hayatın yönetimi sende

 

  • Koyunlar Uçurumdan Atladı veya Sürü Davranışı

    koyunlar atladı, sürü Koyunlar

    Haber çok ilginçti. 450 civarında koyun uçurumdan atlamış ve 400’ü ölmüştü. Ölmeyenler ise aşağıda ölenlerin üzerinde düştükleri için ölmemişlerdi. “Koyun sürüsü” gibi tanımını yeniden tanımlayan bu olayın dünyadaki etkisi büyük oldu. Hemen her yayın organında yer aldı, bu haber.

    Sürü uçurumun kenarına gelmiş, bir koyun ileriye doğru hareket etmiş, 15 metrelik uçurumdan uçarak düşmüş ve sonra da diğerleri harekete başlamışlardı. Belki ilk koyun kendisini kuş zannetmişti, uçabileceğiniz düşünerek. Bu önemli bir olay mı? Tabii ki çok önemli. Zira  “Sürüden ayrılanı kurt kapar” ata sözü sıkça kullanılıyor. Milliyet cumartesi eklerinde yazdığım yazılardan birinde “Sürüden ayrılanı kurt kapar ama ayrılmayanlar da doğru mezbahaya gider “ demiştim. Bunu değiştiriyorum. “Sürüden ayrılanı kurt kapar ama ayrılmayanlar doğru uçuruma ”.

    Jiim Jones Tarikatı

    Bu gerçekten önemli bir sonuç. Zira 1970’li yıllarda Jim Jones önderliğinde kurulan bir tarikat genişlemiş ve Guyana da kurdukları Jonestown’da yaşamaya başlamışlardı. Bir politikacının tarikatı ziyaret ettiği sırada öldürülmesi ile toplu olarak intihara karar verdi, tarikat lideri Jim Jones. Anlatılanlar göre, herkes meydanda toplanmış bekliyordu, kimse harekete başlamıyordu, Jim Jones’un etkili konuşmasından sonra bile. Üzüm suyu için konan siyanür ve diğer zehirli maddeler içilecekti.

    Ama kimse harekete geçmiyordu. Ta ki, ilk koyunun uçurumdan atlaması gibi bir kadın kucağında çocuğu ile zehir dolu kazana doğru ilerledi, önce çocuğuna içirdi zehiri ve sonra da kendisi içti. Hareket başlamıştı ve arkasında upuzun bir sıra oluşuvermişti. Artık herkes içmeye başlamış ve içenler de kendilerinden geçiyorlardı. Bazı bilgilere göre 911, bazı bilgileri göre 914 kişi ölmüştü ve bunların %30’da çocuktu.  Tarikat içinde sürü haline gelen insanlar kendilerinden hissettikleri birinin yaptığı bir davranışı yapmaya devam etmişlerdi. Belki de bu hareketi tarikat lideri Jim Jones’un öldürmesinden korktukları için yapıyorlardı. Genellikle tarikatlarda Türkçe’de “iki ucu …. Değnek” denen, İngilizce’de ise double bind olarak adlandırılan durumların kullanıldığı kolayca görülebilir. Zehiri içersem öleceğim, içmezsem öldürüleceğim noktasında kişi hayatına yukarıdaki örnekte olduğu gibi, son verebilmektedir.

    Tarikatlar

    Koyun sürüsünün atlaması ile tarikat içinde yer alan kişilerin davranışları arasında fark olmadığını gösteren bu durum, her iki halde de kendilerine zarar verilmesini ve hayatlarının kaybetmelerini sağlamıştır.

    Zaten tarikatlarda olsun ya da koyun sürüsünde olsun benzer modeller uygulanıyor. Bir çoban sürünün nereye hareket etmesi gerektiğine karar veriyor. Sürünün büyüklüğüne göre bir veya birkaç köpek sürünün ayrılmamasını sağlıyor ve ayrılanların sürüye dönmesini sağlıyor. Tarikatlarda da tarikat lideri hareketin yönünü belirliyor ve bu hareket daha çok kurallara uymak ve itaat etmek, sert disiplin gibi kurallarla yapılıyor. Tarikat liderine yakın olan kişiler ise tarikata yeni üye kazandırmak ve tarikattaki üyelerin ayrılmamasını sağlamakla görevli. Bunlara bazı tarikatlarda “has”lar deniliyor. Tarikat üyeleri tarikat törenleri dışında tarikat lideri ile görüşemiyorlar. Ancak hem maddi ve hem manevi yönden üyelerde varolan boşluklar doldurulmaya çalışılıyor. Doğal olarak aidiyet ve bir gruba bağlı olmanın doldurduğu boşlukları da gözardı etmemek gerekiyor.

