Şimdi Değişim Zamanı

Kullanıcı Oyu: 0 / 5

Yıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değil
 

Anneler Kulübü Hürriyet Gazetesi Kelebek Eki

Nilüfer Kas  8 Temmuz 2006

 
Doğduğu günden itibaren Nehir üzerinde uyguladığım NLP yöntemlerini bu işin uzmanı Cengiz Eren'den öğrendim.

Çocuklarınız için aşağıdaki yöntemleri uygulamanızı tavsiye ederim. Hepsi denenmiştir. Ama bu kez kendi yol haritam için NLP'ye başvurdum.

Hayatımla ilgili önemli bir karar aldım ama bundan sonraki yol haritamı nasıl belirlemem gerektiği konusunda net değildim. Aslında kafamda çok şey vardı ama hangisine öncelik vermem gerektiğini bilmiyordum. Onlarca soruyla NLP uzmanı Cengiz Eren'in kapısını çaldım.

Loş ışıklı seans odasında berjer koltuğa oturdum. Cengiz Eren ayaklı yazı tahtasının önünde durarak çocukluğumdan itibaren beni etkileyen olayları birer birer gözümün önüne getirmemi istedi. O olaylar içinde öne çıkan ve göğsümün üzerinde baskı yaratan hatıranın ne olduğunu sordu.

Beş yaşındaydım, annem ve babam tartışıyorlardı. Bir karar vermiştim. 10 dakika mesafede oturan babaannemlere gidip yardım isteyecektim. Hava kararmıştı. Mezarlığın yanından ürpererek geçerken karşıma bir köpek çıkmış, korkum daha da artmıştı. Köpekten kaçmak için daha hızlı koşmuştum. Babaannemlere ulaştığımda nefes nefeseydim. Onlar benimle gelmek yerine teselli etmişlerdi. Bir saat sonra amcalarımdan biri beni eve bırakmıştı. Aslında sıradan bir olaydı ama çocukluğumla ilgili hatırladığım en kötü olay buydu.

Cengiz Eren bu olayın bütün yaşamımı etkilediğini söylediğinde tek kaşımı kaldırdım. İçimden 'Yok artık' dedim. Ama anlattıkları çok enteresandı. Ben otoritenin (anne-baba) tartışması sonucu acı duymuş ve bu acıyı dindirmek için başka bir otoriteye (babaannem-dedem) başvurmuş ama ikinci otorite (babaannem-dedem) acımı dindirmek yerine teselli etmişti. Yani kararım sonucunda hayal kırıklığı yaşamıştım. Bu olayın formülü şuydu; otorite-acı-otorite-acıÖ Köpek ise beklenmedik bir olaydı.

NLP uzmanı Eren'e göre beş yaşında yaşadığım bu olay yaşamımdaki sistematiği oluşturuyordu. Hayatım boyunca karar almaktan hep kaçmıştım. Çünkü ilk aldığım kararda acı çekmiştim. Eren "Bu nedenle karar aşamasına geldiğinde karar almaktan kaçıyor, tezgáhı kurup hep başkalarına karar aldırıyorsun" dedi.

KONTROLLÜ YAŞAM

Bu tespit bir anlamıyla doğruydu. Karar almaktan hep kaçtım çünkü karar demek risk ve macera demekti. Yani beklenmedik olay anlamına geliyordu. Oysa ben beklenmedik olayları beklenir hale getirerek riski ve macerayı sıfır düzeye indiriyorum. Bu da her şeyi kontrol altına almak demekÖ Beni hayatta en yoran şey kontrollü olmak ve etrafımdaki her şeyi kontrol altına almak...

Cengiz Eren, yüzüme dikkatli bakarak "Senin sorunun otorite" dedi. 'Nasıl yani?' dedim. "Otorite seni hayal kırıklığına uğrattığı için otoriteye karşı güvensizsin, otoriteyle savaş halindesin ve otorite olmaktan kaçıyorsun. Ama bu durum otorite otoriteliğini hissettirdiği zaman ortaya çıkıyor" dedi.

