Bir Sabah Seruveni

Kullanıcı Oyu: 0 / 5

Yıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değil
 

bir sabah seruveni cahide yormaz öz öyküBu sabah erken uyandım. Zordur uykularım benim. Bütün gece savaşırız onunla. Hep uyanık tutmak ister beni. Derdi ne ise benimle. Kim mi dediniz ? Uyku işte. Uykusuzluk ve ben tuhaf bir ikili bir yerde hırçın bir sevgili gibi.

Ne sever ne bırakır. Sonra birimiz kaybederiz mücadeleyi. Sızarım yorgunluktan. Ezan okunuyor. Sabah namazı kılardım bir zamanlar. Şimdi ezanı duyuyorum ve kalkamıyorum. Yorgun düşmüşüm. Tanrıya demiştim ben ,uymuyor saatler diye. Tövbe tövbe.

Neyse uyandım işte. Sanki daha az yorgun hissediyorum kendimi. Beni yani.

Ne açım ne tok. Canım birşey istemiyor. İstiyor aslında. Ballı kaymaklı, sucuklu yumurtalı, bol çaylı, kızarmış ekmekli hatta simitli olmalı güzel bir kahvaltı.. Ve böyle bir yer bulmalı.

Bir vapurdayım. Ne ara bindim ve nereye gideceğim bilmiyorum. Herkes nerede inerse bende orada ineceğim. Uykusuzluk yetmezmiş gibi insanlarda yoruyor beni. Herkesi inceliyorum. Sanki görevliyim. Karşıma bir kadın oturdu. Orta yaşlarda. Açtı telefonunu sürekli konuşuyor. Tanış olduk aradığıyla da.

Konuşurken kulaklar dinlemede. Arsız kulaklar. Kızını nişanlamış. Damat müdürmüş bir yerde. Pek güzel olmuş. İkramlar beğenilmiş. Aa masraftan kaçılırmı gereği yapılmış. Ama oğlan anası pek suratsızmış canım. Yüzü hiç gülmemiş. Ha Ha Ha...ne dedi karşısındaki duymadım tabii. Merak da ettim hani. "Aman kaynanayı ne yapmalı kara kazanda kaynatmalı" mı dedi acaba? Güldü karşımdaki kaynana. Belli halledecek meseleyi. Akraba olmadan yer değiştirmeli.

Gençler yine antenleriyle. Parmaklar tuşlarda. İyi sessizler hiç olmazsa. Biri yumulmuş bir süre sonra olmayacak sevgili sandığı erkeğin boynuna ayy utanmıyorlar valla. Bizde bir el tutma merasimleydi aslında.

 

Şu hatun yaşı da epey var. Takmış takıştırmış. Nereye gider nedendir bunca süs. Bilemem.

 

Saçları yağ içinde bir adam. Bir yıkayıverseydin sabahtan iyi olurdu. Aman bana ne.

 

Her şey bir lira diye satıyor birşeyler bir adam. Neyse indik vapurdan.

 

Ne çok insan var. Sel gibi gidiyorlar sonra kimi dönüyor kimi kaldığını sanıyor bir yerlerde. Birbirlerini tanımayan insanlar. Birbirlerinden habersiz ölecek insanlar. Sağa sola bakınıyorum. Hayalimdeki kahvaltıcı dükkanını arıyorum. Balı kaymağı pek meşhurmuş. Lakin burayı börekçiler sarmış. Anam gelir aklıma. Böreciklerini beklerim anacığın, dükkancıdan. Ahh anacım hiç benzemez seninkine. İçime hasret çöker. Omuzlarım düşer. Yarım kalır börek. Çıkarım dükkandan. Yürürüm öylesine.

Önümde sallana sallana yürüyen bir kadın. Hayli kilolu. Geçit vermez bana. Böreği bitirmediğime sevinirim. Ona çarparak geçesim gelir. Yok ayıp olur. O önde ben arkada yürürüz. Bu dakikalarımız çakışmış onunla bu zaman. Birkaç adımlık bir bağlantımız var. Durur gibi oldu. Geçtim yanından. O beni görmedi. Zaten bende onu birdaha görmeyecektim. Karşılaşmalar kimi dakikalarda kimi yıllarda ama hep yalnızlıklarda.

Vapurla bir gidiş geliş kalabalıkmıdır özlenmiş. Çok kalabalık herkes ve çok yalnız gördüklerim göreceklerim birdaha görmeyeceklerim. Belki de tanış olmayanlarla bir selam veriş. Satıldı çalışmayacak lamba, yazmayacak kalemler daha neler neler. Havada kaldı telefonda söylenenler. Yine halatı bağladı miço. Dolu dolu vapur sonrası otobüsler. Dumanında kızaran balık ekmek, çingene çiçekleri. Kimi yeni umutlarla kimi vazgeçmiş hayatlarla dönüşler dönüşler...

Döneceğim yere giden vapura biniyorum. Bu sefer traş bıçağı satıyor çok etkili hiç bırakmazmış kıl, dilenciler yine çalar akıl, Sıkılmış portakal suyu bağırırken satıcı sıçrar biraz tükrüklü olur Benim mi benim olduğunu sandığım mı bilmediğim bir eve, evime dönüyorum. Börek , dükkancı, tanımadık kadınlar, sevgililer, satıcılar, mutlu gibi yapan mutsuz insanlar, hamile kadınlar onlar için endişelenirim ne çok işleri vardır daha yapacak. vapur, gidiş geliş. Çıkmaz sokaklarda aranır bazen çıkışlar, geçit verirmi vermez mi bilinmezlikler değilmidir bilinenler. Huzur bulurmuyuz dönüşlerde bilemem.

Sıcak bir çorba kaynatmalı dumanı arkadaş.

Bol zencefilli, tarçınlı ne eklemeli uykuya inat.

Randevum var gecede uykusuzluğumla. Dönmeliyim eve...

En güzel huzur kimsesiz , kimseyi düşünmeden yalnızlıkmış.

Mutsuz bir mutlulukmuş.

Unutmak isteğini unutsak yakalarmıyız mutluluğu.

Evine ekmek götüremeyen baba, tencereyi kaynatamıyacak bir ana varsa.

Fantaziden öteye gitmez bu tasa...

Cahide Yormaz Öz

Kimsesiz Duygular ve  Masalmış Yaşam kitaplarının yazarı

http://www.dr.com.tr/Kitap/Kimsesiz-Hayaller/Cahide-Yormaz-Oz/Edebiyat/Turk-Oyku/urunno=0000000629349

http://www.dr.com.tr/kitap/masalmis-yasam/cahide-yormaz-oz/edebiyat/roman/turkiye-roman/urunno=0000000564425
26.2.2015