Mutluluk
- Son Güncelleme: Cumartesi, 22 Ağustos 2015 18:56
- K.Y. tarafından yazıldı.
- Gösterim: 4582
"Mutluluğun resmini yapabilirmisin Abidin?" diyen can yoldaşı muhtemelen aramış mutluluğu. Mutsuzluğun sorusudur bu.
Mutlu ol deriz kutlamalarda, en anlamsızlıklarda. Ritüeldir söylenen. Bilinmez içinden geçenler. İnanmam insanoğluna ya da çoğuna.
Herkes kendisine gelsin ister mutluluk bu paylaşımsızlık, bireysellik çağında. Her neyse, hangi tariflerde, hangi imgelerde ise.
Yoksula bir tas sıcak çorbadır soğuk kış gecelerinde, ağrısının dinmesidir bir hastaya, saltanattır krala, emekleyen bebeğin minik ayaklarındadır anneye, anne olamamış bir kadına" anneee" diye sesleniştir hülyasında, hiç borçsuz olmaktır kimine..
Kim istemez mutlu olmayı?
Evinde kaynayan tenceresi, mutluluğa açılmış penceresi, çocukların sesi, kuş cıvıltılarını duyabilmek bahçesinde, denize daldığına, bir sevgili gibi dokunan su gibi olsun istersin bir eşin, mutluluk getirecekmidir hayata direnişin.
Anlaşılmaktır sevdiklerince mutluluk, bilinsin istersin değerin, özlemektir bir gülüşü umuttur mutluluktur sana dönüşü.
Tarifler derince; bir bahar esintisidir aşk geldiğinde, sevdiğin için hazırladığın bir gün sofrasında kızarmış bir dilim ekmek kokusunda, bir şiir okuduğunda duygudur mutluluk insan olmaktan yana.
Paylaşımdır hayatı birlikte yapıldığında, bir saksıda açan sessiz bir çiçekte. Renktedir mutluluk pembeyi gördüğünde. Bir anıdır güzel yaşanılmış bir pamuk şekeri tadında andığında o tek bir yudumda. Bir dilek feneri uçurduğunda taşımaktır umudu mutluluk.
Bir deniz kenarında bir bardak çayda, güneş doğmadan sabah yalnız seninle olduğunda yürümektir ıslak kumsalda. Bir şarkıda seslenmektir sevdiğine.
Yoksa bir aşkın, bir hedefin bir beklentin bunları bulmak için yorgunsan yoksa zahmetin soracaksın çokça nedir mutluluk?
Bazende masallarda ararız mutluluğu. Herkes prens, prenses, beyaz doru atlar, rüzgarda uçan yeleler, kimi zaman devler, cüceler. Hayat bayram olsa, herkes iyi, herkes mutlu olsa. Düşler gerçek, gerçekler düş olmasa.
Maskeler cadılar, uçan halılar, gökten düşen elmalar, rahat kerevetler, doğadan bereketler, gülen ay, kardan adam. Bu nasıl bir masal.
Güneş eritti kardan adamı, ay soğuttu şarabı, kadeh kadeh şerbetler, gül bahçesinde melekler.
Elmalar bulduk zehirli, ana kucakları kilitli. Ne prens ne prenses ne beyaz atlar ne de dolu yeleler...
Mutlulukda göreceli.
Olursa doğruluk hedefimiz, maskesizse yüzlerimiz, seviyorsak hilesiz, güneş, yağmur, tipi, boran hepsi bizim biziz. Yıldızlar gökte elmas, dalda tatlı kiraz, aydınlık dost yüzler, küsmemiş gidenler, yeşil bahçeler, börtü böcek çiçekler dostça selam verenler, arı kalmış gönüller varsa eğer
Nasip alırız mutluluktan bir değer.
Düş bizim, hayat bizim. Mutlu ya da mutsuzluk bu düzende var bir şanslı ya da şansız hallerimiz...
Sahi...
Mutluluğun resmini yapmışmıdır Abidin?
Herkese gönülden mutluluklar, bulanların gani gani olsun bulmayanlara ne diyem ?
Cahide Yormaz Öz
Kalamış.
1 Mayıs 2015 MİŞ