çocuklar

 

  • Requiem For a Dream, Bir Rüyaya ağıt, Film Yorumu

    requiem for a dreamYeşim Ceren Bozoğlu Tavsiyesi

    Bir arkadaşımın tavsiyesi ile iki film seyrettim. Bu filmleri seyrettiğimde birazdan aşağıda okuyacağınız yorumları yazmak istedim.  Ne hissettirdiyse ve aklımda ne kaldıysa. Bu filmler sayesinde daha önce düşündürtülen, şimdi apaçık hale gelen, yeni bir kavram da ortaya çıkmış oldu.


    Yaşanılasılıksız

    Kavramın adı "Yaşanılasılıksız". Bu kavramla ilgili bilgiyi yakın bir zamanda kayda geçirmek istiyorum.

    Requiem for a Dream

    Filmlerden ilki Requiem for  a Dream idi. Rüyaya ağıt olarak tercüme ebileceğimiz film, kapalı bir çevre içinde kalan bir anne, çocuk ve arkadaşlarının hikayesi. Geleceğe dair umutlar, beklentiler, kazanmak ve başarılı olmak için yapılan planlar ve tabii ki ün. Oğlu ile tek başına yaşayan anne, sürekli olarak oğlunun uyuşturucu almak için sattığı televizyonu gider satın alır, yeniden ve yeniden. Zenci  olan arkadaşı ve zengin ailenin tek başına yaşayan kızı da sevgilisidir. Uyuşturucu almak için satılan televizyon anne tarafından yeniden ve yeniden eve götütülürken, onlar maddeyi alıp uçarlar, zihinlerinin farklı kanallarını açarak ve tabii zehirlenerek.

    Medyanın Gücü

    Anneye gelen telefon televizyondaki bir yarışma programına daveti anlatır. Andy Warhol'un herkes 15 dakika ünlü olacaktır cümlesi etkisini burada da gösterir. Anne kırmızı renkli elbisesini giymek ister ama sığamaz. Mektup gelmesi bile arkadaşları arasında ünlenmesini sağlar ve tabii her kadının yapmak istediği gibi zayıflamaya çalışır. Televizyon onun herşeyidir ve şimdi programa çıkacaktır. Bütün ülke onu tanıyacaktır. O yüzden güzel olmalıdır ve kırmızı elbisesinin içine girmelidir.  Doktora gider ve zayıflama hapları alır ve zayıflamaya başlar.

    Benzer zamanda çocuk hayallerini büyütür. Uyuşturucu alıp ikiye bölerek satmayı planlarlar zenci arkadaşı ile.  Amaçları kendilerinde uyuşturucuya almaya ihtiyaç duymayacak kadar uyuşturucuları olmasıdır. Bu plan güzelce işler görünür. Hem alırlar, hem kullanırlar ve hem de satarlar.

    Zayıflama hapları kullanan anne ise zayıflamanın hızlanması için dozu arttırır.  Bu sırda iyi para kazanan çocuk annesine yeni bir televizyon bile alır ve aynı zamanda annesine bu ilaçların zararlı olduğunu söyler ve kullanmamasını ister. Tabii ki kendisi uyuşturucu kullanan biri için bu cümleler garip bir çelişki sayılabilir. Kendi düştüğü duruma annesinin düşmesini istememektedir belki de.

    Uyuşturucu

    Bu noktada belki uyuştucu için bir açıklama yapmak gerekebilir. Uyuşturucu aslında isim olarak yanlış kullanılmış tanımlamadır. Zira kişi uyuşturucu aldığında zehirlenmekte ve bundan dolayı beyinde ortaya çıkan salgılar algıyı değiştirmektedir. Değişen bu durum kişinin farkında olmadığı kaynaklarını ve en önemlisi algılarını açmakta ve algılar daha önce hiç yaşanmamış noktaya yükselmektedir. Etkisi geçtikten sonra algı yeniden normale dönmekte ve yaşanan normal durum kişiye birkaç kat yavaş gelmeye başlamaktadır. Yeniden yüksek algı düzeyini yakalamak için yeniden daha fazla madde alınmalıdır.  Zira vücut geçmşte alınan maddeye karşı tedbirlerini çoktan almıştır. İşte bu anlamda madde alındığı zaman kişi hareket edebilmekte madde alınmadığı zaman ise uyuşmakta ve yavaşlamaktadır. Uyuşturucu acının hissedilmemesi anlamında kullanılmış olsa bile, bu anlamda yanlış sayılabilir.  Zehirleyici belki daha anlamlı olacaktır, uyuşturucu adından.

