyi ve kendilerinin farkına varmaları için bu yarışma formatını bir eğitim olarak öğrencilerine uyguluyor. http://www.zaman.com.tr/?bl=turkuaz&alt=haberler&trh=20050220&hn=147404
Hikmet net sitesi
Bu yıkımın insanda meydana getirdiği boşluğu doldurmaya aday yeni bir meslek veya uzmanlık alanı ortaya çıktı: kişisel gelişim... İnsanlara hayatın her alanında rehberlik yapacak, onlara mutluluğun ve başarının sırlarını öğretecek bir meslek... Bu meslek; kişinin kendini tanımasını, hareketlerini ve alışkanlıklarını incelemesini, zihin ve hayalin nasıl çalıştığının anlaşılmasını konu edinen psikolojiye dayanmaktadır. Bundan dolayı bu alanda çalışanlar; psikanaliz, psikoterapi, pozitif düşünce, psiko-sibernetik ve sinir dili programı (NLP) gibi teknikleri kullanmaktadır. Mutluluğu ve başarıyı arayan insanlara, kendini geliştirmesi ve ilerletmesi halinde, arzu ettiklerine ulaşabilecekleri vaad edilmektedir. İddiaları şudur: "Hayatınız değişecek, asla aynı problemlerle uğraşmayacaksınız. Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Yeter ki içinizdeki gücü açığa çıkarın. Pozisyonunuz ne olursa olsun, sahip olduğunuz becerileri geliştirmediğiniz ve yenilerini eklemediğiniz sürece istediğiniz ilerlemeyi sağlayamazsınız." Onlara göre iş hayatında tercih edilmeyi sağlayan ve önemi giderek artan beceriler ise şunlardır: Etkin problem çözme ve proje geliştirme, iletişim-arz ve ikna becerileri, zamanı verimli kullanma, strese karşı dayanıklı olma, kişisel motivasyon sağlama, birlikte çalıştığınız iş arkadaşlarınızla uyum sağlama, yaptığınız işlerde özgüven sahibi olma...
Dünya bugün her şeyden fazla güzel ahlâklı insanlara muhtaç... Ahlâk, insanın davranışlarıyla alâkalı birtakım düsturları ihtiva eder. Sözle ve fiille kimseye eziyette bulunmama, kendine eziyet edenleri görmeme, görse de unutma, fenalıklara iyilikle muamelede bulunma, öfkesini, şiddetini gömebilme, aldatılsa dahi kimseyi aldatmama, sadakat ve istikametten ayrılmama, menfaatini başkalarının menfaatine feda etme, karşılığında bir menfaat beklemeden hayır işleme, insanlara tatlı dilli, güler yüzlü, hoşgörülü olma, hatasını yüzüne vurmama, ayıbını teşhir etmeme, hediyeleşme, selâmlaşma bu düsturlardan bazılarıdır. İnsanlar arası ilişkileri geliştiren ve toplum düzenini sağlayan bu prensiplere Hz. Muhammed (sas) kadar riayet eden ve insanlara güzel ahlâkı tavsiye eden ikinci bir insan gösterilemez. O'na (sas), insanları cennete taşıyan amellerin başında nelerin geldiği sorulduğunda, "Takva ve güzel ahlâktır." demiştir. "Bana en sevgili olanınız, ahlâkça en güzel olanınızdır.", "Müminin mizanında güzel ahlâktan daha ağır basan bir şey yoktur.", "Müminler arasında imanca en kâmil olanı, ahlâkça en güzel olanıdır.", "İyilik, güzel ahlâktır.", "Sevdiğiniz şeylerden sarf etmedikçe güzel ahlâka erişemezsiniz.", "İman etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe de iman etmiş olmazsınız. Birbirinizi sevmeye yardımcı olacak şeyi haber vereyim