Seans yaklaşık 2,5 saat sürdü. Cengiz Eren çok şey anlattı. Bu sistematiğin kendisini de çok şaşırttığını ifade etti. Çünkü genellikle insanlar karar aldıktan sonra acı çekerlermiş. Oysa ben acı çektiğim için karar almış sonra da yine acı çekmiştim. Acının iyi tarafı benim performansımı üçe dörde katlıyor olması.

Eren'e "Bunların hepsini anladım ama ben bundan sonra ne yapmalıyım?" diye sordum. "Beklenmedik olayları beklenir hale getirmeyeceksin. Risk alacaksın. Ayrıca sen krizlerin insanısın. Kriz anında kafan müthiş çalışıyor. Müthiş bir organizasyon yeteneğin var. Kriz halindeki bir işte otorite olmalısın. Bu özelliklerinin artık farkındasın. Kaynaklarını hayatına uygulamalısın."

Cengiz Eren yüzüne boş boş baktığımı görünce "İstifa kararını vererek hayatında değişim isteğini ortaya koymuşsun. Daha sık karar vermelisin" dedi. Yürü be kızım kim tutar seni...

Çocuklar için NLP yöntemleri

Doğumdan itibaren göğsünüze değişik meyveleri sürerek, bebeğinizin koku alma duyusunu geliştirin. Sonraki dönemlerde baharat, deniz, orman gibi doğal kokular ile deterjan, çamaşır suyu kokularını tanıtın.

İlk günden itibaren dışarı çıkarın. Resim sergilerine götürün, vitrinleri gezdirin. Hayvanat bahçeleri ve lunaparklar renk çeşitliliği açısından çocuğunuzun ilgisini çekecektir.

Her çeşit müziği ayrı ayrı dinletin. Mesela piyanonun, kemanın sesini bir şarkının melodisinde değil, ayrı olarak dinlemesini sağlayın.

İngilizce, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca televizyon programlarını ve kasetlerini dinletin.

Harfleri, sayıları görsel ve işitsel olarak sırasız öğretin.

Çocuğunuzun odasında, gardırobunun kapaklarına, karyolasına, kısacası görebileceği her yere farklı renklerde káğıtlara matematik, fizik ve kimyada kullanılan formülleri yazın.

Çocuğunuzun çıkardığı sesleri çıkarmaya çalışın. Sonra hoş ve anlamsız sesler çıkararak bebeğinizin bu sesleri takip etmesine çalışın.

Mümkün olduğu kadar bebeğinizi güldürün. Dokunarak gülüyorsa, bir başka duyu ile bunları kaydedin.

Mümkün olduğu kadar fazla nesneye dokundurun, dokunurken isimlerini söyleyin. Bu kadife gibi yumuşak, bu demir gibi sert gibi sözlerle dokunma duyusunu pekiştirin.

Her gün düzenli olarak görmediği yerlerde dolaştırın. Gittiğiniz yerde sesleri, kokuları ve manzarayı görmesini sağlayın.

Bebeğinizi belirli ritimlerde hareket ettirin. Sonra bu ritimlerdeki tempoyu değiştirin.

Bebeğinize masal anlatın. Masal çocuğun zihnini karıştırıp, hayal etmesini sağlar.

Odasına harfler, şekiller, formüller, rakamlar, başka alfabelerden harfler, resimler asın.

Kendisi öğrenene kadar gramer veya başka şekilde düzeltme yapmayın.

Bebeğinizle birlikte nefes alıp vermek, kalbinizin çalışmasını onunkine göre ayarlamak bebeğinizi rahatlatacaktır. Bu nedenle ağladığında, hırçınlaştığında kucağınıza alın ve nefes sayınızı azaltıp onun size uyum sağlamasını bekleyin.

Sorunlarınızla ilgili yapacağınız konuşmaları ya çok sakin bir şekilde ya da onun olmadığı ortamlarda yapmayı unutmayın.

Çocuğunuza bir şey öğretirken bilgiyi 10 saniye boyunca aktarın.

 

TOP