Yeni Bir 365

Kullanıcı Oyu: 0 / 5

Yıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değil
 

yeni yıl firdevs ersoy, cengiz erenDün bir, bugün iki derken ard ardına geçiyor günler ve yıllar...

 

Bir kış gecesi rüyası daha gerçekleşti, her yıl olduğu gibi rutinler uygulandı ve ben sevenlerimle, sevdiklerimle şahane bir yılbaşı daha geçirdim.

 

İnsan, istese de istemese de akış devam ediyor ve her şeye rağmen, yılın son günü diye bir psikoloji oluşuyor. Belki de bu durum hissi, ironik ve çağrışımları olan insanlarda daha fazla oluşuyor, bilemiyorum...

 

Eğer, kendi kişisel yaşantının gerçekleri ve samimiyeti içerisindeysen bu kaçınılmaz hale geliyor ve yılın son günleri insanda, düğümler, kilitlenmeler, yüzleşmeler veya yüzleşemediklerinin gelip seni bulması gibi bir durum ortaya çıkarıyor. Sanırım, insan beyninin en tehlikeli yanı, durdurulamaması ve SMS gibi her yöne çalışıyor olması ki, bu durum her bitiş ve başlangıçta da gelip seni buluyor. Belki de bir çoğumuz,

 

Murathan Mungan'ın o duygusal çok sevdiğim " Bir Yılın Son Günleri" şiirindeki gibi, sakin bir ortam yakalayıp bir başımıza düşlerimizi, tasalarımızı, kazandıklarımızı- yitirdiklerimizi, kırdıklarımızı -üzdüklerimizi, çoğalttıklarımızı -eksilttiklerimizi, dostluklarımızı, ilişkilerimizi, aşklarımızı zamanı ve yarım kalmış her şeyi sorguladık, kendimizle hesaplaştık.

 

Ben de farkındalığı olan herkes gibi, eski yılın son tahlilini ve bununla ilgili değerlendirmelerimi yaptım ve bir kısmını ötelemeye çalıştım çünkü bunlar kendine doğru yaklaşmak açısından bilinmesi, atlanmaması, kapatılmaması, örtülmemesi gereken şeylerdi, biliyorum . Vedalaşılan yıla baktığımda, güzel şeyler de olumsuzluklar da olmuş yaşantımda, yine de ortalama bir değer oluşuyor.

 

Acılar kayıplar da var ama netleştirmişim bazı şeyleri ayırmışım, Yaşadığım kayıplar beni yeniden bir sıçrayışa ve olumlu başka bir yöne doğru itmiş .

 

Fotoğrafları çıkardım onlara bir göz atım. "Ayna benim en iyi dostumdur, ben ağladığımda o asla gülmez" diye bir söz vardır ki, bu söz çoğu kez fotoğraflar için de geçerlidir, yaşamımıza, kendimize bakabilmemiz için bize aracılık yaparlar. Bazı fotoğraflarda yüzümde en ufak bir gülümseme yokken , bazılarında pür neşe ve kahkaha var.Fotoğraflara yansımış duygular, ölçeği ve dozu farklı olsa da herkes gibi benim de sevinçlerim , kederlerim acılarım olmuş.

 

Kendimi yeterince yenileyip, yenilemediğime dönüp bir baktım. Yenilemişim kendimi, yeni şeyler olmuş hayatımda, değişim konusunda mesafe almışım, bir yere kadar da getirmişim kendimi ama henüz yeterli değil, verdiğim emeğin karşılığı değil, karşılaştığım direnci kırmam, denemeye devam etmem gerekiyor .

 

Çünkü yaşam sonsuz derecede tekrar gerektiriyor, yeniden ve hiç bıkmadan ele almak gerekiyor. Bazen çok şartlanıyoruz, kendimize ve yaşantıya çok fazla müdahale ediyoruz, esnekliğimizi kaybediyoruz. Zor da olsa bunları, bu yeni ayrımları yapabilmek güzel ve insanın gelecekteki hayatını kolaylaştırıyor. Zira yapılmadığında,bütün bunlar bir bulamaç gibi birbirine karışıyor ve ayrılamıyorsa ki en kötüsü alacakaranlık...

 

O zaman netleştiremiyorsun, tasnif edemiyorsun, sıralayamıyorsun, uzuyor, her şey birbirine giriyor, başlangıç ile sonuç ayrılamaz hale geliyor ve sonra da hepsi birleşip, yaşantının bir parçası oluyor, seni tehdit ediyor, yaşantını mutsuz eden şeylere sebep olabiliyor. İnsan, çocukluktan itibaren eklenerek çoğalan, iç içe geçmiş ümitsizlikleri, korkuları, kötü tecrübeleri yüzünden yaşantıya yer açmıyor, yer bırakmıyor.

 

Yaşantısını zenginleştirecek, kendini geliştirecek şeyleri hep iteliyor ve geriletiyor, yolunu açacak şeyleri daraltıyor. Bunların çoğu kendi kendine üremiş, ufak ufak büyümüş, yer etmiş ve engel olamıyorsun, mikrobik bir şekilde yaşamı yiyorlar, yer bırakmıyorlar, sana saldırıyorlar. Oysa, hayatın gerçeğinde böyle bir şey yok !

 

Tıpkı, evin dekorunu bozan atılmayan eski eşyalar gibiler atamıyorsun, uzaklaştıramıyorsun . Sonra da insana, kıyısından köşesinden bir hayat yaşatıyorlar. Oysa, yaşantıya yer açmak için bunları aşmış olmak gerekiyor, yoksa güzel duygular yaşamına girmiyor. Bir tane olumsuz duyguyu ittirip, yer açabilirsen bir tane olumlu duygu devreye giriyor. Seçim yapmak, karar vermek ve uygulamak gerekiyor. Yeni yıl hedeflerime gelirsek ...

 

Öyle çok fazla dileklerim ,her şeyi isteyecek kadar da geniş dualarım yok, üç yüz tane şey istemiyorum, insana o kadar şey lazım da değil, ayrıca çok büyük şeylere gerekte yok, biliyorum ki bir iki tanesi gerçekleşirse ve yapabilirsem diğerleri de onların arkasından sıraya girecek ve mutluluğa yol açacaklar .

 

Korkularımı geriletmek, lüzumsuz, suni, sanal dünyamda tamamen şişirilmiş olan, duygu dünyamı olumsuz etkileyen her ne varsa hepsini eski eşyalar gibi atmak ve değişimi gerçekleştirmek, yoga ve meditasyonu günlük ritüeller haline getirebilmek, sağlıkla ilgili ihmallerimi uygulamak, üşenmemek, tembellik yapmamak , kendine münhasır yeteneklerime güvenmek, üretken ve yaratıcı olmak, her günümü kendimle barışık ve pişmanlık duymadan yaşamak, aynada gördüğüm kişinin bana daha çok gülümsemesi ,sıklıkla keyif vermesi için moral üretmek ve çaba göstermek...

 

Bunlar gelen yıldan beklentilerim. Çok şey mi istiyorum ? Hepsi bu kadar ! Bunlardan sizin ihtiyacınız olanları da sizin için istiyorum. Gelen beklediğindir...

 

Yeni gelen yıl, beklediğiniz her ne varsa getirsin sizlere de...

 

Tüm insanlık ve hepimiz için. gelecek inancını saklı tutacağımız, mutlu yarınları ağzımızdan hiç eksik etmeyeceğimiz güzel bir yıl olsun, bizi yıldırmasın...

 

SEVGİYLE KALIN...

 

Firdevs Ersoy 04.01.2014