mi? Aranızda selâmı yaygınlaştırın.", "İnsan ibadet u taatla katedemediği mesafeleri ahlâk-ı hasene ile alır.", "Teraziye konulacak ilk şey, güzel ahlâktır." gibi insanı yücelten pırlanta sözler de Efendimiz (sas)'e aittir. O, ne karşısına dikilip "Âdil ol." diyene, ne arkasından cüppesini çekip eziyet edene, ne yüzüne toz toprak saçıp hakaret savurana, ne de zevcesine iftira edene gönül koymuştur. Hattâ hastalandıklarında gidip onları ziyaret etmiş, öldüklerinde cenazelerini teşyide bulunmuştur. İnsan-ı kâmil olmanın sırlı formülü budur. Bu ahlâka sahip olan bir kişi, neyi problem görür, kime öfkelenir, kimden korkar, kimler ona dost olmaz ve kimler onun yardımcısı olmaz ki? Neticede, batıl yolla hakka hizmet edilemeyeceği gibi, yapmacık davranışlarla da insanı yüceltemeyiz. Kişisel gelişim, kişiye başkalarını ezip geçme pahasına da olsa, menfaati gereği başarıya ulaşma, karşısındakine suni bir güler yüz ve sempati gösterebilme, olduğundan daha fazla güçlü görünme gibi olumsuz sonuçlara yol açabilmekle birlikte motivasyon sağlama, belli bir hedefe yönelme, ekip çalışması yapma, zamanı iyi kullanma ve plânlı çalışma gibi olumlu davranışlar kazandırabilmektedir. Ancak kişi iyi ahlâklı olmadıkça, ne halk katında ne Hak katında yücelebilecek, ne de toplumun problemlerini çözebilecektir. Bundan dolayı, önce insanlara iyi bir ahlâk eğitimi verilmeli, sonra gerekirse kişisel gelişim teknikleriyle kişilik desteklenmelidir. http://hikmet.net/a.page/a.53786.html
Yeni Asya Sitesi
YASEM eğitimlerine ilgi büyük
Yeni Asya Sürekli Eğitim Merkezi (YASEM) tarafından düzenlenen eğitimler Ankara’da devam ediyor. “Dünya okulundan hayat dersleri devam ediyor” parolası ile Türkiye’nin değişik illerinde düzenlenen programlara Ankara’da da devam edildi.
Eğitici Eğitimi, Hafıza Geliştirme, NLP Tanıtımı, Olumlu Düşünce İle Hayatını Yönlendirmek, Anlayarak Hızlı Okuma, Seminer Hazırlama ve Sunum Teknikleri başlıkları altında düzenlenen programlara Türkiye’nin farklı illerinden katılımlar oldu.
İki gün süren programların ilk gününde Eğitici Eğitimi, Hafıza Geliştirme, Anlayarak Hızlı Okuma ve NLP Tanıtımı seminerleri düzenlendi. http://www.yeniasya.com.tr/2004/10/12/kultur/butun.htm
Yeni Ümit Sitesi
NLP (Neurro-Linguistic Programming) beyin dili programlaması anlamında kullanılan ve dünyada çok yaygın olan bir kişisel gelişim alanıdır. Ülkemizde son yıllarda kurs, seminer ve sertifika programlarıyla yayılan kişisel gelişim faaliyetleri, esasen ِ önemli bir kalite arayışının eseridir. Ancak ne yazık ki Türk insanı, bir çok konuda olduğu gibi, “NLP” ve “Kişisel Gelişim” alanlarında da “bilgi mağduriyeti”ne uğramıştır..
NLP (Neuro-Lenguistie Programing), “Sinir Dili Programlaması” anlamındadır. Richard Bandler ile John Grinder tarafindan psikoterapi ile retorik alanlarının ilkelerinden yararlanarak geliştirilen bu yِöntem, Batı’da genellikle psikoterapi, psikoloji, antropoloji vb. alan uzmanlarının kontrolünde gelişmiştir.