    Sonra, sonrasında “People's Temple” tarikatında Jim Jones’un yönlendirmesiyle başlayan süreç insanın ya da bir koyunun yaptığı bir hareketle, akışkanlık sağlanıyor. Sonuç tabii ki çok acı. Bilgi alan, bilgiyi yorumlayabilen ve kendisine uymadığı zaman “hayır” diyemeyen insanlar ve düşünemeyen ama hareket eden koyunlar acı sonu yaşayarak hayatlarını kaybediyorlar. “İnsan düşünen hayvandır” tanımını yapanlar da, işte tan bu noktada yanılıyorlardı.

    Sürü Davranışları

    Başka içeriklerde de sürü davranışı kolaylıkla görülebilir. Örneğin bir sanatçı sahnede ellerini çırptığı zaman, seyredenler hemen ellerli ile tempo tutmaya başlıyorlarsa, sanatçı mikrofonu seyircilere tuttuğunda seyirciler hemen  şarkıyı düşünmeden söylemeye başlıyorlarsa, bunların sürü davranışı olduğu kolaylıkla söylenebilir. Aynı şekilde sanatçıların çıktığı reklamlardaki ürünlerin içeriğine bakmadan alınması da benzer bir davranış olarak görülebilir. Buna ait örnekler arttırılabilir. fark edilmesi gereken nokta ise hangi içerikte olursa olsun, başkalarının yaptığı davranışlar aynen kopyalanmaya başlanmışsa, sürü davranışına doğru yönelim başlamış demektir. Yapılan davranışın neden yapılmak istendiği üzerinde biraz düşünülürse bu davranış tarzı kolaylıkla kırılacaktır.

    Sonuç açısından bakıldığında, sürü içeriğinde, tarikat içeriğinde, irtica yanlısı olmak içeriğinde, fanatik futbol taraftarlığı içeriğinde birilerine hayır demek istediğiniz halde hayır diyemez, hale gelmişseniz, davranışlarınızı size aktarılan bilgileri yorumlayamadan kabul eder hale gelmişseniz, tehlikenin büyük olduğunu söylemekte bir sakınca olmasa gerek.

    Koyun Koyuna Yatmak

    Biliyorsunuz, koyunlar soğuk havalarda vücut ısılarından yararlanmak için birbirlerine yaklaşarak yatarlar. Bu sebepten  “koyun koyuna” yatmaktan vazgeçip “insan insana” yattığınızda sorunlarıızın bir çok seviyede azalacağını da fark etmek gerek.

    Hayatı Yönetmek ve NLP Teknikleri

    Yaşadığınız dünyayı ve yaşadığınız dünyadaki her anı yönetebilmeniz için duyu organları ile kendisini korumanız, dış dünyadan gelen bilgileri yorumlayarak karar vermeniz, daha sonra kendi istediklerinizi yapmaya başlamanız hayatınızı yönetmenizi sağlayacaktır.

    Siz yönetemediğinizde, tarikat lideri, grup lideri, parti lideri, kişisel gelişimciler, kişisel başarıcılar, sizin hayatınızı yönetmeye başlayacaklardır. O zaman ise Van Gevaş ilçesi dağlarında yaşanan trajik olay şehirlerde, köylerde, kasabalarda insanlar tarafından yeniden ve yeniden yaşanacaktır,

    Van’da Sardurihinili kalesinde bekçilik yaparken Urartu dilini öğrenerek bu dili bilen dünyadaki 38 kişiden biri olan Mehmet Kuşman gibi, sürüden kendi isteği ile ayrılıp istediğini yapan insanlarımıza ait çok sayıda örnekler olduğu halde. sürüler kolay yönetilir ama sürüyü yönetenler ise bir çoban olmaktan öteye gidemez.

    Cengiz Eren

    NLP Uzmanı ve Eğitmeni

    http://www.erenlp.com

    İlgili Linkler:

     

     

  • Yeni "Yıl"da "Yıl"madan

    2015

    Bu yazıyı okuduktan 4 gün sonra 2015 yılı bitecek. Yılın son yazısı bu anlamda. 2015 yılı Türkiye için pek parlak geçmedi. Çok kayıplar yaşandı, bir kaç seçim, Ortadoğu'da yaşananlar, Rus uçağının düşürülmesi, hergün yeni bir gündem ile uyandık, şiddet arttı, terör arttı. Artanlar huzur ve barış olsaydı ama olmadı. Çok üzülsek de, hayat devam ediyor ve devam edecek.


     Yıl

    Yeni yıl size neler getirecek, mutluluk, başarı ve huzur getirecek mi? Siz hayatınızı nasıl yöneteceksiniz? Eski modelde devam mı? Yoksa değişimi istediğniz yönde başlatacak mısınız?

    Yaşadığımız olaylar daha önce de bahsettiğim gibi bir çok insanın zihinsel süreçlerini etkiledi. Çok kişi kendisi için Bir şey yapamaz hale geldi. Herhangi bir şey sorulduğunda “farketmez”cevabı verenlerin sayısı arttı.

    Ne yemek yemek istersin? “Farketmez”, Nereye gidelim? “Farketmez”, Müzik Dinleyelim mi? “Farketmez” cevabı, hayatın yönetiminin başkalarına bırakıldığını gösteren bir sonuç ortaya çıkarır ki, bu çok şey farkettirir.

