Ne Kadar Çok Varmış, Röportaj ve sonuçları
- Son Güncelleme: Pazartesi, 28 Mayıs 2018 17:38
- Cengiz EREN tarafından yazıldı.
- Gösterim: 17794
İstenmeyen Çocuklar Ne Kadar Çok
Yeni bir yıla giriyoruz. Yıllar akıp geçiyor, doğa yeşillenip, sararıyor. Ürpermek, üşümek, sonra terlemek. Değişim süreci doğada, uzayda ve tabii ki kendimizde de devam ediyor. Dış dünyadan alınan bilgiler, duyulanlar, hissedilenler, söylenenler, söylenemeyenler, ve değişim süreçleri. Bir röportajın düşündürdükleri. Röportajdan sonra istenmeyenlik duygusunun ne keder yaygın olduğu aldığım mesajlardan ortaya çıktı.
Posta Pazar Eki Betül Ark Röportajı
2011 yılı önemli bir yıldı. 11 Şubat'ta doğan biri olarak. 11.2 ve 2011 benzerlikler taşıyor. Onbir sayısının önemliolduğunu biliyoruz. 11 Eylül tarihi de tarihe geçti yaşadığmız olaylarla ve dünya değişti, o günden sonra. İlginç olabir başka nokta ise Pazar Postası ekinde yayınlanan röpörtajımın tarihi de tesadüfi olarak 11.12.2011 tarihinde yayınlandı.
Bu röportaj benim için önemli. Değişimin açık olarak görüldüğü bir sonuç olarak ortaya çıktı. Bu değişimİçerik Sizi Düşünmek kitabına eklediğim iki bölümde ve Küçük Büyük Yazılar kitabında da görülüyordu. Zaten değişimin bu süreçlerden önce uç vermeye başladığını biliyordum, kendimi gözlemesem de, izlemesem de.
Sonuçları ile de bu röportaj önemli benim için. Bir şeyleri ifade ederken aslında ne kadar önemli bilgi aktardığımı bilmiyordum, ama şimdi biliyorum. Aldığım mesajlar şunu gösterdi ki, bu durumu yaşayan çok insan var. Zihinsel Detoks'un önemi bu anlamda da ortaya çıkıyor. İstenmeyen olmak daha önce de yazdığım gibi bir çok sonuca yol açıyor. Doğurulma konusunda kararsız kalınan ve istenip istenmediği belli olmayan durumlarda doğurulan çocuklar, bu kendilerine anlatılmasa bilemeyecekler. İyi niyetle anlatılan bu olay, farkında olmadan derin yapıda önemli sonuçlara ve stratejilere yol açıyor. İyi niyetle anlatılan ve "iyi ki seni doğurmuşum" diye tamamlanan söylemler.
Bu sadece doğurulması konusundan şüphe duyulan çocuklarda olmuyor ne yazık ki. Boşanmış ailelerin çocuklarında dagörülen benzer durumlar söz konusu. Anne baba ayrılırken çocuk da ikiye ayrışıyor ve kendisini yanına almayan tarafın,kendisini istemediğini düşünmeye başlıyor. İstenmeyen olmaya bir örnek daha sayılabilir. Annesinden veya babasından ayrılan çocuk, kendisini yanına alan taraf çalışıyorsa, anneanne veya babaanneye teslim ediliyor. Üçüncü kuşak olup birinci kuşak kültürü ile yetişmenin getirdiği sorunların neler olduğunu daha sonra konuşulabilir. Ama annesi veya babası veya anneannesi kendisini terketmesinden ve istemeyeceğinden korktuğu için hep onların istediği gibi davranmaya başlayacaktır. Ama terkedilme ve istenmeme korkusunu sürekli olarak içinde, zihninin bir yerlerinde hissederek.
Bu konuda bir çok örnek verilebilir. Birçok kişi bunları yaşadığının bile farkında olmadan yaşamaya devam ediyorlar.Anne veya baba yeniden birileri ile birlikte olmaya başladıklarında çocuk daha derin sorunlarla karşılaşacaktır. Annesi biri ile birlikte ise veya evlenmişse -ki evlenmek daha derinden etkileyecektir- kendisini evin yeni ferdine sevdirmeye çalışacaktır. Babası ile birlikte ise, babasını paylaşması çok daha zor olacak ve korkuları biraz daha artacaktır.
Benzer sonuçlar yeni eşinden çocuk sahibi olan ebeveyn kendisini çok mutlu hissederken, çocuk ne yapılırsa yapılsın, korkularını biraz daha büyütecektir ve bir gün istenmeyebileceğini veya terkedilebileceğini aklının bir yerinde hep tutacaktır. Birlikte yaşayan ana bir baba ayrı, baba bir anne ayrı olan çocuklarda kolaylıkla görülebilecek bir durumdur bu. Ve bu çocuk büyüdüğünde mümkün olan en kısa zamandan bu ortamdan uzaklaşmak isteyecektir.
Terkedilme Korkusu
Bütün bunlara başka değişkenler de ilave edildiğinde durum biraz daha farklılaşacaktır. Çocuğun yatılı okula verilmesi, istenmeyen çocuğun biraz daha içe kapanmasını sağlayacak ve istememeyi ve kendisine yetmeyi davranışlarına daha fazla aktaracaktır. İstenmeyen çocuk olmaya bir başka taraftan da bakıldığında kişinin gelişmesini sağlayan bir modeldir de diyebiliriz.Ancak bu gelişmeyi başkaları kendisini istesinler diye yaptığı için, hayat biraz daha zor geçecektir ve kendisini sürekli geliştirmeye çalışırken hayatı yaşamayı ıskalayacaktır ve kendisini çok yoracaktır.
Sonuç olarak Posta Gazetesi Pazar Postası ekinde yayınlanan röportajın, bana da düşündürdükleri bunlar. Kısaca söylemek gerekirse "istenmeyen", "isteyemez" ama "istetir". Bu ise değişimin işareti olarak algılanmalı ve değişim sürecini başlatmalıdır, kendi kararı ile.
Yazıyı aşağıdaki işaretleri kullanarak sosyal paylaşım sitelerinde paylaşabilirsiniz. Şimdi den teşekkürler.
Cengiz Eren
NLP Uzmanı ve Eğitmeni
İlgili Linkler:
- İstenmeyen
- Kavram olarak İstenmeyen , NLP yorumları
- Steve Jobs Stanford Konuşması Hazin Öyküsü (NLP Yorumu)
- Apple Lisa ve Lisa Brennan-Jobs
- Başarısız olmamaya çalışan Fatih Terim
- Betül Ark Röportajı