Bunun yanında NLP kitaplarında, dinî muhtevadan bahsedilmeden ve dinî bir referans verilmeden “duanın gücü” veya “inancın sağlığa yararları” (Peale, 1998) gibi konularda tavsiyeler yer almaktadır. Buralarda da genellikle herhangi sahih bir inançtan ve bu inanca bağlı duadan söz edilmediği söylemeye herhalde gerek yoktur. Aslında NLP, Kişisel Gelişim alanının sadece bir bölümünü oluşturmaktadır. Kişisel Gelişim, toplantı sanatından, sağlıklı yaşamaya, beslenmeden, ders çalışmaya, mutlu olmadan, zaman kullanmaya kadar birçok konuyu kapsamaktadır.
Türkçe’de bu alanda yazılmış olan Kişisel Gelişim, Motivasyon, Ruhsal Gelişim, NLP gibi kitapların yerli versiyonlarında yazar, önceden nasıl başarısız ve yeteneksiz olduğunu ve bu kitaplar sayesinde mutluluğu nasıl yakaladığını anlatırken, seminerlerine katılan dinleyicilerin görüş-lerinden de alıntılar yapar. Bu tür eserlerde “Kentucky Fried Chicken efsanesi” ve Sanders’in hikâ- yesi ile, Abraham Lincoln’ün hayat hikâyesi gibi hikayeler ibret nazarlarına sunulur. Kişisel gelişim kitaplarında hemen her uzman, kendine gِöre sayısal ve simgesel teoriler oluşturur: 7A kuralı, 5D Kuralı, 3 İlke Kuralı, 8 Yetenek Kuralı, Ustalığın 5 Anahtarı vb...
Kaba bir genelleme ile, bu kitapların zararlı, hattâ faydasız olduğunu ve her açıdan bilimsel temellerden mahrum olduklarını iddia edecek değiliz. Fakat, her bir zararlı veya faydasız şeyde faydalar görmek mümkündür. Önemli olan, herhangi bir şey gibi, bu kitapların hey’et-i umumiyesidir. Ayrıca, bu kitaplarda yaşanmayan süreçlerin aynen aktarılması, bu süreçleri, kendileriyle alâkasız zeminlere aktarma, başka atmosfer ve şartların ortaya çıkardığı problemleri herkes için şahsîleştirme ve “millîleştirme” gibi tavırların doğru olmadığını söylemeliyiz. http://www.yeniumit.com.tr/konu.php?konu_id=26&yumit=bolum2
Bu hususta bize düşen en önemli vazife, öncelikle insanımızı millî ve mânevî değerlerinden kaynaklanan ve tamamen kendi kültürümüze ait bulunan bilgilerle donatmaktır. Bu maksatla, temel İslâmî esaslar ekseninde, insanımıza muhtaç olduğu ahlâkî ve manevî değerleri kazandırmak büyük önem arz etmektedir. Ülkemizde gerçekleştirilecek kişisel gelişim çalışmalarında, Batı kaynaklı ve Uzakdoğu kِökenli yayınların şablonlarına itibar etmeden, her kültürün kendine özgü telâkkilerinin bulunduğu gerçeğinden de hareketle, bize has ve bize ait değerler üzerinde durulması bir zarurettir. Bu tür çalışmaları geliştirmek ve bunları, mantığını ve şematik yapısını kendi gerçeklerinden alan bir alternatif arayış olarak ortaya koymak, insanımızın öz güven duygusunu da pekiştirecektir.