    Ağıt

    Anne, çocuk, arkadaş ve sevgilinin hayatını izleyen film sonuna doğru tam bir ağıta dönüşür. Hayallerin hiçbiri gerçekleşmediği gibi, sonuçları -siz de filmi seyrederseniz- çok çarpıcı ve hazindir. Hayallerinin çok ötesinde farklı noktalara bir anda savruluverirler. Sonuç tam bir ağıttır, gerçekten. Sevgisizlik ve yalnızlık, ün tutkusu, uyuşturucu kullanımı ve sonra da paramparça olan hayatlar.

    Dış Önermeler NLP

    Dış önermelere açık hale geldikten sonra zihne atılan bir virüsün etkileri düşünüldüğünden çok farklı olacak ve farkında olunmayan bir hipnoz yaşanmasını sağlayacaktır.  Zaten çoğu zaman kişi gerçekleri göremez hale geldiğinde, bu durumu yaşamaya devam etmek isteyecek ve olmayan hayalleri dış önermelerle şekillendiğinde tıpkı bir balonun yükseldiği zaman şişmesi gibi büyüyecek ve çok yüksek bir noktada basınç iyice azaldığında patlayacak ve düşüş sert ve acı verici olacaktır. Sonrası halisünasyonlar, kayıplar, özgürlüğün sona erişi ve dış önermeleri her şekilde ve içerikte kabul etmek sürecı başlayacaktır. 

    Hayatınızı siz yönetmek istiyorsanız, kendinizi korumanız gerektiğiniz de farketmelisiniz. Nasıl mı?

    Cengiz Eren

    NLP Uzmanı ve Eğitmeni

    http://www.erenlp.com

    #requiemfor a dream #ünlüolmak #hayaller #uyuşturucu #cengizeren #zihinseldetoks

     

  • Sindirella ve Sindirilmiş Çocuklar

    Sindirella Masalı ve Sindirlmiş ÇocuklarGrimm Kardeşler ve Külkedisi Masalı

    Bilinen bir masaldır, Sindirella Masalı. Her ülkede farklı şekilde anlatılmış. Grimm kardeşler tarafından yeniden düzenlenmiş.

    “Annesi vefat eden ve babası yeniden evlenen bir genç kızın masalıdır. Üvey annesi ve iki kardeşi ile birlikte ona bütün ev işlerini yaptırırmış. Evde ısınmak için sönen külleri ile ısınmasından dolayı ona “Külkedisi” derlermiş, üvey kız kardeşleri. Gel zaman, git zaman sarayda verilecek davet için davetiye gelmiş. Anne ve kızları bu davete hazırlanmışlar. Güzel giysiler almışlar ama Sindirella'yı bu davete götürmeyeceklermiş. Onlar davete gittiğinde “keşke bende orada olsaydım” diye düşünmüş. O sırada ortaya çıkan bir peri “istersen sen de gidersin, ama saat tam gece yarısı evde olman lazım” demiş. Bir dokunuşla, balkabağından araba, farelerden at, kertenkelelerden uşak yapmış. Sonrada Sindirella'nın giysilerine dokunduğunda harika bir tuvalet haline gelmiş, üzerindeki giysi. Saraya girdiğinde herkes ona bakmış ve prens de ona aşık olmuş. Beraber dans etmişler. Saat tam gece yarısına gelirken koşarak oradan ayrılmak zorunda kalmış ve bir ayakkabısını sarayın merdivenlerinde düşürmüş. Sonra da eve gitmiş.

    Uşaklar ayakkabıyı bulup prense götürmüş. Prens de “bütün şehri arayın, kimin ayağına olursa bana haber verin” diye emir vermiş. Ayakkabı kimsenin ayağına olmamış. Prens de aramaya katılmış. Kendi evine gelmişler, iki üvey kardeşin ayağına da olmamış. Prens kenarda duran Sindirella'ya “sen neden denemiyorsun” demiş. Denediğinde ayakkabı hop diye oturmuş. Prens çok mutlu olmuş ve evlenmişler, mutlu mesut yaşamışlar.”

    Kadını Ayağından Tanımak

    Masal böyledir ama kadını da aşağılar bu masal. Seçen erkektir, seçilen kadın. Bir kadını gözlerinden, sesinden, görünüşünden değil ama ayakkabısından tanımak daha da ilginçtir. Bu yüzden kadınlar erkeklerden daha çok ayakkabı alırlar, belki de bu masal yüzünden.

    Daha dikkatli baktığımızda ise farklı bir sonuç elde edebiliriz. Annesini kaybeden, üvey annesi ve kızkardeşleri tarafından sindirilmiş bir çocuktur, Sindirella. Prens sayesinde bu durumdan kurtulur. Ya prens olmasaydı.

