Niye bu kavgalar? Dünya mı dar? Herkese çok yer var. Uçsuz bucaksız okyanuslar, dağlar, ormanlar, vadiler.
Sürekli yeni keşfedilen gezegenler. Sonsuz evren. Ay, güneş, on iki burç zodyak... Onlar kendi yasalarında, ışık hızı, ses hızı mesafelerinde ahenkle devam ederken en hırçın bu dünya mıdır içindekilerle? Hepimize yer var bu evrende değil mi ki tanrı bizi göndermiş, bilsek bu ayrıcalığımızı, seçilmişliğimizi. Seçsek biz de barışı, sevgiyi. Bu evrenin anlamını test etmesek kavgalarla, savaşlarla. Petrol biterse güneş var ya! Bitmez enerji. Hepimiz büyük bir enerjinin parçaları değil miyiz? Bu büyük sonsuz enerjiyi niye kötüye kullanıyoruz? Tanrının sınavındadır insanlık. Bir ruh üflenmişse bize ve bir akıl verilmişse hediye bu hediyeyi sevgi ile açmalıyız. Neden hoyrat bir yoketme? Ya da verileni beğenmeme.
Çöle vermiş bir kısmımızı. Suyun değerini bilelim diye. Buzlar ülkesinde aranan güneş, şanslı demişiz arada olana. Payımıza bu düşmüş aranacak bir bilgi var. Her gönderlenin bir değeri bir görevi var. Paylaşmaktır insanı insan yapan.
Sıcakla soğuğu, yağmurla çölü, siyahla beyazı, var ile yoku, kuşun kanadında uçmayı, karınca misali yetinmeyi, yumurtayı, bal yapmayı nasıl vermişse tanrı onlara, aklını kullan demiş insana.
Çöle yağmur yağdıralım hep birlikte.Yağmur ormanlarında arayalım güneşi, ısınmayı, üşümeyi paylaşalım kardeşçe. Yok etmeyelim börtü böceği, öldürmeyelim hiçbir canlıyı. Savaşlara harcadığımız emek ve parayı bölüşebilseydik eğer vadedilen cennet olmaz mıydı dünya?
Gidilecek onca yer, tanınacak onca insan, onca doğanın renkleri, bunları, birbirini tanımadan, sevgiyi yaşatmadan bu dünyayı cennet yapmak varken, öldürmek niye...
İnsanlar ölünce kim kazançlı çıkacak, daha mı çok yeşerecek ağaç daha mı mutlu olacak birileri?
Sevgi, barış, bölüşmek insanlığın temeli ve en kolayı. Evrenin oluşumu uzun bir süre, bir bilinmez sonsuzlukta, insan ömrü, hatta tüm canlıların ömrü ne kadar bir düşünsek hele. Bir asır bile değil insan ömrü. Bir örümceğin bittiğinde ördüğü kafesi. Bu hepsi.
Niye bu kavga? Kişisel hırslar, küçük hesaplar tarih dolu değil midir bir dolu örnekte? Kim kazanmıştır? İnsanlara kin, öfke, öç alma acı anılardan başka ne yazılmıştır tarihe? Savaş kaybettirir barış kazandırır. Savaşlar, sınırlar yakışmıyor yok edici bu manzara insana. Kimse büyük değil. Bir nokta bile değiliz bu evrende.
Ahh ütopya, sana sığınırım her kavganın ardından.
Tüm ülkeler bir olmuş, ahalisi bir aile. Gelinip gidiliyor sınır yok öylesine. Aile fertleri birbirlerini tanımak için sevgi seferleri düzenliyorlar. Dev ekranlarda birbirleri ile buluşma mesajları gönderiyorlar. Çiçeklerle karşılama. Aloha..
Sevgi yarışı var. Seviler yarışıyor, terör, savaş, yoksulluk, öfke, kin unutulmuş bu kelimeler. Çocuklar kutsuyor bu dünyaya gelişlerini. Ne beden ne ruh tanıyor acı deneni. En barışçılar ipi göğüslüyorlar sevgi ile tutuyorlar hedefi.
Mutluluk, huzur, bereket
Müzik, resim, dans ne güzel hareket
Alkış, alkış, alkışlar
Sevgi ile geçiyor kışlar ve yıllar
Yılmak yok, reel olmalı bu ütopya...
Hayal hayal bu ya
Gerçek olmalı
Olmalıdır bu rüya
Nasıl yaşanır bunca yıkım hayaller kurulmazsa...
Sevgi ile barış ile....
Cahide Yormaz Öz
28.11.2015 miş...