İnsanı zübde-i âlem olarak gören, hattâ âlemi, bir açıdan insanın kendi benliğini keşfetmesi adına değerlendiren anlayış bizdedir; insanın gerçek manevî anatomisi bizde çıkarılmıştır; onun gerçek mutluluğunun şaşırtmaz yolu bizde çizilmiş ve bu yol, asırlarca yüzbinler tarafından izlenen bir şehrah halini almıştır. Önümüzde kaç asra dayanan tecrübeler birikimi vardır. Öyleyse, evimizin temelindeki hazineyi binlerce kilometre uzakta aramak ve sonra da hazine adına kalp, sahte ve yanıltıcı, hem de çürümüş gömülere takılmak niye? http://www.yeniumit.com.tr/konu.php?konu_id=26&yumit=bolum3
STV Haber Sitesi
ÇÖL ASLANI, ÇİZGİ ROMAN KAHRAMANI OLDU
Teksas, Tommiks, Mister No derken artık kitapçı raflarında Ömer Muhtar’ın çizgi romanına rastlıyoruz. “Çöl Aslanı”nın maceraları bundan böyle her ay yenilenerek yayınlanacak. Onu Malcolm X, Şeyh Şamil, Said Nursi gibi isimler takip edecek. Çizgi filmlere karşı hakimiyetini yitirse de çizgi romanların her dönemde müdavimi bulunur. Adem Özbay da bu düşünceden hareketle kahramanların da maceraların da ‘gerçek’ olduğu çizgi romanlar hazırlıyor. Özbay, projenin hem fikir babası hem de senaristi. Batman, Superman gibi çizgi romanlarda aslında var olmayan karakterlere yer verildiğini, çoğu çizgi film figürününse cinsiyetinin veya türünün belli olmadığını söyleyen Özbay, Barış Manço’nun deyimiyle ‘kısa boylu yurttaşlar’a doğru örnekler sunmanın peşinde. İşte bunun için çizgi roman serisi, Ömer Muhtar, Malcolm X, Aliya İzzetbegoviç, Said Nursi, Şeyh Şamil, Cevher Dudayev, Muhammed Ali, Yaser Arafat ve Ebulfeyz Elçibey’den oluşuyor. Serinin sonunda ise Adem Özbay’ın bir sürprizi var. “Ne de olsa çizgi roman fantezi işi.” diyen Özbay, son sayıda, serideki tüm karakterleri bir macera içinde toplayacak.
Kahramanların maceraları, hayat hikâyeleri taranarak oluşturuldu ve diyaloglara varana kadar olayların neredeyse tamamı gerçek. Gerçeğe sadık kalma çabasında kaynak yetersizliği Özbay’ı zorlamış. Öyle ki, “Ömer Muhtar hakkındaki bilgileri İtalyan kaynaklarından, Libya’ya gidenlerin tuttuğu günlüklerden edindik.” diye konuşuyor. Bu bilgiler, pedagog rehberliğinde öyküleştirildi ve çocuk diline uyarlandı. İleride bu kahramanların boyama kitapları, çıkartmaları, oyuncakları olacak, bir sonraki aşamaysa belgesellerinin çekilmesi. Nihai amaç, elbette bu konu etrafında çizerinden prodüktörüne, pazarlamacısından yönetmenine bir sektörün oluşması. Gerekli altyapı kurulduktan sonra Özbay’ın gönlünde yatan, bu isimlerin ve son olarak da Hz. Peygamber’in hayatının uzun metrajlı filmlerde canlandırılması. Bunun için de çoğu kez sanıldığının aksine, her imkana sahip olunduğunu söylüyor. “Padişahlarımızdan tutun halk kahramanlarına, sahabelere kadar bizim kahramanlarımız, konularımız var. Sponsor bulunur, teknik imkan da var, sadece girişimcilik eksik.” http://www.stvhaber.net/index.php?khide=1&ghide=1&sec=16&hid=5203
Moral Sitesi (Moral FM)
Şu halde, meydan okuyamayız, güçsüzüz ve Yaratıcıya muhtacız. Evrenin Sahibine inanıp dayananlar, evrene meydan okuyabilirler. Donan suyun çelik boruyu patlatabilmesi; yumuşacık bitki köklerinin taşları delip geçebilmeleri kendi kudretlerinin eseri değildir.
Biz insanlar, gaflete kapılıp Evrenin Sahibine meydan okursak, dünya sırtımıza bindirilecektir. Gerçek açıktır: Yaratıcı yaratmasa, gözlerimizi bile kırpamayız, bir damla suyu yutamayız. Gurur ve bencillik, aklımızı köreltmemelidir.
