Herotik Liderlik

Kullanıcı Oyu: 0 / 5

Yıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değil
 

Hero'tik Liderliğin Sonu

“Ve Saddam yakalandı.” Haber böyle idi. Uzamış sakallar, yaşanan pis ortam, tehlikeli durumlarda kalınacak fare deliği benzeri bir sığınak, yenen sebze ve meyvelerin karmaşık görüntüleri. Bu bir devrin sona erdiğini net olarak gösteriyor gibi. Daha birkaç ay önce Dünya’ya kafa tutan, elinde silahı ile havaya ateş eden biri, ekran karşısında çaresiz ve bitkin durumda. Kendisini yakalayan askerlere ilk cümlesi ise “Ateş etmeyin”.

Bu sonuç bütün dünyada bir devrin kapandığını ve yeni bir devrin başladığını gösteriyor. Yüzyıllardır devam eden Herotik liderlik yapısının geldiği ve sona erdiği en önemli nokta. Tarihsel süreçte incelemeye başlarsak ilginç sonuçlarla karşılaşabiliriz. Geçmişte hatırladığımız liderlere baktığımızda ülkelerini ve halkını yönetmiş olan liderlerden aklımıza gelenler oldukça fazla. Fatih Sultan Mehmet, Kanuni Sultan Süleyman, Aslan Yürekli Richard, Eisenhover, Stalin, Hitler, Churchill ve daha başka niceleri. Tarih kitaplarında okuduğumuz ve zihnimizde canlandırdığımız bu kişilerle Saddam Hüseyin’in ekranlardaki görüntüsü arasında hiçbir bağlantı yok. Malta Konferansında Stalin, Churchill, ve Eisenhover oturdukları masa etrafındaki ve dünyayı paylaştıkları görüntüleri hepimiz hatırlıyoruz. Onları birer kahraman olarak görürken, Saddam Hüseyin’i bir zavallı olarak algılayabiliyoruz. Saddam’ın ölüm kararı verdiği binlerce kişi bu kararla karşı karşıya kaldıklarında ne düşünüyorlardı, neler hissediyorlardı, bu Saddam tarafından da net olarak öğrenildi. “Ateş etmeyin” cümlesi bu açıdan çok önemli.

Medyanın bu noktadaki işlevini unutmamak gerekir. Daha önce sadece sözel  bilgiler ve sınırlı görüntülerle  oluşan zihinsel süreçler vardı. Şimdi ise hem sözel ve hem de görsel bilgilerle oluşuyorlar olarak zihinde algı ve düşünceler. Haber niteliğindeki olayın sonuçlanmasından çok kısa zamanda sonuçlanıyor bu zihinsel süreç. Değişimin bu noktada gerçekleştiği ifade edilebilir. İşitsel bilgilerle başlayan algı süreci, görsel işitsel süreçlerle farklılaşıyor ve zihinsel gerçeklik, gerçeğe daha yakın hale geliyor. Dünyamız artık audio-visual bir dünya. Zihinsel süreçlerin sonrasında ise ortaya çıkan duygusal durum eski modelden çok değişik.

Herotik Liderliğin gelişim sürecine bakıldığında, Liderlik süreci öncesi  başlangıcında varolan dış dünyadan zengin bilgi almak  ve dünyayı diğer kişilerinden farklı olarak algılamak var. Bu süreç liderlik ve liderliğin gücü elde edildikten sonra bir müddet daha devam edebilir. Ama olumlu gelişme sureci sonrasında liderin güç ve prestijin (Prestige, Power) etkisine girmesi negatif formda bir değişimin başlangıcına işaret olabilir.Böylece kendisinde varolduğunu düşündüğü genetik veya tanrısal özelliklere inanması veya inandırılması ile PP’nin etkisinin yükseltilmesini sağlayacaktır. Ortaya çıkan sonuç ise; dış dünyadan bilgi alma sürecinde kesikliktir. Bu yeni süreç sonucunda liderin bilgi alma süreçlerinden bağımsız olarak tek başına karar vermeye başlaması ile değişmekte ve verilen kararlardaki sonuçlar kendisi tarafından başarılı görülmeye başlanmaktadır.  Liderin çevresinde -lideri manipüle edebilen- kişiler, karar sonuçlarının başarılı olduğunu, böyle olmasa bile desteklemekte ve  Liderin kendisini hakkında varolan inançlarını giderek güçlendirmektedir. Böylece lider kimlik değerindeki boşlukları ölçüsünde “kendisinin görevlendirildiğini” düşünmeye başlaması ile etkisindeki grup üzerinde baskı giderek yoğunlaşmaktadır. Baskıya ve yönetilmeye alışan grup baskıların ne olduğunu artık düşünememekte, sadece lidere itaat eder duruma gelmektedir.

