beyaz yayınları

 

  • İkili Önermeler ve Kurtarmak

    Kurtarıcı OlmakDeniz Yıldız Hikayesi

    Bir adam okyanus sahilinde yürürken, denize telaşla bir şeyler atan birine rastlar. Biraz daha yaklaşınca bu kişinin, sahile vurmuş deniz yıldızlarını denize attığını farkeder. Ve “Niçin bu deniz yıldızlarını denize atıyorsunuz? diye sorar. Topladıklarını hızla denize atmaya devam eden kişi, “Yaşamaları için “yanıtını verince, adama şaşkınlıkla “iyi ama burada binlerce deniz yıldızı var. Hepsini atmanıza imkanyok. Sizin bunları atmanız neyi değiştirecek ki? der . Yerden bir deniz yıldızı daha alıp denize atan kişi, “Bak onun için çok şey farketti” karşılığını verir.”


    Bu hikayeyi ya da kurmacayı duyduğumuzda hepimiz deniz yıldızlarını denize atan kişi yerine koyup, yardım etmeyi düşünürüz. Bu da bize kendimizi iyi hissettirir. Amma......

    Hikayeye yeniden bakalım. Hikayede 3 karakter görüyoruz. Soru soran kişi, deniz yıldızlarını denize atan kişi ve deniz yıldızları. Soru soran kişi olmasa biz bu bilgiden haberdar olmayacağız. Görevi hikayenin bize iletilmesi.

    Deniz Yıldızlarını denize atan kişi deniz yıldızlarına “Denize dönmek ister misiniz?”sorusunu da sormadan atıyor denize. Denize dönmek istemiyorlarsa! Hikayede başka örnekler de yok. Ailesi ile piknik yapan insanlar, denizde yüzenler, eğlenenler, top oynayanlar da yok.

    Doğal olarak bu hikayeyi duyduğumuzda kendimizi deniz yıldızlarını denize atan kişi yerine koyuyoruz. Yardıma ihtiyacı olanlara yardım etmeyi düşünüyoruz ve yapıyoruz da.

    Kurtaran Kurtarılan

    Ancak hikayeyi biraz daha “içeriksiz” hele getirirsek, hikayede sadece kurtaran ve kurtarılan var. Kendimizi kurtaran yerine koyduğumuzda, farkında olmadan diğer önermeyi de kabul etmek zorunda kalıyoruz.

    O da şu: Kurtaran olmayı kabul ettiğimiz zaman, zor duruma düştüğümüzde birilerinin bizi kurtarmasını beklemeye başlıyoruz, deniz yıldızları gibi. Bu yüzden hikaye oldukça tehlikeli ve farkında olmadan ve hayatımıza önemli sorunları taşıyabilir. Söylenebilecek önemli cümle ise şu: Kurtarıcı olmayı düşünenler kurtarılmak zorunda kalabilirler.Son zamanlarda bizi kurtarmaya çalışanların kırmızı bültenle aranmaya başladığını görüyoruz.

    Mevlana Kendin Ol Deseydi

    Bu şekilde bakıldığında iki nokta oldukça önemli. Bunlardan biri önermeler. Bir çok söze baktığınızda göreceksiniz ki, ikili önermeler bize ulaşıyor. Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol,sözünde olduğu gibi. İki seçenekten birini kabul ettiğimizde kendimiz olmamız zorlaşacaktır. Kendimiz olduğumuzda, ne olduğumuz gibi görünmeye, ne göründüğümüz gibi olmaya gerek kalmayacaktır.

    Ya hep, ya hiç de iki seçenekli bir önerme, ya herro, ya merro da öyle. Ya olacak, ya da olacak da aynı şekilde bir yapıyı gösteriyor. Ya benim olursun, ya toprağın cümlesi de kadına şiddeti arttıran nedenlerden biri. Ya bir yol bul, ya bir yol aç, Olmak ya da Olmamakve benzeri bir çok ikili örneği bulmak mümkün.

    İki Seçenek Arasına Sıkışmak

    Sizi iki seçenek arasına sıkıştıran, birini kabul etmeye zorlayan cümlelerin tehlikesini farketmek ve kendi seçimimizle bunların dışında yeni seçenekleri bulmak ve kendi kararlarımızla kendi yolumuza gitmek en önemlisi.

    Hikayeler çok şey anlatabilirler, masallar da öyle. Ancak içlerinde farkında olmadığımız tehlikeli zihinsel sonuçları barındırabilir. Bu yüzden bir bilgiyi, hikayeyi, masalı ya da bir bilge sözünü zihnimize aktarmadan önce mutlaka yorumlayıp, fırsat ve seçeneğimizi arttırıyor mu? ona bakmalıyız. Seçeneklerimizi ve fırsatlarımızı arttırmayan bilgileri öğrenmemize gerek olmadığını düşünüyorum. Ben buna bilgiye karşı tavır diyorum. Hayattaki tavrımız, hayattan istediklerimiz çok önemli. Ancak bilgiye karşı da tavır koyduğumuzda ve yorumladığımızda seçeneklerimizin arttığını görüyoruz.

    Emir Kiplerine Dikkat

    Bize ulaşan anlatılanlar içinde bir çok önerme, ya da aktarılan bilgi içinde o kişinin kendine ait içerikleri zihnimize taşınıyor ve farkında olmadan kabul edyor olabiliriz. İçinde gel, yap, git,düşüngibi emir kipleri barındıran cümleler içinde hayatı yönetmeyi engelleyen etkiler olabilir. Bu cümlelere biraz daha dikkatli bakmamız ve düşünmemiz yerinde olabilir. Konya turizmine en çok katkı sağlayan cümlenin hangisi olduğunu siz de biliyorsunuz.

    Yeni sene, 2016'da hepimizin hayatımıza içsel ve çevresel, huzur ve barış gelir ve güzel olur diliyorum. Karar yine de, sizin.

    Cengiz Eren

    NLP Uzmanı ve Eğitmeni

    http://www.erenlp.com

    Yazı Posta Gazetesi Bölge ekleri NLP ile Hayatın Yönetimi Sende köşesinde yayınlanmıştır. NLP teknikleri ile NLP seminerlerinde kullanılan bilgiler bu köşelerde aktarılmaya çalışılmaktadır.

     

     

     

TOP