    Anlatmak

    Kendilerini giderek daha kötü hisseden ve yaşadığı kötü tecrübeleri anlatan insanların sayısı da çoğaldı. Anlatan anlattıkça, dinleyen dinledikçe benzer kötü tecrübeleri yaşamaya devam edeceklerini bilseler, anlatırlar mı? Bilemem.

    İnsanları sınıflandıran, akıllı-aptal, iyi-kötü, güzel-çirkin , doğru-yanlış, işe yarar-işe yaramaz, tembel-çalışkanve benzeri kelimelerle sınıflandıran insanların sayısında da artma var. Köşe yazılarında da görüyoruz benzer tanımları. Biz sizi kurtarmaya çalıştık ama bunu anlamadınız şeklindeki köşe yazıları da ayrışmayı sağlıyor. Herhangi bir konuda zihnimizde ya da dilimizde bir sınıflama yapıyorsak, kendimizi de bir yere koyuyoruz demektir ki, bu da gelişmenin ve yaratıcılığın kullanılmasını engelleyecektir.

    O zaman değişim için ne yapmalı 2016'da. Hem de başından itibaren. Dilde, düşüncede, yaptıklarımız veya yapmadıklarımıza dair inançlarda, duyu organlarımıza yeni bilgiler aktararak değişimi başlatabilirsiniz.

    Ne istiyorsunuz?

    Dilde değişim. Düşünürken üçüncü tekil şahış yerine “ne yapmak istiyorsun?yerine birinci tekil şahış “ne yapmak istiyorum”u kullanmanız çok şeyi farkettirecektir. Ne yapmak istiyorsunuz? Ne zaman yapmak istiyorsunuz? İstediğiniz sonuç nedir? Bu sonucu elde ettiğinizde neler hissedeceksiniz? Sorularına cevap vermeniz, zaman ve mekan olarak adlandırmanız, kaynaklarınıza uygun sonuçlara ulaşmanızı sağlayacaktır.

    İstemediğiniz şeylere net olarak “hayır” diyebilmeniz, sizi istemediğiniz şeyleri yapmaktan koruyacaktır. İlk önermede söyleyemediğiniz “hayır” kelimesi, sonraki önermeleri de kabul etmeniz zorunluluğu doğurabilir.

    2016 yılında daha önce yapmadığınız yeni öğrenme süreçlerini başlatmak, değişimi sağlayacak önemli etkenlerden biridir. Kendi kararlarınızla daha önce yapmadığınız bir şey yapmanız veya öğrenmeniz göreceksiniz ki, önemli bir fark ortaya çıkaracaktır. “Fotokopi günler” yaşıyorsanız, sorunlarınız çözülmeyebilir ya da artabilir.

    İnsanın Gelişmesi

    İnsanın gelişmesi duyu organlarına giren yeni bilgilerle hızlanıyor. Yeni görüntüler, yeni sesler, yeni kokular, yeni tatlar ve yeni yüzeylerle karşılaşabilmek için gitmediğiniz yerlere gitmeniz, görmediğiniz yerleri görmeniz size çok şey kazandıracaktır. Gitmediğimiz, görmediğimiz köyün bizim köyümüz olmayacağını yaşadıklarımızla öğrendik. İşleyen demir aşınsa da, hareket eden insan gelişir.Eskiler bu yüzden “nerede hareket, orada bereket”demişler.

    Yapabileceklerinize inanmanız kaynaklarınıza uygun sonuçları hayatınıza getirirken, öğrenme süreçleri ile desteklemek kaynaklarınızı zenginleştirecek ve yaratıcılığınızı ortaya çıkaracaktır. Nobel Bilim ödülünü kazanan Aziz Sancar, bu konuda çok güzel bir örnek. Kendisini tebrik ediyoruz.

    Düşünmeden ve Yıl'madan

    Tabii en önemlisi, kendi “karar”larınızı verebilmeniz ve sonra da harekete geçmeniz. Kaynaklarınıza uygun olarak verdiğiniz kararları “düşünmeden” ve “sorgulamadan” devam ettiğinizde, istediğiniz sonuçlara ulaşabilmeniz çok kolay.

    2016 yılında kendinizi iyi hissederek, -zor görünse de- gülerek, eğlenerek, öğrenerek, iyi hissettiğiniz duyguları sevdiklerinizle paylaşarak, kendi kararlarınızla hayatınızı yönetmenizi diliyorum. Tabii karar sizin.

    Gelecek yılda görüşmek üzere. Sevgilerimle.

    Cengiz Eren

    NLP Uzmanı ve Eğitmeni

    16.01 2016

    Posta Gazetesi Bölge Eklerinde yayınlanan NLP İle Hayatın Yönetimi Sende köşesinde yayınlanmıştır. Bu köşede NLP tekniklerine ait bilgiler Eylül 2016'dan itibaren yayınlanmaktadır.

     

     

     

TOP