Hayata sımsıkı, inançla ve ciddiyetle sarılmalıyız. Bir karınca nasıl ciddi yaşarsa hayatı, biz de hayata en az o kadar ciddi bakmalıyız. Evrenin Sahibinin çevirdiği çarkların içerisinde ilerliyoruz. Hayatta eğlenmeye yer var; ama, alaya ve küçümsemeye yer yoktur.
http://www.moraldergisi.com/yazilar.php?s_id=20&id=mbozdag
Asıl hedefimiz mutlu bir dünya yaratmak. Tanrı da böyle istiyor. Herkesi mutlu görmek istiyor. Onun için bizi yaratıyor. Onun için bir anlam veriyor. Bir bilgenin çok meşhur bir lafı vardır. 'Doğan her çocuk Tanrı'nın insanlardan hala umut kesmediğinin bir temsilcisidir.' der. Ben buna katılıyorum. ''Doğan herkes bu dünyaya çok şeyler getirecek.'' diye düşünüyorum. Dolayısıyla her yeni çocuk, her yeni umut, her değişim; umuda, mutluluğa, coşkuya ve bütünleşmeye doğru atılmış bir adımdır. Çok geniş bir perspektifte evrenselliğe atılmış bir adım. Ona küçük adımlarla, küçük değişimlerle gireceğiz. Kendimizi, başkalarını, yaşamı anlayarak, hayatı anlamlaştırarak. Onun için bir ilkemiz olmalı: Sürekli gelişmek ve sürekli geliştirmek.
http://212.154.21.40/2000/06/18/dizi1/dizi1.htm
İsmail Berk Yeni Asya com
Kurumsal eğitim artmalı
Mazeret, gerekçe, alışkanlıklar ve bürokrasinin buyruk gücü ile politikleşmeyen bir zeminde bu veriler dikkate alınmalı ve uygulanmalıdır. Bu anlamda endüstri mühendisliği, sistem danışmanlığı, işletme-organizasyon disiplini ve modern yönetim teknikleri, sürecin bir parçası ve tarafı olarak kurula dahil edilmelidir.
KURUMSAL YAPILANMA EĞİTİMLERİ alınmalıdır.
Stratejik yaklaşım
Liderlik/kanaat öncülüğü
Öğretişim
Birey odaklılık için paylaşım
İnsan hakları ve çevre
İletişimin irşatta kullanılması
Tebliğin dinamikleri ve empati
Aile yapısına kurumsal din eğitimi
Kurumlara yönelik moral seminerler düzenleme yaklaşımları
NLP teknikleri ile din eğitimi
TKY yaklaşımı
EFQM modeli
Yenilenme ihtiyacı
21. yüzyılın vizyonu ve din ihtiyacı
Dinin evrenselliği
Demokratik ortamda din öğretimi
Moral-motivasyon kaynakları oluştururken dinin etkisi
Din hizmetleri ve kariyer planlaması
Profesyonellik/uzmanlık ve dinî değerler uyumu
Olumlu rekabet içinde uluslararası ilişkilerde dinin fonksiyonelliği
Dinlerarası diyaloğun dünya barışı açısından etkisi
Öğrenme iklimleri oluşturma
Birey-aile ve değerler üçgeninde yaklaşım
Birey-okul ikileminde yaklaşım
Birey-sistem ikileminde yaklaşım
Bireyin “BİR” kabul edilme yaklaşımı içinde dinin bireye sunulması
Demokrasi, küresellik, sanayi toplumu ve ahlâkî normların farklılığı içinde dünya Müslümanlığı yaklaşımı
Katılımcı, seçilmiş, kriterlere dayalı, yazılı ve açık çalışma yöntemlerine sahip dinî gönüllü grup ve STK ile kurumsal yapıların topluma sunum oluşturmaları
Dinî ortamların demokratikleştirilmesi
Dönemsel ve münavebeli görev ve sorumlulukların her düzey, grup ve kurumda yaşayan kültüre dönüştürülmesi.
http://www.yeniasya.com.tr/2005/02/28/dizi/default.htm
Konu ile www.erenlp.com sitesindeki ilgili yazılar için linkleri tıklayın :
KİGEM KİŞİSEL GELİŞİM MERKEZİ TASAVVUF HAFTALIK SIZINTI SÜRÜ TARİKAT GÜLEN ANASAYFA