Değişim ya da metamorfoz
- Son Güncelleme: Pazar, 22 Aralık 2013 19:25
- K.Y. tarafından yazıldı.
- Gösterim: 4637
Hayat süratle değişiyor ve bizi değişime zorluyor fakat, biz değişime yol açmak , yön vermek isterken arka plandaki beyin değişimden nefret ediyor, müthiş bir şekilde direniyor,ve bizi ikna etmek için her yöntemi deniyor.
Böyle bir paradoksla, böyle bir yanılsamayla karşı karşıyayız. Değişimi gerçekleştirmek istiyorsan, İnançlardan, idealize edilmiş şartlanmalardan vaz geçmen ve tüm bunları bırakman gerekiyor.
Kendi zihninin, beyninin önünü kapatan, değişimi engelleyen şeyleri kaldırman, kendi kararlarını alarak ve aldığın kararları uygulayarak değişimi gerçekleştirmen gerekiyor. Yani, değişime müsaade edeceksin, bu öyle kıyısından köşesinden, aspirin tedavisiyle olacak bir şey de değil, ancak insan kendi şartlarına girerse orada değişim yapabiliyor.
Ben, değişim konusunda tamamen başarısız değilim, "NLP Uzmanı Sevgili Cengiz Erenin "desteğiyle ve kendi çabamla bir kısmını yarıya kadar getirdim. Yapabildiğim şeyler de var, zaman zaman yapamadıklarım da var. Bazen, tamamen değiştim dediğim bir şeyin sadece şartlanmalarımdaki sıralamasının yer değiştirdiğini görünce şaşırıyorum, mesela hala hemen üzülüyorum, bir şeyler daha hızlı ve daha güzel olsun istiyorum, takılıyorum. Oralardan çabuk sıyrılamıyorum. İnançlar, idealler bunlardan tamamen uzaklaşmak çok zor biliyorum. Hiç olmayacak bir anda bakıyorum bir kısmı illa ki, o inanç kısmına, o ideal kısmına dokunuyor. Oralara hiç bulaşmaması gerekirken, dokunuyor ve basitleşmiyor, nadir de olsa her şeyi normal akışına oluruna bırakamıyorum.
Oysa biliyorum ki, oluruna bırakmak yapabildiğin iyi şeyleri ve yapamadıklarını kabullenmek, bundan rahatsız olmamak anlamına geliyor. Çoğumuzun şartlanmaları var, şemalar oluşturmuşuz, inanç haline getirdiğimiz şeyler var, yaşadığımız tecrübeler ve bunların getirdiği yıkımlar var, bunlar zararlı hale gelmişler görüyoruz ve bunlardan vazgeçemiyoruz, ısrarcı oluyoruz.
Bunları yapmamak gerekiyor, insanın kendini sınırlayan, baskı altına alan her ne varsa önünü ve yolunu açması gerekiyor. Bunları yapmadığın zaman, panik oluyorsun, olmadı diyorsun, yetiştiremedim diyorsun, verimini, performansını düşürüyorsun, hasta oluyorsun, başın ağrıyor, bir uçtan bir uca gidiyorsun.
Kendinle savaşıyorsun, kendinle savaşmazsan başka bir şeyle savaşıyorsun, sonra dönüp gölgenle, kuyruğunla savaşıyorsun. Sonuç, tabii ki iyi olmuyor. Zira ,yaşamı doğal akışı içerisinde ve verimli olabileceğin şekilde , hırslanmadan, kendine doğru hatırlatmalar yaparak devam ettirdiğinde ve çok üstün şeyler beklemeden yaptığında bunun içinden çok daha güzel şeyler çıkıyor.
Çünkü, hayat öyle zorlamayla şununla bununla yürüyen bir şey değil, hayat zaten çok küçük akıyor," gün içerisinde yapmak istediklerin yüz, yaptıkların üç ya da beş", ufak ufak akışları, minik minik vuruşları ile normal evrim ritmiyle akıyor. Ben evrimi inceliyorum, evrime bakıyorum... Benim büyük resmim evrim.
Tamamen uygulayamasam da çok iyi bir rol, model bizim için.... Hayat evrime göre yürüyor, her şey evrimleşerek yürüyor. Küçük küçük tanrısal yürüyüşler bunlar, öyle insanın soyut inançları gibi, idealize ettiği şeyler gibi değil, uzun sürede yavaş yavaş akıyor.
Yaptın, başladın ve bitirdin yok öyle bir şey, o bitmedi şu olmadı kaygısıyla, telaşıyla yaşam yürümüyor. Bunlar evrimin akış temposuyla yürüyor. O zaman, sen de kendini buna göre sakinleştireceksin, buna göre adım atacaksın ve buna göre üretim yapacaksın.
Ne yapabiliyorsan, ne üretebiliyorsan, o kabullenme ile yaşama devam edeceksin. Bir şeyleri kırarak, dökerek, alt üst ederek ben onu da yaparım, ben bunu da hemen sonuçlandırırım, altından girer üstünden çıkarım, böyle bir şey yok ! Israr edersen ne oluyor ? Tersine dönüyor. Tersine dönünce, sana yapacağını da yaptırmıyor, metmorfoza uğrabiliyor insan farkında olmadan, düşünce ve davranış seviyesinde.
Öyleyse, bırakalım hayat bildiği gibi aksın ! Ve bizde , düşüncelerimizi şemalaştırmadan , inançlara saptırmadan, idealize etmeden, kendi hayatımızı kendi kararlarımızla doğal akışı içerisinde, yaşayalım ve ilerleyelim ki, Yaşamımız da keyifle geçsin !
Firdevs Ersoy
Balçova 22 Aralık 2013