    Uslu ve terbiyeli olması için sindirilen o kadar çok çocuk var ki. Uslu ve terbiyeli çocuklar anne ve babalarının her istediklerini yaparken, kendileri için bir şey isteyemez ve karar veremezler. Okula başladıklarında öğretmen de onları sindiriyorsa, o zaman hayat biraz daha zorlaşır, onlar için. İtaati öğrenmek itaate alıştırır. İtaat edilecek birileri aranmaya devam eder.

    Sindirilen Çocuklar

    Elle sindirilen çocuklar, sözle sindirilen çocuklar, sınıf önünde utandırılarak sindirilen çocuklar, ceza verilerek sindirilen çocuklar, dayakla ve cinsel tacizle sindirilen çocuklar ve daha binlercesi.

    Bu çocukların hayatı sessiz, suskun, kendini ifade edemez şekilde ilerler. Kendilerini kolayca ifade edemezler. Sevgilerini söyleyemezler, istemediklerine hayır diyemezler. İş hayatına başladıklarında mobbing'e, şantaja maruz kalırlar. Sonra bir gün bunun değişmesi gerektiğini farkettiklerinde ya değişimi başlatırlar, ya da öyle devam ederler.

    Son dönemde ülkemizde yaşanan krizler de çoğu insanımızı sindiriyor. Bomba yüklenmiş ve pimi çekerek veya çekilerek kendini patlatan insanlar. Yaşanan çok acı kayıplar. O insanlar yüzünden hayatını kaybeden ve yaralanan sivil halk. Bu olaylardan etkilenerek dışarıya çıkmaktan korkan, hayatını yaşamaktan vazgeçen insanlar. Hepimizin zihninde oluşan korkular, göğüste baskı, rahat nefes alamamak, hissettiğimiz karın ağrıları. Uykunun rahat olmadığı, bazen hiç uyku tutmayan gcceler. Kaybolan huzur, kararan gelecek.

    Bütün bunlara baktığımızda görülmesi gereken şey şudur. Geleceğin aydınlık olacağına dair umut. Bu umudun canlı tutulması ve hayatı yaşamaya devam etmek önemli sonuçlar ortaya çıkaracaktır.

    Kendi Kararlarımızla Yaşamak

    Aksi takdirde hepimiz sindirilmiş çocuklar gibi sindirilmiş insanlar olarak yerimizde saymaya devam ederiz. Bu şekilde hayat biraz daha zor geçecektir. Kendi kararlarımızla hayatın yönetilmesi çok önemli. Dünya çok hızla değişiyor, Türkiye'de çok hızlı değişiyor. Bu değişime ayak uydurmak yerine kendi kararlarımızla değişmeye başlamak düşündüğümüzden çok daha önemli. Okuyorsanız okumaya, yazıyorsanız yazmaya, yeniden tebessüm etmeye ve tebessüm ettirmeye devam etmek, hissettiğiniz acıyı ve korkuyu hafifletebilir.

    Sindirildiğimizde ve de sindiğimizde birilerinin gelip bizi kurtarmasını bekleriz ki, yine benzer süreçleri yaşama

    Sindirella'nın prensle evlendikten sonra mutluluğunun devam edip etmediğini de bilmiyoruz, masalın sonunda öyle yazılsa da, ama çok sayıda ayakkabısı olduğuna eminim.

    Önemli olan umudun ve hayatla ilgili isteklerinizin hep varolması. Güzel günler göreceğiz, ben buna inanıyorum.

    Zor olsa da, iyi hissederek hareket etmeye başlamak ve devam etmek. Karar Sizin.

    Cengiz Eren

    NLP Uzmanı ve Eğitmeni

    http://www.erenlp.com

    Not: Bu yazı Posta Gazetesi Pazar günü bölge eklerinde yayınlanmıştır. NLP bilgileri, NLP Teknikleri ve NLP tavrı (tavır) ile hazırlanan yazılar NLP ile Hayatın Yönetimi Sende köşelerinde yayınlanmaktadır.

     

     

  • Sindirella veya Sindirilmiş Çocuklar

    Sindirilmiş Çocuklar Çocuklar ve Şİddet Sindirelle

    Yayınlanan iki haber sindirilmiş çocukların başına neler gelebileceğini çok acı şekilde gösterdi. Sindirella masalından yola çıkılarak hazırlanan yazı, çocuklara hayır demesini öğretmeyenlerin yaşadıkları ağır sonuçların neler olduğunu da gösteriyor. Kendinize baktığınızda siz sindiren misiniz? yoksa sindirilen misiniz? Yoksa sürekli olarak sindirmeyi, sindirilmeyi yaşıyor olabilir misiniz? Bazen bir aslan, bazen bir kuzu gibi olarak? Karar tabii ki sizin.