 Ancak liderdeki gelişim süreci bu yapı içinde ve negatif formda devam ederken, dünya giderek değişmekte ve Lider değişime ayak uydurması gerekirken, eksik bilgilerle oluşan zihinsel dünyasında “sanki bir rüyada” yaşamaya devam etmektedir. Değişim süreçleri hızlandıkça lider değişime direnmekte ve direncinin fazlalığı ölçüsünde çevresine ve lideri olduğu topluluğa daha fazla zararda artmaktadır.  Bütün bunlar sonucunda lider sahneden çekilmek zorunda kalmakta ölmekte veya öldürülmekte ama zihinlerimizde önemli olaylarıyla hatırlanmaya devam etmektedir. Anacak geçmişteki bu durum Saddam’ın yakalanması ile değişmiş ve “zorba ve diktatör” yapısına rağmen, görenlerde bir acıma duygusu da ortaya çıkarmıştır. Böyle bir sonuç zihinsel süreçler birden değişmekte, lider hakkındaki duygu birden ve çok hızlı olarak değişirken, bu değişim zihinlerde varolan ve yaşayan bütün liderlerin zihinlerdeki yapılanmasını değiştirmektedir. Geçmişte ise bu durum zihinlerde olduğu gibi kalmakta idi. Örnek olarak

Hitler zihinlerimizde zavallılaşmamıştı. Ama Saddam...

Saddam Hüseyin’in düştüğü durum bütün ülkelerin, global iş yapan kurum, topluluk ve tarikat liderlerinin takipçileri ve diğer insanlarda zihinsel yapılanmayı bütünüyle değiştirecektir.  Artık son anında canlı ele geçmemek için son bir çaba ile hayatına son veren liderlerden “ateş etmeyin” diyen liderlere geldik.

Süreç biraz daha detaylandırılırsa, Herotik liderler sahneden bir bir çekildiler. Hitler’in nasıl çekildiğini biliyoruz.

Benzer zamanlarda Kahraman Şerif John Wayne de sahneden çekildi. Dirty Harry bile değişti ve Unforgiven, Mystic River gibi filmler çevirmeye başladı. Kolaylıkla değişebilen liderimiz Süleyman Demirel bile sahneden çekildi.

Erbakan’ın sahne de kalma istekleri ise onun sadece isim olarak devem etmesini sağlayacak gibi görünüyor. Baba Bush’un karizmatik liderliğinden sonra, Hindi servisi yapan oğul Bush çok daha farklı. Hafız Esad’ın oğlunun artık eskisi kadar etkisi yok. Haydar Aliyev’den sonra oğul Aliyev’in etkisi babası gibi olmayacak. Kruşçev’i, Brejnev’i, Kennedy’i hatırlayanların sayısı giderek daha azalıyor. Zihinlerimiz Herotik liderler ve liderlerin yarattığı engellerden de kurtuluyoruz yavaş yavaş.

Ortaya çıkacak olan sonucun ise kavranması gerekiyor. Çünkü Herotik liderlikten, İçerik liderliğine geçiliyor. İçerik liderliği ise bir içerikte dış dünyadan kolayca bilgi alabilen, karar verebilen ama en önemlisi uğraştığı içerikle ilgili bilgi üretebilen, değişimi farkeden, daha da  önemlisi gelecekteki değişimi planlayabilen ve hatta değiştirebilen bir liderlik modeli. Jack Welch GE’nin yapısını değiştirdikten sonra sahneden kendi isteğiyle ayrıldı. Ahmet Nazif Zorlu’da bu değişimi kolaylıkla yapabilen kişi olarak görülüyor. Sabancı Holding’deki genç yöneticiler Sabancı Holding’in yapısını radikal şekilde ve geleceğe uygun olarak değiştiriyorlar gibi görünüyor.

Bu modelin hayatımızın her alanına yansıdığını yakında görmeye başlayacağız. Zira medya ve internet devriminden sonra bilgi alma süreçlerinde başlayan hızlanma değişimi büyük ölçüde körüklüyor ve gerekli kılıyor. Ciddi, asık suratlı, insan değerini önemsemeden karar verebilen liderlik kaybolurken, gelişimini sürdüren, kendini iyi hissedebilen ve “sevgi temelli” yönetimi sağlayabilecek liderlere doğru gidiyoruz,  belki de barışın dünyada çok yaygınlaşmasını sağlayacak ama önce bu zihinlerde gerçekleşecek. Bu liderlik modelinin prototipi Clinton’du gibi geliyor bana ve dünya bugüne göre çok daha fazla barış kokuyordu. Bu prototipi biraz daha zenginleşmiş olarak etrafımızda görülecek gibi görülüyor.

Böylece dünyada bir devir daha kapanıyor. Yeni yüzyılda ortaya çıkacak değişimlerin hergün biraz daha hızlanacağını göreceğiz. Bazen deprem, bazen patlama, bazen yıkılma ile değişim hızlanacak. Güçlü, kahraman, başarılı, mükemmel gibi nominalizasyonlarla nitelenen liderler artık olmayacak. Bizler ve çevremizdeki insanlar kadar doğal, çevremizdeki insanlar kadar hata yapabilen, gülen, güldüren, üzülen ama daha fazla bizler olan gibi  kişileri lider olarak göreceğiz. Marlon Brando veya Clark Gable’dan, Robert de Niro veya Sean Penn’e geçiş gibi. Bunlar içinde değişimi farkedenler, değişebilenler ve gelişebilenler tarihe geçecek hem de tarihe geçmenin önemli olduğunu düşünmedikleri halde. Diğerleri ise, liderlikten düştükten sonra değil bir kuşak, sadece birkaç yıl içinde unutulacaktır, belki de. Zira tarih, artık tarihe geçilemeyecek kadar hızlı.

Cengiz Eren

Kozyatağı 18 Aralık 2003

http://www.erenlp.com

 

TOP