     

  • Yerim Seni NLP Köşe Yazısı

    Yerim Seni Posta Köşe Yazısı NLPÇocuklar

    Çocuklar en değerli varlıklarımız. Çocuklarla iletişim ise en önemli noktalardan bir tanesi. Çocuklarla beş duyu ile kurulan iletişimde yapılan hatalar onların geleceğini farkında olmadan etkileyecektir.

    Anneler, babalar, öğretmenler genellikle çocukların uslu ve terbiyeli olmasını isterler. İstedikleri şeylerden biri de söylediklerinin hemen yapılması, sözlerinin dinlenmesi. Daha doğrusu itaat.

    Kıyaslama

    Çocuklar arasında kıyaslama yapılması, başkalarının örnek gösterilmesi çocukların kendisi gibi olmasını engelleyebilir. “Bak Ali'ye/Ayşe'ye ne kadar söz dinliyor ve ne kadar çalışkan” cümlesinin bir çocuğa söylenmesi onun örneği veren kişi tarafından sevilmediğini düşündürecektir. Başarının çok önemsendiği, hatta kutsandığı toplumumuzda, okulda başarılı olan çok sayıda öğrencinin hayatı yaşarken çok önemli açmazlara düştüğünü görüyoruz. Başarı çok önemsenirken hayatı yaşamak ikinci plana itiliyor. Uzun yıllar sonra sahnelerde ve filmlerde gördüğümüz Yılmaz Erdoğan'ın yazdığı yazı ile geçmişte yaşadığı hayatı reddetmesi gibi ilginç sonuçlara ulaşılıyor.

    Hırslı Olmayı Öğrenmek

    Bir görüşmecinin bana söylediği cümle çok ilginçti. Öğretmen bir anne çocuğunun başarılı olmasını istemektedir. Çocuğuna da bunu empoze etmeye çalışır. Anne başarılı ol, hırslı ol, yüksek notlar al gibi önermeleri sürekli olarak kullanır. Üçüncü sınıfa gelen çocuk bir gün annesine şu soruyu sorar. “Anne bana hırslı olmayı öğretebilir misin?”. Bu cümle bana oldukça ilginç gelmiş ve içimi acıtmıştı. Oyun yaşındaki bir çocuk için oyun bitiyor gibiydi.

    Yemek Yemek

    Küçük yaşlarda zorla yemek yedirilen çocukların ileriki yaşlarında zorla yedirildiğinden daha fazla yemek yiyecek yemek yemekte zorlanacaktır. Ya da yemek yedirirken kolaylık sağlasın diye çizgi film seyrettirilen çocuğun hem hayal gücünün sınırlanacağını, hem de çizgi filmlere bağımlı hale geleceğini söyleyebilmek mümkün.

    Söylenenler

    Yine çok küçük çocuklara “ay ne kadar tatlı”, “yerim seni”, "ısırırım", "içime sokarım" ve benzeri cümleleri söylemek onları korkutacaktır. Aslında sevgi ifade eden cümleleri çocuklar düz şekilde anlarlar. Biri “size yerim seni” dese siz savcılığa şikayet etseniz, söyleyen kişi hakkında dava açılabilir.

    Şartlardan dolayı çok küçük yaşlarda kreşe verilen, bakıcıya ya da aile büyüklerinin eline bırakılan çocuklarda da sevgi anlamında sorunların ortaya çıkması normal sayılmalıdır.

    Çocuklar Değerli

    Çocuklar en değerli varlıklarımız. Onlara sevgi vererek, birlikte gülerek, eğlenerek büyütülmesi çocukların ileride kendileri gibi olmasını ve kendi değerinin farkında olmalarını sağlayacak en önemli noktalardan biri.

    Bugün kişisel ya da toplumsal olarak yaşadığımız olaylara baktığımızda, bunların altında çocukluk ve sonrasında yaşanan tecrübeler olduğunu görebiliriz. Buna ait örnekleri gelecek yazılarda bulabilirsiniz.

    Çocukları korumak ve kendilerini korumasını öğretmek bu anlamda en önemli noktalardan birisi ve en önemlisi. Çocuklarınıza “hayır” kelimesini öğretmek, hem sizin ve hem de çocuğunuzun kendi hayatını korumasını sağlayacaktır. Size “hayır” dediklerinde kızmamanız da. Tabii her zaman ki karar sizin.

    Cengiz Eren

    http://www.erenlp.com

    NLP uzmanı ve Eğitmeni

    Not: Posta bölge eklerinde yazdığım yazılar ilk yılını doldurdu. Posta okuyucularına teşekkür ediyorum.

     

     

TOP